Żâlike fadlu(A)llâhi yu/tîhi men yeşâ(u)(t) va(A)llâhu żû-lfadli-l’azîm(i)
Bu, Allah'ın lütufudur, ihsanıdır, dilediğine verir onu ve Allah, pek büyük bir lütuf ve ihsan sahibidir.
İşte bu, Allah’ın dilediğine verdiği fazlı (lütuf ve ihsanı)dır. Allah, büyük fazıl (ihsan ve ikram) sahibidir.
İşte bu peygamberlik ve Kur'ân, Allah'ın bir lütfudur. O'nu dilediğine verir. Çünkü Allah, lütfunda sınırsızdır.
Böyle bir sorumlulukla görevlendirilmek Allah'ın bir lütfudur; bunu sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak iradesinin tecellisine tabi akıllı ve sorumluluğunun idrakinde olan kimselere verir. Allah büyük lütuf sahibidir.
Bu Allah'ın dilediğine verdiği lütfudur. Allah büyük lütuf sahibidir.
Bu, Allah'ın dilediğine verdiği fazl (lütuf ve ihsan)ıdır. Allah, büyük fazl sahibidir.
İşte bu (peygamberlik), Allah'ın fazlıdır; onu dilediğine verir. Allah çok büyük ihsan sahibidir.
İşte Allah’ın fazl ve ihsanı budur. Allah onu istediğine verir. Şüphesiz Allah, büyük fazl (ve ihsan) sahibidir. (En büyük fazlı olan vahyi istediğine verir.)
Peygamberlik yetkisi, Allah'ın lütfudur. Onu kullarından dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.
Bu Allahın erdemidir, onu dilediği kimseye verir, Allah ulu erdem sahibidir
İşte bu (nebilik), Allah'ın bir lütfudur ki, onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.
Bu Allâh’ın bir lütfıdır; istediğine ihsân ider. Allâh’ın eltâfı ’azîmdir.
Bu, Allah'ın dilediğine verdiği lütfüdür. Allah, büyük lütuf sahibidir.
İşte bu, Allah’ın lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah, büyük lütuf sahibidir.
Bu Allah’ın lütfudur, onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.
Bu, Allah'ın lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.
Bu, ALLAH'ın lütfudur; dileyene ve/veya dilediğine verir. ALLAH büyük lütuf sahibidir.
Bu, Allah'ın lütfudur. Allah, büyük lütuf sahibidir.
İşte o, Allahın fazlıdır, onu dilediğine verir ve Allah çok büyük fazl sahibidir
İşte bu (peygamberlik vazifesi) Allah’ın (bir) lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah, büyük lütuf sahibidir.
Bu, Allahın, kimi dilerse ona vereceği, bir fazl (-u inayet) dir. Allah, büyük fazl (-u kerem) saahibidir.
Bu (peygamberlik vazîfesi) Allah'ın ihsânıdır; onu dilediğine verir. Çünki Allah, pek büyük lütuf sâhibidir.
İşte bu (ilahi rehberlik, arındırmak, kitap ve hikmeti öğretmek), Allah’ın (insanlığa) bir lütfudur, onu, (o lütfa nail olmak) isteyen (ve bu uğurda çaba gösteren) kimselere verir. Ve (unutmayın ki) Allah, büyük lütuf sahibidir.
Bu (elçilik görevi) Allah’ın bir lütfudur. Onu dilediği kimseye verir. Allah büyük lütuf sahibidir.
İşte bu, Allah’ın öyle bir büyük vergisidir ki kimi dilerse ona verir. Allah vergisi pek büyük olandır.
Bu peygamberlik, Allah/ın bir inayetidir. Onu dilediğine verir. Allah büyük bir inayet sahibidir.
Bu Allah’ın dilediğine/dileyene verdiği bir lütfudur. Allah büyük lütuf sahibidir.
Bu, Allah'ın dilediğine verdiği lütfüdür. Allah, büyük lütuf sahibidir.
İşte bu ilâhî rehberlik, Allah’ın insanlığa bir lütfudur ve onu, ilâhî nîmetlere nâil olmak isteyen ve bu yolda çaba gösterenlere bağışlar. Unutmayın; Allah, sonsuz lütuf sahibidir.
Bu lütfa nâil olabilmek için, Allah’ın Kitabını düşünerek, anlayarak okumalı ve hayatın her alanını onun direktifleri doğrultusunda düzenlemelisiniz. Aksi hâlde, sizden önce bu sınavda başarısız olan Yahudilerle aynı âkıbeti paylaşmanız kaçınılmazdır:
Bu, Allah’ın, dileyeceği kimselere vereceği lütfudur. Allah Çok Büyük Lütuf sahibidir.
Elçilik görevi, Allah'ın uygun bulduğu bir topluma nasip ettiği bir erdem nişanıdır. Allah, muhteşem bir erdem hazinesine sahiptir...
İşte bu Allah’ın lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.
İşte bu, Allah’ın dilediğine (layık olana) verdiği lütfudur. Allah büyük lütuf sahibidir.
İşte bu, Allah’ın dilediğine verdiği lütfudur. Çünkü Allah çok büyük lütuf sahibidir.
Bu, Allah’ın lütfudur: Allah, onu, [elde etmek] isteyen herkese bağışlar: ³ çünkü Allah lütfunda sınırsızdır.
İşte bu, Allah’ın hak edene vereceği bir lütfudur. Zira Allah büyük lütuf ve ikram sahibidir. 2/90, 42/13
İşte bu, Allah’ın hak edene/tercih ettiğine bahşettiği lütfudur:[⁵⁰⁹⁸] Zira Allah büyük lütuf sahibidir.
(Resulüne ihsan buyurulan) Bu bağış Allah’ın bir lütfudur; bu bağışı ise dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.
İşte bu, Allah’ın lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah, büyük lütuf sahibidir.
İşte bu, Allah'ın fazlıdır ki, bunu dilediğine verir ve Allah pek büyük fazl sahibidir.
Bu, Allah'ın lütfu olup onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf ve ihsan sahibidir.
Bu, Allah'ın, dilediğine vereceği lutfudur. Allah, büyük lutuf sahibidir.
Bu, (nübüvvet ve risâlet) Allâh'ın bir fazl ve keremidir ki onı dilediğine virir, Allâh büyük fazl ve kerem sâhibidir.
İşte bu (öğretim), Allah’ın lütfudur, onu doğru tercihte bulunana yapar. Allah büyük lütuf sahibidir.
Bu, Allah'ın dilediğine verdiği bir lütuftur. Allah büyük lütuf sahibidir.
Bu Allah'ın lütfudur ki dilediğine nasip eder. Gerçekten de Allah pek büyük lütuf sahibidir.
İşte bu, Allah'ın lütfudur ki, onu dilediğine verir. Allah, büyük lütfun sahibidir.
şol Tañrı fażlıdur virür anı aña kim diler daħı Tañrı fażl issidür ulu.
Ol Tañrı Ta‘ālānuñ keremidür. Anı virür kime dilese. Daḫı Tañrı Ta‘ālā ulukerem issidür.
Bu, Allahın istədiyinə əta etdiyi mərhəmətdir (kərəmdir). Allah çox böyük mərhəmət (kərəm) sahibidir!
That is the bounty of Allah; which he giveth unto whom he will. Allah is of infinite bounty.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |