11 Kasım 2024 - 9 Cemaziye'l-Evvel 1446 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Münâfikûn Suresi 1. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

İżâ câeke-lmunâfikûne kâlû neşhedu inneke lerasûlu(A)llâh(i)(k) va(A)llâhu ya’lemu inneke lerasûluhu va(A)llâhu yeşhedu inne-lmunâfikîne lekâżibûn(e)

Münafıklar, sana gelince, tanıklık ederiz ki dediler, sen, şüphe yok, elbette Allah'ın peygamberisin ve Allah bilir ki şüphe yok, sen, onun peygamberisin ve Allah tanıklık eder ki şüphe yok, münafıklar, elbette yalancılardır.

Münafıklar Sana geldikleri zaman: "Şahitlik ederiz ki Sen gerçekten Allah’ın Resulüsün" derler. (Üstelik) "Allah da bilir ki, Sen elbette O’nun Resulüsün" (diyerek kendi samimiyetsizliklerini örtmek için Allah’ı da şahit gösterirler. Ama) Allah (CC) hiç şüphesiz o münafıkların yalancı olduklarını da (bilmekte ve buna) şahitlik yapmaktadır.

[Not: Buradaki "Şehadet" mutlaka görüyor ve kesinlikle biliyor anlamında sağlam bir inancı ifade etmek yanında, yemin manasına da kullanılmıştır. İkiy... Devamı..

Münafıklar sana geldikleri zaman: “Şahitlik ederiz ki, sen muhakkak Allah'ın elçisisin” derler. Allah senin gerçekten O'nun elçisi olduğunu çok iyi bilir ve Allah münafıkların yalancı olduklarına şahitlik eder.

Münafıkların münafıklıklarını en belirgin şekliyle açıklığa kavuşturan sûre onları duvara dayandı-rılmış kütüklere benzetir. Benî Mustalik gazvesinden... Devamı..

Müslüman görünerek İslâm'a karşı gizli eylem planları ve eylem yapan münâfıklar sana geldiklerinde:
“Senin, kesinlikle Allah'ın Rasulü olduğuna şahitlik ederiz.” dediler. Allah, Muhammed'in Allah'ın Rasulü olduğunu biliyor. Allah, münâfıkların yalan söylediğine de şâhitlik ediyor.

Münâfıklar sana geldiklerinde: "Şahitlik ederiz ki, sen muhakkak Allah'ın peygamberisin" derler. Allah senin muhakkak kendi peygamberi olduğunu bilir. Bununla beraber Allah münâfıkların kesin yalancı olduklarına şahitlik eder.

Münafıklar sana geldikleri zaman: 'Biz gerçekten şehadet ederiz ki, sen kesin olarak Allah'ın elçisisin' dediler. Allah da bilir ki sen elbette O'nun elçisisin. Allah, şüphesiz münafıkların yalan söylediklerine şahidlik eder.

(Ey Rasûlüm), münâfıklar sana geldiği zaman şöyle dediler: “- Şehadet ederiz (kalbimizdeki inancı beyan ederiz) ki, doğrusu sen, muhakkak Allah'ın peygamberisin.” Allah'da biliyor ki, gerçekten sen, O'nun şübhe götürmez peygamberisin. Bununla beraber Allah, şehadet ediyor ki, münâfıklar tamamen yalancıdırlar, (sözleri inançlarına uymamaktadır, yalan yere yemin ediyorlar).

Münafıklar sana geldikleri zaman: “Senin Allah’ın elçisi olduğuna şahitlik ederiz” derler. Allah, senin gerçekten O’nun elçisi olduğunu çok iyi bilir. Ve Allah, o münafıkların yalancı olduklarına da şahitlik ediyor.

Münafıklar sana geldiklerinde, “Senin kesinlikle Allah'ın peygamberi olduğuna tanıklık ederiz” derler. Allah, senin, O'nun peygamberi olduğunu biliyor ve Allah münafıkların yalancı olduğuna tanıklık ediyor. [643][644]

[643] Münâfikûn sûresi hakkında genel bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XIX, 295.[644] Münâfıkların özellikleri hakkında geniş bilgi için bk. B... Devamı..

Münafıklar sana gelip de: «Biz tanıklık ederiz, sen Allahın peygamberisin !» dediklerinde, Allah da bilir ki, gerçekten O'nun peygamberisin; Allah tanık ki, münafıklar yalan söyler!

Münafıklar sana geldiklerinde; “Biz şehadet ederiz ki sen kesinlikle Allah'ın Resul'üsün!” derler. Evet, Allah biliyor ki, elbette sen O'nun elçisisin. Bunun yanında Allah münafıkların yalancı olduklarını (samimi olmadıklarını) da biliyor.

Münâfıklar senin nezdine geldikleri vakit "Biz şehâdet ideriz ki sen rasûlullahsın" dirler. Allâh senin rasûli oldığını bilür ve ânların kalben söylemediklerine de şâhiddir.

İkiyüzlüler sana gelince: "Senin şüphesiz Allah'ın Peygamberi olduğuna şehadet ederiz" derler. Allah, senin kendisinin peygamberi olduğunu bilir; bunun yanında Allah, ikiyüzlülerin yalancı olduklarını da bilir.

(Ey Muhammed!) Münafıklar sana geldiklerinde, “Senin, elbette Allah’ın peygamberi olduğuna şahitlik ederiz” derler. Allah senin, elbette kendisinin peygamberi olduğunu biliyor. (Fakat) Allah, o münafıkların hiç şüphesiz yalancılar olduklarına elbette şahitlik eder.

Münafıklar sana geldiklerinde, “Tanıklık ederiz ki sen gerçekten Allah’ın elçisisin” derler. Senin hiç kuşkusuz kendi elçisi olduğunu Allah elbette biliyor; ama Allah tanıklık eder ki münafıklar (inandık derken) kesinlikle yalan söylemektedirler.

Münafıklar sana geldiklerinde: Şahitlik ederiz ki sen Allah'ın Peygamberisin, derler. Allah da bilir ki sen elbette, O'nun Peygamberisin. Allah, münafıkların kesinlikle yalancı olduklarını bilmektedir.

İkiyüzlüler sana geldiklerinde, "Senin ALLAH elçisi olduğuna şehadet ederiz," derler. ALLAH senin kendi elçisi olduğunu bilir ve ALLAH ikiyüzlülerin yalan söylediğine de şehadet eder.

Adem'den itibaren tüm elçilerin ve inananların dini olan islamın ilk şartı olarak bilinen "Kelime-i şehadet" veya "Kelime-i tevhid" 3:18'de bildirilmi... Devamı..

Münafıklar sana geldikleri vakit: "Şahitlik ederiz ki sen muhakkak Allah'ın elçisisin." derler. Senin mutlaka kendisinin elçisi olduğunu Allah bilir ve Allah münafıkların yalancı olduklarına şahitlik eder.

Sana geldikleri vakıt o münafıklar dediler ki: şehadet ederiz hakikaten sen şübhesiz Allahın Resulüsün, Allah da biliyorki: hakikaten sen şübhesiz onun Resulüsün, bununla beraber Allah şehadet ediyorki doğrusu münafıklar kat'iyyen yalancıdırlar

(Resûlüm!) Munâfıklar sana geldiklerinde (kalpleri ile tasdik etmeksizin/sadece dilleriyle), “Şahitlik ederiz ki şüphesiz sen Allah’ın peygamberisin” derler. (Evet,) Allah biliyor ki sen gerçekten O’nun resûlüsün. (Her şeyi hakkıyla bilen) Allah, munâfıkların yalancı olduklarına da şahittir.

Münafıklar sana geldiklerinde: “Biz, tanıklık ederiz ki, kuşkusuz sen, Allah'ın Resûl'üsün.” dediler. Elbette ki Allah, senin, Kendisinin Resûl'ü olduğunu biliyor. Fakat Allah tanıktır ki, münafıklar, kesinlikle yalancıdırlar.

Münafıklar sana geldiği zaman «Şehâdet ederiz ki sen muhakkak ve mutlak Allahın peygamberisin» dediler. Allah da bilir ki sen elbette ve elbette Onun peygamberisin. (Fakat) Allah o münafıkların hiç şübhesiz yalancılar olduğunu da biliyor.

(Ey Resûlüm!) Münâfikun (o münâfıklar) sana geldikleri zaman: “Şâhidlik ederiz ki, muhakkak sen, gerçekten Allah'ın Resûlüsün!” dediler. Allah da biliyor ki, şübhesiz sen, elbette (Allah'ın) peygamberisin! Bununla berâber Allah şâhidlik eder ki, doğrusu münâfıklar gerçekten yalancıdırlar.

(Ey Resulüm!) Münafıklar sana geldiklerinde, ‘’Biliyor, inanıyoruz ki, muhakkak sen Allah’ın elçisisin’’ derler. Allah ta bilir ki sen elbette, kendisinin elçisisin. Bununla birlikte Allah münafıkların yalancı olduklarını da bilir. *

(*) Kur’an da Allah’ın şahitliği, Allah’ın bilmesi, hazır ve nazır olması demektir. Aşağıda Münafikun sûresi 1.ayetle ilgili Celaleyn tefsirinde de (و... Devamı..

İkiyüzlü davrananlar sana geldiklerinde “Senin kesinlikle Allah’ın elçisi olduğuna şahitlik ediyoruz” derler. Hâlbuki Allah senin, kendisinin elçisi olduğunu biliyor, ancak ikiyüzlü davrananlar yalan söylüyorlar.

İki yüzlüler sana gelince: "Senin gerçekten Allah’ın elçisi olduğunu iyice biliyoruz" derler. Allah da bilir ki sen gerçekten kendisinin elçisisin, Allah o iki yüzlülerin kesenkes yalan söylediklerine de tanıktır.

Münafıklar, sana geldikleri zaman «— Senin Allah/ın peygamberi olduğuna şehadet ederiz [⁶]» derler. Allah bilir ki doğrudan doğruya sen O/nun peygamberisin. Allah şehadet eder ki münafıklar kızıl yalancıdırlar.

[5] Medine'de nâzil olmuş 11 âyettir.[6] Veya böyle olduğuna yemin ederler.

(Ey peygamber!) İkiyüzlüler [munâfikûn]¹ sana geldiklerinde, “Şahitlik ederiz ki sen Allah’ın elçisisin” derler. Allah da bilir ki sen elbette O’nun elçisisin. Fakat Allah, şahitlik etmektedir ki, ikiyüzlüler gerçekten yalancıların tâ kendileridir.

1 İkiyüzlü, Arapçadan Türkçemize de geçmiş “münafık” kelimesinin karşılığıdır. Münafık ise, n-f-k kökünden gelir. “Ayırmak” anlamındadır. Bu kökten ge... Devamı..

Münafıklar sana gelince, “Senin şüphesiz Allah'ın Peygamberi olduğuna şahadet ederiz” derler. Allah, senin kendisinin peygamberi olduğunu bilir; bunun yanında Allah, münafıkların yalancı olduklarına da şahitlik eder.

(Medine’de nazil olmuştur ve 11 ayettir. Münafıkların davranışlarından söz ettiği için bu adı almıştır.)

Ey şanlı Elçi! İslâm toplumunu içten çökertmeye çalışan ikiyüzlüler senin yanına geldiklerinde, “Senin gerçekten Allah’ın Elçisi olduğuna şahitlik ederiz!” derler. Evet, Allah senin Kendi Elçisi olduğunu bilmektedir fakat aynı zamanda Allah, senin Peygamberliğine inandıklarını iddia eden bu ikiyüzlülerin yalan söylediğine de şahitlik etmektedir!

Medîne döneminde, Mustalık Oğulları gazvesinden hemen sonra, muhtemelen hicretin altıncı yılında indirilmiştir. Adını, ilk ayetinde geçen “Münâfikûn: ... Devamı..

MÜNÂFIKLAR sana geldiği zaman dediler: -“Şehadet ederiz ki; sen, Allah’ın rasûlüsün”. Allah biliyor ki; sen, elbette O’nun rasûlüsün. Bir de Allah şehadet ediyor ki; Münâfıklar, elbette yalan söylemektedirler.

İki yüzlüler sana gelip: " Senin Allah resulü olduğunu kabul ediyoruz " diyorlar. Allah, senin resul olduğunu zaten biliyor. Allah şahittir ki münafıklar, yalancının tekidir.

Münafıklar sana geldiklerinde, "Senin elbette Allah’ın Resulü olduğuna şahitlik ederiz!" derler. Allah seni kendine Resul seçtiğini biliyor. Senin Resul olduğunu onlar kabul etmiyorlar diye üzülme! Onların senin Resul olduğunu kabul etmemesi gerçeği değiştirecek mi? Allah münafıkların yalancılar olduklarına şahitlik eder.

Münafıklar sana geldiklerinde “Şahitlik ederiz ki şüphesiz sen Allah’ın Elçisisin!” derler. Allah senin elbette kendi elçisi olduğunu bilmektedir. Allah münafıkların yalancı olduklarına elbette şahittir.

(Ey Muhammed!) Münâfıklar,¹ senin yanına gelince: “Biz gerçekten senin kesinlikle Allah’ın elçisi olduğuna inanıyoruz.” dediler. Zâten Allah senin kendisinin elçisi olduğunu bilip duruyor. Hattâ Allah münâfıkların tam birer yalancı olduklarını da biliyor.

1 Münâfık: Sözlükte “tarla faresi yuvasına girmek, olduğundan başka türlü görünmek” anlamındaki “nifâk” mastarından türemiş bir sıfattır. Kelimenin, “... Devamı..

İKİYÜZLÜLER sana geldiklerinde: “Senin gerçekten Allah’ın Elçisi olduğuna tanıklık ederiz!” derler. Ama Allah, senin Kendi Elçisi olduğunu bilir; ve Allah, ikiyüzlülerin [inandık demelerinde] asla samimî olmadıklarına tanıklık eder.

İnanmadıkları halde inanmış gibi görünen ikiyüzlü münafıklar sana geldiklerinde; “Biz senin gerçekten Allah’ın elçisi olduğuna şahadet ediyoruz” derler. Evet, Allah da biliyor ki sen gerçekten O
un elçisisin. Fakat Allah şahittir ki o ikiyüzlüler bunu söylerken kesinlikle yalan söylüyorlar. 13/43, 58/8

İKİYÜZLÜLER sana geldiklerinde, “Biz şahadet ederiz ki sen kesinlikle Allah’ın Rasulü’sün”[⁵¹¹¹] derler. Allah da biliyor ki, gerçekten de sen O’nun Rasulü’sün; ama Allah şuna da şahadet eder ki, ikiyüzlüler kesinlikle yalancıdırlar.[⁵¹¹²]

[5111] Tekit ve yeminlerinin çokluğu, kalplerindeki inkârın çokluğuna delâlet eder. [5112] Kapsamlı bir okuma Kur’an’da geçen münafıkların tek tip ... Devamı..

(Ey Muhammed) Münafıklar sana geldiklerinde; "Şehadet ederiz ki, sen muhakkak Allah’ın peygamberisin" derler. (Seninle karşılaşıp yüzyüze geldiklerinde sana dışarıdan böyle söylerler, oysa iç yüzleri bunun tam tersidir, onlar böyle yalan yere yemin etmekle elbette, ne Allah'ı ne de seni kandıramazlar. Ancak cahil halkı kandırabilirler, çünkü) Allah da bilir ki sen O'nun peygamberisin. (Fakat) Allah, münafıkların da kesinlikle yalancı olduklarına şehadet eder.

Münafıklar sana geldikleri zaman: "Senin muhakkak Allâh’ın resulü olduğuna şahidlik ederiz" derler. Senin muhakkak kendisinin elçisi olduğunu Allâh bilir ve Allâh münafıkların yalancı olduklarına şahidlik eder.

Münafıklar sana geldiği zaman dediler ki: «Şahadet ederiz, elbette sen Allah'ın peygamberisin.» Allah da bilir ki sen muhakkak O'nun elbette peygamberisin ve Allah şehâdet eder ki, şüphe yok münafıklar elbette yalancıdırlar.

Münafıklar sana geldiklerinde: “Biz, senin Allah'ın Resulü olduğuna şahitlik ederiz. ” derler. Allah da senin Kendisinin elçisi olduğunu elbette bilir. Bununla beraber, Allah, onların bunu söylerken yalan söylediklerine, samimî olmadıklarına şahitlik eder.

Münafıklar sana geldikleri zaman: "Senin muhakkak Allah'ın elçisi olduğuna tanıklık ederiz" derler. Senin muhakkak kendisinin elçisi olduğunu Allah bilir ve Allah münafıkların yalancı olduklarına tanıklık eder.

Münâfık: ikiyüzlü, içi başka, dışı başka insandır.

Sana münâfıklar geldiklerinde: "Şehâdet ideriz ki sen Allâh'ın rasûlüsün" dirler. Allâh bilir ki sen O'nun rasûlisin ve Allâh şehâdet ider ki münâfıklar yalancılardır.

Münafıklar (iki yüzlüler) sana geldiklerinde derler ki "Biz şahidiz; gerçekten sen Allah'ın elçisisin." Allah, elbette senin kendisinin elçisi olduğunu biliyor ama Allah şahit, münafıklar kesinlikle yalancıdırlar.

Münafıklar sana geldiklerinde:-Senin kesinlikle Allah'ın Resülü olduğuna şahitlik ederiz, dediler. Allah, senin kendi Resülü olduğunu bilir. Allah, münafıkların yalancı olduklarına da şahitlik eder.

Münafıklar sana geldiklerinde “Senin Allah Resulü olduğuna şahitlik ederiz” dediler. Onun Resulü olduğunu Allah elbette biliyor. Fakat Allah münafıkların yalancı olduklarına da şahittir.

Münafıklar sana geldiklerinde: "Senin kesinlikle Allah'ın elçisi olduğuna tanıklık ederiz." derler. Senin kesinlikle O'nun elçisi olduğunu Allah zaten biliyor. Ve Allah tanıklık eder ki, münafıklar kesinlikle yalancıdırlar.

ķaçan geldi saña münāfıķlar eyittiler “tanuķlıķ virürüz bayıķ sen Tañrı yalavacısın.” daħı Tañrı bilür bayıķ sen yalavacısın. daħı Tañrı ŧanuķlıķ virür bayıķ münafıķlar yalancılardur.

Ḳaçan saña gelse yā Muḥammed münāfıḳlar, eydürler: Biz ṭanuḳluḳ virü‐rüz ki sen Tañrı resūlisin. Tañrı Ta‘ālā bilür ki sen özinüñ resūlisin. TañrıTa‘ālā ṭanuḳluḳ virür ki münāfıḳlar yalancılardur.

(Ya Peyğəmbər!) Münafiqlər (riyakarlar) sənin yanına gəldikləri zaman: “Biz sənin, doğrudan da, Allahın Peyğəmbəri olduğuna şəhadət veririk! – deyirlər. Allah sənin Onun həqiqi Peyğəmbər olduğunu bilir. Allah həm də münafiqlərin xalis yalançı olduqlarına şəhadət verir.

When the hypocrites come unto thee (O Muhammad), they say: We bear witness that thou art indeed Allah's messenger. And Allah knoweth that thou art indeed His messenger, and Allah beareth witness that the Hypocrites are speaking falsely.

When the Hypocrites(5466) come to thee, they say, "We bear witness that thou art indeed the Messenger of Allah." Yea, Allah knoweth that thou art indeed His Messenger, and Allah beareth witness that the Hypocrites are indeed liars.

5466 The hypocrite element, if one exists in any society, is a source of weakness and a danger to its health and its very existence. When the Prophet ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.