Fe-iżâ nufiḣa fî-ssûri nefḣatun vâhide(tun)
Sura bir kerecik üfürülünce.
Artık Sur’a tek bir üfürülüşle üfürüleceği,
Sûra bir kerecik üfürülünce,
Sûra bir kere üfürüldüğü zaman, olacak olur.
Sur'a bir üfürülüş üfürüldüğü,
Artık sur'a tek bir üfürülüşle üfürüleceği,
Çünkü Sûr'a ilk üfürülüş üfürüldüğü,
Tek bir nefha ile sura üfürüldüğü zaman,
Sûra bir üfleyişle üflendiğinde;
Birinci olarak, Sûr üfrülünce
Artık Sur'a bir defa üfürüldüğü,
13,14,15. İlk def’a sûr nefh olundığı ve arz ve dağlar havaya savruldığı ve biri birine çarparak ezildiği gün kıyâmet güni olacakdır.
13,14,15. Sura bir üfürüş üfürüldüğü, yer ve dağlar kaldırılıp bir vuruşla birbirine çarpıldığı zaman, işte o gün olacak olur, kıyamet kopar.
13,14,15. Sûr’a bir defa üfürülünce, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine bir çarptırılınca, işte o gün olacak olmuş (kıyamet kopmuş)tur.
Sûra bir defa üflendiğinde;
13, 14, 15. Artık Sûr'a bir defa üflendiği, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine tek çarpışla çarpılıp darmadağın edildiği zaman, işte o gün olacak olur (kıyamet kopar).
Boruya bir kez üfürüldüğü zaman,
Sûr'a bir tek üfleme üflendiği,
Çünkü sur üfürülüp de bir tek nefha
(Tarafımızdan takdir edilen kıyamet zamanı gelip de emrimiz ile İsrâfîl tarafından) Sûr’a tek üfleyişle, (ilk kez) üflendiğinde,
Artık Sûr'a bir tek üfleyişle üflendiği zaman,
Artık «Suur» a birinci üfürülüşle üfürüldüğü zaman,
13,14,15. Artık Sûr'a bir üfleyişle üflendiği, yer ve dağlar kaldırılıp bir darbe ile birbirine çarpıl(arak darmadağın edil)dikleri zaman, işte o gün olacak olan olmuş (kıyâmet kopmuş)tur!
13,14, 15. Artık Sûr’a bir tek üfürülüşle üfürüldüğü, yerküre (üzerindeki) dağlarla birlikte (yörüngesinden çıkıp başka bir gök cisminin yörüngesine) taşındığı ve ardından (korkunç bir hızla) tek bir çarpma ile (diğer bir gök cismiyle) çarpılarak (yerküre ve üzerindeki dağlar) darmadağın olduğu zaman, İşte o gün vakıa (bir gerçek olan kıyamet) artık gerçekleşmiş (olacak)tır.*
Sura tek bir üfürülüşle üfürüldüğü (kıyametin başlama işareti verildiği) zaman.
İşte boruya ilk defa üfürülünce,
Kıyamet borusu ilk defa üfürülünce
Artık sura tek bir üfürülüşle üfürüleceği.
Kıyâmet için sûra bir kez üflendiği,
Artık, Sûr’a bir tek üfürüş üfürüldüğü zaman!
Sûra bir kere üflendi mi,
Dünyanın sonunu tamamen getiren büyük kıyamet koptuğu, Sur’a üfürüldüğü zaman,
13,14,15. Sûr’a tek bir kez üflendiği, yer ve dağlar taşınarak birbirine tek çarpışla çarpıştırıldığı zaman, işte o gün o olay gerçekleşmiş (olacak)tır.
13,14. Artık sur’a¹ birinci defa üflendiği, yeryüzü ve dağların yerlerinden kaldırılıp birbirine çarpılarak bir defada darmadağın edildiği zaman (var ya!)
O halde, [Son Saat’i gözünün önüne getir,] [hesap vakti] sûru[nun] bir tek üflemeyle ses verdiği,
Nihayet Sur’a tek bir üfürüşle üfürüldüğünde. 20/105...107, 21/104
İmdi, sur borusuna (ilk kez) tek bir defa üflendiğinde,
Sûra üfürüldüğünde,
Sûr’a bir tek üfleme üflendiği zaman,
Vaktâ ki Sûr'a bir üfürülme ile üfürülmüş olur.
13, 14. Artık sûra kuvvetle üflendiğinde, yer ve dağlar yerlerinden kaldırılıp bir tek darbe ile çarpılıp paramparça edildiğinde,
Sur'a bir tek üfleme üflendiği,
Vaktâ ki sûra birinci nefha üflenir.
Sura ilk defa üfürüldüğü zaman,
Sûr'a tek bir üfürüşle üfürüldüğü zaman...
Sûra bir üfürüş üfürüldüğünde,
Sûra bir üfleyişle üflendiğinde,
pes ķaçan ürile śūr içine ürmek bir gez.
Pes ḳaçan ki ürile ṣūr içine, bir ulu ürmek.
Sur bircə dəfə üfürüləcəyi;
And when the trumpet shall sound one blast
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |