Veddû lev tudhinu feyudhinûn(e)
Onlara yumuşaklık göstermeni arzularlar, öyle hareket etsen onlar da yumuşaklık gösterirler.
Onlar, Senin kendilerine yaranmanı (yağcılık yapıp uzlaşmanı) arzu etmişlerdi; o zaman onlar da Sana (karşı) yumuşayıp (yaklaşıvereceklerdi).
Onlar senin kendilerine yumuşak davranıp yağ yakmanı isterler ki, kendileri de sana yumuşak davranıp inanmadıkları halde yağcılık yapsınlar.
Senin göstermelik hoşgörülü, gayr-ı ciddi davranmanı; kendilerinin de hileli, tuzaklı göstermelik davranışlarını devam ettirmelerini temenni ederler.
İstediler ki sen yumuşak davranasın da onlar da (sana) yumuşaklık göstersinler. [1]
Onlar, senin kendilerine yaranmanı (uzlaşmanı) arzu ettiler; o zaman onlar da sana yaranıp-uzlaşacaklardı.
Arzu ettiler ki, (kendilerine) yumuşaklık göstersen, onlar da sana yumuşak davransalar.
Onlar, senin yumuşamanı istediler ki onlar da sana karşı yumuşasınlar.
Sevinirler onlar, koltuklarsan, onlar da koltuklarlar
Onlar senin (kendilerine) yumuşak davranmanı (taviz vermeni) isterler ki kendileri de (sana) yumuşak davransınlar.
"Sen bize müdâhene it ki biz de sana müdâhene idelim" diyorlar.
(Onlar sana indirilen ayetlerden beğenmediklerini bırakman suretiyle senin) kendilerine yumuşak davranmanı isterler; böyle yapsan, onlar da seni över, yumuşak davranırlar.
İstediler ki, yumuşak davranasın, böylece onlar da yumuşak davransınlar.[554]
İstedikleri şudur: Sen tâviz veresin ki, onlar da tâviz versinler.
Kendilerinin ödün verip uzlaşabilmesi için senin de ödün verip uzlaşmanı istediler.
Onlar istediler ki yumuşak davranasın da onlar da sana yumuşak davransınlar.
Arzu ettiler ki müdahene etsen, o vakıt müdahene edeceklerdi
Onlar senin (kendilerine) yumuşak davranmanı (peygamberlik vazifenden taviz vermeni) isterler ki kendileri de (böylece sana) yumuşak davransınlar.
Onlar, uzlaşmacı olmanı ve böylece de seninle uzlaşmayı isterler.
Onlar arzuu etdiler ki sen yumuşak davranasın da kendileri de yumuşaklık göstersinler.
(Onlar) arzu ettiler ki, (sen, kendilerine) yumuşak davranasın da, (onlar da sana hoşgörülü ve) yumuşak davransınlar!
Onlar (hakkı yalanlayanlar ve haktan sapanlar) senin (kendilerine) yumuşak davranmanı (haktan taviz vermeni) isterler ki kendileri de (sana) yumuşak davransınlar.
İsterler ki, sen onların uygulamalarını kabullenmesen de idare etsen, Onlarda senin getirdiklerinin bir kısmını idare etsinler.
Onlar isteseler ki sen kendilerine karşı yumuşak davranasın da onlar sana karşı yumuşak davransınlar.
Onlar, senin kendilerine yaranıp onlarla uzlaşmanı arzu ettiler; bu durumda onlar da sana yaranıp uzlaşacaklardı.
Onlar senin inanç konusunda istedikleri tavizleri vererek yumuşak davranmanı ve onlara yağ çekmeni isterler ki, kendileri de sana karşı şiddetli muhâlefetten vazgeçerek onlar da sana yağ çeksinler ve yumuşak davransınlar.
Arzu ettiler ki yağ çekesin; onlar da yağ çeksin!
8,9. İnkarcılara uyma! // Çünkü onlar, seni de kendileri gibi yağcı yapmak istiyorlar.
İnkâr edenler senin şöyle yapmanı ister: Onların yaptığı her türlü pisliği kötülüğü hoş görürsen onlar da seni hoş görecekler! Sen onların kötülüklerini kabul edersen onlar da seni kabul edecekler!
Onlar senin (kendilerine) yumuşak davranmanı isterler ki kendileri de (sana) yumuşak davransınlar.
Onlar senin (onlara) yağcılık yapmanı, böylece kendilerinin de (sana) yağcılık yapmalarını arzu ediyorlar.
onlar senin [kendilerine] yumuşak davranmanı isterler ki kendileri de [sana] yumuşak davransınlar. ⁵
Onlar isterler ki sen bu davadan vazgeçip müsamaha gösteresin. Böylece onlar da muhalefetten vazgeçip sana müsamaha gösterip güler yüz göstersinler. 5/48-49, 17/73...75
Onlar isterler ki, sen yumuşak davranasın da, onlar da sana karşı yumuşak davransınlar.
İstediler ki, sen onlara yağcılık yapasın da onlar da yağcılık yapsınlar.
Onlar arzu ettiler ki sen yaltaklanıvermiş olsa idin. O zaman onlar da yaltaklanacaklardı.
İsterler ki sen gevşeyesin de, böylece kendileri de yumuşasınlar.
İstediler ki, sen yağcılık yapasın da onlar da yağcılık yapsınlar (sana yumuşak davransınlar).
Onlar, senin onlara müdârâ ve müdâhene itmeni ve onların da sana müdârâ ve müdâhene iylemelerini isterler.
Onlar çok isterler ki sen onlara yağcılık yapasın, onlar da sana yağcılık yapsınlar.
Onlar ister ki, sen müsamaha gösteresin de onlar da müsamaha göstersinler.
Onlara yaltaklanmanı isterler, tâ ki onlar da sana yaltaklansınlar.
İstediler ki sen, alttan alıp gevşek davranasın/yağcılık edesin de onlar da yağcılık etsinler/yumuşaklık göstersinler.
sevdiler eger iki yüzlilik eyleyeydüñüz iki yüzlülük eyleyelerdi.
Dilediler ki yumuşaḳlıḳ idesiz, anlar daḫı yumuşaḳlıḳ ideler.
(Müşriklər) istərdilər ki, sən onlara yumşaqlıq göstərəsən, onlar da sənə yumşaqlıq göstərsinlər! (Sən onların bütləri barəsində pis söz deməyəsən, onlar da sənə əziyyət verməsinlər və ya sən onların bütlərinə tapınasan, onlar da sənin Allahına ibadət etsinlər!)
Who would have had thee compromise, that they may compromise.
Their desire is that thou shouldst be pliant: so would they be pliant.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |