13 Şubat 2025 - 15 Şaban 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mülk Suresi 29. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Kul huve-rrahmânu âmennâ bihi ve ’aleyhi tevekkelnâ(s) feseta’lemûne men huve fî dalâlin mubîn(in)

De ki: Odur rahman, ona inandık ve ona dayandık; artık yakında bilirsiniz, kimdir apaçık sapıklıkta.

De ki: "(Bizim inandığımız ve sığındığımız) O Rahman’dır. İşte O’na iman (ve itaat) etmekte ve O’na tevekkül ve teslimiyet göstermekteyiz. Artık kimin açık ve kesin bir sapkınlık içinde olduğunu pek yakında (görüp) bileceksiniz!"

De ki: “Bizi kurtaracak olan yalnızca O Rahman olan Allah'tır. Biz O'na iman ettik ve O'na güvenip dayandık. İleride kimin açık bir sapıklık içinde olduğunu bileceksiniz.”

“Onları da kurtaracak olan, rahmet sahibi, Rahman olan Allah'tır. O'na iman ettik. O'na dayanıp güvendik, işlerimizi O'na havale ettik. Kimin tamamen başına buyruk bir hayat, koyu bir cehalet, dalâlet ve bozuk düzen içinde olduğunu, yakında öğreneceksiniz.” de.

De ki: "O Rahman'dır. Biz O'na iman ettik ve O'na güvendik. Kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında bileceksiniz."

De ki: 'O (Allah) Rahman olan (esirgeyen koruyan)dır; biz O'na iman ettik ve O'na tevekkül ettik. Artık kimin açık bir sapmışlık içinde olduğunu pek yakında bileceksiniz.'

(Ey Rasûlüm, onlara) de ki: “- (Bizi kurtaracak ve bize merhamet edecek) O Rahmân'dır; biz O'na iman ettik ve O'na tevekkül etmekteyiz. Artık yakında siz de bileceksiniz ki, apaçık bir sapıklık içinde olan kimmiş?

De ki: “O, Rahmandır (rahmet ve kemali sonsuzdur.) O’na inandık, O’na tevekkül ettik. Kimin açık bir sapıklık içinde olduğunu pek yakında bileceksiniz.

De ki: “Bizim Rabbimiz Rahmân'dır. O'na inandık ve yalnız O'na güvendik. Yakında, kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu bileceksiniz.”[663]

[663] Mülk sûresinden çıkarılacak genel ilkeler için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XIX, 479-480.

Diyesin ki: «O'dur esirgeyen, bizler O'na inanmışız, hem dahi dayanmışız, kim açık sapkınlık içersindedir göreceksiniz!»

De ki: “O (Allah), Rahmandır (varlık âleminde bulunan bütün yarattıklarına merhamet edip nimet verendir). Biz O'na inanmış ve O'na güvenmişiz. Siz kimin apaçık sapıklıkta olduğunu yakında öğreneceksiniz!”

Di ki: "Rahmân odur biz âna inanırız ve âna tevekkül ideriz, hangimizin âşikâr bir dalâletde oldığını bir gün anlayacaksınız;

De ki: "Bizim inandığımız ve kendisine güvendiğimiz, Rahman olan Allah'tır. Kimin apaçık bir sapıklıkta olduğunu yakında bileceksiniz."

De ki: “O, Rahmân’dır. O’na iman ettik, yalnızca O’na tevekkül ettik. Siz, kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında öğreneceksiniz!”

De ki: “O, Rahmân’dır; biz O’na iman etmiş ve O’na güvenip dayanmışızdır. Kimin düpedüz bir sapkınlık içinde olduğunu yakında anlayacaksınız!”

De ki: (Sizi imana davet ettiğimiz) O (Allah) çok esirgeyicidir; biz O'na iman etmiş ve sırf O'na güvenip dayanmışızdır. Siz kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında öğreneceksiniz!

De ki, "O Rahman'dır; biz O'na inandık ve O'na güvendik. Kimin gerçekten tam bir sapıklık içinde olduğunu ileride öğreneceksiniz."

De ki: "O çok merhametlidir. O'na inanmış, O'na dayanmışızdır. Yakında kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu bileceksiniz."

Deki o öyle Rahman, işte biz ona iyman ettik ve ona dayanmaktayız, ileride sizler de bileceksiniz ki o açık bir dalâl içinde bulunan kim?

De ki: “O rahmândır. Biz O’na îmân ettik ve yalnızca O’na tevekkül ettik. Kimin apaçık bir sapkınlık içinde olduğunu yakında bileceksiniz.

De ki: “O, rahmeti kesintisiz olandır. O'na iman ettik ve O'na tevekkül¹ ettik. Artık kimin apaçık bir sapkınlık içinde olduğunu yakında bileceksiniz.”

1- Allah\a güvenme, O\na dayanma; her türlü çabayı gösterdikten sonra sonucu Allah\a bırakma.

De ki: «(Sizi kendisine davet etdiğimiz) O (Zât-i ecelle ve a'lâ), rahmeti bütün yaratdıklarına şâmil olan (Allah) dır ki biz Ona îman etdik ve ancak Ona güvenib dayandık. Artık apaçık bir sapıklık içinde bulunan kimmiş? İleride siz de bileceksiniz».

De ki: “O, Rahmândır; O'na îmân ettik ve ancak O'na tevekkül ettik. Artık kimin apaçık bir dalâlet içinde olduğunu yakında bileceksiniz!”

De ki: "(İşte kurtaracak olan) O Rahman’dır! Biz O’na iman ettik ve O’na güvendik. (Size gelince): İleride kimin açıkça bir sapıklıkta olduğunu öğreneceksiniz.

Deki “O, merhametli olandır. Biz O’na iman ettik, yalnızca O’na güvendik ve dayandık. Sonra açık bir sapıklık içinde olanın kim olduğunu öğreneceksiniz.

De ki: "Acıyıcı Odur. Biz Ona inandık, biz Ona dayandık. Artık apaçık bir sapkınlık içinde olanın kim olduğunu yakında görürsünüz."

De ki O, esirgeyen, bütün nimetleri verendir, biz O/na inandık, O/na güvendik, aşikâr bir sapıklıkta bulunanın kim olduğunu yakında bileceksiniz.

De ki: “O Rahmân’dır. Biz O’na inandık ve yalnız O’na güvenip dayandık. Apaçık bir sapıklıkta olan kimmiş yakında bileceksiniz.”

De ki: “O (Allah) Rahman olandır; biz O'na iman ettik ve O'na tevekkül ettik. Artık siz kimin açıkça bir sapıklık içinde olduğunu pek yakında bilip öğreneceksiniz.”

Onlara de ki: “O, sonsuz şefkat ve merhamet sahibi Rahmân’dır;bizi dünyada da, âhirette de mahcup etmeyecektir! Bu yüzden biz, yalnızca O’na inanır ve sadece O’na güveniriz! Size gelince, ey inkârcılar, kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında anlayacaksınız!”

De ki: -“O Rahmân ki, O’na inandık ve sadece O’na tevekkül ettik. Kim açık bir şaşkınlıkta / sapkınlıktadır; yakında bileceksiniz”.

Deki: “ Bu kurtarıcı, her şeye sevgi ile hakim Allah'tır, biz yalnız ona inanır, ona güveniriz. Zaten yakında şaşkın kim imiş göreceksiniz. “

De ki: "O çok merhametlidir. Ona inanmışızdır. Ona dayanmışızdır. Yakında apaçık sapıklık içinde kimdir bileceksiniz!"

De ki: “O, [Rahmân]’dır. O’na inandık ve yalnızca O’na güvendik. Kimin apaçık bir şaşkınlık içinde olduğunu ileride bileceksiniz.”

(Onlara yine): “Bizim inandığımız ve kendisine güvendiğimiz, ancak Rahman olan Allah’tır. Artık siz, kimin apaçık bir sapkınlık içerisinde olduğunu pek yakında öğreneceksiniz.” de.

De ki: “O, Rahmân’dır: biz O’na iman ettik, ve O’na güvendik; kimin açık bir sapıklıkta olduğunu zamanı geldiğinde anlayacaksınız.”

De ki: -Bizi kurtaracak olan kendisine iman ettiğimiz ve güvenip dayandığımız Rahman’dır. İşte o zaman öğreneceksiniz kimmiş apaçık sapıklık içinde olan. 3/159-160, 5/11

De ki: “(İşte kurtaracak olan) O Rahmân’dır! Biz O’na iman ettik ve O’na güvendik. (Size gelince:) kimin apaçık bir sapıklıkta olduğunu günü gelince öğreneceksiniz.”

De ki: İşte o Rahmân'dır ki biz Ona iman ettik, sadece O'na güvenip dayandık. Kimin sapıklık içinde bulunduğunu yakında (başınıza azap çökünce) öğreneceksiniz.

De ki: "O, Rahmân’dır. O’na iman ettik, yalnızca O’na tevekkül ettik. Siz, kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında bileceksiniz!"

De ki: «O Rahmân'dır ki, O'na imân ettik ve O'na tevekkülde bulunduk. Artık yakında bileceksiniz ki o apaçık sapıklıkta bulunan kim imiş?»

De ki: “Sizi imana dâvet ettiğimiz İlah, Rahmandır. Biz O'na iman ettik. O'na dayandık. Kimin kesin bir yanlışlık içinde olduğunu yakında öğrenirsiniz.

Bu âyet Allah’ın varlığına dair ilzamî bir delil ihtiva eder. Bu öyle bir delildir ki inkârcıyı susturur, diyecek bir söz bırakmaz. “Biz O’na inandık.... Devamı..

De ki: "O, çok merhametlidir. O'na inanmış, O'na dayanmışızdır. Yakında kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu bileceksiniz."

(Yâ Muhammed) Di ki: "Allâh te'âlâ bütün ni'metleri viricidir. Biz O'na îmân itdik ve O'na tevekkül iyledik. Âşikâr dalâletde olanın kim oldığını yakında görirsiniz."

De ki “İyiliği sonsuz olan O'dur; biz O'na inanıp güvendik ve O'nu kendimize vekil ettik. Açık bir sapıklık içinde olanın kim olduğunu yakında öğrenirsiniz.”

De ki:-Bizim kendisine iman ettiğimiz ve güvenip dayandığımız Rahman'dır. Kimin açık bir dalalette olduğunu yakında öğreneceksiniz.

De ki: O Rahmân'dır; Ona inandık ve Ona tevekkül ettik. Kimin apaçık bir sapıklıkta olduğunu yakında siz de öğrenirsiniz.

De ki: "Rahman'dır O, O'na inandık biz ve yalnız O'na güvendik. Yakında bileceksiniz kimmiş apaçık sapıklığın içinde."

eyit “oldur rūzį virici yā raḥmet ķılıcı inanduķ aña daħı aña tevekkül eyledük. pes tįz bilesiz anı kim ol azġunlıķ içindedür bellü.”

Eyit: Ol Allāh birdür, biz aña inanduḳ. Daḫı aña ṣıġınduḳ. Pes bilicilersiz,kim bellü azġunluḳ içindedür.

De: “O bizim iman gətirdiyimiz və təvəkkül etdiyimiz Rəhmandır. Kimin (haqq yoldan) açıq-aydın azmış olduğunu (tezliklə) biləcəksiniz!”

Say: He is the Beneficent. In Him we believe and in Him we put our trust. And ye will soon know who it is that is in error manifest.

Say: "He is ((Allah)) Most Gracious: We have believed in Him, and on Him have we put our trust: So, soon will ye know(5590) which (of us) it is that is in manifest error."

5590 See the end of the last note. "Our Faith tells us that Allah will deliver us from all harm if we sincerely repent and lead righteous lives. You, ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.