Ve-in ted’ûhum ilâ-lhudâ lâ yesme’û(s) veterâhum yenzurûne ileyke vehum lâ yubsirûn(e)
Onları doğru yola çağırırsan dinlemezler ve görürsün ki sana bakıyorlar, fakat baktıkları halde görmezler.
(Öyle ki) Onları (Hakka ve) hidayete davet etseniz (veya doğru yolu görsünler ve başkalarına da göstersinler diye gayrete çağırıverseniz), sizi işitmeyecek (ve ilgilenmeyecek)lerdir. Ve (üstelik) onları Sana bakar görürsün (ya), halbuki onlar (gerçekleri) görmez haldedirler.
Onları hidayete çağırsanız işitmezler. Onların sana baktıklarını sanırsın, oysa onlar görmezler.
Onları doğru, hak yola, Allah'ın kitap ve peygamberle gösterdiği yola çağırırsanız, teşvik ederseniz duyma kabiliyetlerini hakkı duymak için kullanmazlar. Onların sana baktıklarını, senin peygamberliğini kavradıklarını düşünüyorsun. Basiretleri olmadığı için senin peygamberliğini, tebliğ ile görevli olduğun dini kavrayamıyorlar.
Onları doğru yola çağırsanız duymazlar. Onları sana bakıyormuş gibi görürsün ama gerçekte görmezler.
Eğer onları doğru yola çağırırsanız işitmezler. Onları sana bakar (gibi) görürsün, oysa görmezler bile.
Eğer müşrikleri (veya putları) doğru yola çağırırsanız, duymazlar ve onları görürsün ki, sana bakıyorlar; halbuki onlar görmezler.
Onları doğru yola çağırsan işitmezler. Onların sana baktıklarını görüyorsun, fakat görmüyorlar.
Onları doğru yola çağırmış olsanız, işitmezler. Onları sana bakar görürsün, oysa onlar görmezler.
Onları doğru yola çağırırsın İşitmezler de, sana bakar görürsün, sen de onları, onlarsa görmüyorlar
Sen onları, doğru yola çağırsan da kulak vermezler. Sen onların sana baktıklarını sanırsın, hâlbuki onlar görmezler.
Hak dînine da’vet ider isen seni dinlemiyeceklerdir sana bakarlar fakat bir şey göremezler.
Onları doğru yola çağırırsanız duymazlar. Sana baktıklarını görürsün, oysa görmezler.
Eğer onları, doğru yola çağırırsanız işitmezler. Sen onların sana baktıklarını görürsün, hâlbuki onlar görmezler.
Hidayete ulaşma hususunda onlara yalvarsanız sizi duymazlar, sana bakıyorlar zannedersin, oysa görmezler.”
Onları doğru yola çağırmış olsanız işitmezler. Ve onları sana bakar görürsün, oysa onlar görmezler.
Onları hidayete çağırsan işitmezler. Onların sana baktığını görürsün; fakat onlar görmezler.
"Siz onları doğru yola çağıracak olsanız da duymazlar." Onların sana baktıklarını görürsün, bakarlar, ama görmezler.
siz onları doğru yolu göstermeğe çağıracak olsanız duymazlar, ve görürsün onları sana bakıb duruyorlardır da görmezler
Onları (müşrikleri ne kadar) doğru yola davet ederseniz (edin, onlar, ısrarla hakkı inkâr ettikleri için hakikati) işitmezler. (Resûlüm!) onların sana baktıklarını görürsün, oysa onlar görmezler (manen kördürler, küfürlerindeki inat sebebiyle hakikati idrak etmezler.)
Eğer onları hidayete çağırsanız sizi duymazlar. Onların, sana baktıklarını sanırsın, oysa onlar görmezler.
Eğer onları doğru yolu göstermiye çağırsanız duymazlar. Onları sana bakar görürsün. Halbuki görmezler de onlar.
Hâlbuki onları (o putları) hidâyete da'vet etseniz, işitmezler! Çünki onların sana baktıklarını görürsün, hâlbuki onlar görmezler!
Ve eğer onları (Allah’dan başkalarını yardıma çağıranları) hidayete çağırsanız duymaya çalışmazlar; sana bakıp (anlamsızca) durduklarını görürsün; oysa onlar bakar (ama gerçeği hiç de) görmek istemezler (zira putperestliğe şartlanmış olmaları sebebiyle onların hisleri ve idrakları adeta ölmüştür).
(Allah’dan başkalarını yardıma çağıranları) Doğru yola çağırsan, işitmezler ve seni görmedikleri halde sana baktıklarını görürsün.
Onları doğru yola çağırırsın, işitmezler. Sana baktıklarını görürsün, oysaki görmezler.
Onları doğru yola çağırırsan dinlemezler. Onları sana bakar görürsün. Halbuki onlar kalp gözü ile görmezler.
Onları doğru yola çağırsanız da işitmezler. Onların sana baktıklarını sanırsın [terâhum]⁷¹, oysa onlar görmezler!
“Onları hidayete çağırırsanız, duymazlar. Sana baktıklarını görürsün, oysa onlar görmezler.”
Ey Peygamber! Sen onları ne kadar doğru yola çağırsan da, hakîkat karşısında kör ve sağır kesilen bu insanlar çağrına kulak vermezler; sana baktıklarını sanırsın, fakat gerçekte hiçbir şey göremezler. Öyleyse:
Onları Hidayet’e / Doğru Yol’a çağırsanız, işitmezler. Onları, sana bakarlar görürsün; hâlbuki görmezler.
Kalkıp onları size yol göstermeye çağırsanız bile duyamazlar. Sadece yüzüne kör kör baktıklarını görürsün."
Eğer onları doğru yola çağırırsanız, işitmezler. Sana baktıklarını görürsün, oysa görmezler.
“Hatta siz onları hak yola çağırsanız, sizi duyamazlar bile. Onları, sana bakar gibi görürsün, ama onlar, asla görmezler.” (de.)
onlara yol göstermeleri için yalvarsanız, işitmezler; sana baktıklarını sanırsın, ¹⁶¹ oysa görmezler.”
Onları doğru yola çağırsanız da sizin çağrınızı işitmezler. Onları sana bakar görürsün fakat onlar göremezler. 2/170- 171, 7/195, 31/7, 45/7- 8
Ve eğer yol göstersinler diye yakarsanız, sizi duymazlar bile; ve sanırsın[¹³¹²] ki sana bakıyorlar, fakat onlar görmezler.”
Şayet onları doğru yola davet etseniz sizi işitmezler. (Ey Muhammed, o müşriklerin elebaşlarının da putlardan farkı yoktur ki) Sen onların sana (bön bön) baktıklarını görürsün. (Evet bakarlar, davetini dinler görünürler ama -basiretten yoksundurlar- kalp gözleri körelmiştir, gerçekleri gözlerine soksan) yine de göremezler!
Eğer onları, doğru yola çağırırsanız işitmezler. Sen onların sana baktıklarını görürsün, hâlbuki onlar görmezler.
Ve onları doğru yolu göstermeğe çağıracak olsanız duymazlar. Ve onları sana bakar görürsün, halbuki onlar göremezler.
Siz o müşrikleri (veya putları) doğru yola dâvet ederseniz işitmezler. Onların sana baktığını görürsün ama, aslında onlar görmezler. [35, 14]
Onları hidayete çağırırsanız, işitmezler. Onların sana baktıklarını sanırsın, oysa onlar görmezler.
Eğer sen onları hidâyete da'vet ider isen bunı işitmezler. Sen onları bakıyorlar gibi görirsin halbuki görmezler.
Onları doğru yola çağırsanız sizi işitmezler. Onları sana bakar görürsün fakat onlar görmezler.
Onları doğru yola çağırdığınızda sizi işitmezler. Onları sana bakarken görürsün; oysa onlar birşey görmezler.
Onları, hidayete çağırsanız, duymazlar. Onların sana baktıklarını sanırsın. Oysaki, onlar görmezler.
daħı eger oķırsañ anları ŧoġru yol dapa işitmeyeler daħı göreseñ anları baķarlar daħı anlar görmezler.
Daḫı eger ḳıġırsañ anları doġru yola, işitmezler. Daḫı görürsin anları baḳar‐lar saña, līkin gözleri görmez.
Əgər siz onları (bütləri və ya müşrikləri) sizə doğru yol göstərməyə çağırsanız, eşitməzlər. (Ya Rəsulum!) Sən onları sənə baxan görərsən, halbuki onlar görməzlər!
And if ye (Muslims) call them to the Guidance they hear not; and thou (Muhammad) seest them looking toward thee, but they see not.
If thou callest them to guidance, they hear not. Thou wilt see them looking at thee, but they see not.(1169)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |