13 Ekim 2024 - 10 Rebiü'l-Ahir 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Talâk Suresi 7. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Liyunfik żû se’at(in)(s) min se’atihi vemen kudira ‘aleyhi rizkuhu felyunfik mimmâ âtâhu(A)llâh(u)(c) lâ yukellifu(A)llâhu nefsen illâ mâ âtâhâ(c) seyec’alu(A)llâhu ba’de ‘usrin yusrâ(n)

Vaktihali yerinde ve eli geniş olan, vaktinehaline göre nafaka versin ve rızkı dar olana gelince, Allah, kendisine ne verirse onun bir kısmını nafaka olarak versin; Allah, hiç kimseye, kendi verdiği miktardan daha fazla bir şey teklif etmez; Allah, güçlükten sonra bir kolaylık verecektir.

Geniş imkânları olan, nafakayı geniş imkânlarına göre verip karşılasın. Rızkı kısıtlı tutulan da, artık Allah’ın kendisine verdiği kadarıyla verip (boşadığı hanımlarını mahrum bırakmasın). Allah, hiçbir nefse=kişiye ona verdiği (nimetler)den başkasıyla (fazlasıyla) yükümlülük koymamıştır. Allah, bir güçlüğün ardından (mutlaka) bir kolaylığı (nasip) kılıp (kulunu darlıktan kurtaracaktır).

Bütün bu durumlarda geniş imkanlara sahip olan kişi imkanına göre nafaka versin. Rızık imkanları dar olan kimse ise Allah'ın kendisine verdiğine uygun biçimde nafaka vermiş olsun. Allah hiçbir kimseye kendi verdiğinden daha fazlasından yükümlü tutmaz. Allah güçlükten sonra mutlaka kolaylık verecektir.

Eli geniş, imkânları bol olan, bol nafaka versin. Geçim darlığı çeken de, Allah'ın kendisine ihsan ettiği nimetlerin, imkânların bir kısmını nafaka olarak versin. Allah hiç kimseyi, verdiği nimetlerin ve imkânın üstünde yükümlü tutmaz, mükellef kılmaz. Allah her güçlüğün ardından bir kolaylık planlayıp hazırlar.

Genişlik içinde olan nafakayı imkânlarına göre versin, rızkı kendisine daraltılmış olan da Allah'ın kendisine verdiğinden versin. Allah hiç bir canı ona verdiğinden başkasıyla yükümlü tutmaz. Allah zorluktan sonra kolaylık nasib edecektir.

Geniş-imkanları olan, nafakayı geniş imkanlarına göre versin. Rızkı kısıtlı tutulan da, artık Allah'ın kendisine verdiği kadarıyla versin. Allah, hiç bir nefse ona verdiğinden başkasıyla yükümlülük koymaz. Allah, bir güçlüğün ardından bir kolaylığı kılıp-verecektir.

Genişliği (zenginliği) olan, (boşanmış kadınlara ve süt annelere) genişliğinden nafaka versin; rızkı dar olan da, Allah'ın ona verdiğinden harcasın. Allah bir kimseyi, ancak ona verdiği şeyle mükellef tutar. Allah bir güçlüğün arkasından bir kolaylık ihsan eder.

İmkânı bol olan, imkânından harcama yapsın. Rızkı dar olan kişi ise, Allah’ın ona verdiği ölçüde harcama yapsın. Allah hiç kimseye verdiğinden başkasını yüklemez. Allah, her zorluktan sonra bir kolaylık yaratacaktır.

Varlıklı olan, sahip olduğu imkanlara göre harcasın; rızkı daralmış bulunan da Allah'ın kendisine verdiği kadarından harcasın. Allah kimseyi kendi verdiğinden fazlasıyla yükümlü tutmaz. Allah, bir güçlüğün ardından bir kolaylık sağlayacaktır.

Zengin olan, ona göre yedirir, eli darda bulunan da, Allah ne verirse onu yedire, ancak Allah verdiğince yükletir, Allah darlıktan sonra bir genişlik yaratacaktır

Geniş imkânları olan, nafakayı genişliğine göre versin. Rızkı kısıtlı tutulan da artık Allah'ın kendisine verdiği kadarıyla versin. Allah, hiç kimseyi, ona verdiği imkândan fazlasıyla yükümlü kılmaz. Allah, her güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.

Bkz. 2/185, 94/5-6Bu âyet sadece boşanmada değil bütün alanlarda infak konusunda düsturdur. Yani infak ile mükellef bulunan kimse imkânına ve ihtiyacı... Devamı..

Erkekler kudretlerine göre virsünler ancak geçinecek kadar malı olan Allâh’dan aldığı nisbetde virsün. Allâh herkese kudretine nazaran tahmîl teklîf ider, muzâyakayı refâha tahvîl iyler.

Varlıklı olan kimse, nafakayı varlığına göre versin; rızkı ancak kendisine yetecek kadar verilmiş olan kimse, Allah'ın kendisine verdiğinden versin; Allah kimseye, verdiği rızkı aşan bir yük yüklemez. Allah, güçlükten sonra kolaylık verir.*

Eli geniş olan, elinin genişliğine göre nafaka versin. Rızkı dar olan da, Allah’ın ona verdiğinden (o ölçüde) harcasın. Allah, bir kimseyi ancak kendine verdiği ile yükümlü kılar. Allah, bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.

Varlıklı olan varlığından harcasın, rızkı daralmış bulunan da Allah’ın kendisine verdiği kadarından harcasın. Allah kimseyi kendi verdiğinden fazlasıyla yükümlü tutmaz. Allah bir güçlüğün ardından bir kolaylık sağlayacaktır.

İmkânı geniş olan, nafakayı imkânlarına göre versin; rızkı daralmış bulunan da Allah'ın kendisine verdiği kadarından nafaka ödesin. Allah hiç kimseyi verdiği imkândan fazlasıyla yükümlü kılmaz. Allah, bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.

Varlıklı kimse varlığı oranında nafaka yardımında bulunsun. Dar gelirli ise, ALLAH'ın kendisine verdiğinden versin. ALLAH bir kimseye vermiş olduğundan fazla bir sorumluluk yüklemez. ALLAH zorluktan sonra kolaylık getirecektir.

Eli geniş olan genişliğine göre nafaka versin. Rızkı kısılmış bulunan da Allah'ın kendisine verdiğinden versin. Allah bir kişiye ne vermişse ancak onu teklif eder. Allah bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.

Genişliği olan genişliğinden infak etsin, rızkı dar olan da Allahın ona verdiğinden infak eylesin, Allah bir nefse verdiğinden başka teklif etmez, Allah bir usrun arkasından bir yüsür yapar

İmkânı geniş olan, nafakayı imkânlarına göre versin; rızkı kısıtlı olan (geçim darlığı çeken kişi boşamış olduğu kadına vereceği nafakayı ve çocuğa yapacağı harcamayı) Allah’ın kendisine verdiği kadarından versin. Allah herkesi ancak ona verdiği kadarıyla yükümlü tutar. (Unutmayın ki) Allah her güçlükten sonra mutlaka bir kolaylık verecektir.

Varlık sahibi olanlar, varlıklarına göre karşılıksız yardım etsinler. Durumu müsait olmayan da Allah ne verdiyse ondan versin. Allah, bir kimseyi, kendisine verdiğinden fazlasıyla sorumlu tutmaz. Allah, zorluğun ardından bir kolaylık verecektir.

(Haali, vakti) geniş olan, nafakayı genişliğine göre versin. Rızkı kendisine daraltılmış bulunan (fakîr) de nafakayı Allahın ona verdiğinden versin. Allah hiçbir nefse, ona verdiğinden başkasını yüklemez. Allah, güçlüğün arkasından kolaylık ihsan eder.

Eli geniş olan kimse, genişliğine göre nafaka versin! Rızkı kendisine daraltılmış olan kimse de Allah'ın ona verdiği (kadarı)ndan versin! Allah, kimseyi ona verdiğinden fazlasıyla mükellef tutmaz. Allah, bir zorluktan sonra bir kolaylık verecektir.

İmkânı geniş olan, (sürelerinin bitimini bekleyen boşanmış hamile eşleri için de, çocuğunu emzirtme karşılığında da) imkânına göre bol nafaka versin. Ve rızkı kendisi için dar takdir edilmiş olan da, Allah’ ın kendisine verdiği miktardan harcamada bulunsun. Allah, herkesi ancak ona verdiği imkân nispetinde yükümlü tutar. Allah, her zorluktan sonra bir kolaylık var edecektir.

Durumu iyi olan (zengin olan) gücü nispetinde kadına ve bebeğine harcama yapsın. Rızkı dar ve az verilmiş kimsede, Allah’ın kendisine verdiği kadarıyla harcama yapsın. Allah hiçbir kimseye güç yetiremeyeceği şeyleri emretmiyor. Allah bu zorluklardan sonra bir kolaylık sağlayacaktır.

Varlıklı olan kimse bu geçimliği varlığına göre versin. Darlıkta olan da Allah’ın kendine verdiğine göre versin. Allah kişinin boynuna ancak verebileceği kadarını borç kılar. Allah güçlüğün ardından kolaylık verir.

Varlıklı olan varlığına göre nafaka versin. Eli dar olan kimse de Allah/ın verdiği kadar nafaka versin, Allah hiçbir kimseye ancak verdiği kadar teklif eder. Allah güçlükten sonra kolaylık [²] verecek.

[2] Güçlükten, fakirlikten sonra kolaylık ve zenginlik verir.

İmkânı olan elinin genişliğine göre nafaka versin. Rızkı (az) takdir edilen de, Allah’ın kendisine verdiği ölçüde versin. Allah bir kimseyi ancak kendisine verdiği ile sorumlu/yükümlü tutar. Allah bir güçlüğün ardından bir kolaylık verir.

Genişlik imkânları olan, nafakayı geniş imkânlarına göre yapsın. Rızkı kendisine kısıtlı tutulan da artık Allah'ın kendisine verdiği kadarıyla versin. Allah, hiç bir nefse, ona verdiğinden başkasını teklif etmez. Allah, güçlükten sonra kolaylık verir.

Zengin olan zenginliği oranında, imkânları sınırlı olan da Allah’ın kendisine verdiği ölçüde nafaka vermelidir. Çünkü Allah hiç kimseye, kendisine vermiş olduğu güç ve imkânların üstünde bir sorumluluk yüklemez. Eğer müminler güçleri ölçüsünce yükümlülüklerini yerine getirirlerse, Allah her zorluktan sonra bir kolaylık sağlayacaktır.
Sorumluluktan kaçınarak Allah’a isyan edenlere gelince:

Genişlik sahibi genişliğinden infâk etsin / harcasın! Rızkı kendisine yetecek kadar az olan kimse Allah’ın ona verdiğinden versin! Allah bir nefsi, ona verdiği şeylerin dışında yükümlü tutmaz. Allah bir zorluğun ardından kolaylık kılacaktır.

Durumu müsait olan özveride bulunsun. Darda olan da yapabileceğini yapsın. Allah, bir insanı kendisine sunduğu imkân oranında sorumlu tutar. Allah, her zora bir kolaylık getirecektir.

Eli geniş olan elinin genişliğine göre boşadığı eşine nafaka ödesin. Rızkı dar olan Allah’ın ona verdiğinden örfe en uygun olan ölçüde nafaka ödesin. Allah bir kimseyi ancak mali gücüne göre yükümlü kılar. Allah mutlaka bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.

İmkânı geniş olan, imkânına göre nafaka versin; rızkı daraltılmış olan da Allah’ın kendisine verdiğinden nafaka ödesin! Allah kimseyi ona verdiği (imkân)dan başkasıyla sorumlu tutmaz. [*] Allah her zorluktan sonra kolaylık yaratacaktır. [*]

Benzer mesajlar: Bakara 2:233, 286; Nisâ 4:84; Mâide 5:48; En‘âm 6:152, 165; A‘râf 7:42; Mü’minûn 23:62.,Bu ifade bir müslümanın hayatındaki en büyük ... Devamı..

İmkânı geniş olan, nafakayı imkânına göre bol versin, rızık imkânı dar olan da (nafakayı) Allah’ın kendisine verdiği kadarından versin. Allah herkesi ancak ona verdiği kadarıyla yükümlü tutar. (Unutmayın ki) Allah her güçlükten sonra mutlaka bir kolaylık verecektir.¹

1 Yani maddi durumu iyi olan kimse daha fazla infak etsin. Bu âyet bütün nafaka çeşitlerinde düsturdur. Yani emrolunan infaklardan hangisi olursa olsu... Devamı..

[Bütün bu durumlarda,] geniş imkanlara sahip olan kişi, genişliği ile uyumlu olarak ¹⁵ harcasın; rızık imkanları dar olan kimse ise Allah’ın kendisine verdiğine uygun şekilde harcasın: Allah hiç kimseye kendi verdiğinden daha fazlasını yüklemez; [ve mümkündür ki] Allah sıkıntıdan sonra rahatlık verecektir.

15 Lafzen, “genişliğinden”.

İmkânı geniş olanlar imkânı nispetinde harcama yapsın, maddi imkânı dar olanlar da Allah’ın kendine verdiği kadar harcama yapsın, zira Allah hiç kimseyi verdiği imkândan fazlasıyla sorumlu tutmaz. Ayrıca Allah her darlık ve sıkıntının ardından mutlaka bir genişlik ve kolaylık ihsan eder. 2/226...240, 94/5-6

(Neticede) imkânı olanlar, imkânları nisbetinde harcama yapsın; maddî imkânı dar olanlar da Allah’ın kendisine verdiği kadar harcama yapsın: Allah hiç kimseye verdiği imkândan fazlasını yüklemez; (belki de) Allah, bir zorluktan sonra bir kolaylık ihsan edecektir.[⁵¹⁶⁴]

[5164] İnşirah 5-6’da me‘a ile gelen ‘usr ve yusr burada ba‘de ile gelir. İkisi arasında bunun dışında da farklar vardır: 1) İnşirah’ta isim cümlesi ... Devamı..

Varlıklı olan nafakayı ona göre fazla versin, geliri fazla olmayan ise, Allah’ın kendisine verdiği rızık nisbetinde versin. Allah kimseyi ona verdiğinden fazlasıyla yükümlü tutmaz. Allah, güçlüğün ardından bir kolaylık ihsan eder. (Bu Allah'ın va’didir, Onun va'di ise haktır, elbette gerçekleştirir)

Eli geniş olan, genişliğine göre nafaka versin. Rızkı kısılmış bulunan da Allâh’ın kendisine verdiğinden versin. Allâh, bir kişiye ne vermişse ancak onu yükler, (kimseye gücünün üstünde bir şey yüklemez). Allâh, bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.

Genişlik sahibi olan, genişliğinden infakta bulunsun ve üzerine rızkı dar bulunmuş olan da kendisine Allah'ın verdiğinden infakta bulunsun. Allah, hiç bir nefse, ona verdiğinden başkasını teklif etmez. Allah elbette güçlük arkasından kolaylık nâsib eder.

İmkânı geniş olan, imkânına göre nafakayı bol versin. Nasibi sınırlı olan ise Allah'ın kendisine verdiği imkân ölçüsünde nafaka versin. Allah, herkesi sadece ona verdiği imkân nisbetinde yükümlü tutar. Allah, sıkıntının ardından kolaylık ihsan eder.

Eli geniş olan, genişliğine göre nafaka versin. Rızkı kısılmış bulunan da Allah'ın kendisine verdiğinden versin. Allah, bir kişiye ne vermişse ancak onu yükler, (kimseye gücünün üstünde bir şey yüklemez). Allah, bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.

Zengîn olan serveti derecesinde ve rızkı dar olan da ona Allâh'ın virdiğinden infâk iylesün. Allâh Te'âlâ bir kimseyi ancak ona virdiği kadarıyla mükellef kılar. Allâh Te'âlâ güçlükden sonra kolaylık kılacakdır.

Varlıklı olan, harcamayı varlığına göre yapsın. Darlıkta olan da Allah ne vermişse ondan yapsın. Allah kimseye gücünün üstünde yük yüklemez. Allah, zorluğun ardından bir kolaylık yaratacaktır.

Zengin olan, gücüne göre nafaka versin. Rızkı kendisine yetecek kadar olan da, Allah'ın kendisine verdiğinden versin. Allah, hiç kimseye, verdiğinden fazlasıyla yükümlü tutmaz. Allah, güçlüğün ardından bir kolaylık verir.

Varlıklı kimse, imkânına göre nafaka versin; rızkı dar olan da Allah'ın kendisine verdiği kadarından versin. Allah kimseye gücünden fazlasını yüklemez. Allah her zorluktan sonra bir kolaylık yaratacaktır.

Geniş imkâna sahip olan bu geniş imkânından harcasın. Rızkı kendisine ölçü ile verilmiş olan da Allah'ın kendisine verdiğinden infak etsin. Allah hiçbir benliği, kendisine verdiği şey dışında yükümlü tutmaz. Allah, bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.

nafaķa eylesün güñlik issi giñliginden daħı ol kim ŧar olındı anuñ üzere rūzįsi nafaķa eylesün andan kim virdi aña Tañrı. geñsüz eylemez Tañrı hįç nefse illā anı kim virdi aña. tįz ķıla Tañrı duşħarlıķdan śoñra geñezlik.

Nafaḳa eylesün māl issi mālından ve kimüñ ki rızḳı ṭar‐ısa nafaḳa eylesün,Allāh özine virdüginden ḳadarınca. Külfet eylemez Allāh her nefse, illāözine virdügince. Tañrı Ta‘ālā ḳılaçaḳdur ṣarplıḳdan ṣoñra geñezlik.

Varlı-karlı olan öz varına görə (süd haqqı) versin. İmkanı az olan isə Allahın ona verdiyindən versin. Allah heç kəsi Özünün ona verdiyindən artıq xərcləməyə məcbur etməz. Allah hər bir çətinlikdən sonra asanlıq (yoxsulluqdan sonra dövlət) əta edər.

Let him who hath abundance spend of his abundance, and he whose provision is measured, let him spend of that which Allah hath given him. Allah asketh naught of any soul save that which He hath given it. Allah will vouchsafe, after hardship, ease.

Let the man of means spend according to his means: and the man whose resources are restricted, let him spend according to what Allah has given him. Allah puts no burden on any person beyond what He has given him. After a difficulty, Allah will soon grant relief.(5520)

5520 We must trust in Allah, and do whatever is possible for us in the interests of the young life for which we are responsible. We must not be fright... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.