26 Ocak 2025 - 26 Receb 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mülk Suresi 10. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ve kâlû lev kunnâ nesme’u ev na’kilu mâ kunnâ fî ashâbi-sse’îr(i)

Ve eğer derler, duysaydık, yahut akıl etseydik yakıp kavuran cehennem ehli olmazdık.

(Keşke) "Eğer biz (gerçekleri) dinleyip duyan ve akıl edip anlayan kimseler olsaydık, (şimdi) bu azgın ateşe girenlerin arasında bulunmazdık" diyerek (hayıflanacaklardır).

Ve derler ki: “Şayet biz gelen elçilere kulak vermiş olsaydık ve aklımızı da kullansaydık şu çılgınca yanan cehennem azabı içinde olmazdık.”

“- Eğer peygamberlerin tebliğlerini anlama ve icabet etme niyetiyle dinlemiş olsaydık veya davet edildiğimiz konularda akıllıca muhakeme yapabilseydik, körüklenen, alev püsküren, çıldırırcasına yanan cehennem ehlinden olmazdık” derler.

Ve derler ki: "Eğer biz dinlemiş veya akıl etmiş olsaydık şu çılgın ateşin halkı arasında olmazdık."

Ve: 'Eğer dinlemiş olsaydık ya da akıl etmiş olsaydık, şu çılgınca yanan ateşin halkı arasında olmayacaktık' derler.

Bir de şöyle derler: “- Biz işitir veya akıl eder olsaydık, şu azgın ateşe atılanlar arasında bulunmazdık.”

Ve derler: “Eğer dinleyen, düşünen bir toplum olsaydık, Cehennem ehlinden olmazdık.”

“Eğer söz dinleseydik, yahut aklımızı kullansaydık, şu çılgın ateş halkı arasında bulunmazdık” diyecekler.

Yine diyecekler ki: «Biz ya dinleseydik, ya da düşünseydik, cehennemlik olmazdık!»

Yine şöyle derler: “Eğer dinlemiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şu alevli ateşe müstahak olanlar arasında bulunmazdık.”

ve sonra "Eğer dinlenmiş ve düşünmüş ola idik bu ateşe atılmaz idik" diyecekler

"Eğer kulak vermiş veya akletmiş olsaydık, çılgın alevli cehennemlikler içinde olmazdık" derler.

Yine şöyle derler: “Eğer kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şu alevli ateştekilerden olmazdık.”

“Şayet kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şimdi şu alevli cehennemin mahkûmları arasında olmazdık!” diye de ilâve ederler.

Ve: Şayet kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, (şimdi) şu alevli cehennemin mahkûmları arasında olmazdık! diye ilâve ederler.

"Dinleseydik veya aklımızı kullansaydık biz şu ateşin halkı içinde olmazdık," dediler.

Ve derler ki: "Eğer biz dinleseydik, yahut düşünüp anlasaydık şu çılgın ateşin halkı arasında bulunmazdık!"

Ve biz işidir veya akl eder olsaydık bu Seıyr eshabı içinde bulunmazdık, derler

Ve derler ki: “Şâyet (bize yapılan uyarılara) kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, (şimdi) şu alevli ateşe girmezdik.”

“Eğer dinlemiş veya düşünmüş olsaydık, şimdi alevli ateşin halkı içinde olmazdık.” dediler.

Ve (şunu) söylediler (söylerler): «Eğer bizi dinler, yahud aklımızı kullanır (insanlar) olsaydık şu çılgın cehennem yârânı içinde bulunmazdık.»

Ve derler ki: “Eğer (biz) işitir veya akıl eder olsaydık, bu alevli ateş ashâbı arasında bulunmazdık!”

Yine derler ki: Şayet (onları) dinlemiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, (şimdi) şu alevli ateşin halkı arasında olmazdık.’

Suçlular “Keşke o uyarıcıları dinleseydik veya aklımızı kullansaydık da şimdi burada, bu yakıcı ateşin içinde olanlardan olmazdık” derler.

Yine derler: "Eğer biz onu dinlemiş, ya da düşünmüş olsaydık şimdi bu kızgın ateşin içinde olmazdık."

Yine diyecekler: Biz peygamberleri dinlemiş, akıl da erdirmiş olsaydık Cehennemlikler arasında bulunmayacaktık.

Yine şöyle derler: “Şayet biz (vahye) kulak verseydik veya aklımızı kullansaydık,⁴ bu çılgın alevli ateşin ehli arasında olmazdık.”

4 Bu ayette; ateşe duçar olanların dünyada yapmadıkları iki şeyden birini yapsalardı, azaba mahkûm olmayacakları belirtiliyor. Birincisi, vahye kulak ... Devamı..

Ve derler ki: “Eğer dinlemiş olsaydık ya da akıl etmiş olsaydık, şu çılgınca yanan ateşin ehli arasında olmayacaktık.”

Ve ekleyecekler: “Eğer uyarılara kulak vermiş veya hiç değilse aklımızı kullanarak gözümüzün önündeki gerçekler üzerinde düşünmüş olsaydık, Allah’ın ayetlerini inkâr etmeyecek, böylece bu korkunç ateşi hak edenler arasında olmayacaktık!”

-“İşitiyor veya aklediyor olsaydık, Saîr’in / Çılgın Alevli Ateş’in arkadaşları arasında olmazdık” da dediler.

Vaktiyle kafamızı çalıştırsak da söylenenlere kulak verse idik, şimdi şu çılgın alevcilerinden olmaz idik " derler ve

"Eğer uyarılara kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, alevli ateşin içinde olmazdık!"

“(Elçileri) dinleseydik yani [*] aklımızı kullansaydık şu alevli ateş halkı arasında olmazdık!” (diyecekler).

Buradaki [ev] edatı “yani” şeklinde yorumlanmalıdır.

Ve: “Eğer (onu) dinleseydik veya aklımızı kullansaydık, (şimdi) şu çılgınca yanan cehennemin¹ halkından, olmazdık.” diyecekler.

1 Cehennem: Derin kuyu, ahirette kâfir ve günahkâr kimselerin azap çekecekleri ceza yeridir. Kur’an-ı Kerîm’de inanan ve güzel amel işleyen kimselere ... Devamı..

Ve onlar, “Eğer biz” diye ekleyecekler, “[bu uyarıları] dinlemiş olsaydık veya [en azından] kendi aklımızı kullansaydık, [şimdi] yakıcı ateşe müstehak olanlar arasında bulunmazdık!” ⁸

8 Akıl, doğru kullanıldığında, insanı Allah’ın varlığını tanımaya ve böylece, O’nun bütün yaratma eyleminin altında belirli bir planın yattığını anlam... Devamı..

Eğer vahye kulak vermiş olsaydık yahut aklımızı kullansaydık bugün bu alevli ateşe düşenlerden olmazdık, derler. 6/36, 21/10

Ve “Eğer biz (vahyi) işitmiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şimdi kavurucu ateşe müstahak olanlar arasında bulunmazdık”[⁵²¹¹] diyecekler.

[5211] Zımnen: “Kendimizi yakacak ateşe en yüksek bedeli ödeyenler arasında bulunmazdık”. Burada iki değil üç unsur var: Vahiy, akıl ve çevre. İmam Ca... Devamı..

“Eğer (onların uyarılarına) kulak vermiş ve aklımızı kullanmış olsaydık, elbette şu çılgın ateşe düşenler içinde olmazdık" diye cevab verirler.

Ve "Eğer söz dinleseydik, yahut akletseydik, şu çılgın ateşin halkı arasında bulunmazdık!" dediler.

Ve diyeceklerdir ki: «Eğer biz işitir olsa idik veya akilâne düşünse idik, biz bu çılgın cehennemin yârânı arasında bulunmuş olmaz idik.»

Ve ilave edecekler: “Şayet biz gerçeği işiten ve aklını çalıştıran kimseler olsaydık, elbette bu alevli ateşe girenlerden olmazdık! ”

Ve dediler ki: "Eğer söz dinleseydik, yahut düşünseydik, şu çılgın ateşin halkı arasında bulunmazdık!"

"Eğer biz rasûlün sözlerini dinleyüb anlamış olsa idik cehennem ehlinden olmazdık" dirler.

“Keşke söz dinleseydik ya da aklımızı kullansaydık, şimdi bu alevli ateşin ahalisi içinde olmazdık” derler.

Eğer dinlemiş veya akletmiş olsaydık bu ateş halkı için de olmazdık, derler.

“Keşke dinleseydik,” derler. “Keşke akıl edebilseydik! O zaman bu çılgın alevlerin arasında olmazdık.”

Ve derler ki: "Eğer söz dinleseydik yahut aklımızı çalıştırsaydık şu çılgın ateşin dostları arasında olmazdık."

daħı eyittiler “eger işidürmissedük yā anlarmıssaduķ olmaduġıdı ŧamu isleri içinde.”

Daḫı eyitdiler: Eger biz işitse‐y‐dük, yā fehm itse‐y‐dük, olmazduḳ cehen‐nem ehlinden.

Onlar: “Əgər biz (peyğəmbərlərin öyüd-nəsihətinə) qulaq asıb ağlımızı başımıza yığsaydıq, cəhənnəm əhli içində olmazdıq!” – deyəcək,

And they say: Had we been wont to listen or have sense, we had not been among the dwellers in the flames.

They will further say: "Had we but listened or used our intelligence,(5567) we should not (now) be among the Companions of the Blazing Fire!"

5567 Man has himself the power given to him to distinguish good from evil, and he is further helped by the teachings of the great Messengers or World ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.