İżâ tutlâ ‘aleyhi âyâtunâ kâle esâtîru-l-evvelîn(e)
Ona ayetlerimizi okuyunca eskilere ait masallar dedi.
Kendisine ayetlerimiz okunduğu zaman: "(Bunlar) Eskilerin uydurma masallarıdır (Kur’ani hükümler, günümüzde gereksiz ve geçersiz olan çağ dışı kurallardır)" diyen (kişilere de yüz verme ve üzülme).
böylesine ayetlerimiz okununca, “eskilerin masallarıdır” der.
Kendilerine âyetlerimiz, Kur'ânımız okunduğu zaman:
“Öncekilerin masalları.” derler.
Kendisine ayetlerimiz okunduğunda: "Öncekilerin masalları" der.
Ona ayetlerimiz okunduğu zaman: '(Bunlar) Eskilerin uydurma masallarıdır' diyen.
Ona âyetlerimiz (Kur'an) okunduğu zaman; “- Eskilerin masalları...” demiştir.
(Ve bundan dolayı da) ayetlerimiz ona okunduğu zaman, “Eskilerin efsaneleridir” diyor.
14,15. Mal ve çocuklarına güvenip, kendisine okunan âyetlerimize yönelik olarak, “Öncekilerin masalıdır” diyene de uyma!
Okunsa ona âyetlerimiz, der ki: «Bunlar, geçmişlerin masalları!»
Ayetlerimiz kendisine okunduğu zaman: “Öncekilerin masalları!” der (burun kıvırır).
14,15,16. Âyâtımız okundığı vakit "Bunlar esâtîr-i kadîmedir" diyenlerin emvâli ve evlâdı kesretli dahî olsa burunlarına bir leke uracağız.
Ayetlerimiz ona okunduğu zaman: "Öncekilerin masalları" der.
Âyetlerimiz kendisine okunduğu zaman, “Öncekilerin masalları!” der.
Ona âyetlerimiz okunduğu zaman, “Öncekilerin masalları!” der.
Ona âyetlerimiz okunduğu zaman o, «Öncekilerin masalları!» der.
Ayetlerimiz kendisine okunduğu zaman, "Efsane" der.
Kendisine âyetlerimiz okunduğunda: "Eskilerin masalları" der.
Karşısında âyetlerimiz okunurken «eskilerin masalları» dedi
Kendisine âyetlerimiz okunduğu zaman (alaycı bir ifadeyle, “Bu okunanlar) eskilerin masallarıdır” der.
Ona ayetlerimiz okunduğu zaman: “Bunlar evvelkilerin masalları.” der.
Karşısında âyetlerimiz okunduğu zaman o, «Evvelkilerin masalları» demişdir.
Ona (onlardan birine), âyetlerimiz okunduğu zaman: “Evvelkilerin masalları!” dedi.
Kendisine ayetlerimiz okunduğu (tebliğ edildiği) zaman: «(Bunlar) öncekilerin uydurma masallarıdır» demişti.
Kendisine ayetlerimiz okunduğunda, bunlar “Eskilerin masallarıdır” diyenlere (itaat etme).
Karşısında ayetlerimiz okununca: "Bunlar eskilerin masalları!" der.
Ona âyetlerimiz okununca o, «— Bunlar eskilerin masallarıdır» der.
Ona ayetlerimiz okunduğu zaman, “Öncekilerin masalları” der.
Kendisine ayetlerimiz okunduğu zaman, “(Bunlar) Eskilerin uydurma masallarıdır” diyene (sakın uyma).
Kendisine ayetlerimiz okunduğu zaman, “Bunlareskilerin efsâneleridir!” der.
Bizim âyetlerimiz ona okunduğu zaman: -“İlk Öncekiler’in hikâyeleri!” dedi.
Ayetlerimiz okununca masal deyip geçene de.
Onlara gerçekleri bildiren ayetler okunduğu zaman, "Eskilerin masalları" derler. Hâlbuki ayetler her şeyin gerçeğini açıklar. Azgınlığı şımarıklığı bırakarak doğru yola girmelerini öğütler. Kulaklarını tıkayarak öğüt almazlar.
ki ne zaman mesajlarımız böyle birine iletildiyse, “Bunlar eski zaman hikayeleri!” demişti? ⁹
Ona ayetlerimiz okununca; “Bunlar eskilerin masalları” der. 16/24, 46/17
ki, âyetlerimiz kendisine okununca, “Eskilerin masalları”[⁵²⁴¹] diyebildi.
Ki ona, ayetlerimiz okunduğu zaman o kâfir, "Bunlar öncekilerin masalları" der.
Kendisine âyetlerimiz anlatıldığı zaman: "Bunlar eskilerin masalları" der.
Ona karşı Bizim âyetlerimiz okunduğu zaman dedi ki: «Evvelkilerin meseleleridir.»
10, 11, 12, 13, 14, 15, 16. Sakın uyma: Servet ve hanedan sahibi diye, o bol bol yemin eden, değersiz adama! O gammaz, söz gezdiren, hayrın önünü kesene, o saldırgana, günaha dadanmışa! Şerefsiz, kaba, hem de soysuz olana! Kendisine âyetlerimiz okunduğunda “Bu eski insanların masalları! ” diyene, yakında onun burnunu dağlayıp damga basarız. [74, 11-26; 6, 25; 8, 31; 46, 17]
Kendisine ayetlerimiz okunduğu zaman: "Eskilerin masalları" der.
Halbuki o, âyetlerimiz okundığında: "Bunlar evvelki akvâmın efsâneleridir" dir.
Ayetlerimiz okununca, “Bunlar eskilerin masalları!” der.
Ona ayetlerimiz okunduğu zaman:-Eskilerin masalları!.. der.
Ona âyetlerimiz okunduğunda, “Eskilerin efsaneleri” der.
Ayetlerimiz ona okunduğunda şöyle der: "Daha öncekilerin masalları!"
ķaçan oķına anuñ üzere 'āyetlerümüz eyitti “öñdingiler meŝelleridür” ya'nį bāŧıl sözdür.
Ḳaçan oḳunsa üstine āyetlerümüz, eyitdi: Bu düzmesidür ilerükilerüñ.
Ayələrimiz ona oxunduğu zaman o: “(Bunlar) qədimlərin əfsanələridir!” – dedi.
That, when Our revelations are recited unto him, he saith: Mere fables of the men of old.
When to him are rehearsed Our Signs,(5603) "Tales of the ancients",(5604) he cries!
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |