Ves-elhum ‘ani-lkaryeti-lletî kânet hâdirate-lbahri iż ya’dûne fî-ssebti iż te/tîhim hîtânuhum yevme sebtihim şurra’an veyevme lâ yesbitûne(ﻻ) lâ te/tîhim(c) keżâlike neblûhum bimâ kânû yefsukûn(e)
Denize pek yakın olan o şehrin halkına neler oldu, sor onlara. Hani onlar, cumartesi günü, emre isyan etmişlerdi, hani cumartesi günleri, balıklar, su üstüne çıkıyordu da cumartesiden başka günlerde onlara görünmüyordu, emirden çıktıkları için biz de onları böyle sınamadaydık.
Bir de onlara deniz kıyısındaki şehri(n halkının uğradığı sonucu) sorup (hatırlat). Hani onlar Cumartesi (yasağını çiğneyerek) haddi aşmışlardı. ’Cumartesi günü iş yapma yasağına uyduklarında’, (tatil yaptıklarında denizden rızıkları olan) balıkları onlara açıktan akın akın geliyor, ’Cumartesi günü iş yapma yasağına (ibadet tatili kurallarına) uymadıklarında’ ise, (balıklar) gelmiyorlardı. İşte Biz, fıska sapmaları dolayısıyla onları böyle imtihan edip (belaya salmıştık).
Ey peygamber! Onlara denizin kıyısındaki o kasabanın başına gelen felaketten sor. Hani onlar yasak edildiği halde cumartesi gününde balık avlayarak saygısızlık edip haddi aşıyorlardı. Çünkü ibadet için saygı gösterdikleri ve tatil yaptıkları cumartesi günü balıklar sürüler halinde kıyıya gelirlerdi. cumartesi gününü tatil yapmadıklarında ise balıklar kıyıya gelmezlerdi. Biz onları işledikleri kötülükler sebebiyle, işte böylece imtihan ediyorduk.
Onlara, deniz kıyısındaki şehrin halkının başına gelenleri sor. Şehir halkı, avlayacakları balıkların, avlanma yasağının bulunduğu Cumartesi günü akın akın geldiklerini görünce, diğer günlerde ortaya çıkmıyorlar bahanesiyle Cumartesi yasağını çiğniyorlardı. Hak dinin kurallarının dışına çıkmaları, doğru ve mantıklı düşünmeyi terketmeleri, fâsık, günahkâr ve âsi olmaları sebebiyle biz de onları böyle imtihan ediyorduk.
Onlara deniz kıyısındaki şehir hakkında soru sor. Hani onlar cumartesi gününde sınırı aşıyorlardı. Cumartesi (tatili) yaptıkları gün balıklar akın akın yanlarına geliyor ancak cumartesi (tatili) yapmadıkları günlerde hiç gelmiyorlardı. Yoldan çıkmaları sebebiyle biz onları böyle imtihan ediyorduk.
Bir de onlara deniz kıyısındaki şehri(n uğradığı sonucu) sor. Hani onlar cumartesi (yasağını çiğneyerek) haddi aşmışlardı. 'Cumartesi günü iş yapma yasağına uyduklarında', balıkları onlara açıktan akın akın geliyor, 'cumartesi günü iş yapma yasağına uymadıklarında' ise, gelmiyorlardı. İşte biz, fıska sapmaları dolayısıyla onları böyle imtihan ediyorduk.
(Ey Rasûlüm), o Yahudi'lere, deniz kenarındaki kasaba halkının başına gelen felâketi sor. O vakit, yasak edildikleri cumartesi gününde balık avlamakla Allah'ın cumartesi yasağına tecavüz ediyorlardı. Çünkü ibadet için tatil yaptıkları cumartesi günü, balıklar akın akın meydana çıkarak yanlarına geliyordu. Cumartesi ta'tili yapmıyacakları gün ise, gelmiyordu. İşte biz, itaattan çıkmaları sebebiyle, onları böyle imtihan ediyorduk.
Denize nazır olan o şehrin durumunu onlardan sor. Hani Cumartesi günü haddi aşarlardı. Çünkü Cumartesi günü tatil yaptıklarında balıkları onlara sürü ile gelirdi. Tatil yapmadıkları gün balıklar gelmezdi. Kanunları çiğnedikleri için biz onları böylece denedik.
Deniz kıyısında bulunan şehir halkının durumunu onlara sor! Hani onlar Cumartesi gününe saygısızlık gösterip haddi aşıyorlardı. Çünkü Cumartesi tatili yaptıkları gün, balıklar meydana çıkarak akın akın onlara gelirdi, Cumartesi tatili yapmadıkları gün de gelmezlerdi. İşte böylece biz, yoldan çıkmalarından dolayı onları imtihan ediyorduk.[143]
Deniz kıyısında bulunan şehrin, halini sor sen onlara, cumartesinde aşırılık ederlerdi, cumartesinde balıklar da görünerek, onlara gelirdi, başka günler görünmezdi, buyrumu tutmayan kimselere, işte böylecene belâ veririz
Onlara, denizin kıyısındaki o kasaba (halkı)nın durumunu (başına gelen felaketi) sor. Hani onlar, (birtakım hileli yollarla) cumartesi gününü ihlal ederek haddi aşmışlardı. Zira tatil yaptıkları cumartesi günleri balıklar sürüyle geliyor, tatil yapmadıkları (diğer) günlerde ise gelmiyorlardı. Biz onları işledikleri kötülükler sebebiyle işte böyle deniyorduk.
Bahr-i Ahmer sâhilindeki şehrin ahâlîsi, balıklar diğer günler gâib olarak Cum’airtesi güni [1] suyun yüzüne çıkdıkları vakit Cum’airtesi güninin hürmetini bozdukları vakit ne hâle geldiklerini Yahûdîlerden sor! Biz ânları öyle tecziye itdik çünki fâsık idiler.
Onlara, deniz kıyısındaki kasabanın durumunu sor. Cumartesi yasaklarına tecavüz ediyorlardı. Cumartesileri balıklar sürüyle geliyor, başka günler gelmiyorlardı. Biz onları, yoldan çıkmaları sebebiyle böylece deniyorduk.
(Ey Muhammed!) Onlara, deniz kıyısında bulunan kent halkının[233] durumunu sor. Hani onlar Cumartesi (yasağı) konusunda haddi aşıyorlardı. Zira tatil yaptıkları Cumartesi günü balıklar onlara akın akın geliyor, tatil yapmadıkları (diğer) günlerde ise gelmiyorlardı. İşte onları yoldan çıkmaları sebebiyle böyle imtihan ediyorduk.[234]
Onlara, deniz kıyısında bulunan şehir halkının durumunu sor. Onlar, cumartesi tatili yaptıkları gün, avlayacakları balıklar sürüler halinde suyun yüzüne çıkarak onlara doğru gelirken, tatil yapmadıkları günde ortalığa çıkmıyorlar diye cumartesi yasaklarını çiğniyorlardı. Yoldan çıkmaları sebebiyle onları işte böyle sınıyorduk.
Onlara, deniz kıyısında bulunan şehir halkının durumunu sor. Hani onlar cumartesi gününe saygısızlık gösterip haddi aşıyorlardı. Çünkü cumartesi tatili yaptıkları gün, balıklar meydana çıkarak akın akın onlara gelirdi, cumartesi tatili yapmadıkları gün de gelmezlerdi. İşte böylece biz, yoldan çıkmalarından dolayı onları imtihan ediyorduk.
Onlara deniz kenarındaki topluluktan sor. Hani Cumartesi çalışma yasağını çiğniyorlardı. Cumartesiye uydukları gün balıkları onlara akın akın geliyordu; ancak Cumartesiyi uygulamadıkları gün onlara balık gelmiyordu. Yoldan çıktıkları için onları böyle sınıyorduk.
Bir de onlara, o deniz kıyısındaki şehrin başına gelenleri sor. O sırada onlar cumartesi yasağına riayet etmiyorlardı. Cumartesi günü balıklar akın akın geliyorlardı, yasak olmadığı gün gelmiyorlardı. Yoldan çıkıp sapıklık yaptıkları için biz de onları işte böyle sınıyorduk.
Sor onlara, o denizin hadâret, bir iskelesi olan o şehrin başına geleni, o vakit Sebtte tecavüz ediyorlardı: o vakit ki Sebt -ıbadet için ta'tıl- yaptıkları gün balıkları yanlarına akın akın geliyorlardı, Sebt yapmıyacakları gün ise gelmiyorlardı, işte biz onları fasıklıkları sebebiyle böyle imhitana çekiyorduk
(Resûlüm!) Onlara, deniz kıyısında bulunan o kasaba halkının durumunu sor. (Hani, onlar, Allah yasak ettiği hâlde,) cumartesi gününde (balık avlama yasağını çiğneyerek) haddi aşıyorlardı. Cumartesi günü, balıklar sürüler hâlinde meydana çıkarak onlara doğru gelirlerdi (kıyıya taşarlardı). Cumartesi dışındaki günlerde ise gelmezlerdi. İşte itaatten çıkmaları sebebiyle, biz onları böyle imtihân ediyorduk.
Onlara, deniz kıyısındaki kasabanın durumunu sor. Hani onlar cumartesi günü yasasını çiğneyerek haddi aşıyorlardı. Balıklar cumartesi günü ortaya çıkıyor, diğer günler ise gelmiyorlardı. Fasıklıkları¹ nedeniyle kendilerini bu şekilde sınıyorduk.
(Habîbim), onlara denizin yakınında, (sahilde) ki o kasabayı (onun haalini ve ehâlîsinin başına gelenleri) sor. Hani onlar cumartesi gününün hürmetini ihlâl ederek haddi aşmışlardı. Çünkü cumartesi ta'tîli yapdıkları gün balıklar akın akın meydana çıkarak yanlarına geliyordu. Cumartesi ta'tîli yapmayacakları gün ise gelmiyordu, işte biz, itâatdan çıkmakda olduklarından dolayı kendilerini böylece imtihan ediyorduk.
(Ey Resûlüm!) Onlara (o yahudilere), deniz kenarındaki o şehir (halkının hâlin)den sor! Bir zaman (onlar) Cumartesi gününde (o günün hürmetini ihlâl ederek)haddi aşıyorlardı; onlara balıkları Cumartesi günlerinde, suyun yüzüne çıkarak geliyordu; Cumartesi ta'tîli yapmıyor oldukları gün ise, onlara gelmiyordu. İsyân etmekte olduklarından dolayı onları böyle imtihân ediyorduk.(3)
Bir de onlara (o yahudilere), denizin kıyısındaki o kasabanın durumunu (başına gelen felaketi) sor. Hani bir zaman onlar (o kasaba ehli), Cumartesi gününü ihlal ederek haddi aşmışlardı. Zira tatil yaptıkları Cumartesi günleri (deniz sahilinde balık avını yapan insanlar bulunmadığından/sahil sesiz, sakin olduğundan) balıklar sürü hâlinde geliyor, ama tatil yapmadıkları (diğer) günlerde ise (adet edindikleri üzere deniz sahiline gelen avcılardan balıklar ürktüğü için o günler) sürü halinde gelmiyorlardı. Biz de onları (yasakları ihlal eden bu azgın halkı) işledikleri kötülükler sebebiyle işte böyle deniyorduk.*
Onlara deniz kıyısında ki kasaba hakkında sor. Balıklar tatil günlerinde sürüler halinde onlara gelince, o günün yasağına diğer günlerde balıklar gelmiyor diye uymuyorlardı. Bizde yoldan çıkmaları sebebiyle onları böyle imtihan ediyoruz.
Onlara deniz kıyısında ki kentin başına gelenleri sor: Onlar Cumartesi yasağını çiğnemişlerdi. Çünkü Cumartesi günleri balıklar küme ile gelirler, öbür günler gelmezlerdi. İşte Biz de bu karıştırıcılıklarından ötürü onları böyle sınadık.
Onlara deniz sahilindeki kasabanın halini sor. Hani onlar Cumartesi gününün hürmetini ihlâl ederek haddi tecavüz etmişlerdi [²]. O vakit Cumartesi günleri balıklar suyun yüzüne çıkar, onlara gelirdi. Cumartesi günlerinden maada günlerde balıklar suyun yüzüne çıkmaz, onlara gelmezdi. Biz onları fısklarından dolayı böyle [³] belâya uğrattık.
(Ey Peygamber!) Sen onlara deniz kenarında olan beldeyi sor. Hani onlar cumartesi [sept] konusunda haddi aşıyorlardı. Hani tatil yaptıkları/yasak olan cumartesi günleri balıklar sürüyle geliyorlar, Cumartesi dışındaki diğer günlerde gelmiyorlardı.⁵⁸ Biz onları yoldan çıkmalarından dolayı böyle sınıyorduk.
Bir de onlara deniz kıyısındaki şehri bir sor. Hani onlar Cumartesi (yasağını çiğneyerek) haddi aşmışlardı. Cumartesi günü iş yapma yasağına uyduklarında, balıkları onlara açıktan akın akın geliyor, Cumartesi günü iş yapma yasağına uymadıklarında ise gelmiyorlardı. İşte biz, yoldan çıkmalarından dolayı, onları böyle imtihan ediyorduk.
Bir deonlara, deniz kıyısındaki o kasaba halkının durumunu sor: Hani onlar,birtakım hileli yollarla cumartesi yasağını çiğniyorlardı. Çünkü cumartesi yasağına uyarak balık avını bırakıp tatil yaptıkları gün, balıklar akın akın ortaya çıkarak deniz kıyısına, yanlarına kadar geliyor, cumartesi dışındaki günlerde ise onlara gelmiyorlardı. İşte, günah işlemeyi alışkanlık hâline getirdikleri için, biz onları böyle çetin sınavlardan geçirerek imtihân ediyorduk.
Onlara Deniz’in kenarında bulunan Şehir’i sor! Hani, Cumartesi’de yasak çiğniyorlardı / sınırı aşıyorlardı. Onlara avları Cumartesi gününde akın akın geliyor, yasak olmayan günde gelmiyordu. Yoldan çıkıp sapıyor oldukları sebebiyle onları böyle deniyorduk.
Resulüm! Sen Yahudilere, sahile yakın olan kasaba halkını sor. Hani şu, cumartesi avlanma yasağını ihlal edenleri, mübarek balıklar da aksi gibi hep cumartesi tatilinde sürüyle geliyor, diğer iş günlerinde gelmiyorlardı. Aslında biz onların sabırlarını zorluyorduk. Çünkü çok asî davranışlar sergiliyorlardı...
Onlara deniz kıyısında bulunan şehir halkının durumunu sor. Hani onlar cumartesi gününe saygısızlık gösterip haddi aşıyorlardı. Cumartesi tatili yaptıkları gün balıklar akın akın gelirdi. Cumartesi tatili yapmadıkları gün gelmezlerdi. Biz yoldan çıkmalarından dolayı onları imtihan ediyorduk. Onlar imtihanımızı anlamadılar. Cumartesi günü avlanma yasağına uyarak balıkları bir havuza topladılar. Pazar günü balıkları avlayarak öldürdüler. Yaptıkları şey onlara emrettiğimiz yasayı çıkarlarına göre değiştirmekti. Böyle yaparak azgın bir topluluk olduklarını gösterdiler.
Onlara, deniz kıyısında bulunan şehir [*] (halkının) durumunu sor! Hani balıklar o yöre halkının yasağa uymadığı cumartesi gelmeyip yasağa uydukları cumartesi günü akın akın (bolca) kıyıya geldiklerinde, haddi aşıp (avlanma) yasağını delmişlerdi. İşte biz yoldan çıkmalarından dolayı onları böyle imtihan ediyorduk. [*]
Bir de onlara o deniz kıyısındaki cumartesi yasağını¹ çiğneyen şehir halkının başına gelenleri sor. Onlara (avlanmanın yasak olduğu) cumartesi günü balıkları, açıktan açığa geliyor, (avın) yasak olmadığı günlerde ise gelmiyorlardı. Biz onları yoldan çıkmaları sebebiyle işte böyle, imtihan ediyorduk.²
(Sözgelimi,) onlara denizin kıyısındaki o kasaba hakkında sor; ahalisi, (av için gözledikleri) balıkların (nedense) hep vecibelerine uymaları gereken Sebt günü suları yararak çıkageldiklerini görünce, Sebt günü dışında ¹²⁹ ortaya çıkmıyorlar bahanesiyle tutup, Sebt gününün örfünü nasıl çiğnerlerdi! Biz onları işledikleri kötülükler sebebiyle işte böyle deniyorduk.
Onlara deniz kıyısındaki kasaba halkının başına gelenleri sor! Hani avlanma yasağı olan Cumartesi günü balıklar kıyıya akın ediyorlar diğer günlerde ise görünmüyorlardı. Böylece o beldenin halkı tamah edip Cumartesi yasağını çiğniyordu işte biz de onları yoldan sapmalarından dolayı böyle sınıyorduk. 2/65, 4/47, 16/124
Mesela,[¹²⁷⁸] sor onlara deniz kıyısındaki mamur kentin hâlini! Hani onlar, Sebt Günü dışında ortaya çıkmıyorlar diye, Sebt Günü’nde balıkların kendilerine akın akın gelişine tamah ederek Cumartesi geleneğini çiğniyorlardı! Biz, yoldan sapmaları nedeniyle onları (dünyalığa) işte böyle mübtela ediyorduk.[¹²⁷⁹]
(Ey Muhammed) Onlara, deniz kenarında bulunan beldeden (halkının başına neler geldiğini) sor! (Ve onlara kıssayı ayrıntıları ile anlat da, Rablerinin yasaklarını hiçe sayan her ümmet bundan ibret alsın ve onlar da gizli tuttukları bu kıssayı başkasından öğrenmeyip, ancak Rabbinden vahyolunabileceğini kabul etsinler ve seni yalancı saymaktan vaz geçsinler ki) Bir vakit İsrailoğulları Cumartesi yasağını çiğniyorlardı, (oysa dinleri gereği, bütün işlerini bırakıp ibadet etmeleri gerekiyordu, balık tutmaları ise yasaklanmıştı, bu durumu fark eden) Balıklar da yasak günde onlara suyun üstüne çıkarak sürüyle geliyordu, yasak olmayan günlerde ise (avlanmak korkusuyla) hiç uğramaz olmuşlardı, (bu yüzden hiç balık tutamaz olmuşlardı, rızıkları azalmıştı... İçlerinden birçoğu dayanamadı, Rablerinin yasağını hiçe saydı, yasak olan günde de, balık avlamaya başladı) İşte biz önlem böyle imtihan ediyorduk.(Çünkü onlar başka işlerinde de, yasakları çiğneyip) bozgunculuk yapıyorlardı!
Onlara, deniz kıyısında bulunan kent(ha!kın)ın durumunu sor. Hani onlar Cumartesine saygısızlık edip haddi aşıyorlardı. Çünkü Cumartesi (tatil) yaptıkları gün, balıkları onlara akın akın gelirdi. Cumartesi (tatil) yapmadıkları gün balıkları gelmezlerdi. Biz onları yoldan çıkmalarından ötürü böyle sınıyorduk.
Ve onlara denizin kenarında bulunan beldeden sual et. O zaman ki onlar cumartesi gününde haddi tecavüz eder olmuşlardı. O vakit onlara cumartesi günlerinde balıklar çokça zahir olarak gelirlerdi. Cumartesinin gayrı günlerinde ise gelmezlerdi. İşte onları yapar oldukları fıskları sebebiyle böylece imtihan ederiz.
Bir de onlara o deniz kıyısında bulunan şehir halkının başına gelenleri sor. Hani onlar sebt (cumartesi) gününün hükmüne saygısızlık edip Allah'ın koyduğu sınırı çiğniyorlardı. Şöyle ki: Sebt gününün hükmünü gözettiklerinde balıklar yanlarına akın akın geliyordu;Sebt gününün hükmüne riayet etmedikleri gün ise gelmiyordu. İşte fâsıklıkları, yoldan çıkmaları sebebiyle onları böyle imtihan ediyorduk.
Onlara, deniz kıyısında bulunan kent(halkın)ın durumunu sor. Hani onlar Cumartesine saygısızlık edip haddi aşıyorlardı. Çünkü Cumartesi (tatil) yaptıkları gün, balıkları onlara akın akın gelirdi. Cumartesi (tatil) yapmadıkları gün balıkları gelmezlerdi. Biz onları yoldan çıkmalarından ötürü böyle sınıyorduk.
Yâ Muhammed! Onlara (Yahûdîlere) deniz kenarındaki şehrin hâlinden sor. O şehir halkı, Cum'airtesi güni balıklar küme hâlinde gelüb diğer günlerde gelmediğinden sebeb Sebt gününün hürmetine tecâvüz iylediler. Fıskları sebebiyle onları bu vecihle dûçâr-ı belâ ve imtihân iyledik. [³]
Onlara deniz kıyısındaki kenti sor; hani Cumartesi günü aşırılık ediyorlardı. Cumartesi günleri balıklar sürülerle geliyor, diğer günlerde gelmiyorlardı. Yoldan çıktıkları için böylece onları, yıpratıcı bir imtihandan geçiriyorduk.
Onlara deniz kenarındaki cumartesi yasağını çiğneyen kasabayı sor! Onlara avları cumartesi günlerinde akın akın geliyor, yasakları olmayan günlerde gelmiyorlardı. İşte onları fasıklık ettikleri için böyle imtihan ediyorduk.
Onlara deniz kenarındaki beldeyi sor ki, onlar Cumartesi yasağını çiğniyorlardı. O zaman onlara, avlanmalarının yasak olduğu Cumartesi günleri balıklar akın akın geliyor, yasak olmayan günlerde ise gelmiyorlardı. Yoldan çıkmaktaki ısrarları yüzünden onları Biz böyle imtihan ediyorduk.
Sor onlara o deniz kıyısındaki kentin durumunu. Cumartesi günü azıp sınır tanımazlık ediyorlardı. Sebt yaptıkları gün balıkları onlara akın akın gelirdi; sebt yapmadıklarında ise onlara gelmezdi. Yoldan sapmaları yüzünden onları böyle imtihan ediyorduk.
daħı śor anlara köyden ol kim oldı yaķınında deñiz. ol vaķt kim orandan geçerler-idi ayne irte. ol vaķt kim gelür-idi anlara balıķları anlaruñ ayne irtesi günleri anlaruñ göriciler-iken. daħı ol gün kim ayne įrtesi eylemezler gelmezler anlara. ancılayın śınaruz anları andan ötürü kim oldılar ŧa'atdan çıķarlar.
Daḫı anlara ol şehr ehlinden ki deñiz yaḳın idi ta‘addī eyledilerḥadda’llāhdan, sebt güninde av avladılar. Gelürdi anlara balıḳlar sebtleri gü‐ninde yügürüşüp, sebt güni olmaduḳda gelmezdi. Ol anları ṣınamaġ‐ıçunidi fısḳları sebebi‐le.
(Ey Peyğəmbərim!) Onlardan (yəhudilərdən) dəniz kənarında yerləşən qəsəbə haqqında xəbər al. O zaman onlar şənbə günü (balıq ovlamaqla Allahın əmrini pozub) həddi aşırdılar. O vaxt şənbə günü (işləmək, ov etmək qadağan edildiyi, ibadətlə məşğul olmaq buyurulduğu üçün üçün) balıqlar (hər tərəfdən suyun üzərində görünüb) dəstə-dəstə onlara tərəf axışır, şənbədən başqa günlərdə isə gəlmirdi. İtaətdən çıxdıqları (günah işlədikləri) üçün Biz onları belə imtahana çəkirdik.
Ask them (O Muhammad) of the township that was by the sea, how they did break the sabbath, how their big fish came unto them visibly upon their sabbath day and on a day when they did not keep sabbath came they not unto them. Thus did We try them for that they were evil livers.
Ask them concerning the town standing close by the sea. Behold! they transgressed in the matter of the Sabbath.(1137) For on the day of their Sabbath their fish did come to them, openly holding up their heads, but on the day they had no Sabbath, they came not: thus did We make a trial of them, for they were given to transgression.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |