Ve-inne leke le-ecran ġayra memnûn(in)
Ve sana, tükenmez, minnetsiz bir mükafat var.
Gerçekten Senin için (asla tükenmeyen ve hiç) kesintisi olmayan (temenni ve memnuniyetin çok ötesinde şerefli ve izzetli) bir ecir verilecektir.
Sabırla yaptığın peygamberlik görevinden dolayı senin için ardı arkası kesilmeyen bir mükafat vardır.
Senin için kesintisiz bir ecir vardır.
Gerçekten senin için kesintisiz bir ecir vardır.
Ve muhakkak sana tükenmez bir sevap var...
Ve gerçekten senin için hiç kesilmeyecek bir mükâfat vardır.
Şüphesiz, senin için kesintisiz bir ödül vardır.
Senin için, sonu gelmiyen sevap da vardır
Ve senin için kesintisiz bir ödül vardır.
3,4. Sana minnetsiz bir mükâfât hazırdır. Sen de hısâl-i hamîde vardır.
Doğrusu sana kesintisiz bir ecir vardır.
Şüphesiz sana tükenmez bir mükâfat vardır.
Hiç şüphesiz senin için bitip tükenmeyen bir ödül vardır.
Hiç şüphesiz senin için bitip tükenmeyen bir mükâfat vardır.
Senin için kesintisiz bir ödül vardır.
Kuşkusuz senin için tükenmez bir ecir var.
Ve tükenmez bir ecir var muhakkak senin için
(Habibim!) Şüphesiz (tarafımızdan) senin için bitip tükenmez büyük bir ecir vardır.
Senin için minnet altında bırakmayan bir ödül vardır.
Senin için muhakkak ve muhakkak tükenmeyen bir mükâfat vardır.
Hem şübhesiz ki senin için, elbette kesintiye uğramayacak olan bir mükâfât vardır.
Ve hiç şüphesiz (tam aksine; sen, bütün eziyetlere sabırla göğüs geren aklı başında ve son derece temiz yürekli bir insan olup yılmadan sabır ve metanetle tebliğ görevini ifa ettiğinden dolayı ahirette) senin için de bitip tükenmeyen bir mükâfat vardır.
Elbetteki senin için tükenmez mükafaatlar var.
İşte senin için tükenmek bilmiyen kesin bir karşılık vardır.
Muhakkak ki senin için haddi hesabı olmayan/sınırsız mükâfat vardır.
Gerçekten senin için kesintisi olmayan bir ecir vardır.
Tam aksine; sen, bütün bu eziyetlere sabırla göğüs geren aklı başında ve son derece temiz yürekli bir insansın! Bizzat Kur’an, bunun en açık delilidir. Bundan dolayı, seni Rabb’inin katında bitip tükenmek bilmeyen muhteşem bir ödül bekliyor.
Ölçek dışı bir ücret / ödül, elbette senin içindir.
3,4. Senin, sürekli ve içe sinesi bir hak edişin var. // çünkü sen eşsiz bir ahlâk yapısına sahipsin.
Onlar ne derse desin senin için Rabbinden kesintisiz mükâfat vardır.
Şüphesiz ki senin için başa kakılmayan (kesintisiz) bir ödül vardır.
Şüphesiz sana, bitip tükenmeyen bir mükâfat vardır.¹
Ve senin için kesintisiz bir ödül vardır;
Sen bu vahyi/Kuran’ı iletmen sayesinde bitmez tükenmez bir ödülü hak ediyorsun. 11/108, 16/97
Ve senin için kesintisiz[⁵²³¹] bir ödül vardır;
Senin için, muhakkak bitip tükenmeyen bir mükâfat vardır.
Şüphesiz sana kesintisiz bir mükâfat vardır.
Ve şüphe yok ki senin için bir tükenmez mükâfaat vardır.
Hem senin ecrin, mükâfatın hiç kesilmez! [11, 108; 95, 6; 41, 8]
Senin için kesintisiz bir mükafat vardır.
Ve sana minnetsiz ve nihâyeti gelmez ecir ve mükâfât vardır.
Senin için tükenmek bilmeyen bir ödül var.
Senin için sonsuz bir ecir vardır.
Senin için ardı arkası kesilmeyecek bir ödül vardır.
Senin için kesintisiz bir ödül var.
daħı bayıķ senüñdür müzd kesilmemiş yā minnet olınmamış .
Daḫı saña minnetsüz müzd vardur.
Və həqiqətən, səni minnətsiz (tükənmək bilməyən) mükafat gözləyir!
And lo! thine verily will he a reward unfailing.
Nay, verily for thee is a Reward unfailing:(5595)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |