14 Şubat 2025 - 16 Şaban 1446 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Kalem Suresi 15. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

İżâ tutlâ ‘aleyhi âyâtunâ kâle esâtîru-l-evvelîn(e)

Ona ayetlerimizi okuyunca eskilere ait masallar dedi.

Kendisine ayetlerimiz okunduğu zaman: "(Bunlar) Eskilerin uydurma masallarıdır (Kur’ani hükümler, günümüzde gereksiz ve geçersiz olan çağ dışı kurallardır)" diyen (kişilere de yüz verme ve üzülme).

böylesine ayetlerimiz okununca, “eskilerin masallarıdır” der.

Kendilerine âyetlerimiz, Kur'ânımız okunduğu zaman:
“Öncekilerin masalları.” derler.

Kendisine ayetlerimiz okunduğunda: "Öncekilerin masalları" der.

Ona ayetlerimiz okunduğu zaman: '(Bunlar) Eskilerin uydurma masallarıdır' diyen.

Ona âyetlerimiz (Kur'an) okunduğu zaman; “- Eskilerin masalları...” demiştir.

(Ve bundan dolayı da) ayetlerimiz ona okunduğu zaman, “Eskilerin efsaneleridir” diyor.

14,15. Mal ve çocuklarına güvenip, kendisine okunan âyetlerimize yönelik olarak, “Öncekilerin masalıdır” diyene de uyma!

Okunsa ona âyetlerimiz, der ki: «Bunlar, geçmişlerin masalları!»

Ayetlerimiz kendisine okunduğu zaman: “Öncekilerin masalları!” der (burun kıvırır).

14,15,16. Âyâtımız okundığı vakit "Bunlar esâtîr-i kadîmedir" diyenlerin emvâli ve evlâdı kesretli dahî olsa burunlarına bir leke uracağız.

Ayetlerimiz ona okunduğu zaman: "Öncekilerin masalları" der.

Âyetlerimiz kendisine okunduğu zaman, “Öncekilerin masalları!” der.

Ona âyetlerimiz okunduğu zaman, “Öncekilerin masalları!” der.

Ona âyetlerimiz okunduğu zaman o, «Öncekilerin masalları!» der.

Ayetlerimiz kendisine okunduğu zaman, "Efsane" der.

Kendisine âyetlerimiz okunduğunda: "Eskilerin masalları" der.

Karşısında âyetlerimiz okunurken «eskilerin masalları» dedi

Kendisine âyetlerimiz okunduğu zaman (alaycı bir ifadeyle, “Bu okunanlar) eskilerin masallarıdır” der.

Ona ayetlerimiz okunduğu zaman: “Bunlar evvelkilerin masalları.” der.

Karşısında âyetlerimiz okunduğu zaman o, «Evvelkilerin masalları» demişdir.

Ona (onlardan birine), âyetlerimiz okunduğu zaman: “Evvelkilerin masalları!” dedi.

Kendisine ayetlerimiz okunduğu (tebliğ edildiği) zaman: «(Bunlar) öncekilerin uydurma masallarıdır» demişti.

Kendisine ayetlerimiz okunduğunda, bunlar “Eskilerin masallarıdır” diyenlere (itaat etme).

Karşısında ayetlerimiz okununca: "Bunlar eskilerin masalları!" der.

Ona âyetlerimiz okununca o, «— Bunlar eskilerin masallarıdır» der.

Ona ayetlerimiz okunduğu zaman, “Öncekilerin masalları” der.

Kendisine ayetlerimiz okunduğu zaman, “(Bunlar) Eskilerin uydurma masallarıdır” diyene (sakın uyma).

Kendisine ayetlerimiz okunduğu zaman, “Bunlareskilerin efsâneleridir!” der.

Bizim âyetlerimiz ona okunduğu zaman: -“İlk Öncekiler’in hikâyeleri!” dedi.

Ayetlerimiz okununca masal deyip geçene de.

Onlara gerçekleri bildiren ayetler okunduğu zaman, "Eskilerin masalları" derler. Hâlbuki ayetler her şeyin gerçeğini açıklar. Azgınlığı şımarıklığı bırakarak doğru yola girmelerini öğütler. Kulaklarını tıkayarak öğüt almazlar.

Ona ayetlerimiz [tilavet] edildiği (okunup aktarıldığı) zaman “Öncekilerin masalları!” der. [*]

Benzer mesajlar: En‘âm 6:25; Enfâl 8:31; Nahl 16:24; Mü’minûn 23:83; Furkân 25:5; Neml 27:68; Ahkâf 46:17; Mutaffifîn 83:13.

14,15. (Bir de) o,¹ servete ve oğullara sahip olduğu için kendisine âyetlerimiz okunduğu zaman: “(Bunlar) eskilerin masallarıdır.” diyene (itaat etme.)

1 Bu şahıs; Ahnes b. Şüreyk veya Esved b. Abdi Yeğus olabilir. (Es bâb-ı Nüzûl-Suyûtî)

ki ne zaman mesajlarımız böyle birine iletildiyse, “Bunlar eski zaman hikayeleri!” demişti? ⁹

9 Benûn terimi (lafzen, “çocuklar” yahut “oğullar”) Kur’an’da çoğunlukla mecazî olarak “geniş bir destek” veya “çok sayıda taraftar” anlamında kullanı... Devamı..

Ona ayetlerimiz okununca; “Bunlar eskilerin masalları” der. 16/24, 46/17

ki, âyetlerimiz kendisine okununca, “Eskilerin masalları”[⁵²⁴¹] diyebildi.

[5241] Esâtîru’l-evvelîn ifadesinin nüzul sürecinde ilk geçtiği yer (diğerleri: 6:25; 8:31; 16:24; 23:83; 25:5; 27:68; 46:17; 83:13). Bunların tümünün... Devamı..

Ki ona, ayetlerimiz okunduğu zaman o kâfir, "Bunlar öncekilerin masalları" der.

Kendisine âyetlerimiz anlatıldığı zaman: "Bunlar eskilerin masalları" der.

Ona karşı Bizim âyetlerimiz okunduğu zaman dedi ki: «Evvelkilerin meseleleridir.»

10, 11, 12, 13, 14, 15, 16. Sakın uyma: Servet ve hanedan sahibi diye, o bol bol yemin eden, değersiz adama! O gammaz, söz gezdiren, hayrın önünü kesene, o saldırgana, günaha dadanmışa! Şerefsiz, kaba, hem de soysuz olana! Kendisine âyetlerimiz okunduğunda “Bu eski insanların masalları! ” diyene, yakında onun burnunu dağlayıp damga basarız. [74, 11-26; 6, 25; 8, 31; 46, 17]

Hz. Peygamber (a.s.)’ın karşısına böyle azgınca çıkanların burunlarının sürtüleceğini bildiren bu âyetlerle yüce Allah onların istikbaldeki perişan ha... Devamı..

Kendisine ayetlerimiz okunduğu zaman: "Eskilerin masalları" der.

Halbuki o, âyetlerimiz okundığında: "Bunlar evvelki akvâmın efsâneleridir" dir.

Ayetlerimiz okununca, “Bunlar eskilerin masalları!” der.

Ona ayetlerimiz okunduğu zaman:-Eskilerin masalları!.. der.

Ona âyetlerimiz okunduğunda, “Eskilerin efsaneleri” der.

Ayetlerimiz ona okunduğunda şöyle der: "Daha öncekilerin masalları!"

ķaçan oķına anuñ üzere 'āyetlerümüz eyitti “öñdingiler meŝelleridür” ya'nį bāŧıl sözdür.

Ḳaçan oḳunsa üstine āyetlerümüz, eyitdi: Bu düzmesidür ilerükilerüñ.

Ayələrimiz ona oxunduğu zaman o: “(Bunlar) qədimlərin əfsanələridir!” – dedi.

That, when Our revelations are recited unto him, he saith: Mere fables of the men of old.

When to him are rehearsed Our Signs,(5603) "Tales of the ancients",(5604) he cries!

5603 Allah's Signs, by which He calls us, are everywhere—in nature and in our very heart and soul. In Revelation, every verse is a Sign, for it stands... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.