3 Kasım 2024 - 1 Cemaziye'l-Evvel 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
A’râf Suresi 156. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vektub lenâ fî hâżihi-ddunyâ haseneten vefî-l-âḣirati innâ hudnâ ileyk(e)(c) kâle ‘ażâbî usîbu bihi men eşâ/(u)(s) verahmetî vesi’at kulle şey-/(in)(c) feseektubuhâ lilleżîne yettekûne veyu/tûne-zzekâte velleżîne hum bi-âyâtinâ yu/minûn(e)

Şu dünyada da iyilikler ver bize, ahirette de ve şüphesiz ki sana yöneldik biz. Tanrı, dilediğimi azabıma uğratırım dedi, fakat rahmetim, her şeyi kaplamıştır da çekinenleri, zekat verenleri ve ayetlerime inananları rahmetime mazhar ederim.

"(Rabbim) Bize bu dünyada da, ahirette de iyilik yaz, (hayır ve huzur takdir et ki) şüphesiz biz dönüp Sana yöneldik" diye (dua etti. Allah da buyurup) Dedi ki: "Azabımı dilediğime (müstahak olana) isabet ettiririm, rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır; onu (iyilik ve güzellikleri Rabbinden) korkup kötülükten vazgeçenlere (müttakilere), zekâtı verenlere ve Bizim ayetlerimize (gönülden) iman edenlere (ve İslam’ın gereğini yerine getirenlere) yazacağım (ki bu onların hakkıdır)."

Bizim için bu dünyada da, ahirette de iyi olanı yaz. Bak işte, pişmanlık içinde sana yöneldik.” Allah şöyle karşılık verdi: “Azabıma dilediğim kimseyi uğratabilirim. Ama rahmetim herşeyi kuşatmıştır. Bunun içindir ki o rahmetimi, yolunu Allah ve kitap ile bulanlarla, arınmak için verilmesi gereken zekatı veren ve ayetlerimize inanan kimselere ayıracağım.”

“Bize bu dünyada bir bayrak altında yaşamayı, sağlıklı olmayı, zenginliği, sâlih ameller işlemeyi, iyilikler yapmayı, âhirette, ebedî yurtta da mükâfatlandırılmayı divan defterine yaz. Biz isyandan vazgeçtik, tevbe ederek sana yöneldik." dedi. Allah:
“Azâbım var, sünnetim, düzenimin yasaları ve irademin tecellisi içinde onu dilediğime isabet ettiririm. Rahmetim de var, her şeyi kucaklamıştır. Rahmetimi bana sığınanlar, emirlerime yapışanlar, günahlardan arınıp, azaptan, sağlıklarının bozulmasından, hastalıklardan korunanlar, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davrananlar, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olanlar, vicdanlarını, servetlerini, sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekâtı verenler, özellikle âyetlerimize iman edenler için vâcip kılıp yazacağım.” buyurdu.

bk. Kur’an-ı Kerim, 6/54; 40/7.

Bizim için bu dünyada da ahirette de iyilik yaz. Biz sana yöneldik." (Allah) dedi ki: "Azabıma dilediğimi uğratırım. Rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır. Onu sakınan, zekatı veren ve ayetlerimize iman edenlere yazacağım.

Bize bu dünyada da, ahirette de iyilik yaz, şüphesiz ki biz Sana yöneldik. Dedi ki: 'Azabımı dilediğime isabet ettiririm, rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır; onu korkup-sakınanlara, zekatı verenlere ve bizim ayetlerimize iman edenlere yazacağım.'

Bize, hem bu dünyada bir iyilik, hem de âhirette bir iyilik ver. Gerçekten biz tevbe edip sana döndük. (Allah şöyle) buyurmuştur: “- Ben azabımı kullarımdan dilediğime isabet ettiririm. Rahmetim dünyada her şeyi kuşatmıştır (mümine de kâfire de şamildir). Fakat âhirette onu, küfürden sakınanlara, zekâtı verenlere ve âyetlerimize iman etmiş olanlara has kılacağım.”

“Bu dünyada da bize güzellik buyur, ahirette de. Biz sana döndük.” dedi. (Allah da:) “Azabımı istediğime indiririm. Rahmetim de her şeyi kuşatmıştır. O rahmetimi, ayetlerimize inananlar, zekâtı verenler ve özlerini koruyanlara nasip edeceğim.

“Bize, bu dünyada da âhirette de iyilik yaz. Şüphesiz biz sana yöneldik.” Allah buyurdu ki: “Kimi dilersem, onu azabıma uğratırım; rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır. Ayrıca rahmetimi, sakınanlara, zekâtı verenlere ve âyetlerimize inananlara yazacağım.”[141]

[141] Velî kavramı hakkında geniş bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, VII, 342-345.

Bizler için hem bu dünyada, hem de öbür dünyada iyilik yazasın, bizler sana yöneldik», Allah buyurdu ki: «Dilediğim kimseyi azabıma uğratırım, benim rahmetim her şeyi kaplamıştır, ben onu sakınçlara, zekâtını verenlere, bizim âyetlerimize inanan kimselere ayıracağım»

“Bize bu dünyada da ahirette de iyilik nasip et! Şüphesiz ki biz (tevbe edip) sana yöneldik.” Allah buyurdu ki: “Ben, eylemlerine göre dilediğim kimseyi azabıma uğratırım. Rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır. Onu Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle yaşayanlara, zekâtı verenlere ve ayetlerimize inananlara nasip edeceğim.”

"Bize bu dünyâda ve âhiretde iyilik ihsân it. Biz sana müntehî olan tarîk-i müstakîmindeyiz" Allâh buyurdu ki: "Benin ’azâbım kime ister isem âna râci’ olur. Benim rahmetim her şeyi ihâta ider. Ânı korkanlara, zekât virenlere ve âyâtımıza inananlara hasr idiyorum."

156,157. "Bu dünyada ve ahirette bizim için güzel olanı yaz; biz Sana yöneldik" dedi. Allah: "Azabıma dilediğim kimseyi uğratırım, rahmetim herşeyi kaplamıştır; bunu Allah'a karşı gelmekten sakınanlara, zekat verenlere, ayetlerimize inanıp, yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılı buldukları, okuyup yazması olmayan peygambere uyanlara yazacağız. O peygamber, onlara, uygun olanı emreder ve fenalıktan meneder, temiz şeyleri helal, murdar şeyleri haram kılar, onların ağır yüklerini indirir, zor tekliflerini hafifletir. Bu peygambere inanan, hürmet eden, yardım eden, onunla gönderilen nura uyanlar yok mu? İşte onlar saadete erenlerdir" dedi.*

“Bizim için bu dünyada da bir iyilik yaz, ahirette de. Çünkü biz sana varan doğru yola yöneldik.” Allah, şöyle dedi: “Azabım var ya, dilediğim kimseyi ona uğratırım. Rahmetim ise her şeyi kapsamıştır. Onu, bana karşı gelmekten sakınanlara, zekâtı verenlere ve âyetlerimize inananlara yazacağım.”

Bize bu dünyada da âhirette de iyilik yaz! Şüphesiz biz sana yöneldik.” Allah buyurdu ki: Azabıma dilediğimi uğratırım; rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır; ayrıca rahmetimi Allah korkusu taşıyanlara, zekâtı verenlere ve âyetlerimize inananlara yazacağım.

Bize, bu dünyada da iyilik yaz ahirette de. Şüphesiz biz sana döndük.» Allah buyurdu ki: Kimi dilersem onu azabıma uğratırım; rahmetim ise her şeyi kuşatır. Onu, sakınanlara, zekâtı verenlere ve âyetlerimize inananlara yazacağım.

"Bu dünyada da bizim için iyilik yaz, ahirette de... Biz sana yöneldik." Dedi ki: "Azabım dilediğim kimseye dokunacaktır. Rahmetim ise her şeyi kapsamıştır; onu özellikle: erdemli bir hayat sürenlere, zekatı verenlere ve ayetlerimize inananlara yazacağım."

Zekat'ın önemi vurgulanıyor. Zekatın miktarı 2:219; 17:26, 29 ayetlerinde, ne zaman verileceği 6:141, kimlere verileceği 2:215, nasıl verileceği 2:274... Devamı..

"Ve bize hem bu dünyada bir iyilik yaz, hem de ahirette. Biz gerçekten de tevbe edip senin hidayetine döndük." Buyurdu ki, azabım var, onu dilediğime isabet ettiririm, rahmetim de vardır , o ise her şeyi kaplamış ve kuşatmıştır. Onu da özellikle korunanlara, zekatını verenlere ve âyetlerimize inananlara mahsus kılacağım.

Ve bize hem bu Dünyada bir hasene yaz hem Âhırette, biz sana cidden tevbe ile rücua geldik. Buyurdu ki azâbım, onunla dilediğimi musâb kılarım, rahmetim ise her şey'e vâsi'dir, ileride onu bilhâssa onlar için yazacağım ki korunurlar ve zekât verirler, hem onlar ki âyetlerimize iyman ederler

(Mûsâ duasına şöyle devam etti:) “Bize hem bu dünyada hem de âhirette iyilik nasip et. Şüphesiz (ben ve kardeşim *zellelerimizden dolayı), biz (im ümmetimiz olan kavmim de günahlarından ötürü tövbe edip) sana (rahmetine, affına) yöneldik.” (Allah) buyurdu ki: “Ben, dilediğim kimseyi (müstahak olduğundan dolayı) azabıma uğratırım. Rahmetim ise (dünya da) her şeyi kuşatmıştır: (Fakat) onu (rahmetimi, âhirette,) takva sahibi olanlara, zekâtı verenlere ve âyetlerimize inananlara has kılacağım.”

* Peygamberler, ismet (günahsızlık) sıfatına sahiptirler. Hayatlarının hiçbir döneminde (çocukluk, gençlik, peygamberlik öncesi veya peygamberlik vazi... Devamı..

Bize, bu dünyada da ahirette de iyilik yaz. Biz Sana yöneldik. Allah: “Azabıma dilediğimi¹ uğratırım, rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır. Onu, takva sahibi olanlara², zekâtı verenlere³ ve ayetlerimize inanlara yazacağım.” buyurdu.

1- Azabı gerektirecek “şey”ler yapana azap ederim; bağışlanmayı gerektirecek “şey”ler yapanı bağışlarım. Azabı hak edeni azaplandırır, bağışlanmayı ha... Devamı..

«Dünyâda da, âhiretde de bize iyilik yaz. Biz hiç şübhesiz (tevbe ederek) sana döndük». Buyurdu: «Ben azabıma kimi dilersem onu dûçâr ederim. Benim rahmetim ise her şey'i kuşatmışdır. Onu (rahmetimi, küfürden, masıyetden) sakınmakda, zekâtı vermekde, bir de âyetlerimize îman etmekde olanlar (yok mu?) işte onlara has olmak üzere tesbît edeceğim».

Ve (Mûsâ:) “Bize bu dünyada da, âhirette de iyilik yaz; şübhesiz ki biz sana yöneldik.” (dedi). (Allah ise) buyurdu ki: “Azâbımı, (kötülük yapanlardan) dilediğime isâbet ettiririm. Rahmetim ise herşeyi kaplamıştır. Fakat (âhirette) onu (günahlardan)sakınanlara, zekâtı verenlere ve âyetlerimize îmân edenlere yazacağım!”

Ve (Musa: Ey Rabbim!) Bizim için bu dünyada da, ahirette de iyilik yaz. Şüphesiz biz pişmanlık içinde (tövbe edip) Sana yöneldik! ’’(Allah ise) dedi ki: Azabımı, (kötülük yapıp azabı hak eden kimselerden) dilediğime isabet ettiririm. (Ama buna rağmen) Rahmetim ise her şeyi kaplamıştır. Fakat onu (kötülüklerden) sakınanlara, (yoksul, fakir, işsiz ve muhtaçlara) zekâtı verenlere ve âyetlerimize iman edenlere (takdir edip) yazacağım!’’*

(*) Allah’ın rahmetinin “kuşatmasının” di’li geçmiş zamanla ifâde edilmesi, Rahmetin asıl olduğunu, Dünyada Müslüman-inkârcı, ayırımı yapmadan herkesi... Devamı..

“(Rabbimiz) Bize bu dünyada ve ahirette güzellikler yaz. Biz, yalnızca sana yöneldik” dedi. Allah dedi ki “Azabım dilediğim kimselere isabet edecektir. Rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır. Rahmetimi korunanlara, mallarından zekâtı verenlere yazacağım. İşte böyleleri ayetlerime inanan kimselerdir.”

Bu dünyada da, öbür dünyada da bize iyilikler yaz. Gerçekten biz Senin yolundayız." Allah buyurdu: "Ben azabımı kime dilersem ona değdiririm. Benim esirgeyiciliğim her nesneyi kaplayıcıdır. Yarın Ben bu esirgeyiciliğimi o kimseler üzerine yazacağım ki onlar sakınırlar, zekat verirler, hem de o kimseler Bizim belgelerimize inanırlar.

Bu dünyada da, âhirette de bizim için iyilik yaz, biz, sana döndük». Allah dedi: «— Ben dilediğim kimseyi azabıma düçar ederim. Benim merhametim herşeyi kuşatmıştır. Ben rahmetimi sakınıp zekât verenler, âyetlerimize inananlar için yazacağım.

“Bizim için bu dünyada da ahirette de iyilik yaz/nasip et. Biz Sana yöneldik” dedi. (Allah) buyurdu: “Azabıma dilediğim kimseyi uğratırım, rahmetim her şeyi kapsamıştır. Onu, sorumluluk bilincinde olanlara, yardımlaşarak arınanlara [zekât] ve ayetlerimize inananlara yazacağım/ nasip edeceğim.”

“Bu dünyada ve ahirette bizim için iyilik yaz ve şüphesiz biz sana doğru hidayete erdik” dedi. Allah dedi ki: “Azabımı dilediğim kimseye uğratırım ve de rahmetim her şeyi kaplamıştır. Rahmetimi takva sahiplerine, zekât verenlere ve ayetlerimize iman edenlere yazacağız.”

“Bize hem bu dünyada, hem de âhirette iyilikler ve güzellikler nasip eyle; çünkü biz, affını ümit ederek yalnızca Sana yöneldik!”
Buna karşılık Allah, şöyle buyurdu: “Azâbımla, kullar arasından dilediklerimi cezalandırırım; rahmetime gelince, o her şeyi tamamen kuşatmıştır. Onu, dürüst ve erdemlice bir hayat sürerek kötülüğün her çeşidinden korunanlara, zekâtını verenlere ve ayetlerime yürekten inananlara nasip edeceğim.

“Bize bu Dünya’da da, Âhiret’te de iyilik / güzellik yaz! Biz, sana yöneldik”. Dedi ki:
“Dileyeceğim kimselere azabımı isabet ettiririm. Benim rahmetim ise her şeyi kapsamıştır; onu yazacağım, âyetlerimize iman edenlere, sakınıp korunanlara, Zekât’ı verenlere!".

Ya Rab! bize hem bu dünyada hem öbür dünyada iyilik yazıver. Kapına geldik ya Rab!. " Allah: " Sevgili Musa! Evet ben, istediğimi tutup yere çalarım ama, benim her şeyi sarıp sarmalayan bir sevgim var. Çünkü kendisini sağlama alanları, zekatı verenleri, sözlerimize yürekten inananları sevip kucaklamak, benim görevimdir. "

“Bize bu dünyada da iyilik yaz ahirette de! Şüphesiz biz sana döndük.” Allah buyurdu ki: “Kimi dilersem onu azaba uğratırım! Rahmetim her şeyi kuşatır. Mükâfatımı ayetlerime inanarak kendilerini arındıranlara yazacağım! Unutmayın ki ayetlerim sizi her türlü pislikten arındırır. Sizi tertemiz yapar. İçinizdeki kötü düşünceleri hayatınızdaki kötülükleri size gösterir. Kötü düşüncelerden kötü davranışlardan arındıkça temizlenir güzel bir insan olursunuz.”

Bizim için bu dünyada da iyilik yaz, ahirette de! [*] Şüphesiz ki biz sana yöneldik.” (Allah da) şöyle demişti: “Dilediğime (layık olana) azap ederim. Merhametim ise her şeyi kapsamıştır [*] ve onu [takvâ]lı (duyarlı) olanlara, zekâtı verenlere ve ayetlerimize inananlara yazacağım.

Bu ayet Bakara 2:201. ayetle birlikte okunmalıdır.,Bu cümle En‘âm 6:12, 54 ve 147 ile okunmalıdır.

(Ve devamla): “Ve bize hem bu dünyada, hem de ahirette iyilik yapmayı nasip et. Biz gerçekten Sana yöneldik.” dedi. Bunun üzerine Allah: “Ben kimi dilersem, azabımı ona isabet ettiririm.¹ Rahmetime gelince o her şeyi kuşatmıştır.² (Fakat ileride onu) sadece Benden hakkıyla sakınanlara, zekâtı verenlere ve âyetlerimize inananlara (ayrıca) nasip edeceğim.” buyurdu.

1 “Azabın isabetinin” geniş zamanla ifâde edilmesi; Rahmetin asıl olup, azabın asıl olmadığını ve azabın, ancak hak edilirse verileceğini göstermekted... Devamı..

Bizim için bu dünyada da, ahirette de iyi ve güzel olanı yaz. Bak işte, pişmanlık içinde Sana yöneldik!” [Allah] şöyle karşılık verdi: “Azabıma dilediğim kimseyi uğratabilirim, ama rahmetim her şeyi kuşatır, ¹²³ bunun içindir ki onu Bana karşı sorumluluk bilincine sahip olan, arınmak için verilmesi gerekeni veren ve ayetlerimize inanan kimselere pay olarak ayıracağım;

123 Karş. 6:12 (ve ilgili 10. not) ve keza 6:54.

Bize bu dünyada ve ahirette iyilik yaz; biz pişmanlık içinde sana yöneldik. Allah da buyurdu ki: – Hak eden kimseyi cezalandırabilirim, ama rahmetim her şeyi kuşatmıştır, rahmetimi sorumlu davrananlara, zekâtı verenlere ve ayetlerimize inanıp güvenen müminlere yazacağım. 2/201, 3/53- 181, 21/94, 43/19

Bizim için bu dünyada da tarifsiz güzellikler yaz, âhirette de; işte biz, pişmanlık içinde Sana sığındık!” (Allah) buyurdu ki: “İstediğim kimseyi azabıma hedef kılabilirim, fakat rahmetim her şeyi kuşatmıştır. En sonunda o (rahmetimi, kişilerin mensubiyetine değil davranışına bakarak), sorumlu davranan ve arınıp yücelmek için ödenmesi gereken bedeli ödeyen kimselerin,[¹²⁶⁸] -ki onlar âyetlerimize inanan kişilerdir- namı hesabına yazacağım;

[1268] İniş zamanı tartışmalı olan Müzzemmil 20’yi görmezden gelirsek, Kur’an’ın iniş sürecinde muhtemelen zekâtın ilk geçtiği yer burasıdır. Zekâ kök... Devamı..

Bize hem dünyada, hem de ahirette iyilik yaz. (Her iki alemde bizi selametten ayırma) kuşkusuz biz sana döndük, (rahmetine sığındık)" diye dua ve niyazda bulundu. Buna karşı Allah da "Ben kimi dilersem onu azabıma uğratırım, rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır. Onu da (rahmetimi de, - ilerde- günahlardan) sakınacak, zekatı verecek ve ayetlerimize iman edeceklere, işte onlara has kılacağım!

Bize bu dünyâda da iyilik yaz, âhirette de. Biz sana yöneldik. (Alah) buyurdu ki: "Azabıma, dilediğimi uğratırım; rahmetim ise her şeyi kaplamıştır. Onu, korunanlara, zekâtı verenlere ve âyetlerimize iman edenlere yazacağım. "

«Ve bizim için bu dünyada da ve ahirette de bir iyilik yaz. Biz muhakkak ki Sana döndük.» Buyurdu ki: «Azabımdır. Bununla dilediğimi mus'ab ederim. Rahmetim ise herşeyi kuşatmıştır. Onu ittikada bulunanlar ve zekâtlarını verenler ve Bizim âyetlerimize imân edenler için elbette yazacağım.»

“Bize bu dünyada da, âhirette de iyilik nasib et. Biz Sana yöneldik, Senin yolunu tuttuk. ”Hak Teâlâda şöyle buyurdu: “Ben dilediğim kimseyi cezalandırırım. Rahmetim ise her şeyi kaplar. Rahmetimi (âhirette) Allah'a karşı gelmekten korunan, zekât veren ve özellikle Bizim âyetlerimize iman edenlere nasib edeceğim. ” [40, 7; 6, 54]

Bize bu dünyada da iyilik yaz, ahirette de. Biz sana yöneldik. (Allah) buyurdu ki: "Azabıma, dilediğimi uğratırım; rahmetim ise her şeyi kaplamıştır. Onu, korunanlara, zekatı verenlere ve ayetlerimize inananlara yazacağım."

"Yâ Rabbî! Bize dünyâda eyilik ve tevfîk ve âhiretde de sevâb ve cennet ihsân buyur. Biz sana tevbe ve rücû' itmişlerdeniz" didi. Allâh Te'âlâ da: "Dilediğime 'azâbımı isâbet itdiririm ve rahmetim her şeyi ihtivâ ider (rahmetim her şeyi şâmildir) O rahmetimi ittikâ iden, zekâtı viren ve âyetlerime îmân iyleyen kimselere yazarım" buyurdı. (Rahmetim bu gibilere mukarrerdir)[¹]

[1] Mûsâ 'aleyhisselâm kıssası ber-tafsîl "Tâhâ" sûresinde gelecekdir.

Bu dünyada bize iyilik yaz[*], Ahirette de... Biz sana yöneldik.” Allah dedi ki “Azap edeceğime, koyduğum düzene göre azap ederim. İkramım ise her şeyi kaplar. İlerisinde onu, çekinerek kendini koruyanlar ve zekât verenler ile âyetlerime inanıp güvenenlere has kılacağım.

[*] كتب kelimesi yazmaktır. Allah bir ayetinde şöyle buyuyor. "Yeryüzünde veya kendinizde meydana gelen bir tek olay yoktur ki onu, ayrı bir varlık ol... Devamı..

Bize bu dünyada ve ahirette iyilik yaz; biz sana yöneldik. Allah:-Dilediğime azabım dokunur. Rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır. Onunla ayetlerimize iman etmiş olarak korkanlar, günahtan kaçanlar ve zekat verenleri yazacağım, dedi.

“Bize bu dünyada da, âhirette de güzellik yaz. Biz Senin yolunu tuttuk.” Allah buyurdu ki: Ben azabı dilediğime veririm. Rahmetim ise herşeyi kaplamıştır; onu da sakınanlara, zekâtı veren ve âyetlerimize iman edenlere yazacağım.

"Bize hem bu dünyada güzellik yaz hem de âhirette! Dönüp dolaşıp sana geldik." Buyurdu ki: "Azabıma dilediğimi çarptırırım. Rahmetime gelince, o her şeyi çepeçevre kuşatmıştır. Ben onu; sakınıp korunanlara, zekâtı verenlere, ayetlerimize inananlara yazacağım."

[85a] “daħı yaz ya'nį ŝābit eyle bizüm içün uşbu dünyede eyü iş daħı āħiretde . bayıķ biz döndük senüñ yaña.” eyitti “ 'aźābum irürürin anı kime diler-isem. daħı raḥmetüm ķapladı her nesneeyi pes yazam anı anlara kim śaķınurlar daħı virürler zekātı daħı anlar kim anlar nişānlarumuza inanurlar.”

Daḫı yaz bize bu dünyāda ḥasenātı, āḫiretde daḫı. Biz saña döndük. TañrıTa‘ālā benüm ‘aẕābumı yitişdürür‐men kime dilesem didi. Daḫı benümraḥmetüm barça nesneyi ḳaplamışdur. Yazacaḳ‐men anı benden ḳorḳanlara,zekāt virenlere daḫı. Daḫı ol kişilere kim bizüm āyetlerümüze inanurlar.

Bizə bu dünyada da yaxşılıq yaz. (Dünyada yaxşı əməllər, axirətdə Cənnət qismət elə). Biz (tövbə edib bağışlanmağımızı diləyərək). Sənə tərəf (hüzuruna) döndük!” (Allah) buyurdu: “İstədiyimi əzabıma düçar edərəm. Mərhəmətim hər şeyi ehtiva etmişdi. Onu Allahdan qorxub pis əməllərdən çəkinənlərə, zəkat verənlədə, ayələrimizə iman gətirənlərə yazacağam!

And ordain for us in, this world that which is good, and in the Hereafter (that which is good), Lo! We have turned unto Thee. He said: I smite with My punishment whom I will, and My mercy embraceth all things, therefore I shall ordain It for those who ward off (evil) and pay the poor due, and those who believe Our revelations;

"And ordain for us that which is good, in this life and in the Hereafter: for we have turned unto Thee." He said: "With My punishment I visit whom I will; but My mercy extendeth(1125) to all things. That (mercy) I shall ordain for those who do right, and practise regular charity, and those who believe in Our signs;- (1126)

1125 Allah's mercy is in and for all things. All nature subserves a common purpose, which is for the good of all His creatures. Our faculties and our ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.