3 Ekim 2023 - 18 Rebiü'l-Evvel 1445 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mümtehine Suresi 10. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Seç/Sil


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Yâ eyyuhâ-lleżîne âmenû iżâ câekumu-lmu/minâtu muhâcirâtin femtehinûhun(na)(s) (A)llâhu a’lemu bi-îmânihin(ne)(s) fe-in ‘alimtumûhunne mu/minâtin felâ terci’ûhunne ilâ-lkuffâr(i)(s) lâ hunne hillun lehum velâ hum yahillûne lehun(ne)(s) ve âtûhum mâ enfekû(c) velâ cunâha ‘aleykum en tenkihûhunne iżâ âteytumûhunne ucûrahun(ne)(c) velâ tumsikû bi’isami-lkevâfiri ves-elû mâ enfaktum velyes-elû mâ enfekû(c) żâlikum hukmu(A)llâh(i)(s) yahkumu beynekum(c) va(A)llâhu ‘alîmun hakîm(un)

Ey inananlar, size, yurtlarından göçmüş olan iman sahibi kadınlar geldi mi onları sınayın artık, Allah, onların inançlarını daha iyi bilir; siz de onların inanmış olduklarını bilince onları gerisingeriye kafirlere göndermeyin; ne onlar, kafirlere helaldir, ne kafirler, onlara helal ve onlara, kocalarının vereceği nikah parasını verin ve nikah paralarını verdikten sonra onları, kendinize nikahlamanızda da bir vebal yoktur size; kafir kadınlarıysa nikahlamayın, nikahınızın altında tutmayın onları ve sarfettiklerinizi isteyin ve kafirler de, size gelen inanmış kadınlara sarfettiklerini istesinler; işte budur size Allah'ın hükmü, o hükmeder aranızda ve Allah, her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir.

 Ey iman edenler, mü’min kadınlar hicret ederek size geldikleri zaman, onları(n samimiyetini denemek için) imtihan edin. (Gerçi) Allah, onların imanlarını daha iyi Bilendir. Şayet (hakikaten) mü’min kadınlar olduklarını (dini gayretle ve iyi niyetle yola çıktıklarını) bilip-öğrenirseniz, artık sakın onları kâfirlere geri çevirmeyin. (Çünkü) Ne bunlar onlara helâldir, ne onlar bunlara helâldir. Onlara (kâfir kocalarına kendileri için) harcadıklarını geri verin. Onlara (hicret eden mü’min kadınlara) ücretlerini (mehirlerini) verdiğiniz takdirde onları nikâhlamanızda da artık size bir günah ve sıkıntı yoktur. Kâfir (kadın)ların ismetlerini (nikâhlarını ise, bundan böyle kendi üzerinizde) tutmayın (onları bırakın) ve (onlar için) harcadıklarınızı (mehir miktarını geri) isteyin. Onlar (kâfirler) de (mü’min kadınlara veya kocalarına) harcadıklarını isteyebilirler. İşte bu, Allah’ın hükmüdür; O sizin aranızda (adaletle) hükmeder. Allah (her şeyi hakkıyla) Bilen’dir, Hüküm ve Hikmet sahibidir.

Ey iman edenler! Mü'min kadınlar her ne zaman zulüm ve kötülük diyarını terkederek size gelirlerse, Allah onların imanlarını bildiği halde, siz yine de onları sınayın. Eğer mü'min olduklarına tam emin olursanız, onları inkârcılara geri göndermeyin. Çünkü onlar, artık eski kocalarına helal değildirler, ötekiler de onlara helal değildirler. Ayrıca onlar hanımlarına mehir olarak ne verdilerse, hepsini iade edin. Ve ey mü'minler! Siz bu kadınlarla mehirlerini verdiğiniz takdirde evlenirseniz, bir günah işlemiş olmazsınız. Diğer taraftan Allah'tan gelen gerçekleri örtbas etmeye devam eden kadınlarla, evlilik bağınızı sürdürmeyin ve onlara mehir olarak ne verdiyseniz, iade etmelerini isteyin. Aynı şekilde hanımları size gelmiş olanlar da, harcadıkları herşeyin iadesini talep etme hakkına sahiptirler. Bu Allah'ın hükmüdür, O sizin aranızda adaletle hükmeder, O herşeyi bilendir ve yaptığı herşeyi yerli yerince yapandır.

Ey iman edenler, mü'min kadınlar özgürce Allah'a kulluk ve ibadet etmek, güç ve gönül birliği yapmak için hicret ederek size geldiği zaman onları imtihan edin. Allah onların imanlarını iyi bilir. Eğer siz de onların mü'min kadınlar olduklarını öğrenirseniz, onları kâfirlere geri göndermeyin. Mü'min kadınların kâfirlerle, ehl-i kitap ve müşriklerle evlenmeleri helâl ve meşrû değildir. Kâfirlerin mü'min kadınlarla evliliklerini devam etttirmeleri, evlenmeleri de meşrû değildir. Onların kocalarının sarfettikleri mehirleri geri verin. Mehirlerini geri verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kâfir kadınlarla fiilen biten evlilik ilişkilerinizi hukuken devam ettirmeyin. Kâfirlere gitmeyi tercih eden kadınlar için harcadıklarınızı onlardan isteyin. Onlar da size gelen mü'min kadınlar için harcadıklarını geri istesinler. Allah'ın hükmü budur. Aranızda Allah hüküm verir. Allah her şeyi bilir, hikmet sahibi ve hükümrandır.

Ey iman edenler! Mü'min kadınlar size hicret ederek geldiklerinde onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer onların gerçekten mü'min kadınlar olduklarını bilirseniz artık onları kâfirlere geri çevirmeyin. Ne bunlar onlara helâldirler, ne de onlar bunlara helâl olurlar. (Kâfir eşlerinin mehir olarak) sarfettiklerini kendilerine verin. Mehirlerini verdiğiniz takdirde sizin o kadınları nikâhlamanızda bir sakınca yoktur. İnkârcı kadınları da nikâhınız altında tutmayın. Siz (mehir olarak) sarfettiklerinizi isteyin, onlar (hanımları iman edip mü'minlerin tarafına geçen kâfirler) da (mehir olarak) sarfettiklerini istesinler. İşte bu Allah'ın hükmüdür. Aranızda hükmeder. Allah bilendir, hikmet sahibidir.

10.Buhari ve Müslim`in Misver ve Mervan bin Hakem`den rivayet ettiklerine göre Resulullah (a.s.)`ın Hudeybiye anlaşmasını yapmasından sonra bazı kadın... Devamı..

Ey iman edenler, mü'min kadınlar hicret ederek size geldikleri zaman, onları imtihan edin. Allah, onların imanlarını daha iyi bilendir. Şayet (gerçekten) mü'min kadınlar olduklarını bilip-öğrenirseniz, artık sakın onları kafirlere geri çevirmeyin. (Çünkü) Ne bunlar onlara helaldir, ne onlar bunlara helaldir. Onlara (kafir kocalarına kendileri için) harcadıklarını verin. Onlara (hicret eden mü'min kadınlara) ücretlerini (mehirlerini) verdiğiniz takdirde onları nikahlamanızda size bir güçlük yoktur. Kafir (kadın)ların ismetlerini (nikahlarını) tutmayın ve (onlar için) harcadıklarınızı isteyin. Onlar da (mü'min kadınlara) harcadıklarını istesinler. Bu, Allah'ın hükmüdür; sizin aranızda hükmeder. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Ey iman edenler! Size, mümin kadınlar muhacir olarak geldikleri vakit, kendilerini imtihan edin; imanlarını Allah (sizden) daha iyi bilir. (Yaptığınız) imtihan üzerine, onları mümin hanımlar bilirseniz, artık kendilerini kâfirlere geri çevirmeyin. Mümin hanımlar, kâfirlere helâl değildir; kâfirler de mümin hanımlara helâl olmazlar. Bununla beraber (kâfirlerin, İslâmı kabul eden karılarına) sarf etmiş oldukları mehri, o kâfirlere verin. Sizin o mümin hanımları nikâh etmenizde de, mehirlerini kendilerine verdiğiniz takdirde, üzerinize bir günah yoktur. (İslâm dininden çıkan) kâfir zevcelerinizi nikâhınızda tutmayın; (onlara) harcadığınız mehri, (varmış oldukları kâfir kocalarından) isteyin. Kâfirler de (İslâm'ı kabul eden ve sizinle evlenen karılarına) sarf etmiş oldukları mehri (sizden) istesinler. Bunlar, size Allah'ın hükmüdür. Aranızda hüküm veriyor. Allah Alîm'dir= her şeyi bilir. Hakîm'dir= hikmet sahibidir.

Ey iman edenler! Mümin kadınlar size muhacir olarak geldiklerinde, onları imtihan edin. Allah, onların imanlı olup olmadıklarını çok daha iyi bilir. Onların imanlı olduklarını bildiğiniz takdirde, onları kâfirlere geri göndermeyin. Onlar o kâfirlere helal olmadıkları gibi, o kâfirler de onlara helal değildir. (İman-küfür ayrımıyla boşanma gerçekleşmiştir.) Ve o kâfirlerin verdikleri nafakaları (mehirleri) onlara geri verin. Onların mehirlerini verdikten sonra, o kadınlar ile evlenmenizde size bir günah yoktur. Kâfir kadınları nikâhınız altında tutmayın. Onlara verdiğiniz nafakayı (mehri) isteyin. O kâfirler de verdikleri mehirleri istesinler. İşte Allah’ın hükmü budur. O, aranızda hükmünü veriyor. Şüphesiz Allah, her şeyi bilen ve her şeyi yerli yerinde yapandır.

Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiklerinde onları imtihan ediniz. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz de onların inanmış kadınlar olduklarının farkına varırsanız, onları kâfirlere geri göndermeyiniz. Bunlar kâfirlere helâl değildir. Kâfirler de bu hanımlara helâl değildir. Hicret eden kadınlara, kâfir kocalarının sarfettiklerini geri veriniz. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz takdirde onlarla evlenmenizde bir günah yoktur. Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayınız ve sarfettiğinizi isteyiniz; onlar da sarfettiklerini istesinler. Allah'ın hükmü budur. O, aranızda hükmeder. Allah bilendir; hikmet sahibidir.[632]

[632] Hicret eden kadınların kabulü ve biat esasları hakkında bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XIX, 220-229.

Ey inanmış olanlar! Size inanmış göçmen kadınlar gelirlerse, onları sınayınız, Allah bilir inanlarını onların, inanlı oldukların anlayacak olursanız, kâfirlere onları geri göndermeyiniz, ne kadınlar onlara, ne de onlar kadınlara artık helâldir, onları besleyiniz, mihirlerin verirseniz, bunları almakta bir günah yoktur, kâfir olan kadınları tutmayın, isteyiniz verdiğiniz nesneyi, onlar da harcadıklarını istesinler, Allahın hükmü budur, aranızda böylecene hükmeder; Allah bilicidir, Allah bilgedir

Ey inananlar! Mü'min kadınlar hicret ederek size gelirlerse, Allah onların inancından tam haberdar (olduğu halde) siz yine de onları deneyin. Eğer inandıklarına tam emin olursanız, onları inkârcılara geri göndermeyin, (çünkü) onlar (artık) eski kocalarına helal (değiller) ve onlar da bunlara helal (değildir). Ayrıca, onlar (hanımlarına mehir olarak) ne verdilerse hepsini iade edin! Ve siz bu kadınlarla mehirlerini verdikten sonra evlenirseniz bir günah işlemiş olmazsınız. Diğer taraftan, hakikati inkâr (etmeye devam) eden kadınlarla evlilik bağınızı sürdürmeyin ve onlara (mehir olarak) ne verdiyseniz (iade etmelerini) isteyin. Aynı şekilde ötekiler (hanımları size gelmiş olanlar da) harcadıkları her şeyi talep etme hakkına sahiptir. Bu, Allah'ın hükmüdür. Zira Allah her şeyi hakkıyla bilen, tam hüküm ve hikmet sahibidir.

Bkz. 2/229

Ey mü’minler! Mü’min kadınlar kâfirlerin ellerinden kaçub size ilticâ itdikleri vakit îmânlarını tecrübeye çekiniz. Allâh ânların îmânları olub olmadığını bilür fakat siz ânları imtihâna çekiniz ve mü’min olduklarına emîn iseniz kâfirler nezdine ’avdet iylemesine müsâ’ade itmeyiniz, çünki öyle oldığı halde tekrâr ânların zevceleri olmaları helâl değildir. Lâkin zevclerinin ânlara virdikleri (mihri) i’âde idiniz. Sizin içün ânları tezvîc itmekde günâh yokdur yalnız mihirlerini te’mîn itmelisiniz. Kâfir olan kadını nikâhınızda tutmayınız ve ânlara mihir olarak virdiğiniz emvâlin i’âdesini taleb idiniz, nitekim kâfirler de virdikleri mihirleri tezvîc idenden isteyeceklerdir. Allâh’ın sizin beyninize vaz’ itdiği kâ’ide budur. Allâh ’âlim ve hakîmdir.

Ey inananlar! İnanmış kadınlar hicret ederek size gelirlerse onları deneyin, hicretlerinin sebebini inceleyin. Allah onların imanlarını çok iyi bilir. Onların mümin kadınlar olduklarını öğrenirseniz, inkarcılara geri çevirmeyin. Bu kadınlar, o inkarcılara helal değildir Onlar da bunlara helal olmazlar. İnkarcıların bu kadınlara verdikleri mehirleri iade edin: Bu kadınların mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman, onlarla evlenmenizde bir engel yoktur. İnkarcı kadınları nikahınızda tutmayın; onlara verdiğiniz mehri isteyin; inkarcı erkekler de hicret eden mümin kadınlara verdikleri mehirleri istesinler. Allah'ın hükmü budur; aranızda O hükmeder. Allah bilendir, Hakim'dir.

Ey iman edenler! Mü’min kadınlar muhacir olarak size geldiklerinde, onları imtihan edin. Allah, onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz onların inanmış kadınlar olduklarını anlarsanız, onları kâfirlere geri göndermeyin. Çünkü müslüman hanımlar kâfirlere helâl değillerdir. Kâfirler de müslüman hanımlara helâl olmazlar. Mehir olarak harcadıklarını onlara (kocalarına geri) verin. Mehirlerini verdiğiniz takdirde, bu kadınlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Müşrik karılarınızın nikâhlarına tutunmayın. (Zira bu nikâhlar ortadan kalkmıştır.) Onlara harcadığınız mehri, (evlendikleri kâfir kocalarından) isteyin. Kâfirler de (İslâm’ı kabul eden ve sizinle evlenen eski hanımlarına) harcamış oldukları mehri (sizden) istesinler. Bu, Allah’ın hükmüdür. O, aranızda hüküm veriyor. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.[539]

Hudeybiye antlaşmasıyla ortaya çıkan durumu tanzim eden bu âyete göre, müslümanlara sığınan mü’min kadınlar, Mekke’ye (müşriklere) iade edilmeyecek, k... Devamı..

Ey iman edenler! Mümin kadınlar göç ederek size geldiklerinde -onların imanlarını Allah daha iyi bilmekle beraber- siz onları sınayın. Eğer mümin olduklarını anlarsanız, onları kâfirlere iade etmeyin. Bunlar onlara helâl değildir, onlar da bunlara helâl olmaz. Onlara (kocalarına) harcadıklarını (mehirleri) geri veriniz. Mehirlerini ödediğiniz takdirde bu kadınlarla evlenmenizde sakınca yoktur. Kâfir kadınları nikâhınız altında tutmayın. Siz harcadığınızı (verdiğiniz mehri) isteyin, onlar da harcadıklarını istesinler. Allah’ın hükmü işte budur. Aranızda hükmünü böyle veriyor. Allah hakkıyla bilmektedir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman, onları, imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz de onların inanmış kadınlar olduklarını öğrenirseniz onları kâfirlere geri göndermeyin. Bunlar onlara helâl değildir. Onlar da bunlara helâl olmazlar. Onların (kocalarının) sarfettiklerini (mehirleri) geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın, sarfettiğinizi isteyin. Onlar da sarfettiklerini istesinler. Allah'ın hükmü budur. Aranızda O hükmeder. Allah bilendir, hikmet sahibidir.  

 Hudeybiye antlaşmasıyla ortaya çıkan durumu tanzim eden bu âyete göre, müslümanlara sığınan mümin kadınlar, kâfirlere iade edilmeyecek, kendilerine â... Devamı..

Ey inananlar, inanan göçmen kadınlar size sığındığında onları sorgulayın. ALLAH onların inançlarını çok iyi bilir. İnançlı olduklarını anlarsanız, onları kafirlere geri göndermeyin. Ne bunlar o inkarcılara helaldir, ne de onlar bunlara helaldir. İnkarcıların harcadığı mehirlerini onlara geri verin. Mehirlerini ödediğiniz taktirde bunlarla evlenmenizde bir sakınca yoktur. İnkarcı kadınları sorumluluğunuzda tutmayın. Onlara harcadığınız mehirlerinizi isteyebilirsiniz, onlar da verdikleri mehirlerini isteyebilirler. Bu, ALLAH'ın hükmüdür. O, aranızda yargıda bulunur. ALLAH Bilendir, Bilgedir.

Savaş halinde olan bir toplumun bireylerinin hukukuna karşı gösterilen bu titizlikten ders almalı.

Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman, onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz de onların inanmış kadınlar olduğunu öğrenirseniz onları kâfirlere geri döndürmeyin. Bunlar onlara helal değildir. Onlar da bunlara helal olmazlar. Onların (kocalarının) sarfettiklerini (mehirleri) geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın, sarfettiğinizi isteyin. Onlarda sarfettiklerini istesinler. Allah'ın hükmü budur. Aranızda O, hükmeder, Allah bilendir, hikmet sahibidir.

Ey o bütün iyman edenler! Size mü'mine kadınlar muhacir olarak geldikleri zaman kendilerini imtihan edin, iymanlarını Allah bilir, imtihan üzerine onları mü'mine bilirseniz artık kendilerini kâfirlere geri çevirmeyin, mü'mineler hâfirlere halâl değil, kâfirler de mü'minelere halâl olmazlar: Maamafih sarfettikleri mehri o kâfirlere verin, sizin o mü'mineleri nikâh etmenizide de, kendilerine mehirlerini verdiğiniz takdirde, üzerinize bir günah yoktur, kâfirlerin ise ısmetlerine yapışmayın ve sarfettiğinizi isteyin, kâfirler de sarfettiklerini istesinler, bunlar, size Allahın hukmüdür, aranızda hukmediyor ve Allah alîmdir hakîmdir

Ey îmân edenler! Mü’min (olduğunu söyleyen) kadınlar, muhâcir olarak size (Medine’ye) geldiklerinde, onları imtihân edin. (Ancak unutmayın ki) Allah, onların îmânlarını (kalplerindekini) en iyi bilendir. Eğer siz onların (gerçekten) inanmış kadınlar olduklarını anlarsanız, artık onları kâfirlere (kocalarına) geri göndermeyin. Ne bunlar (müslüman kadınlar) onlara helâldirler ne de onlar (kâfir kocaları) bunlara helâldir. Mehir olarak harcadıklarını onlara (kâfir kocalarına geri) verin. Mehirlerini verdiğiniz takdirde, bu (müslüman) kadınlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. (Önceden evlendiğiniz, Mekke’deki) kâfir (müşrik) kadınları, nikâhınız altında tutmayın. Onlara verdiğiniz mehri (evlendikleri kâfir kocalarından) geri isteyin. Onlar da (kâfirler de İslâm’ı kabul eden ve sizinle evlenen eski hanımlarına) vermiş oldukları mehri (sizden) talep etme hakkına sahiptirler. İşte bu, Allah’ın, aranızda verdiği hükmüdür. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Ey iman edenler! Sığınmak üzere size gelen Mü'min¹ kadınların hicret nedenlerini sorgulayın. Allah, onların gerçekten inanıp inanmadıklarını çok iyi bilmektedir. Eğer gerçekten Mü'min olduklarını anlarsanız, onları gerçeği yalanlayan nankörlere geri göndermeyin. Onlar, gerçeği yalanlayan nankör erkeklere helal değildir. Gerçeği yalanlayan nankör erkekler de onlara helal değildir. Gerçeği yalanlayan nankörlerin bu kadınlara verdiklerini² iade edin. Mehirlerini verdiğiniz takdirde onlarla nikâhlanmanızda bir sakınca yoktur. Ve gerçeği yalanlayan nankör kadınları³ nikâhınızda tutmayın. Ve ne infak⁴ ettiyseniz geri isteyin. Onlar da infak ettiklerini geri istesinler. İşte bu Allah'ın aranızda verdiği hükmüdür. Allah; Her Şeyi Bilen'dir, En Doğru Karar Veren'dir.

1- İnandıklarını söyleyen. 2- Mehir ve harcamalar. 3- Kafirlere katılan kadınlara. 4-Mehir ve harcamalar.

Ey îman edenler, (kendi ifâdelerince) mü'min kadınlar muhacir olarak geldikleri zaman onları imtihaan edin. Allah onların îmanlarını daha iyi bilendir ya. Fakat siz de mü'min kadınlar olduklarına bilgi edinirseniz onları kâfirlere döndürmeyin. Bunlar onlara halâl değildir. Onlar da bunlara halâl olmazlar. (Kâfir zevcelerinin bu kadınlara) sarfetdikleri (mehri) onlara (kâfirlere) verin. Sizin onları nikâhla almanızda, mehirlerini verdiğiniz takdîrde, üzerinize bir günâh yokdur. Kâfir zevcelerinizi (nikâhınız altında) tutmayın. Sarfetdiğiniz (mehir) i isteyin. (Kâfirler de size hicret eden mü'min kadınlara) harcadıkları (mehri) istesinler. Bu, Allahın hükmüdür. Aranızda O hükmeder. Allah hakkıyle bilendir, tam hukûm ve hikmet saahibidir.

Ey îmân edenler! Mü'min kadınlar, hicret etmiş kimseler olarak size geldikleri zaman, artık (îmanları husûsunda) onları imtihân edin! Allah, onların (o mümtehıne olan, imtihâna tâbi' tutulan kadınların) îmanlarını daha iyi bilendir. Böylece onların mü'min kadınlar olduklarını bilir (de kanâat eder)seniz, artık onları kâfirlere geri döndürmeyin! Ne bunlar onlara helâldir, ne de onlar bunlara helâl olurlar. (O müşrik kocaların) sarf ettiklerini(bu kadınlara verdikleri mehirleri) de, kendilerine (geri) verin!
Bununla birlikte kendilerine (anlaşarak, ayrıca) mehirlerini verdiğiniz takdirde onlarla evlenmenizde, size bir günah yoktur. Hem kâfir kadınların ismetlerini (nikâh akidlerini)tutmayın; sarf ettiğinizi (verdiğiniz mehri) de (geri) isteyin; ve (o kâfirler de hicret eden mü'min kadınlara) sarf ettiklerini (geri) istesinler!
Size Allah'ın hükmü budur; aranızda (böyle) hüküm veriyor. Çünki Allah, Alîm (herşeyi bilen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.(2)

(2)Burada kâfir kadınlardan murad, Müslümanla evlenmesi şer‘an câiz olmayan putperest kadınlardır. Ehl-i kitâbın kadınları ise, bu hükme dâhil olmayıp... Devamı..

Ey İman edenler! İnanmış hicret eden kadınlar size geldiklerinde, onları imtihan edin. Allah onların imanlarını en iyi bilen olduğu halde, eğer siz gerçekten onların iman ettiklerini anlamışsanız, onları inkârcılara geri göndermeyin. O inanan kadınlar, inkâr eden erkeklere helal değildir. İnkâr eden erkeklerde, inanan kadınlara helal değildir. Size sığınan kadınlar için harcadıklarını nafaka miktarını inkârcı eşlerine verin. Bundan sonra o kadınlarla evlilik sözleşmesi içerisinde ücretlerini verip evlenmenizde sakınca yoktur. İnkârcılara sığınan kadınları nikâhlarınız altında tutmayın (boşayın) ve onlardan harcadıklarınızı isteyin. Onlarda size sığınan kadınlara harcadıklarını istesinler. Bu Allah’ın koyduğu hükümdür. Aranızda hükmü Allah verir. Allah her şeyi bilen ve her şeyin hükmünü verendir.

Ey inananlar! İnanan kadınlar size göçmen olarak gelince onları bir sınayın. Allah onların inançlarını en iyi bilendir. Onların inanan kadınlar olduklarını anlarsanız, artık onları tanımazların yanına döndermeyin. Bu kadınlar o tanımazlara helal olmazlar. O tanımazlar da bu kadınlara helal olmazlar. Harcadıkları başlığı tanımazlara geri verin.harcadıklarını kendilerine geri verdikten sonra da onlarla evlenmeniz de sizin için suç değildir. Tanımaz olan karılarınızı artık tutmayın. Harcadıklarınızı da isteyin. Onlar da harcadıklarını istesinler. Allah’ın yargısı budur. Aranızı yargılıyan da Odur. Allah bilicidir, doğruyu bildiricidir.

Mü/minler! Mü/min kadınlar size muhaceretle gelirlerse onları, sınayın [⁵]. Allah onların imanlarını herkesten iyi bilir. Onların imana geldiklerini anlarsanız artık onları kâfirler tarafına döndürmeyin; ne bu kadınlar onlara [⁶], ne onlar bu kadınlara helâl olmaz. Onlara harcettiklerini verin [⁷], mehirlerini kendilerine [⁸] verdiğiniz takdirde onları nikâh etmenizde sizin için bir beis yoktur. Kâfir kadınları nikâhınız altında tutmayın, onlara verdiğiniz mehri onları tezevvüç edenlerden isteyin. Onlar dahi mü/minlere iltihak eden zevcelerine verdiklerini onlarla izdivaç eden mü/minlerden istesinler. Allah/ın hükmü budur. Allah aranızda bu suretle hükmeder. Allah hakkıyle âlimdir, hâkimdir.

[5] Hakikaten iman edip etmediklerini anlamak için onlara zevcelerimize dargın olup gelmedik veya başka bir garezimiz yoktur diye yemin verdirin.[6] K... Devamı..

Ey inananlar! İnanmış kadınlar hicret ederek size geldikleri zaman onları imtihan ediniz. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz onların inanmış kadınlar olduklarını bilirseniz/anlarsanız, onları kâfirlere iade etmeyiniz. Bu kadınlar onlara helal olmadığı gibi, onlar da bunlara helal değildir. Onların bu kadınlara verdikleri ücretlerini/mehirlerini geri veriniz. Mehirlerini verdiğiniz takdirde sizin onlarla evlenmenizde bir sakınca/günah yoktur. İnkârcı kadınları nikâhınızda tutmayınız. Onlara verdiğiniz ücreti/mehri (evlendikleri inkârcı kocalarından) isteyiniz. Onlar da sarf ettiklerini sizden istesinler.⁴ İşte bu, Allah’ın hükmüdür. O, aranızda hüküm veriyor. Zira Allah, Alîm’dir, Hakîm’dir.

4 İnkârcılar da inanan ve sizinle evlenen eski eşleri için harcadıkları ücretleri/mehirleri sizden istesinler demektir.

Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman, onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz de onların inanmış kadınlar olduklarını öğrenirseniz onları kâfirlere geri göndermeyin. Bunlar onlara helâl değildir. Onlar da bunlara helâl olmazlar. Onların (kocalarının) harcadıklarını (mehirleri kocalarına) geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman, onlarla evlenmenizde size bir sakınca yoktur. Küfre sapan kadınları nikâhınızda tutmayın. Harcadığınızı isteyin, onlar da harcadıklarını istesinler. Allah'ın hükmü budur. Aranızda O hükmeder. Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.

Ey iman edenler! Mümin olduklarını söyleyen kadınlar, sizinle savaş halinde olan ülkelerinden İslâm diyarına hicret ederek size sığındıkları zaman, gerçekten mümin olup olmadıklarını anlamak için onları imtihan edin. Ama unutmayın: Aslında onların inançlarını en iyi bilen elbette Allah’tır.
İmtihan sonucunda, bu kadınların mümin olduklarına karar verirseniz, onları kâfirlere geri vermeyin. Çünkü artık onlar kâfirlere helâl olmadıkları gibi, kâfirler de onlara helâl değildir! Fakat kâfirlerin hicret eden hanımlarına vaktiyle verdikleri evlilik bedeli olan mehirlerini kendilerine geri ödemelisiniz. Çünkü bu durumda evliliği sona erdiren erkek değil, kadındır.
Bu kadınlarla evlenmenizde, —evlilik bedeli olan mehirlerini kendilerine ödediğiniz taktirde— hiçbir sakınca yoktur.
Öte yandan, dinden dönüp müşriklere sığınan kâfir kadınlarla evlilik bağınızı sürdürmeyin, onları derhal boşayın! Fakat onlara verdiğiniz evlilikbedelini onlardan geri isteyin; aynı şekilde, müşriklerden kaçıp size sığınan mümin kadınların Mekke’deki eski kocaları da, eşlerine verdikleri mehirlerini geri istesinler. Siz de onu vermek zorundasınız.
Dikkat edin, bunlar Allah’ın koyduğu hükümlerdir. İşte Allah, aranızdaböyle adâletle hüküm veriyor. Çünkü Allah, sonsuz ilim ve hikmet sahibidir.

Ey iman edenler!
Kadın Müminler, hicret etmiş olarak size geldiği zaman onları İMTİHAN edin!
Onların imanını Allah çok iyi bilir.
Onları, iman etmiş bildiyseniz, İnkârcı / Küffar’a geri döndürmeyin!
Ne o kadınlar onlara halâldir, ne onlar bu kadınlara halâldir.
(Kadınlar için) Harcadıklarını onlara verin!
Mehirlerini verdiğiniz zaman o kadınları nikâhlamanızda size bir günah yoktur.
İnkârcı Kadınlar’ı nikâh bağı ile tutmayın!
Harcadığınız şeyleri isteyin!
Onlar da harcadıkları şeyleri istesin!
Bu, aranızda hüküm veren Allah’ın hükmüdür.
Allah hakîm alîmdir.

Sevgili müminler! Eğer Müslüman bayanlar size sığınacak olursa, Allah içyüzlerini bilmekle beraber, imanlarını sınayın. Müslüman olduklarına inandıysanız onları müşrik kocalarına iade etmeyin. Artık ne bu bayanlar kafirlere helâldir, ne de kafirler onları nikahlarına alabilir. çeyiz masraflarını eski kocalarına iade edin. Mehirlerini vermek şartıyla sığınmacı müslüman bayanları nikahlayabilirsiniz. Müşrik bayanları ise nikahınızda tutmayın. Yaptığınız masrafları müşrik kocalarından isteyin. Onlar da kendi masraflarını istesinler. Allah'ın aranızdaki yargısı bu şekildedir. Allah her şeye bilgi gücüyle hakimdir.

Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman onları imtihan edin! Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer onların inanmış kadınlar olduklarına kani olursanız onları kâfirlere geri göndermeyin! Mümin kadınlar Putperest kâfirlere helâl değildir. Onlar da bunlara helâl olmaz. İnandıkları için kocalarını terk ederek size gelenler olursa; kocalarının kadınlarına sarf ettikleri evlilik ücretlerini kocalarına geri verin! Böylece Mümin kadınları kâfir kocalarından kurtararak özgürleştirin! Eğer kocaları ödedikleri evlilik ücretlerini aldıktan sonra kadınlarını özgürleştirirse; Mehirlerini verdiğiniz takdirde onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Eğer kendi kadınlarınızdan hâlâ inkâr edenler varsa onları nikâhınızda tutmayın! Sarf ettiğiniz evlilik ücretini geri isteyin! Vermezlerse veya verecek durumda değillerse ödediğiniz evlilik ücretinden vazgeçmeniz sizin için daha hayırlıdır. Kadınlarından ayrılanlar; ister Mümin erkek, ister kâfir erkek olsun, ayrıldıkları kadınlardan ödedikleri evlilik ücretini geri isteme hakkına sahiptirler. Rabbinizin hükmü budur. Rabbiniz adaletle hükmeder. Rabbiniz bilendir, hikmet sahibidir.

Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman, onları imtihan edin (sorgulayın)! (Elbette) Allah onların imanlarını çok iyi bilendir. Siz de onların inanmış kadınlar olduklarını öğrenirseniz, onları kâfirlere geri göndermeyin! (Çünkü) bunlar onlara helal değildir; onlar da bunlara helal olmazlar. Onların (kocalarının) verdiklerini (mehirleri kocalarına geri) verin! mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizde size herhangi bir vebal yoktur. Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın! [*] Verdiklerinizi (mehirlerinizi) isteyin; onlar da verdiklerini (mehirlerini) istesinler! İşte Allah’ın hükmü budur. O aranızda (böyle) hükmetmektedir. Allah bilendir, doğru hüküm verendir.

Bu cümle küfrün yani eşlerden birisinin dinden çıkmasının nikâha engel olduğunun apaçık delilidir.

Ey îman edenler! Müslüman kadınlar göç ederek size geldikleri zaman, -her ne kadar onların îmanlarını Allah daha iyi bilirse de- onları (siz de) imtihan edin.¹ Eğer onların (gerçekten) îman etmiş olduklarını anlarsanız,² sakın onları kâfirlere geri göndermeyin. (Çünkü) bu (kadınlar) onlara helal olmadığı gibi, onlar da bu (kadın)lara helal değildir. Onların (kâfir kocalarına) mihirlerini iade edin.³ Kendilerine mihirlerini verdiğiniz takdirde, onları nikâhlamanızda sizin için bir sakınca yoktur. (Ey îman edenler!) kâfir kadınları nikâhınız altında tutmayın ve (siz de onlara) verdiğiniz mihirlerinizi isteyin. Onlar da (size katılan kadınlarının) mihirlerini istesinler. İşte bütün bunlar, Allah’ın aranızda hükmetmek için koyduğu kanunlarıdır. (Çünkü) Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.⁴

1 İbnu Abbas’tan; Rasulullah (s.a.v) bu kadınları önce kelime-i şehadetleri üzere imtihan eder ve: “Bir eş buğzundan dolayı çıkmadığına, bir yerden bi... Devamı..

SİZ EY imana ermiş olanlar! Mümin kadınlar her ne zaman zulüm ve kötülük diyarını terk ederek ¹⁰ size gelirlerse, Allah onların inancından tam haberdar [olduğu halde] siz yine de onları sınayın; ¹¹ eğer mümin olduklarına tam emin olursanız, onları inkarcılara geri göndermeyin, [çünkü] onlar [artık] eski kocalarına ¹² helal [değiller], ve ötekiler de bunlara helal [değiller]. Ayrıca, onlar [hanımlarına mehir olarak] ne verdilerse hepsini iade edin. ¹³ Ve [ey müminler,] siz bu kadınlarla mehirlerini verdikten sonra evlenirseniz bir günah işlemiş olmazsınız. Diğer taraftan, hakikati inkar [etmeye devam] eden kadınlarla ¹⁴ evlilik bağınızı sürdürmeyin ve onlara [mehir olarak] ne verdiyseniz [iade etmelerini] isteyin, aynı şekilde ötekiler, [hanımları size gelmiş olanlar da,] harcadıkları her şeyi[n iadesini] talep etme hakkına sahiptirler. ¹⁵ Bu, Allah’ın hükmüdür: O, sizin aranızda [adaletle] hükmeder; çünkü Allah, her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.

10 Lafzen, “göç edenler olarak” (muhâcirât). Bu terimi yukarıdaki şekilde çevirmemin bir açıklaması için bkz. sure 2, not 203.11 H. 6. yılda Hz. Peyga... Devamı..

Ey iman edenler! Hicret edip size gelen mümin kadınları bir sınavdan geçirin. Gerçi onların iman edip etmediklerini en iyi Allah bilir. Eğer onların gerçekten iman sahibi olduğuna kanaat getirirseniz onları kâfirlere geri göndermeyin. Artık bu kadınlar kâfir kocalarına helal olmayacağı gibi, o kâfirler de bunlara helal değildir. Kâfir kocalarının bunlara verdiği mehri kendilerine iade edin. Mehirlerini verdiğiniz sürece bu kadınlarla evlenmenizde bir sakınca yoktur. Kâfir kadınlarla da evliliğinizi sürdürmeyin. Onlara verdiğiniz mehri evlendikleri kâfir kocalarından isteyin. Size gelen mümin kadınların kocaları da verdikleri mehri sizden isteyebilirler. İşte Allah’ın hükmü budur. O aranızda böyle hükmediyor. Zira Allah her hükmü doğru olandır. 2/221, 24/26

SİZ ey iman edenler! Mü’min kadınlar muhacir olarak size geldiği zaman -her ne kadar Allah onların inancını çok iyi biliyorsa da- siz (yine de) onları sorgulayın;[⁵⁰⁶⁵] sonuçta eğer onların mü’min olduğundan emin olursanız, artık onları kâfirlere geri göndermeyin: ne o kadınlar (kâfir) eşlerine helâldir ne de eşleri o kadınlara helâldir.[⁵⁰⁶⁶] Onların verdiklerini de kendilerine iade edin! Ve siz bu kadınların mehirlerini verdiğiniz sürece, onlarla nikâhlanmanızda bir beis yoktur. Beri yandan, inkârda ısrar eden kadınların nikâhına yapışmayın; onlara verdiğinizi isteyin, aynı şekilde (eşi Medine’ye kaçan kâfir kocalar) da verdiklerini sizden isteyebilirler.[⁵⁰⁶⁷] İşte bunlar Allah’ın hükmüdür; aranızdaki hükmü O verir: zira Allah her şeyi bilendir, hikmetle hükmedendir.[⁵⁰⁶⁸]

[5065] İbn Abbas, muhacir kadınlardan kocalarına kızgınlık, yer değiştirme arzusu, dünyalık bir menfaat, başka bir erkeğe olan ilgi veya buna benzer b... Devamı..

Ey iman edenler, inanan kadınlar göç ederek size geldiği zaman onları -iman yönünden- imtihan edin, Allah, onların imanlarını elbet daha iyi bilir, fakat siz de onların iman etmiş olduklarını öğrenirseniz, artık onları kâfirlere geri göndermeyin, bunlar onlara helal değildir, onlar da bunlara helal olmaz. Kocalarının sarf ettiklerini (mehirlerini) geri verin ki ancak o zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın, sarf ettiğinizi geri isteyin, onlar da sarf ettiklerini istesinler. Allah’ın hükmü budur, aranızda O, hükmeder, Allah her şeyi hakkıyle bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Ey iman edenler! Mü’min kadınlar muhacir olarak size geldiklerinde, onları imtihan edin. Allah, onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz onların iman etmiş kadınlar olduklarını anlarsanız, onları kâfirlere geri göndermeyin. Çünkü müslüman hanımlar kâfirlere helâl değillerdir. Kâfirler de müslüman hanımlara helâl olmazlar. Mehir olarak harcadıklarını onlara (kocalarına geri) verin. Mehirlerini verdiğiniz takdirde, bu kadınlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Müşrik karılarınızı (nikâh ile) korumanızda tutmayın. (Zira bu nikâhlar ortadan kalkmıştır. ) Onlara harcadığınız mehri, (evlendikleri kâfir kocalarından) isteyin. Kâfirler de (İslâm’ı kabul eden ve sizinle evlenen eski hanımlarına) harcamış oldukları mehri (sizden) istesinler. Bu, Allah’ın hükmüdür. O, aranızda hüküm veriyor. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Ey imân etmiş olanlar! Size imân etmiş kadınlar, hicret etmiş olarak geldikleri vakit onları imtihan edin. Allah, onların imânlarına bihakkın âlimdir. İmdi siz onları mü'mineler bildiğiniz takdirde artık onları kâfirlere geri döndürmeyiniz. Ne bunlar onlar için helâldir ve ne de onlar bunlar için helâl olurlar. Ve onlara infak etmiş oldukları şeyi verin ve kendilerine mehirlerini verdiğiniz takdirde o kadınlar ile evlenmekten dolayı sizin için bir günah yoktur. Ve kâfirlerin ismetlerine yapışmayın, ve ne infak ettiniz ise isteyin, onlar da ne infak etmişler ise istesinler. İşte bu, Allah'ın hükmüdür. Aranızda hükmeder ve Allah alîmdir, hakîmdir.

Ey iman edenler! Mümin hanımlar size katılmak üzere hicret etmiş olarak geldiklerinde onları imtihan edin. Gerçi Allah onların imanlarını pek iyi bilir. Ama siz de onların mümin olduklarını anlarsanız, artık onları kâfirlere geri göndermeyin. Bundan böyle bu hanımlar kâfir kocalarına, kâfir kocaları da bu hanımlara helal olmazlar. Bununla beraber kocalarına da vermiş oldukları mehirleri, siz iade ediniz. Kendilerine mehirlerini vererek bu kadınlarla evlenmenizde bir sakınca yoktur. Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın. Onlara harcadığınız mehri, varacakları kâfir kocalarından isteyin. Kâfirler de İslama girip sizinle evlenen eşlerine sarfetmiş oldukları mehri sizden geri istesinler. Allah'ın hükmü budur. Aranızda O hükmeder. Zira Allah her şeyi hakkıyla bilir, tam hüküm ve hikmet sahibidir.

Hudeybiye anlaşmasına göre İslâmı kabul edip Medine’ye gelecek olanların Mekke müşriklerine geri gönderilmeleri gerekiyordu. Fakat bir Müslüman hanım,... Devamı..

Ey inananlar, mü'min kadınlar göç ederek size geldiği zaman, onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer onların (gerçekten) inanmış olduklarını anlarsanız, onları kafirlere geri döndürmeyin. Ne bu(kadı)nlar onlara helaldir; ne de onlar bunlara helal olurlar. Onların (bu kadınlara) harcadıkları(mehirleri)ni onlara verin. Ücretlerini kendilerine verdiğiniz takdirde bu(kadı)nlarla evlenmenizde sizin için bir günah yoktur. Kafir kadınların ismetlerini (nikah bağlarını) tutmayın (onları salıverin ve kafirlere katılan kadınlara) harcadığınız(mehri)i isteyin. Onlar da (size katılan kadınlarına) harcadıklarını istesinler. Bu size Allah'ın hükmüdür. Aranızda (böyle) hükmediyor. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Ey Mü'minler! Size muhâcir olarak mü'min kadınlar gelirse onları imtihân idin. (Ahvâllerini iyice tedkîk idin) Allâh onların yemînlerini (doğrı olub olmadığını) sizden daha iyi bilir. Onların sâdık mü'min olduklarını anlar iseniz onları küffâra i'âde itmeyin. Ne onlar küffâra ve ne de küffâr onlara helâl olmaz. Terk idüb geldikleri kocalarına, evvelce onlara virdikleri malı i'âde idin. Eğer bedel-i nikâhı virir iseniz onları nikâhda sizin içün günâh yokdur. Zevcenizi kâfir nikâhıyla tutmayın. (Mürted olub dâr-ı küffâra kaçan zevceler mutlakâ olur) O kadınlara evvelce virmiş oldığınız malı onları tezvîc idenlerden isteyin. Müşrikler de, İslâm olub kaçan zevcelerine virdikleri malı "onı tezvîc iden mü'minlerden" istesün. Size Allâh'ın hükmi budur. Aranızda Allâh hüküm ider. O bilir ve hakîmdir.

Ey inanıp güvenenler (Müminler)! Mümin kadınlar hicret ederek size gelirlerse onları imtihandan geçirin. Onların imanlarını en iyi Allah bilir. Eğer mümin olduklarını anlarsanız, onları kâfirlere geri çevirmeyin. Bu kadınlar onlara helal olmazlar. Onlar da bunlara helal olmazlar. Onların bunlara harcadıklarını geri verin. Bu kadınların mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman, onlarla evlenmenize engel yoktur. Ayrılmak isteyen kafir kadınları engellemeyin; onlara harcadığınızı isteyin. Onlar da harcadıklarını istesinler. Bu, Allah’ın size hükmüdür; aranızda o hükmeder. Allah bilir, doğru karar verir.

-Ey iman edenler! Mümin kadınlar, hicret edip size gelirlerse, onları imtihan edin. Allah, onların imanını daha iyi bilir. Eğer onların iman ettiğini anlarsanız onları kafirlere iade etmeyin. O kadınlar, onlara helal değildir, onlar da o kadınlara helal değildir. Onlara, kadınlar için harcadıklarını verin. Mehir vererek o kadınlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kafir kadınları da nikahınızda tutmayın. Onlara sarfettiğinizi isteyin. Onlar da sarfettiklerini istesinler. Bu Allah'ın hükmüdür. Aranızda o hüküm verir. Allah, alimdir, hakimdir.

Ey iman edenler! Mü'min kadınlar hicret ederek size geldiklerinde, onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Siz de onların inanmış kimseler olduklarını anlarsanız, onları kâfirlere geri göndermeyin. Ne onlar o kâfirlere helâldir, ne de o kâfirler onlara. Yalnız, müşrik kocalarının onlara vermiş oldukları mehirleri kendilerine iade edin. Mehirlerini verdiğiniz takdirde mü'min kadınları nikâhlamanızda hiçbir sakınca yoktur. Kâfir kadınları ise nikâhınızda tutmayın; onlara verdiğiniz mehri geri isteyin. Kâfirler de mü'min kadınlara verdikleri mehri geri istesinler. İşte Allah'ın hükmü budur; aranızda O hükmeder. Çünkü Allah herşeyi bilir, herşeyi hikmetle yapar.

Ey iman sahipleri! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiklerinde onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir ya! Eğer onların mümin hanımlar olduklarını anlarsanız, onları kâfirlere döndürmeyin. Ne bu mümin kadınlar o kâfirlere helaldir ne de o kâfirler bunlara helaldir. Bu kadınlar için harcadıklarını o kâfirlere geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz takdirde, bu kadınları nikâhlamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Kâfirlerin iffet ve nikâhlarına yapışmayın. Kâfirlere gitmeyi yeğleyen kadınlar için harcadıklarınızı onlardan geri isteyin; onlar da size gelen mümin kadınlar için harcadıklarını geri istesinler. Bu, Allah'ın hepinize buyruğudur. Aranızda hüküm veriyor. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir.

iy anlar kim įmān getürdiler! ķaçan gele size mü’mine 'avratlar» illerinden ayrılıcılarken [292b] śınañ anları. ya'nį anlardan Tañrı bilürirekdür įmānlaruñ anlaruñ. pes eger bilürseñüz anları mü’mine 'avratlar girü döndürmeñ anları kāfirlerdın yaña. degül anlar ya'nį 'avratlar ḥelāl anlara daħı degül anlar ḥelāl olalar anlara. daħı virüñ anlara anı kim nafaķa eylediler daħı yazuķ yoķdur sizüñ üzere kim nikāh eyleyesiz anları ķaçan vire siz anlara kirilerini ya'nį kābinlerin. daħı yapışmañ kāfire 'avratlaruña śaķlamaķlarına daħı dileñ anı kim nafaķa eyledüñüz daħı dilesünler anı kim nafaķa eylediler. Tañrı hükmidür hükm eyler arañuzda. daħı Tañrı bilicidür dürüst işlüdür dürüst sözlüdür.

İy mü’minler, ḳaçan gelse size mü’min ‘avratlar hicret idüp pes anlarıṣınañuz. Tañrı Ta‘ālā bilicidür anlar īmānlarını. Pes eger anlaruñ mü’minolduġın bilseñüz, anları kāfirler[e] ḳaytarmañuz. Anlar anlara ḥalāl degül,anlar daḫı anlara ḥalāl degüldür. Daḫı anlara virüñüz ḫarc itdüklerini. Daḫıyazuḳ yoḳdur üstüñüze anları evlenmekde mehrlerin virseñüz. Daḫı dut‐mañuz kāfirler ‘iṣmeti üstine, daḫı isteñüz siz ḫarc eylegeni, anlar daḫı istesün‐ler ḫarc itdüklerini. Ol Allāh ḥakīmdür ki arañuzda ḥükm eyler. TañrıTa‘ālā her nesneyi bilicidür, ḥakīmdür.

Ey iman gətirənlər! Mö’min qadınlar sizin yanınıza mühacir kimi gəldikləri zaman onları imtahana çəkin. Allah onların imanını çox gözəl bilir (onları yoxlayıb bilmək sizə lazımdır). Əgər bunların (bu qadınların həqiqi) mö’min olduqlarını bilsəniz, artıq onları kafirlərin yanına qaytarmayın. Nə bunlar (bu qadınlar) onlara (kafirlərə), nə də onlar bunlara halaldır. Onların (kafirlərin həmin qadınlara) xərclədiklərini (mehri) özlərinə qaytarıb verin. Bunların (bu qadınların) mehrlərini özlərinə verdiyiniz təqdirdə onlarla evlənməyinizdən sizə heç bir günah gəlməz. Kafir qadınları öz kəbininiz altında saxlamayın. (Həmin qadınlara) verdiyiniz mehri (onların ərə getdiyi kafirlərdən) istəyin. (Kafirlər də islamı qəbul edib mö’minlərlə evlənən qadınlara) sərf etdikləri mehri (sizdən) istəsinlər. Allahın hökmü budur. O sizin aranızda (belə) hökm edər. Allah (hər şeyi) biləndir, hikmət sahibidir!

O ye who believe! When believing women come unto you as fugitives, examine them. Allah is best aware of their faith. Then, if ye know them for true believers, send them not back unto the disbelievers. They are not lawful for the disbelievers, nor are the disbelievers lawful for them. And give the disbelievers that which they have spent (upon them). And it is no sin for you to marry such women when ye have given them their dues. And hold not to the ties of disbelieving women; and ask for (the return of) that which ye have spent; and let the disbelievers ask for that which they have spent. That is the judgment of Allah. He judgeth between you. Allah is Knower, Wise.

O ye who believe! When there come to you believing women refugees,(5422) examine (and test) them: Allah knows best as to their Faith: if ye ascertain(5423) that they are Believers, then send them not back to the Unbelievers. They are not lawful (wives) for the Unbelievers, nor are the (Unbelievers) lawful (husbands) for them. But pay the Unbelievers what they have spent (on their dower), and there will be no blame on you if ye marry them(5424) on payment of their dower to them. But hold not to the guardianship of(5425) unbelieving women: ask for what ye have spent on their dowers, and let the (Unbelievers) ask for what they have spent (on the dowers of women who come over to you). Such is the command of Allah. He judges (with justice) between you. And Allah is Full of Knowledge and Wisdom.

5422 Under the treaty of Hudaybiyah [see Introduction to S. 48, paragraph 4, condition (3)], women under guardianship (including married women), who f... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.