7 Eylül 2024 - 3 Rebiü'l-Evvel 1446 Cumartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Talâk Suresi 6. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Eskinûhunne min hayśu sekentum min vucdikum velâ tudârrûhunne litudayyikû ‘aleyhin(ne)(c) ve-in kunne ulâti hamlin fe-enfikû ‘aleyhinne hattâ yeda’ne hamlehun(ne)(c) fe-in arda’ne lekum feâtûhunne ucûrahun(ne)(s) ve/temirû beynekum bima’rûf(in)(s) ve-in te’âsertum feseturdi’u lehu uḣrâ

Onları, gücünüz yeterse oturduğunuz yerin bir kısmında oturtun ve onları sıkıştırarak zararlandırmayın ve gebeyseler doğuruncaya dek doyurun onları ve çocuklarınızı emziriyorlarsa da artık ücretlerini verin ve karıkoca; güzelce danışıp görüşerek yapın bu işleri ve bir güçlük çıkarsa çocuğu başka bir kadın emzirir artık.

(Boşadığınız) Kadınları, gücünüz oranında oturmakta olduğunuz yerin (evin) bir yanında (uygun ve ayrı bir odasında) oturtup barındırın, onlara ’darlık ve sıkıntıya düşürmek amacıyla’ zarar vermeye (kalkmayın). Eğer onlar hamile iseler, yüklerini bırakıncaya (doğumlarını yapıncaya) kadar onlara nafaka (geçim standardı) sağlayın. (Boşanan kadınlar) Şayet sizler için (çocuğu) emzirirlerse, onların ücretlerini karşılayın. (Durum ve ilişkilerinizi) Kendi aranızda ma’ruf (güzellikle ve İslam’a uygun bir tarz) üzere görüşüp-konuşup (anlaşın.) Eğer (maddi ve ailevi bir) güçlük içine girerseniz, bu durumda (çocuğu) onun (babası) için bir başkası da emzirebilir (zorlamayın).

O halde boşadığınız fakat bekleme süreleri bitmemiş olan kadınların sizinle aynı yerde aynı imkanları kullanarak geçinmelerini sağlayın ve onları rahatsız edip hayatlarını çekilmez hale getirmeyin. Eğer hamile iseler, doğumlarını yapıncaya kadar onlar için her türlü harcamayı yapın. Boşanma kesinleştikten sonra çocuğunuzu emzirirlerse onlara emzirme ücretlerini ödeyin bu emzirme işinde her iki taraf ve çocuğun menfatine uygun olan şekli aranızda görüşün ve kararlaştırın, boşanıp ayrıldık diye küsüşüp birbirinize zorluk çıkarmayın. Eğer aranızda emzirme meselesinde bir zorluk çıkarsa yani baba cimrilik edip gerekeni vermez, ana da emzirmeye nazlanırsa o vakit onu babanın hesabına diğer bir kadın emzirsin.

İddetlerini bekleyen hanımlarınızı imkânlarınızın elverdiği ölçüde ikamet ettiğiniz yerin bir bölümünde oturtun. Onları sıkıştırıp, gitmelerini sağlamak için kendilerine zarar vermeye kalkışmayın. Eğer hâmile iseler, doğuruncaya kadar nafakalarını verin. Sizin adınıza çocuğunuzu emziriyorlarsa, onlara ücretlerini ödeyin. Çocuk konusunda, birbirinize danışarak, Kur'ân ve sünnetin hükümlerine, meşrû, İslamî kurallarla örtüşen örfe, ilmî verilere, mü'minlerin tasvip ettiği, icrasında hayır gördüğü konulara, hakkaniyete uygun bir şekilde, karşılıklı anlayış göstererek birlikte karar verin. Eğer birbirinize güçlük çıkarırsanız, anlaşamazsanız, çocuğu babanın hesabına bir sütanne emzirecektir.

bk. Kur’an-ı Kerim, 2/233.

O kadınları [3] gücünüz ölçüsünde oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun ve onları sıkıntıya sokmak için kendilerine zarar vermeğe kalkmayın. Eğer hamile iseler yüklerini bırakıncaya kadar onlara nafaka verin. Sizin için (çocuklarınızı) emzirirlerse ücretlerini verin. Aranızda güzellikle danışın. Eğer güçlük içine düşerseniz o zaman (çocuğu) onun (babanın) hesabına bir başka kadın emzirir.

3.Yani boşadığınız ancak henüz iddetleri dolmamış kadınları.

(Boşadığınız) Kadınları, gücünüz oranında oturmakta olduğunuz yerin bir yanında oturtun, onlara 'darlık ve sıkıntıya düşürmek amacıyla' zarar vermeyin. Eğer onlar hamile iseler, yüklerini bırakıncaya (doğumlarını yapıncaya) kadar onlara nafaka verin. Şayet sizler için (çocuğu) emzirirlerse, onlara ücretlerini ödeyin. (Durum ve ilişkilerinizi) Kendi aranızda maruf (güzellikle ve İslam'a uygun bir tarz) üzere görüşüp-konuşun. Eğer güçlük içine girerseniz, bu durumda (çocuğu) onun (babası) için bir başkası emzirebilir.

(Boşamış olduğunuz) o kadınları, (iddetleri zarfında) gücünüzün yettiği kadar oturduğunuz yerin bir kısmında oturtun. Bir de üzerlerine tazyik yapmak için onlara zarar vermeye kalkışmayın; ve eğer gebe iseler, çocuklarını doğuruncaya kadar nafakalarını verin. Sonra (boşadığınız kadınlarla ilginiz kesilince) sizin hesabınıza (çocuklarınızı) emzirirlerse, o vakit de ücretlerini verin ve aranızda iyilikle (ücret işini) müşavere edin; anlaşın. Eğer (anne çocuğa süt vermemekle) güçlüğe uğrarsanız, bu takdirde baba hesabına (çocuğu) başka bir kadın emzirecektir.

O boşadığınız kadınları, gücünüz nispetinde oturduğunuz yerde oturtun. Onları sıkıştırmak için onlara zarar vermeyin. Eğer hamile iseler, yüklerini doğuruncaya kadar onların nafakalarını verin. Eğer sizin için (çocuklarınıza) süt verirlerse, onların ücretlerini onlara verin. Ve aranızda güzelce anlaşın. Eğer anlaşamazsanız, başka bir kadın onun için, (çocuğu) emzirecektir.

O kadınları imkanınıza göre kendi oturduğunuz yerde oturtunuz ve onları baskı altına almak için kendilerine zarar vermeye kalkışmayınız. Eğer hamile iseler, doğum yapıncaya kadar nafakalarını karşılayınız. Sizin hesabınıza çocuğunuzu emzirirlerse onlara karşılığını ödeyiniz ve aranızda güzelce konuşup anlaşınız. Anlaşmakta zorlanırsanız bu durumda çocuğu, o erkeğin hesabına başka bir kadın emzirecektir.

Sizler bu kadınları, gücünüzün yettiğince evinizde oturtunuz, sıkıştırıp zarar vermiyesiniz, eğer gebe iseler, doğurana değin yediresiniz, çocuğu emzirmek istiyorlarsa, karşılığın veriniz, aranızda güzellikle konuşun, eğer güçlük çekerseniz, başka biri emzirir

(Boşadığınız ve sürelerini bekleyen) kadınları gücünüz nispetinde, (bekleme süreleri sona erinceye kadar) oturduğunuz evlerin bir bölümünde (ihtiyaçlarını karşılayarak) oturtun. Çıkıp gitmeleri için onlara baskı yapmayın! Eğer hamile iseler, doğum yapıncaya kadar onların geçimlerini sağlayın! Sizin için (çocuğu) emzirirlerse (emzirme) ücretlerini de verin ve aranızda uygun bir şekilde anlaşın! Eğer (anlaşmakta) güçlük çekerseniz, çocuğu bir başka kadın emzirebilir.

Tatlîk itdiğiniz kadınları (’iddetin hitâmına kadar) kendi iskân itdiğiniz mahalde vesâit-i mevcûdeniz ile oturtınız. Ânları dar yerde oturtarak zahmet virmeyiniz. Hâmile olanlara iyi bakınız. Vaz-’ı haml idinceye kadar nafakalarını te’mîn idiniz. Çocuklarınızı irzâ’ idiyorlar ise ücret viriniz. Bu ücreti beyninizde karârlaşdırınız ve semîhâne hareket idiniz. Eğer irzâ’a mâni’ var ise diğer bir kadın (süd nine) çocuğı irzâ’ iylesün.

Boşadığınız, fakat iddeti dolmamış kadınları gücünüz nispetinde, kendi oturduğunuz yerde oturtun. Onları sıkıntıya sokmak için zarar vermeye kalkışmayın. Eğer hamile iseler, doğurmalarına kadar nafakalarını verin. Çocuğu sizin için emzirirlerse, onlara ücretlerini ödeyin; aranızda uygun bir şekilde anlaşın; eğer güçlükle karşılaşırsanız çocuğu başka bir kadın emzirebilir.

Onları (iddetleri süresince) gücünüz nispetinde, oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun. Onları sıkıntıya sokmak için kendilerine zarar vermeye kalkışmayın. Eğer hamile iseler, doğum yapıncaya kadar nafakalarını verin. Sizin için (çocuğu) emzirirlerse (emzirme) ücretlerini de verin ve aranızda uygun bir şekilde anlaşın. Eğer anlaşamazsanız, çocuğu baba hesabına başka bir kadın emzirecektir.

O kadınları, durumunuza uygun olarak kendi oturduğunuz yerde oturtun ve onların imkânlarını daraltmak yoluyla kendilerine zarar vermeye kalkışmayın. Eğer gebe iseler, doğum yapıncaya kadar nafakalarını karşılayın. Sizin hesabınıza (çocuğunuzu) emzirirlerse onlara karşılığını ödeyin ve aranızda güzelce konuşup anlaşın. Anlaşmakta zorlanırsanız bu durumda o erkeğin hesabına başka bir kadın emzirecektir.

Onları gücünüz ölçüsünde oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun, onları sıkıştırıp (gitmelerini sağlamak için) kendilerine zarar vermeye kalkışmayın. Eğer hâmile iseler, doğum yapıncaya kadar nafakalarını verin. Sizin için çocuğu emzirirlerse onlara ücretlerini verin, aranızda uygun bir şekilde anlaşın. Eğer anlaşamazsanız çocuğu, başka bir kadın emzirecektir.

O kadınları, gücünüz oranında, oturduğunuz yerde oturtun. Ayrılmaya zorlamak için onları rahatsız etmeyin. Gebe iseler, yüklerini bırakıncaya kadar onların geçimlerini sağlayın. Sizin için emzirirlerse ücretlerini ödeyin. Aranızda güzel bir ilişki kurun. Güçlükle karşılaşırsanız, onu başka bir kadın emzirecektir.

O kadınları, gücünüz ölçüsünde oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun ve onları sıkıştırmak için kendilerine zarar vermeye kalkışmayın. Şayet gebe iseler, yüklerini bırakıncaya kadar onları besleyin. Sonra sizin için emzirirlerse ücretlerini verin ve aranızda güzellikle konuşup danışın. Güçlük çekerseniz çocuğu, başka bir kadın emzirecektir.

O kadınları gücünüzün yettiğinden sâkin olduğunuz yerin bir kısmında iskân ediniz, ve üzerlerine tazyık yapmak için onları ızrara kalkışmayınız ve eğer yüklü iseler hamillerini vaz'ı edinciye kadar nefakalarını verin, sonra sizin hisabınıza emzirirlerse o vakit de ecirlerini verin ve aranızda iyilikle emr edin ve eğer zorlaşıyorsanız o halde baba hisabına diğer bir emzikli emzirecektir

(Boşamış olduğunuz) o kadınları, (iddetleri süresince) imkânlarınız nispetinde oturduğunuz meskenlerin bir bölümünde oturtun. (Evinizi terk etmeleri için) onları sıkıntıya sokup, kendilerine zarar vermeyin! Eğer hamile iseler, doğum yapıncaya kadar nafakalarını verin. Sizin için (çocuğu) emzirirlerse (emzirme) ücretlerini de verin ve aranızda uygun bir şekilde anlaşın. Eğer (boşadığınız kadınlarla, emzirme ücreti hususunda) anlaşamazsanız, çocuğu başka bir kadın (sütanne) emzirebilir.

Oturduğunuz yerin bir bölümünde gücünüz yettiğince onları oturtun. Onları sıkıntıya sokmak için, zarar verecek bir şey yapmayın. Eğer hamile iseler, doğum yapıncaya kadar onlara karşılıksız yardımda bulunun. Sonra emzirirlerse ücretlerini verin. Aranızda konuşarak ma'ruf bir şekilde anlaşın. Eğer bir zorlukla karşılaşırsanız o zaman emzirme işini başkasına yaptırın.

(Boşanan) o kadınları, gücünüzün yetdiği kadar, ikaamet etdiğiniz yerin bir kısmında oturtun. (Evleri) başlarına dar etmek (onları çıkmıya mecbur kılmak) için kendilerine zarar yapmayın. Eğer onlar yüklü iseler yüklerini koyuncuya kadar nafakalarını verin. Eğer (kendilerinden olan evlâdlarınızı) sizin fâidenize emzirirlerse onlara ücretlerini verin. Aranızda (bu hususda) güzelce müşavere edin. Eğer güçlüğe uğrarsanız o halde (çocuğu) onun (hesabına) bir başka (kadın) emzirecekdir.

(Boşadığınız) o kadınları gücünüz nisbetinde kendi oturduğunuz ye rin bir bölümünde oturtun; on ları sıkış tırmak (ve bir an önce çıkmalarını sağ lamak) için kendilerine zarar verme(ye kalkışma)yın!
Eğer hâmile iseler, artık yüklerini bıra kıncaya kadar onlara nafaka verin! Sonra sizin için(çocuğunuzu) emzirirlerse, onlara ücretlerini de verin! (Bu hu sus ta) aranızda güzel bir şekilde an laşın! Eğer (anlaşmakta) zorluk çekerse niz, o zaman (çocuğu) onun (babanın) hesâbına baş ka sı emzirecektir.

Onları (boşamış olduğunuz kadınları iddetleri süresince) gücünüz nispetinde, barındığınız yerin bir bölümünde (ihtiyaçlarını karşılayarak) barındırın. Onları sıkıntıya sokmak için sakın kendilerine zarar vermeye kalkışmayın! Eğer hamile iseler, doğum yapıncaya (çocuklarını doğurana) kadar nafakalarını verin! Sizin için (çocuğu) emzirirlerse (emzirme) ücretlerini de verin ve aranızda uygun bir şekilde anlaşın! Eğer (anlaşmakta) güçlük çekerseniz, çocuğu bir başka kadın emzirebilir.

Boşadığınız hamile kadınları, sahibi olduğunuz evlerden birisine yerleştirin (sokağa atmayın). Onları (kaçıp gitmeleri için) sıkıştırıp eziyet ederek zarar vermeyin. Eğer boşadığınız kadınlar hamile iseler, doğumlarını yapıncaya kadar rızıklarını ve ihtiyaçlarını karşılayın. Eğer doğumdan sonra sizin için bebeği emzirirse, ücretlerini de verin ve aranızda uygun bir şekilde anlaşma yapın. Eğer anlaşmanızda güçlük çıkarsa, bebeği başka biri emzirebilir.

O kadınları süreleri bitinceye kadar, gücünüz yettiği kadar, oturduğunuz yerin bir kısmında oturtun. Onları bezdirmek için onlara zarar vermiye kalkışmayın. Gebe iseler, doğuruncaya kadar onlara geçimliklerini verin. Sizden olan çocukları emzirecek olurlarsa emeklerini ödeyin. Bunun için biribirinizle güzelce anlaşın. Eğer bir güçlüğe uğrıyacak olursanız çocuğu bir başka kadın emzirir.

Boşadığınız kadınları iddetleri bitinceye kadar gücünüzün yettiği kadar sakin olduğunuz yerde iskân edin. Çıkıp gitmeleri için sıkıştırmak suretiyle onlara zarar vermek fikrinde olmayın. Gebeyseler doğuruncaya kadar onlara nafaka verin. Eğer boşanan kadınlar çocuklarınızı emzirirlerse onların emzirme ücretini veriniz. Emzirme ve ücret hususunda güzelce birbirinize danışın. Bu hususta aranızda güçlük çıkarsa çocuğu diğer bir kadın emzirir l.

[1] Yâni evvelki kocası emzirme ücretini eski karısına vermeye ve eski karısı da çocuğu emzirmeye razı olmazlarsa eski karısı çocuğu emzirmeye icbar e... Devamı..

Onları (bekleme sürelerinde) gücünüz/imkânınız nispetinde, oturduğunuz yerin bir bölümünde/odasında oturtunuz.⁷ Onları sıkıntıya sokmak için kendilerine zarar vermeye kalkışmayınız. Eğer hamile iseler, doğum yapıncaya kadar nafakalarını veriniz. Eğer çocuğu sizin hesabınıza emzirirlerse, ücretlerini (ayrıca) veriniz ve aranızda güzellikle anlaşınız. Eğer anlaşamazsanız, çocuğu (babası adına) bir başkası emzirebilir.⁸

7 Kişinin evi müsait olmaz veya boşayacağı kadın o evde oturmak istemezse veya daha başka sebeplerle daha güvenli bir mekânda kalması sağlanabilir. Ay... Devamı..

(Boşandığınız) Kadınları, gücünüz oranında oturmakta olduğunuz yerin bir kısmında oturtun, onları darlık ve sıkıntıya düşürmek amacıyla kendilerine zarar vermeyin. Eğer onlar hamile iseler, yüklerini bırakıncaya (doğumlarını yapıncaya) kadar onlara nafaka verin. Şayet sizler için (çocuğu) emzirirlerse, onlara ücretlerini ödeyin. Kendi aranızda güzel bir tarz üzere görüşüp konuşun. Eğer güçlük içine girerseniz, bu durumda (çocuğu), onun (babası) için bir başkası emzirebilir.

Boşamış olduğunuz kadınları, bekleme süreleri sona erinceye kadar gücünüz oranında ihtiyaçlarını karşılayarak kendi evlerinizde barındırın. Evinizi terk etmeleri için baskı yapmak amacıyla onları rahatsız etmeyin! Eğer hamileyseler, doğum yapıncaya kadar onların geçimlerini sağlayın. Boşanma gerçekleştikten sonrasizin için çocuğunuzu emzirirlerse, emzirme ücretlerini onlaraödeyin. Bu gibi konuları aranızda en güzel bir şekilde karşılıklı birbirinizle danışıp konuşarak çözüm ve karara bağlayın. Eğer aranızda anlaşmaya varamazsanız, çocuğu bir başka kadın da emzirebilir. Fakat çocuğu emzirecek bir kadın bulunamazsa, annesi onu emzirmek zorundadır.
Nafakada temel ölçü şudur:

Boşadığınız kadınları gücünüz ölçüsünde kendi oturduğunuz yerden bir yere oturtun! Onları dara sokmak / daraltmak için onlara zarar vermeye kalkışmayın! Eğer hamile iseler, doğuruncaya kadar nafakalarını verin! Sizin için emzirdilerse, onlara ücretlerini verin! Aranızda örfe uygun bir şekilde iş görün (işleri yürütün)! Bir güçlükle karşılaştıysanız, onu bir başkası emzirecektir.

Mümkün ise kadınları kendi oturduğunuz yerde tutun. Kendilerini baskı altında tutmak için bir takım dayatmalarda bulunmayın. Hamile iseler, doğumlarını yapana kadar nafakalarını verin. Bebeğinizi emzirirlerse ücretlerini verin Ücret konusunu aranızda güzellikle halledin. Zorluk çıkarırsanız, bebeği başkası emzirecek demektir.

Boşadığınız kadınları gücünüz nispetinde oturduğunuz evin misafir bölümünde oturtun. Çünkü boşamaya karar verdiğiniz kadınlarınız artık sizin için misafirdir. Onları sıkıntıya sokmak için kendilerine zarar vermeye kalkışmayın! İnsan misafirlerine hakaret etmez. Onları el üstünde tutar. Eğer hamile iseler, doğum yapıncaya kadar maddi ihtiyaçlarını giderin! Sizin için doğan çocuğu emzirirlerse emzirme ücretlerini ödeyin! Ücret konusunda örfe uyun! Sakın çocuğun annesi sensin onu emzirmeye mecbursun demeyin! Çocukların her türlü bakımı babaya aittir. Ücrette anlaşamazsanız emzirmek üzere başka bir kadınla anlaşın! Emzirmesi için annesine baskı yapmayın!

Gücünüz ölçüsünde oturduğunuz yerin (evinizin) bir bölümünde onları (da) oturtun! Onları (gitmeleri için) sıkıştırıp kendilerine zarar vermeyin! (Boşandığınız kadınlar) hamile iseler, doğum yapıncaya kadar nafakalarını verin! Sizin için (çocuğunuzu) emzirirlerse onlara ücretlerini verin; aranızda uygun bir şekilde istişare edin! (Emzirtme konusunda) zorluk çekerseniz, onu başka bir (kadın) emzirecektir.

(Boşadığınız) o kadınları, gücünüz ölçüsünde oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun ve onları rahatsız ederek zarar vermeğe kalkışmayın. Şâyet gebe iseler çocuklarını doğuruncaya kadar, onların geçimini sağlayın.¹ Eğer çocuğu sizin namınıza emzirirlerse onlara ücretlerini verin ve (bu durumu) aranızda güzellikle konuşup anlaşın.² Yok, eğer anlaşamazsanız (o zaman) çocuğu (babası) başka bir kadına emzirtsin.³

1 Onlara çocuklarını doğuruncaya kadar nafakalarını verin. Boşanan bir kadının hamile olduğu anlaşılırsa, onun iddeti üç ay hali değil “çocuğunu doğur... Devamı..

[O halde, iddetlerinin içinde bulunan] kadınların, sizinle aynı yerde, aynı imkanları kullanarak geçinmelerini sağlayın; ¹² ve onları rahatsız edip hayatlarını çekilmez hale getirmeyin. Eğer hamile kalırlarsa, doğumlarını yapıncaya kadar onlar için her türlü harcamayı yapın; [boşanma kesinleştikten sonra] çocuğunuzu emzirirlerse onlara [hak ettikleri] karşılığı verin; ve kendi aranızda [çocuğun geleceğini] uygun bir şekilde konuşun. Eğer ikiniz de [annenin çocuğu emzirmesi ihtimalini] zor görürseniz ¹³ onu [babasının] adına ¹⁴ başka bir kadın emzirsin.

12 Lafzen, “oturduğunuz yerde onları oturtun” -yani, “onları kendi hayat standardınızla aynı düzeyde yaşatarak”.13 Kadının sağlık nedenlerinden dolayı... Devamı..

Boşadığınız hanımlarınızı imkânlarınız ölçüsünde oturduğunuz evlerin bir bölümünde oturtun, evden çıkıp gitsinler diye onları sıkıştırmayın, eğer hamile iseler doğumlarına kadar onların geçimini temin edin. Şayet çocuğunuzu emzirirlerse onların emzirme ücretini verin, emzirme ve ücret konusunda günün şartlarına göre aranızda anlaşın. Bu konuda anlaşamadığınız takdirde baba başka bir sütanne bulacaktır. 2/226...240, 65/1

(İddet bekleyen kadınlarınızı), imkânlarınız nisbetinde barındığınız şartlara[⁵¹⁶¹] uygun olarak barındırın; onlar üzerinde baskı kurup hayatlarını çekilmez hale getirmeyin; eğer hamileyseler, doğum yapıncaya kadar nafakalarını üstlenin; eğer (çocuğunuzu) sizin hesabınıza emzirirlerse, onlara hak ettikleri karşılığı verin ve (çocuğun geleceğini) kendi aranızda ortak değerler çerçevesinde istişare edin;[⁵¹⁶²] eğer (emzirme konusunda) karşılıklı zorlanırsanız, bu takdirde (baba) hesabına bir başkası emzirecektir.[⁵¹⁶³]

[5161] Lafzen: “yerde”. Min haysu’nun bu bağlamdaki vurgusuna dayanarak. [5162] Lafzen: “birbirinize ma’rufu emredin!” Maruf: Aklen mümkin, şer’an ... Devamı..

(Boşanmak için süresini bekleyen) Kadınları, -gücünüzün ölçüsüne göre- evinizin bir kısmında oturtun, -bir an evvel gitmelerini sağlamak için- onları sıkıştırıp zarar vermeyin. Eğer hamile iseler, doğum yapıncaya kadar nafakalarını verin. (Doğumdan sonra) sizin çocuklarınızı emzirirlerse, onlara ücretlerini verin ve aranızda konuşarak ücret bedeli hususunda uygun bir şekilde anlaşın, eğer anlaşamazsanız, bebeği başka bir kadın emzirir.

Onları gücünüz nispetinde, oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun. Onları sıkıntıya sokmak için kendilerine zarar vermeye kalkışmayın. Eğer hamile iseler, doğum yapıncaya kadar nafakalarını verin. Sizin için (çocuğu) emzirirlerse (emzirme) ücretlerini de verin ve aranızda uygun bir şekilde anlaşın. Eğer anlaşamazsanız, çocuğu baba hesabına başka bir kadın emzirecektir.

O (boşanan) kadınları gücünüzün yettiği kadar ikamet ettiğiniz yerin bir kısmında oturtun ve üzerlerine tazyikte bulunmanız için kendilerine zarar vermeyin ve eğer yüklü bulunmakta iseler yüklerini koyuncaya değin onlara nafakalarını verin. Eğer sizin için (çocuklarınızı) emzirirlerse onlara ücretlerini verin, ve aranızda makuf bir veçhile müşaverede bulunun ve eğer müşkilata uğrar iseniz onun için başkası emzirecektir.

Boşadığınız eşlerinizi, imkânlarınız nisbetinde oturduğunuz meskenlerin bir bölümünde iddetlerini tamamlayıncaya kadar oturtun! Onlar üzerinde çıkıp gitmelerini sağlamak için bir baskı kurmak niyetiyle onlara zarar vermeye kalkışmayın. Eğer onlar hamile iseler, çocuklarını doğuruncaya kadar nafakalarını verin. Sonra boşadığınız eşlerle ilginiz kesilince sizin hesabınıza çocuklarınızı emzirirlerse, ücretlerini verin. Aranızda ücret işini meşrû çerçevede, örfe uygun olarak güzellikle görüşüp sonuçlandırın! Eğer annesinin çocuğu emzirmemesi sebebiyle sıkıntıya düşerseniz, bu takdirde baba, ücret vererek bir başka emziren kadın bulacaktır. [2, 233]

(Boşadığınız) O kadınları, gücünüz ölçüsünde oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun ve onları sıkıştır(ıp evden çıkmağa zorla)mak için kendilerine zarar vermeğe kalkışmayın. Şayet gebe iseler, yüklerini bırakıncaya kadar onların geçimini sağlayın. Sonra sizin için (çocuğunuzu) emzirirlerse onlara ücretlerini verin ve aranızda güzellikle konuşup anlaşın. Eğer (anlaşmakta) güçlük çekerseniz (o zaman) çocuğu, başka bir kadın emzirecektir.

Onları (tatlîk itdiğiniz kadınları) 'iddetinin hitâmına kadar, kudretinizin yetdiği bir mekânda iskân idin. Onları tazyîk içün ızrâr itmeyin. Eğer hâmil iseler vaz-'ı haml idinceye kadar nafakalarını virin. Eğer evlâdınızı sizin içün emzirirlerse ücretini, aranızda ma'rûf ve müstahsen sûretde karârlaşdırub tesviye iyleyin. Eğer süd emzirmek husûsunda müşkilât olur ise çocuğı diğer biri emzirsün. (Süd anneye virilsün).

Boşadığınız kadınları (iddetleri esnasında) gücünüze göre oturduğunuz yerin bir kısmında oturtun. Onlara baskı yapmak için zarar vermeye kalkmayın. Hamile iseler, doğum yapıncaya kadar ihtiyaçlarını karşılayın. Çocuğu sizin için emzirirlerse ücretlerini verin. İşleri aranızda güzelce yürütün. Karşılıklı olarak zorlanırsanız çocuğu bir başkası emzirir.

Boşadığınız kadınları, gücünüz ölçüsünde oturduğunuz yerde oturtun. Onları sıkıntıya düşürmek için zarar vermeye kalkışmayın. Eğer hamile iseler doğuruncaya kadar nafakalarını verin. Eğer sizin için emzirirlerse, onlara ücretlerini verin. Aranızda uygun bir şekilde anlaşın. Eğer bir güçlükle karşılaşırsanız, çocuğu bir başkası emzirir.

Boşadığınız hanımları, gücünüz ölçüsünde, evinizin bir bölümünde oturtun. Sıkıştırıp da çıkmaya zorlamak için onlara zarar vermeyin. Hamile iseler, doğum yapıncaya kadar nafakalarını verin. Eğer sizin için çocuğu emzirirlerse ücretlerini verin. Aranızda güzellikle anlaşın. Bu size zor gelecek olursa, çocuğu başka biri emzirsin.

O kadınları, imkânlarınız ölçüsünde, barındığınız yerin bir kısmında barındırın. Onları baskı altında tutmak için onlara zarar verme yönüne gitmeyin. Eğer hamile iseler yüklerini bırakıncaya kadar onlara nafaka verin. Eğer sizin için çocuk emziriyorlarsa, ücretlerini de verin. Aranızda örfe uygun biçimde konuşup tartışın. Eğer anlaşmakta zorluk çekerseniz o zaman, doğmuş olan çocuğu baba hesabına başka bir kadın emzirecektir.

[297a] oturduñ 'avratları ol yirde kim oturursız gücünüz yitdüginden. daħı ziyān degürmeñ anlara tā ŧar eyleyesiz anlaruñ üzere. daħı eger olalar yükler isleri nafaķa eyleñ anlaruñ üzere tā ķoyalar yüklerini. pes eger emzüreler sizüñ içün virüñ anlara kirilerini. daħı buyrışuñ arañuzda eylügi. daħı eger ķatılıķ eyleyesiz biribiriñüz ile pes tįz emzüre anuñ-içün ayruķ 'avrat.

Sākin eyledüñüz ‘avratlaruñuzı, siz sākin olġan evlerde gücüñüz yitdügiḳadar ve anlara ziyān degürmeñ ṭarlıḳ eylemeg‐içün anlara ve eger yüklü olsa‐lar, nafaḳa eyleñüz anlara, anlar doġurınca. Pes eger sizüñ oġlanla‐ruñuzı emzürseler, anlara kirilerin virüñüz. Daḫı ortañuzda yaḫşılıġı buyu‐ruñuz ve eger muvāfaḳat olmasa, özge ‘avrat emzürsin.

Onları (boşadığınız, lakin gözləmə müddətləri sona yetməmiş qadınları) imkanınız çatdığı qədər öz yaşadığınız yerdə sakin edin. (Bu qadınları) sıxışdırmaq (evdən çıxıb getməyə məcbur etmək) məqsədilə onlara zərər (əziyyət) verməyə cəhd göstərməyin. Əgər onlar hamilədirlərsə, bari-həmləni yerə qoyana qədər xərclərini verin. (Həmin qadınlar gözləmə müddətləri qurtarandan sonra) sizin üçün uşaq əmizdirirlərsə, onların (süd) haqqını verin (çünki onlar artıq sizin uşaqlarınıza süd verməyə borclu deyillər). Öz aranızda yaxşılıqla (şəriətə müvafiq şəkildə) sazişə gəlin. Əgər (bu məsələdə) çətinliyə düşsəniz (bir-birinizlə razılığa gələ bilməsəniz), onu (uşağı) başqa bir qadın əmizdirə bilər.

Lodge them where ye dwell, according to your wealth, and harass them not so as to straiten life for them. And if they are with child, then spend for them till they bring forth their burden. Then, if they give suck for you, give them their due payment and consult together in kindness; but if ye make difficulties for one another, then let some other woman give suck for him (the father of the child).

Let the women live (in ´iddat) in the same style as ye live, according to your means: Annoy them not, so as to restrict them.(5516) And if they carry (life in their wombs), then(5517) spend (your substance) on them until they deliver their burden: and if they suckle your (offspring), give them their recompense: and take mutual counsel together, according to what is just and reasonable. And if ye find yourselves(5518) in difficulties, let another woman suckle (the child) on the (father´s) behalf.(5519)

5516 Cf. n. 5507 above. A selfish man, because he has divorced his wife, may, in the probationary period before the divorce becomes absolute, treat he... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.