Kâlû belâ kad câenâ neżîrun fekeżżebnâ ve kulnâ mâ nezzela(A)llâhu min şey-in in entum illâ fî dalâlin kebîr(in)
Onlar: "Evet" diyecekler, "Bize gerçekten bir uyarıcı geldi (ve Hakka çağırıp bugünleri hatırlattı) . Fakat biz (onları) yalanladık ve (üstelik) : “Allah (sizin vesilenizle) hiçbir şey indirmemiştir, siz sadece büyük bir sapmışlık içindesiniz, dedik" (şeklinde yanıtlayacaklardır).
Evet derler, andolsun ki geldi bize korkutucu da yalanladık onu ve Allah dedik, hiçbir şeyi indirmemiştir; siz ancak, pek büyük bir sapıklığa düşmüşsünüz.
Onlar: “Evet” diyecekler. “Aslında bize bir uyarıcı gelmişti ama biz onun söylediklerini yalanladık ve ona Allah vahiy yoluyla hiç birşey indirmiş değildir. Siz kendisini uyarıcı peygamber olarak görenler büyük bir yanılgı içindesiniz dedik.”
Onlar:
“Elbette geldi. Bize sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan bir uyarıcı geldi. Biz onu yalanladık. Allah'ın amellerimize değer kazandıran dînî-şer'i esaslar indirdiği yok, siz, olsa olsa, büyük bir dalâlet, bir yanılgı içindesiniz demiştik.” derler.
Derler ki: "Evet. Bize bir uyarıcı gelmişti. Ama biz yalanladık ve: "Allah bir şey indirmedi. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz" dedik."
Onlar: 'Evet' derler. 'Bize gerçekten bir uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık ve: “Allah hiç bir şey indirmedi, siz yalnızca büyük bir sapmışlık içindesiniz, dedik.'
Onlar derler ki: “- Evet, doğrusu bize, azab ile korkutan bir peygamber geldi de, biz, O'nu yalanladık ve : Allah hiç bir şey indirmemiştir; siz muhakkak büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik.”
Derler: “Evet, geldiler. Fakat onları yalanladık: “Allah hiçbir şey indirmez; siz (ey peygamberlik iddia edenler!) büyük bir sapıklık içindesiniz.” dedik.
Onlar şöyle cevap verecekler: “Evet, doğrusu bize uyarıcı bir peygamber gelmişti; fakat biz onu yalanlamış ve ‘Allah'ın bir şey gönderdiği yok; siz olsa olsa, bir sapıklık içindesiniz!' demiştik.”
«Evet, bize bir peygamber gelmişti, yalanladık onu biz; Allah bir şey göndermedi, sizler ancak, büyük bir sapkınlık içindesiniz!» dedik onlara
(Onlar:) “Evet, gerçekten bize (bu azabı haber veren) uyarıcı geldi. Fakat biz (o uyarıcıyı) yalanladık ve (ona) Allah hiçbir şey indirmedi, siz yalnızca büyük bir sapmışlık içindesiniz” dedik.*
Onlar: "Evet; doğrusu bize bir uyarıcı geldi, fakat biz yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapıklık içindesiniz demiştik" derler.
Onlar da şöyle derler: “Evet, bize bir uyarıcı gelmişti. Fakat biz onu yalanlamış ve ‘Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz’ demiştik.”
Onlar şöyle cevap verirler: Evet, doğrusu bize, (bu azap ile) korkutan bir peygamber gelmişti; fakat biz (onu) yalan saymış ve: Allah'ın bir şey gönderdiği yok; siz olsa olsa büyük bir sapıklık içindesiniz! demiştik.
Onlar da dediler ki, "Evet, bize bir uyarıcı gelmişti, ama biz yalanladık ve, 'ALLAH hiçbir şey indirmemiştir. Siz tümüyle sapıtmışsınız,' dedik."
Derler: "Evet, bize uyarıcı geldi ama biz yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmedi, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz." dedik.
Evet, doğrusu bize kocundurucu bir Peygamber (bir nezîr) geldi, fakat biz ona inanmadık ve Allah, hiç bir şey indirmedi, siz büyük bir dalâl içindesiniz diye tekzib ettik derler
Onlar, “Evet, bize uyarıcı geldi, fakat biz onu yalanladık. Allah, hiçbir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapkınlık içindesiniz.” dedik.
Onlar «Evet, dediler (derler), gerçek bize, (bu) azâb ile korkutan peygamber gelmişdir. Fakat biz (onları) yalan saydık ve Allah hiç birşey indirmemişdir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz dedik».
(Onlar) derler ki: “Evet! Gerçekten bize bir korkutucu geldi, fakat biz yalanladık ve(onlara): 'Allah hiçbir şey indirmemiştir; siz ancak büyük bir dalâlet içindesiniz!' dedik.”
Onlarda “Evet. Bize uyarıcılar geldi ve biz onları yalanladık ve onlara, Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak çok büyük bir sapıklık içindesiniz” dedik.
Onlar, «— Evet, bize azapla korkutur peygamber geldi, fakat biz O/nu yalancı saydık, «— Allah hiçbir şey indirmemiştir, siz ancak büyük bir sapıklığa düşmüşsünüz» dedik [⁸] diyecekler.*
Onlar, “Evet” derler. “Bize gerçekten bir uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık ve, “Allah hiç bir şey indirmedi, siz yalnızca büyük bir sapıklık içindesiniz” dedik.”
Buna karşılık zâlimler, “Elbette!” diyecekler “Bize uyarıcı gelmişti fakat biz ‘Allah vahiy nâmına hiçbir şey göndermiş değildir! Evet, Allah’ı kabul ederiz fakat işi yok bizim yeme içmemizle, basit hayatımızla mı uğraşacak? O bizleri tamamen serbest bırakmıştır, hayatımıza karışmaz; siz büyük bir sapıklık içindesiniz!’ diyerek onların getirdiği gerçeği yalanlamıştık.”
Onlar da: “Evet! Gerçekten bize bir uyarıcı geldi, fakat biz, onu yalanladık ve ona; ‘Allah hiç bir şey indirmedi,1 siz sadece büyük bir sapkınlık içerisindesiniz,’ dedik.”2 diyecekler.*
Onlar: “Evet” diyecekler, “aslında bize bir uyarıcı gelmişti, ama biz o'nu(n söylediklerini) yalanladık ve o'na: ‘Allah [vahiy yoluyla] hiçbir şey indirmiş değildir! Siz [kendinizi uyarıcı olarak görenler] büyük bir yanılgı içindesiniz!’ 7 dedik”.
Onlar: -Evet, bize bir uyarıcı gelmişti, fakat biz onu yalancılıkla suçladık ve Allah hiçbir şey indirmemiştir, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik. 6/91, 26/154
“Evet, doğrusu bize bir uyarıcı gelmişti; fakat biz onu yalanlamıştık ve ‘Allah hiçbir şey indirmemiştir;[5209] siz (elçiler) büyük bir sapıklık içindesiniz’[5210] demiştik” itirafında bulunacaklar.*
Derler ki: «Evet.. Muhakkak ki bize bir korkutucu (peygamber) geldi, fakat biz tekzîp ettik ve dedik ki: «Allah bir şey indirmemiştir.» «Siz başka değil, ancak büyük bir sapıklık içindesiniz.»
Onlar şöyle cevap verirler: “Evet, bizi uyaran oldu, ama biz onu yalancı saydık ve Rahman hiçbir vahiy indirmedi, siz besbelli bir sapıklık içindesiniz. ” dedik.
Dediler: "Evet, bize uyarıcı geldi ama biz yalanladık ve: 'Allah hiçbirşey indirmedi, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz' dedik."
“Evet” derler; “bize uyarıcı geldi ama biz yalana sarıldık; Allah hiç bir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapkınlık içindesiniz” dedik.
-Evet, bir uyarıcı gelmişti, fakat biz yalanladık ve Allah hiç bir şey indirmemiştir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik derler.
“Evet,” derler. “Bize uyarıcı geldi. Ama biz yalanladık. Ve dedik ki: 'Allah'ın birşey indirdiği yok; siz büyük bir şaşkınlıktasınız.' ”
Derler ki: "Gelmedi olur mu? Bize uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık. Ve: "Allah bir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapıklık içindesiniz, başka değil!" şeklinde konuştuk."
eyittiler: “evet bayıķ geldi bize ķorķıdıcı pes yalan ŧuttuķ daħı eyittük indürmedi Tañrı nesene degülsiz illā azġunlıķ içinde ulu.”
Onlar deyəcəklər: “Bəli, bizə (Allahın əzabı ilə) qorxudan peyğəmbər gəlmişdi. Amma biz (onu) yalançı sayıb demişdik: “Allah heç bir şey (vəhy) nazil etməmişdir. Siz sadəcə olaraq (haqdan) çox azmısınız!”
They say: Yea, verily, a warner came unto us; but we denied and said: Allah hath naught revealed; ye are in ought but a great error.
They will say: "Yes indeed; a Warner did come to us, but we rejected him and said, ´(Allah) never sent down any (Message): ye are nothing but an egregious delusion!´"(5566)*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |