8 Eylül 2024 - 4 Rebiü'l-Evvel 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
A’râf Suresi 173. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ev tekûlû innemâ eşrake âbâunâ min kablu vekunnâ żurriyyeten min ba’dihim(s) efetuhlikunâ bimâ fe’ale-lmubtilûn(e)

Yahut da ancak atalarımız şirk koştu önce ve biz onlardan sonra gelmiş bir soyuz; bizi de o boş ve asılsız işlerde bulunanların amelleri yüzünden helak mı edeceksin gibi bir söz söylememeniz içindi.

Ya da: "Bizden önce gerçekten atalarımız şirk koşmuşlardı, biz ise onlardan sonra gelme bir kuşağız (onları takip ve taklit ederek sapıtmışız); işleri bâtıl olanların yaptıklarından dolayı bizi helak mı edeceksin?" şeklinde (mazeret belirtmeyesiniz) diyedir.

veya “Babalarımız daha önce Allah'tan başkalarına ilahlık yakıştırmışlardı, biz sadece onların izinden yürüyen bir kuşağız. Şimdi o bâtılı ortaya koyanların işledikleri günahlar yüzünden bizi helak mı edeceksin?” dememeniz için.

Yahut:
“Daha önce atalarımız ilahlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah'a ortak koştu. Biz onlardan sonra gelen bir nesiliz, onların izinden gittik. Şimdi o bâtıl yoldan gidenlerin, bâtılın hâkimiyetini temin için, hakkı baskı altına alan güç ve iktidar sahiplerinin yaptıkları yüzünden bizi helâk mi edeceksin?" diyerek itiraz edememeniz içindir.

bk. Kur’an-ı Kerim, 4/176;30/30; 33/72; 57/8.

Yahut: "Daha önce babalarımız ortak koştular biz de onların artlarından gelen bir nesildik. Batıla çalışanların yaptıklarından dolayı bizi helak eder misin?" demeyesiniz diye.

Ya da: 'Bizden önce ancak atalarımız şirk koşmuştu, biz ise onlardan sonra gelme bir nesiliz; işleri batıl olanların yaptıklarından dolayı bizi helak mi edeceksin?' dememeniz için.

Yahud: “-Doğrusu, atalarımız, önceden Allah'a ortak koşmuştu. Biz onlardan sonra gelen bir nesil bulunuyoruz. Şimdi o bâtıl yolu kuranların yaptıkları günahlarla bizi helâk mi edeceksin?” dersiniz. (İşte bunları dememeniz için sizi şahit tuttuk.)

Veya: “Asıl olarak babalarımız bizden önce müşrik oldular. Biz sadece onlardan sonra gelen bir nesiliz. Ey Rabbimiz! Bizi boş ve batıl düşünenlerin yaptıklarından dolayı helak eder misin?” demeyesiniz.

Ya da “Daha önce atalarımız şirke batmıştı. Biz de onların ardından gelen bir soyuz. Gerçeği çiğneyenler yüzünden bizi helâk mi edeceksin?” demeyesiniz.

Ya da: «Önceden atalarımız eş koşmuşlardı, biz onların ardasıyız, bâtıl işler işliyenler yüzünden bizi yok mu edersin?» demeyesiniz

Ya da: “(Başka bir gerekçe önce sürerek, ne yapalım) vaktiyle atalarımız müşrik olmuşlardı, biz ise onlardan sonra gelen (ve onların yolundan giden) kuşaklardık. Bizi eğri yola sapanların yaptıklarından dolayı mı helâk edeceksin?” demeyesiniz diye (doğruyu gösteren bütün yolları size açtık).

Tâ ki "Bizim ecdâdımız bizden evvel Allâh’a şirk koşmuşlar idi, biz ânların ahfâdıyız ânların ef’âli içün bizi mahv mı ideceksin?" dimesünler.

172,173. Rabbin, insanoğlunun sulbünden soyunu alıp devam ettirmiş, onlara: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim" demiş ve buna kendilerini şahit tutmuştu. Onlar da: "Evet şahidiz" demişlerdi. Bu, kıyamet günü, "Bizim bundan haberimiz yoktu" dersiniz veya "Daha önce babalarımız Allah'a ortak koşmuşlardı, biz de onlardan sonra gelen bir soyuz, bizi, boşa çalışanların yaptıklarından ötürü yok eder misin?" dersiniz diyedir.

Yahut, “Bizden önce babalarımız Allah’a ortak koşmuşlar. Biz onlardan sonra gelen bir nesiliz. Şimdi batılcıların işlediği yüzünden bizi helâk mı edeceksin?” dememeniz içindir.

Yahut, “Önce atalarımız Allah’a ortak koştu. Biz de nihayet onların ardından gelen bir nesiliz. Şimdi bâtıla saplanıp kalanların yaptıkları yüzünden bizi helâk mi edeceksin!” demeye kalkışmayasınız.

Yahut «Daha önce babalarımız Allah'a ortak koştu, biz de onlardan sonra gelen bir nesildik (onların izinden gittik). Bâtıl işleyenlerin yüzünden bizi helâk edecek misin?» dememeniz için (böyle yaptık).

Yahut, "Atalarımız önceden ortak koştu ve biz de onlardan sonra gelen soylarıyız, bizi bidat ve hurafelere dalanlardan dolayı mı yok edeceksin," diyemezsiniz.

Yahut, atalarımız daha önce şirk koşmuşlardı. Biz onlardan sonra gelen bir nesil idik, şimdi o batıl yolu tutanların yaptıkları yüzünden bizi helâk mi edeceksin, demeyesiniz diye (yapmıştık).

Yâhud: ancak önceden atalarımız şirk koştular, biz ise onlardan sonra bir zürriyyet edik, şimdi o batılı te'sis edenlerin yaptıklarıyle bizi helâkmi edeceksin? Demeyesiniz

Yahut (başka bir bahane ileri sürerek,) “Daha önce atalarımız Allah’a ortak koşmuşlardı, biz de onlardan sonra gelen bir nesildik (bundan dolayıdır ki biz, inanç hususunda onların izinden gittik). Bâtılda olanların (şirki inanç haline getiren atalarımızın) yüzünden bizi helâk mı edeceksin (bizlere azap mı edeceksin)?” demeyesiniz!

Veya “Biz, bizden önce şirk koşan atalarımızın ardından gelen bir nesiliz, batılla amel edenlerin yaptıkları yüzünden bizi mi yok edeceksin?” demeyesiniz diye.

Yahud «Daha evvel ancak atalarımız (Allaha) şirk koşmuşdu. Biz de onların ardından (gelen) bir nesliz Şimdi o baatılı kuranların işlediği (günâhlar) yüzünden bizi helak mı edeceksin?» dememeniz içindi.

Veya: “Daha önce ancak atalarımız şirk koşmuştu; (biz ise) onlardan sonra gelen bir nesil idik. Artık bâtılı (şirki, yeryüzüne) yerleştirenlerin yaptıkları yüzünden bizi helâk mı edeceksin?” demeyesiniz diye (böyle yaptık).

Yahut: “Doğrusu, atalarımız, önceden şirk koşmuştu. Biz de onlardan sonra gelen bir nesil idik. (Bize tebliğ yapan elçiler gelmediği için bilmeden onların yolundan gittik.) Şimdi o batıl yolu kuranların yaptıklarıyla (şirk ve günahlarıyla) bizi helâk mi edeceksin?” demeyesiniz diye.

Yahut “Atalarımız önceden Allah’a ortaklar koşuyordu, bizde onlardan sonra onların soyundan oluştuk. Şimdi tamamen yanlış davrananların yaptıkları yüzünden bizi de helak eder misin?” demenize şahitlik edelim.

Ya da şunu demiyesiniz diye idi: "Gerçekten bizden önce atalarımız Allah’a eş koşmuşlardı. Biz ise onlardan sonra gelen bir dölüz. Şimdi o iğri yola sapanların işlediklerinden ötürü bizi yok edecek misin?"

«— Veya ancak bundan evvel babalarımız şerik koşmuşlardı.» Biz ise onlardan gelen zürriyetleriz [²], batıl işleyenlerin işiyle bizi helak mi edeceksin?» demeleri içindir.

[2] Yani onlara uyduk.

Ya da “Bizden önce atalarımız Allah’a ortak koşmuşlar, biz onlardan sonra gelen bir nesiliz. Şimdi batıl peşinde koşanların [mubtilûn] yaptıkları yüzünden bizi helak mi edeceksin?” dersiniz.

Veya “Daha önce babalarımız Allah'a ortak koştu, biz ise onlardan sonra gelen bir nesiliz. Batıl işleyenlerin yüzünden bizi helâk edecek misin?” dememeniz için (böyle yaptık).

Yâhut başka bir bahane öne sürerek, “Aslında Allah’a ilk önce ortak koşanlarbiz değil, atalarımızdı; biz ise, onların izinden giden ve yaptıklarını taklit eden bir kuşaktan başka bir şey değildik. Şu hâlde, hak dini reddeden ve uydurdukları bâtıl inanç ve ideolojileri kurumsallaştırarak bâtıla saplanan önceki kuşakların işledikleri günahlar yüzünden bizi de mi helâk edeceksin?” demeyesiniz diye, doğru yolu rahatlıkla bulmanızı sağlayacak imkanlarla sizleri donattık. Böylece, hangi olumsuz şartlarda yetişmiş olursa olsun her insan, aklını vahye teslim ettiği sürece, doğruyu eğriyi birbirinden ayırt edebilecek, kendisine tebliğ edilen hakîkati kabullenmekte zorlanmayacaktır.

Yahut “Atalarımız önceden şirk koştu. Biz onlardan sonraki bir nesiliz. Bâtıl İçin Çalışanlar’ın / Bâtılcılar’ın yaptıkları sebebiyle bizi helâk eder misin?” demeyesiniz!

Ya da: " Vallahi eskiden atalarımız puta taparmış, e, biz de onların soyundan geliyoruz. Şimdi bunlar yüzünden bize de mi ceza var " diyebilirsiniz diye düzenledik.

Yahut “Daha önce babalarımız Allah’tan başka ilahlar edindiler. Edindikleri ilahların yasalarına uydular. Allah’ın yasalarına karşı çıktılar. Biz onlardan sonra gelen nesildik. Doğru olan yol budur diye atalarımıza uymuştuk. Şimdi doğru yoldan sapan atalarımız zalim oldular, biz de onlara uyduk diye mi cezalandırılıyoruz?” demeyesiniz diye uyarıyoruz. Andolsun ki ayetlerimiz size bütün gerçekleri anlatıyor. Atalarınızın sapmasında elbette sizin suçunuz yok. Ama saptıklarını bilerek onlara uymanız yanlıştır. Böyle yaparak siz de sapkınlardan olursunuz. Biz de sapanları cezalandırırız.

Veya “Daha önce atalarımız Allah’a ortak koşmuştu; biz de onlardan sonra gelen nesiller olduğumuz için; [*] (yani) yanlış yapanlar nedeniyle bizi de mi helak edeceksin?” dersiniz diye (işte böyle yapmıştık). [*]

Bu iki ayet En‘âm 6:156-157 ve Zümer 39:56-58. ayetlerle birlikte okunmalıdır.,Bu ayetler yani A‘râf 7:172-173. ayetler En‘âm 6:156-157 ve Zümer 39:56... Devamı..

(Biz bunu) bir de: “Vaktiyle atalarımız şirk koşmuşlar biz ise onlardan sonra gelen bir nesiliz. Şimdi o bâtıl yola sapanların yaptıkları yüzünden bizi mi helâk edeceksin?” demeyesiniz diye (yaptık).

yahut: “Aslında, önce (biz değil,) atalarımızdı Allah’tan başkasına tanrısal nitelikler yakıştıranlar; biz sadece onların izinden yürüyen bir kuşağız; öyleyse, bâtılı ihdas edenlerin işlediklerinden dolayı bizi mi helak edeceksin?” demeyesiniz.

Ve bir de: - Atalarımız daha önceden şirk koşmuşlar. Biz de onlardan sonra gelen bir nesiliz. Şimdi batılı hayat tarzına dönüştürmüş olanların yüzünden bizi helak mi edeceksin? Dersiniz diye. 7/155, 33/67, 37/69- 70

ya da “Doğrusu bizden önce babalarımız şirk koşmuştu, bizse sadece onların peşinden giden bir kuşağız; dolayısıyla, bâtılı icat edenlerin yaptıkları yüzünden bizi mi helâk edeceksin?” gerekçesine sığınmayasınız.

172.173. (Ey Muhammed) Bir vakit de Rabbin Ademoğullarından (herbirinin) bellerinden zürriyetlerini aldı, (kendilerini şahit tuttu ve onlara) "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" dedi, (onlar da) "Evet (Rabbimiz olduğuna) şahidiz" dediler.
(Ey kafirler sizlerden "Evet" sözü aldık ki) Kıyamet gününde "Biz bundan (Allah Teala'nın vahdaniyetinden, O'na ortak koşulamayacağından) gâfil idik." demeyesiniz. Veya "Daha önce atalarımız (Allah’a) ortak koştu, biz onların ardından gelen bir nesiliz, (onların izinden gittik, suç onların, bize kötü örnek oldular.) Şimdi o bâtıl âdeti kuranların işlediği (günahlar) yüzünden bizi (sorumlu tutup) helak mi edeceksiniz?" demeyesiniz. (Böyle bir özür dilemeye hak kazanamayasınız.)

Yahut: "(Ne yapalım) daha önce babalarımız (Allah’a) ortak koştu, biz de onlardan sonra gelen bir nesil olduğumuz için öyle yaptık. (Gerçekleri) iptal edenlerin yaptıkları yüzünden bizi helâk mı ediyorsun?" demeyesiniz diye...

Veya demeyesiniz ki, «Muhakkak babalarımız daha evvel şerik koşmuşlardı. Ve biz ise onlardan sonra bir zürriyet olduk. Bizi mubtıl olanların yaptıkları ile helâk mı edeceksin?»

172, 173. Rabbinin Âdem evlatlarından, misak aldığını da düşünün: Rabbin onların bellerinden zürriyetlerini almış ve onların kendileri hakkında şahitliklerini isteyerek “Ben sizin Rabbiniz değil miyim? ” buyurunca onlar da “Elbette! ” diye ikrar etmişlerdi. Kıyamet günü “Bizim bundan haberimiz yoktu! ” yahut: “Ne yapalım, daha önce babalarımız Allah'a şirk koştular, biz de onlardan sonra gelen bir nesil idik, şimdi o bâtılı başlatanların yaptıkları sebebiyle bizi imha mı edeceksin? ” gibi bahaneler ileri sürmeyesiniz diye Allah bu ikrarı aldı. [4, 176; 30, 30; 33, 72; 57, 8]

Bu âyette Cenab-ı Allah, Kendisini Rab kabul ettiklerine dair insanlardan ikrar aldığını bildirmektedir. Bu ahdin zaman ve mekânı hakkında farklı anla... Devamı..

Yahut: "(Ne yapalım) daha önce babalarımız (Allah'a) ortak koştu, biz de onlardan sonra gelen bir nesil old(uğumuz için öyle yapt)ık. (Gerçekleri) iptal edenlerin yaptıkları yüzünden bizi helak mı ediyorsun?" demeyesiniz diye (sizin Rabbiniz olduğum hakkında sizleri şahid tutmuştuk).

Yâhud "Bizden evvel babalarımız şirk itdiler biz onlardan sonra gelen zürriyetleriz (onlara tâbi' olduk) bâtıla sülûk idenlerin cürüm ve kabahati sebebiyle bizi nasıl helâk idersin" diyememeleri içündi.

Şunu da diyemezsiniz: “Önceden ortaklar uyduran atalarımızdı. Biz ise onlardan sonra gelen bir nesildik. O boş işlere dalanların yaptıklarından ötürü bizi yok mu edeceksin?”

-bizim atalarımız önceden şirk koşmuşlar. Biz de onlardan sonra gelen bir nesiliz. Batıla düşenlerin yaptıklarından dolayı bizi helak mi edeceksin? dersiniz diye..

Veya “Bizden önceki atalarımız Allah'a ortak koşmuştu; biz onların ardından gelen bir nesildik. O bâtılı işleyenlerin yaptıkları yüzünden mi bizi helâk edeceksin?” demeyesiniz.(23)

(23) Allah’ın insanoğlundan aldığı bu ahid, halk arasında “Kalû belâ” adıyla bilinen ahiddir. Bu ahdin zamanı ve şekli ile ilgili olarak çeşitli görüş... Devamı..

Şöyle de demeyesiniz: "Daha önce atalarımız şirke batmıştı. Biz de onların ardından gelen bir soyuz. Gerçeği çiğneyenler yüzünden bizi helâk mı edeceksin?"

yā eyitmeyesiz “bayıķ şirk eyledi atalarumuz ilerüden daħı olduġ-ıdı nesil döl anlardan śoñra. helāk mi eylerseñ bizi andan ötürü kim işledi bāŧıl işleyiciler?”

Yā eyitmeyeler şirk getürmedi illā bizüm atalarumuz bizden öñdin. Daḫıbiz anlaruñ ẕürriyeti‐y‐idük. Anlardan ṣoñra bizi helāk mi eylersin bāṭıl iş‐leyenlerüñ işleri sebebi‐y‐ile?

Və ya: “Atalarımız daha əvvəl (Allaha) şərik qoşmuşdular, bis də onlardan sonra gələn bir nəsil idik (onların izi ilə getdik). Məgər biz batilə uyanların (haqq yoldan sapanların) törətdikləri əməllərə görə məhv edəcəksən?” – deməməniz üçündür.

Or lest ye should say: (It is) only (that) our fathers ascribed partners to Allah of old and we were (their) seed after them. Wilt Thou destroy us on account of that which those who follow falsehood did?

Or lest ye should say: "Our fathers before us may have taken false gods, but we are (their) descendants after them: wilt Thou then destroy us because of the deeds of men who were futile?"(1148)

1148 The latent faculties in man are enough to teach him the distinction between good and evil, to warn him of the dangers that beset his life. But to... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.