Vemâ huve bikavli şâ’ir(in)(c) kalîlen mâ tu/minûn(e)
Ve bu, şair sözü değil, ne de az inanırsınız.
Bu (Kur’an asla), bir şairin (uydurma) sözü değildir. Ne az iman ediyorsunuz?
O bir şairin sözü de değildir. Ne kadarda az inanıyorsunuz.
Kur'ân şâir sözü değildir. İnananlarınız ve inandığınız şeyler ne kadar da az.
O, bir şairin sözü değildir. Ne kadar az inanıyorsunuz!
O, bir şairin sözü değildir. Ne az inanıyorsunuz?
O, bir şair sözü değildir. Siz, pek az inanıp tasdik ediyorsunuz.
O, asla şairin sözü olamaz. Ne kadar az inanıyorsunuz?
41,42. O, bir şair sözü değildir. Ne de az inanıyorsunuz! Bir kâhin sözü de değildir. Ne de az düşünüyorsunuz!
Bu bir şair sözü değil, ne denlü az, içinizde inanan!
O, asla bir şair sözü değildir. İnanmaya meyliniz ne kadar azdır!
Bu bir şâ’ir sözi değildir. Buna inananlar ne kadar az!
O, şair sözü değildir; ne az inanıyorsunuz!
O, bir şairin sözü değildir. Ne de az inanıyorsunuz!
O bir şair sözü değildir. Ne de az inanıyorsunuz!
Ve o, bir şair sözü değildir. Ne de az iman ediyorsunuz!
O bir şair sözü değildir; ne de az inanıyorsunuz?
O bir şair sözü değildir, siz çok az inanıyorsunuz.
Ve o bir şâir sözü değildir. Siz pek az düşünüyorsunuz
O (Kur’ân) bir şairin sözü değildir. Ne kadar az inanıyorsunuz!
O, bir şair sözü değildir. Amma da inançsızsınız!
O, bir şâir sözü değildir. Ne az inanır (adamlar) sınız siz!
Hem o, bir şâir sözü değildir! Ne kadar az îmân ediyorsunuz!
Ve (ey inkârcılar!) O (kur’an asla iddia ettiğiniz gibi), bir şair sözü değildir. Ama (buna rağmen) pek az inanıyorsunuz. *
O (Kur’an) bir şairin sözü değildir. Ne kadar az inanıyorsunuz?
yoksa bir şairin sözü değildir. Ne kadar az inanıyorsunuz!
O, bir şair sözü değildir. Ne kadar az inanıyorsunuz!
O, bir şairin sözü değildir. Siz pek az şeye inanıyorsunuz
Açık yüreklilikle onu okuduğunuzda siz de göreceksiniz ki, o kesinlikle bir şâir sözü değildir; ne kadar zayıf bir inancınız var sizin!
O bir şairin sözü değildir. Ne az inanıyorsunuz!
40,41. Bu Kuran, değerli bir elçinin sözleridir. // Şair sözü değildir: Siz, imanı ağzınızda geveleyip duruyorsunuz.
Size okunanlar bir şairin sözü değildir. Niçin doğru olan söze inanmıyorsunuz?
Onun, bir şairin sözü olmadığına, ne kadar da az inanıyorsunuz.
ve o, inanmaya ne kadar az [eğilimli] olsanız da bir şair sözü değildir;
Dolayısıyla o bir şair sözü değildir. Siz bu gerçeğe hiç inanmıyorsunuz. 21/5, 36/69-70
ve o bir şair sözü değildir: ne kadar da azınız inanıyor;
O, bir şair sözü değildir! ("Biz ona şiir öğretmedik, Bu ona yakışmaz da" -Yasin 69- gerçeğine) Neden iman etmiyorsunuz?
O, bir şairin sözü değildir. Ne de az iman ediyorsunuz!
Ve o bir şair sözü değildir. Siz pek az şeye inanıyorsunuz.
O, bir şairin sözü değildir, inanmanız ne de az sizin!
O, bir şa'irin sözü değildir. Ne de az inanıyorsunuz!
O, şâ'ir sözi değildir. Buna pek azınız îmân idersiniz.
O bir şairin sözü değildir. Ne kadar az inanıp güveniyorsunuz!
O, bir şair sözü değildir. Ne kadar az inanıyorsunuz.
O şair sözü değildir. Fakat pek az inanıyorsunuz.
Bir şairin sözü değildir o. Ne kadar da az inanıyorsunuz?
daħı degül ol şā'ir sözi. az inanursız!
Ol şā‘ir ḳavli degüldür. Az īmān da getürmezler.
O, şair sözü deyildir! Nə az inanırsınız!
It is not poet's speech little is it that ye believe!
It is not the word of a poet:(5667) little it is ye believe!
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |