Velev ce’alnâhu meleken lece’alnâhu raculen velelebesnâ ‘aleyhim mâ yelbisûn(e)
Peygamberi, bir melek olarak halk etseydik gene bir erkek şeklinde halk ederdik ve gene düştükleri şüpheden kurtulmazlardı.
(Biz) Onu (Hz. Peygamber Aleyhisselam’ı) eğer bir melek kılsaydık, (yine) elbette erkek insan (suretinde bir melek) yapardık ve mutlaka (kâfirlerin) duymuş oldukları (şüpheleri) yine katardık. (Herkesi inanmaya mecbur bırakacak netlikte bir imtihan yapmazdık.)
Ve eğer biz, peygamberi bir melek olarak gönderseydik, herhalde onu bir erkek şeklinde görünmesini sağlardık da, yine onlar bu insan mı, melek mi diye kuşkuya düşerlerdi.
Onu eğer bir melek kılsaydık, elbette erkek (suretinde bir melek) kılardık ve mutlaka katmakta oldukları (şüpheleri) yine katardık.
Eğer Peygamberleri bir melek yapaydık, yine onu bir adam şeklinde gösterirdik ve elbette onları, düşmekte oldukları şüpheye yine bırakırdık.
Eğer o peygamberi melek yapsaydık yine de onu adam şeklinde yapardık ve onları yine, düştükleri kuşkuya düşürürdük. (Çünkü bunlar imtihanı kaybetmeyi hak ediyorlar.)
Eğer peygamberi bir melek kılsaydık, elbette onu insan sûretine sokar, onları yine düşmekte oldukları kuşkuya düşürürdük.
Biz, onu melek kılsaydık, erkek kılığında yaratırdık, düştükleri şüpheye düşürürdük
Eğer onu, biz bir melek yapsaydık, yine de onu bir insan kılığında gönderirdik ve onları yine düştükleri kuşkuya düşürürdük.
Biz onu melek kılsaydık, bir insan şeklinde yapardık da, düştükleri şüpheye onları yine düşürmüş olurduk.
Eğer onu (Peygamberi) bir melek kılsaydık yine onu bir adam (suretinde) yapardık[169] ve onları yine içinde bulundukları karmaşaya düşürmüş olurduk.[170]
Şayet peygamberi bir melek kılsaydık muhakkak ki onu (yine) bir adam suretine sokar, onları yine halen içinde bulundukları kuşkuya düşürürdük.
Eğer peygamberi bir melek kılsaydık muhakkak ki onu insan sûretine sokar onları yine düşmekte oldukları kuşkuya düşürürdük.
Onu bir melek yapsaydık, onu bir adam biçiminde gönderir ve mevcut kuşkuları içinde bırakırdık.
Eğer Peygamberi, biz bir melek yapsaydık, yine de onu bir adam şeklinde yapardık ve onları yine düştükleri kuşkuya düşürürdük.
Kendisini bir Melek kılaydık yine onu bir er kılacaktık ve düşmekte bulundukları şübheye onları yine düşürecektik
Şâyet biz, peygamber olarak (insan değil de) bir melek gönderseydik, onu yine insan sûretinde yollardık (çünkü meleği aslî sûreti ile görmeye dayanamazlardı. Bu sefer de) onlar, (“Bu insan mı, melek mi?” diye) *şüpheye düşerlerdi.
Eğer onu (peygamberi) bir melek yapsaydık onu (o meleği) de her halde bir adam (suretinde) gösterir ve her halde onları yine düşmekde oldukları şüpheye düşürürdük.
Ve onu (o peygamberi) bir melek kılsaydık, elbette onu (yine) bir adam (sûretinde)kılardık,(1) doğrusu onları, karıştırmakta oldukları şeyde yine şübheye düşürürdük.
Ve eğer biz, onu (mesajlarımızın tebliğini yapmakla görevli kıldığımız elçiyi) bir melek kılsaydık (onlara görünebilmesi için) muhakkak ki, onu bir adam (beşer) şeklinde kılardık da (bu defa bu insan mı, melek mi diyeceklerinden) onları düştükleri kuşkuya yine düşürürmüş olurduk (yani onları yine aynı kuşku içinde bulurduk).*
Biz elçiyi meleklerden yapsaydık, onu yine bir adam (suretinde) yapardık ve elçi meleğe, onların üzerlerine giydiği kıyafetlerinden giydirirdik.
Eğer Biz bir melek gönderseydik onu insan biçimine sokardık da ne de olsa onları şüpheleriyle başbaşa bırakırdık.
Eğer Biz onu/elçiyi bir melek yapsaydık, onu bir insan/ adam şeklinde [racul] yapardık. İçine düştükleri şaşkınlığa (bu sefer) Biz düşürürdük.
Biz onu melek kılsaydık, bir adam (insan suretinde) yapardık da düştükleri şüpheye onları yine düşürmüş olurduk.
Kaldı ki, Biz elçi olarak bir melek gönderseydik, onu bir insan şeklinde gönderirdik; böylece o inkârcıları, şimdi düştükleri şüphelere yine düşürmüş olurduk. İnsanlara Peygamber olarak kim gönderilirse gönderilsin mutlaka o da Hz. Peygamber’in tavrıyla O’nun söylediklerini söyleyecek, istemeyenler de aynı asılsız bahanelerle inanmayacaklar. O hâlde ey Peygamber! Sen hakîkate çağırmaya devam et, onların kaba davranışlarına üzülme:
Onu bir melek kılsaydık, elbette onu da bir adam kılardık. Onları büründükleri şeye yine büründürürdük.
Eğer Tanrı elçisini melek yapsaydık, görebilmeleri için yine adam kılığına sokar, kafalarını yine karıştırırdık.
Eğer onlara meleklerden bir elçi gönderseydik; muhakkak ki onu insan şekline sokar, onları yine kuşkuya düşürürdük!
Onu (peygamberi) bir melek kılsaydık şüphesiz ki onu bir erkek (insan suretinde) yapar, düşmekte oldukları kuşkuya onları yine düşürürdük. [*]
Eğer Biz o Peygamberi (insan değil de) bir melek kılsaydık, yine de onu bir erkek şeklinde¹ gönderirdik.² O zaman da onları (kendi kendilerine) düştükleri şüpheye Biz, düşürmüş olurduk.
Ve Biz, bir meleği elçimiz olarak tayin etmiş olsaydık [bile], ⁷ onun kesinlikle bir insan olarak [görünmesini] sağlardık ve böylece onları, şimdi içinde bulundukları şaşkınlığa yine düşürürdük. ⁸
Eğer onu bir melek de yapsaydık, yine onu bir adam şeklinde yapardık da şu anda düştükleri şaşkınlığa yine düşerlerdi. 6/50, 17/95, 43/60
Ve eğer Biz elçiyi melek yapsaydık, onu yine insan[¹⁰²¹] kılığında gönderirdik; böylece şimdi içine düştükleri şaşkınlığa onları yine düşürürdük.
(Onlardan kimi de, beşerden peygamber olur mu? Eğer Allah, peygamber göndermek isteseydi melek gönderirdi, dediler.) Şayet biz peygamberi bir melek kılsaydık, (meleği göremeyecekleri için) onu bir erkek şekline koyar da öyle gönderirdik! (o zaman da "biz senin melek olduğunu ne bilelim, sen de bizim gibi bir beşersin" derlerdi) Şimdiki gibi onları kuşkuya biz düşürmüş olurduk. (O zaman da onun peygamberliğini tanımayacaklardı, onların bu talepleri küfürlerini örtmek için bir bahane ve Rableri tarafından gönderilen Peygamber ile alay etmektir)
Eğer onu (Peygamberi) bir melek !alsaydık yine onu bir adam (suretinde) yapardık ve onları giyindirirdik O giydiklerinden.
Ve eğer O'nu (peygamberi) bir melek kılsaydık, elbette O'nu yine bir erkek (suretinde) kılardık ve onları yine düşmüş oldukları şüpheye düşürürdük.
Şayet o elçiyi melek kılsaydık, yine onu bir adam şeklinde gösterir de düştükleri şüpheye onları yine düşürmüş olurduk. [17, 95; 9, 128; 3, 164]
Eğer O(Hak Elçisi)ni melek yapsaydık, yine bir adam (şeklinde) yapardık ve onları yine düştükleri kuşkuya düşürürdük.
Ve eğer biz, rasûli melek kılmış olsa idik (rasûl olarak melek gönderse idik) onı insân şeklinde kılar ve insânların giydiği libâsı ona giydirir idik. [¹]
Eğer bir meleği elçi olarak gönderecek olsak onu erkek kılığına sokar da yine onları şüpheleriyle baş başa bırakırız.
Eğer (Resûlü) melek de yapsaydık, yine onu bir adam şeklinde yapardık ve onları düşürdüğümüz şüpheye düşürürdük.
Biz bir meleği peygamber olarak gönderecek olsaydık, onu yine bir adam olarak gösterir; onları içine düştükleri şüpheye yine düşürürdük.
Eğer o peygamberi bir melek kılsaydık kuşkusuz onu bir er kişi yapacaktık ve içine yuvalandıkları kuşku ve karmaşayı onların üzerlerine giydirmiş olacaktık.
daħı eger eylese-dük anı firişte eyleyedüķ er ya'nį er sūretında daħı ķarışdura- y- ıduķ anlaruñ üzere anı kim ķarışdururlar.
Daḫı eger peyġamberi ferişteh eylese‐y‐dük, anı ḳılurduḳ ādem ṣūre‐tinde bir kişi. Daḫı geydürürdük anlara anlar geydüginden.
Əgər Biz onu (peyğəmbəri) mələk etsəydik (və ya kafirlərə mələklərdən bir peyğəmbər göndərsəydik), yenə də onu bir insan qiyafəsində göndərər və onları (göndərilənin mələk deyil, özləri kimi bir adam olması barəsində) bir daha düşdükləri şübhəyə salardıq.
Had We appointed an angel (Our messenger), We assuredly had made him (as) a man (that he might speak to men); and (thus) obscured for them (the truth) they (now) obscure.
If We had made it an angel, We should have sent him as a man, and We should certainly have caused them confusion in a matter which they have already covered with confusion.(842)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |