İnne rabbeke huve a’lemu bimen dalle ‘an sebîlihi ve huve a’lemu bilmuhtedîn(e)
Şüphe yok ki Rabbin, kendi yolundan sapanı da daha iyi bilir ve o, doğru yolu bulanları da daha iyi bilir.
Elbette Senin Rabbin, kimin Kendi yolundan şaşırıp-saptığını daha iyi Bilendir; ve kimin hidayete erdiğini de daha iyi Bilendir.
Şüphesiz senin Rabbin kimlerin kendi yolundan saptığını ve kimlerin doğru yolda olduğunu en iyi bilendir.
Rabbin, işte O, başına buyruk hareket ederek hak yoldan uzaklaşanı, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih edeni iyi bilir, hidayet rehberiyle gösterilen, öğretilen hak yola, İslâm'a girmeye istekli olanları, İslâm'da sebat edenleri de iyi bilir.
Şüphesiz Rabbin, yolundan sapanı da en iyi bilendir; doğru yolda olanları da en iyi bilendir.
Elbette Rabbin, kimin kendi yolundan şaşırıp-saptığını daha iyi bilendir; ve kimin hidayete erdiğini de daha iyi bilendir.
Muhakkak senin Rabbin, kendi yolundan kimin saptığını en iyi bilendir ve O, hidayete erenleri de en iyi bilendir.
Şüphesiz Rabbin, kimin O’nun yolundan saptığını iyi bildiği gibi, kimin doğru yolu bulmuş olduğunu da çok iyi bilir. (Kimin deli, kimin akıllı olduğunu da çok iyi bilir.)
Şüphesiz senin Rabbin, yolundan çıkanı daha iyi bilir. Doğru yolda olanı da en iyi O bilir.
Kimin doğru yolda yürüdüğünü Tanrın daha iyi bilmekte
Şüphesiz Rabbin, kimlerin kendi yolundan saptığını ve kimlerin doğru yolda olduğunu herkesten daha iyi bilendir.
Kimin dalâlete sapdığını kimin tarîk-i hidâyetde bulundığını Allâh herkesden iyi bilür.
Doğrusu senin Rabbin, yolundan sapıtanları çok iyi bilir; O, doğru yolda olanları da çok iyi bilir.
Şüphesiz senin Rabbin, kendi yolundan sapan kişiyi daha iyi bilir. O, hidayete erenleri de daha iyi bilir.
Doğrusu, yolundan sapan kimseyi en iyi bilen rabbindir; hidayete erenleri de en iyi bilen O’dur.
Doğrusu Rabbin, kendi yolundan sapan kişiyi en iyi bilendir, hidayete erenleri de en iyi bilen O'dur.
Rabbin, kimin yolundan sapmış olduğunu da en iyi bilir, doğru yolda olanları da en iyi bilir.
Doğrusu Rabbin, yolundan sapanı en iyi bilendir. Hidayete ereni de en iyi bilen O'dur.
Şübhesiz rabbındır en bilen yolundan sapını, yine odur en bilen hidayete irenleri
Şüphesiz Rabbin, kimin, O’nun yolundan saptığını hakkıyla bildiği gibi, kimin doğru yolda olduğunu da hakkıyla bilendir.
Kuşkusuz Rabb'in, kimin Kendi yolundan saptığını çok iyi bilir; doğru yolda olanları da en iyi O bilir.
Şübhesiz ki Rabbin, O, kendi yolundan sapan kişiyi çok iyi bilendir. O, hidâyete ermiş olanları da pek iyi bilendir.
Şübhe yok ki, yolundan sapanları en iyi bilen ancak Rabbindir, hidâyete erenleri de eniyi bilen O'dur.
Elbette senin Rabbin, kimin kendi yolundan şaşırıp saptığını daha iyi bilendir ve kimin hidayete erdiğini de daha iyi bilendir.
Şüphesiz ki senin Rabbin, kimin yolundan saptığını, kiminde belirlediği doğru yol üzerinde olduğunu en iyi bilendir.
Gerçekten senin çalabın kendi yolundan sapanları da, doğru yolu tutanları da çok iyi bilendir.
Elbette senin Rabbin, kimin kendi yolundan saptığını daha iyi bilendir ve kimin hidayete erdiğini de daha iyi bilendir.
Elbette Rabb’in, kimlerin kendi yolundan saptığını çok iyi bilir; doğru yolda olanları da en iyi bilen O’dur.
Senin rabbin, gerçekten O’nun yolundan sapmış kimseleri çok iyi bilir; Mühtedîler’i / Hidayete Ermişler’i de çok iyi bilir.
Çünkü, yoldan çıkanı en iyi Allah bilir. Doğru yolda olanları da en iyi o bilir.
Şüphesiz Rabbin kimlerin yolundan saptığını, kimlerin doğru yolda olduğunu çok iyi bilir.
Senin Rabbin, kimin kendi yolundan saptığını kesinlikle daha iyi bilir, kimin de dosdoğru yolda olduğunu çok daha iyi bilir.
Gerçek şu ki, yalnız senin Rabbin, kimin kendi yolundan saptığını bilir ve yalnız O’dur, kimin doğru yolda olduğunu bilen.
Zira senin Rabbin, kimin kendi yolundan saptığını ve kimin de kendi yolundan gittiğini en iyi O bilir. 6/117, 28/85
Kuşku yok ki, kendi yolundan kimin saptığını en iyi bilen, şüphesiz senin Rabbindir; doğru yolda gidenleri en iyi bilen de yine O’dur.
Şüphe yok ki Rabbin, kendi yolundan sapanları da, hidâyete erenleri de çok iyi bilendir.
Şüphesiz senin Rabbin, kimin dalalette olduğunu en iyi bilendir. Ve O, hidayete olanları da de daha iyi bilir.
Şüphe yok ki Rabbindir, O'dur. O'nun yolundan sapıtmış olanı en ziyâde bilen ve O'dur hidâyete ereni de en ziyâde bilen.
Senin Rabbin şüphesiz pek iyi bilir: Allah yolundan sapanlar kimdir ve O'nun yolunu tutanlar kimdir.
Şüphesiz Rabbin, kim(ler)in kendi yolundan saptığını ve kimlerin yolda olduğunu en iyi bilen O'dur.
Tahkîk rabbin, yolundan şaşmışın kim oldığını ve ve doğrı yolda bulunanın kim idüğini daha eyi bilir.
Senin Rabbin, yolundan sapanları iyi bilir. O, doğru yolda olanları da iyi bilir.
Rabbin, yolundan sapanı en iyi bilen O'dur. Doğru yolda olanı da en iyi bilen O'dur.
Yolundan sapanları Rabbin çok iyi bilir; doğru yolda olanları en iyi bilen de Odur.
Senin Rabbin, evet O'dur kendi yolundan kimin saptığını en iyi bilen. Ve O'dur kimin doğruya ve güzele kılavuzlandığını en iyi bilen.
bayıķ çalabuñ [300a] ol bilürirekdür anı kim azdı yolından daħı ol bilürirekdür ŧoġru yol dutıcıları.
Senüñ Tañrıñ bilicidür yolından azanı. Daḫı bilicidür doġru yol dutıcıları.
Həqiqətən, sənin Rəbbin öz yolundan çıxanları da, doğru yoldan olanları da ən gözəl tanıyandır!
Lo! thy Lord is best aware of him who strayeth from his way, and He is best aware of those who walk aright.
Verily it is thy Lord that knoweth best, which (among men) hath strayed from His Path: and He knoweth best(5597) those who receive (true) Guidance.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |