Veen ekîmû-ssalâte vettekûh(u)(c) vehuve-lleżî ileyhi tuhşerûn(e)
Namaz kılın ve Tanrıdan çekinin dendi ve o, öyle bir Tanrıdır ki varıp toplanacağınız yer, onun tapısıdır.
Bir de: "Namazı (dosdoğru, şuurla ve huşûyla) kılın ve O’ndan (Allah’tan) korkup (küfür, zulüm ve kötülükten) sakının" (diye de emrolunduk). Huzuruna (götürülüp) toplanacağınız O (Allah’tır).
Namazlarımızda dikkatli ve devamlı olmakla, yolumuzu Allah'ın kitabıyla bulmakla emrolunduk. Çünkü hepimiz, sonunda O'nun huzurunda toplanacağız.”
"Namazı erkanına, şartlarına, vaktine riayet ederek âşikâre kılın. Allah'a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun" de. O, toplanıp huzuruna getirilecek, hesap verilecek olan Allah'tır.
Yine namazı kılın, Allah'a karşı gelmekten sakının (diye emredildi). Huzuruna toplanacağınız O'dur."
Bir de: 'Namazı kılın ve O'ndan korkup-sakının (diye de emrolunduk.) Huzuruna (götürülüp) toplanacağınız O'dur.
Yine namaza devamla Allah'dan korkun diye emrolunmuşuz. Huzuruna varıp toplanacağınız O'dur.
“Namazı (müsbet ibadetleri) kılın, yasaklardan kaçının!” diye bize buyruğu vardır. Ve O, herkesin O’nun huzurunda toplanacağı bir Allah’tır.
“Namazı kılınız, Allah'a saygı duyunuz” diye de emrolunduk. O, huzuruna varıp toplanacağımız Allah'tır.
Namaz kılmakla, ondan sakınmakla da emrolunmuşuz, odur kendi katında toplanacak olduğunuz
Bir de (emrolundu ki): “Namazı ikame edin ve Allah'a karşı gelmekten (ve fenalığın her çeşidinden) sakının. Çünkü hepiniz (sonunda) O'nun huzurunda toplanacaksınız.”
71, 72. Di ki: "Allâh’ı bırakub da bize nâfi’ olamıyanları bize nusret idemiyenleri nasıl yâd idebiliriz. Allâh bizi tarîk-i hidâyete sevk itdiği halde biz arzda şeytâna uyub da arkadaşlarının bize gel nidâsıyla doğrı yola da’vetini isgâ itmeyenler gibi geriye mi gideceğiz? Allâh’ın yolı yegâne yoldır. Biz rabbu’l’ ’âlemîne teslîm olmak içün emir aldık, salâtı edâ idiniz Allâh’dan korkınız, ânın huzûrunda ictimâ’ ideceksiniz."
71,72. De ki: "Arkadaşları bize gel diye doğru yola çağırırken, şeytanların yeryüzünde şaşırttıkları bir kimse gibi geriye mi dönelim. Allah bizi doğru yola eriştirdikten sonra, bize faydası olmayan, zarar da veremeyen Allah'tan başka şeylere mi yalvaralım?" De ki, "Doğru yol ancak Allah'ın yoludur. Alemlerin Rabbine teslim olarak namaz kılın, Allah'tan sakının diye emrolunduk." Kendisine toplanacağınız O'dur.
Bir de, bize, “Namazı dosdoğru kılın ve Allah’a karşı gelmekten sakının” diye emrolundu. O, huzurunda toplanacağınız Allah’tır.
“Namazı dosdoğru kılın ve Allah’tan korkun” diye de (emrolundu). O, huzuruna varıp toplanacağınız Allah’tır.
«Namazı dosdoğru kılın ve Allah'tan korkun» (diye de emredildik). O, huzuruna varıp toplanacağınız Allah'tır.
"Namazı gözetmeli ve O'nu sayıp dinlemelisiniz. Huzurunda toplanacağınız O'dur."
Bize: "Namazı dosdoğru kılın, Allah'a karşı gelmekten sakının" (diye emredildi), toplanacağınız yer O'nun huzurudur.
Hem namazı kılın ve ondan korkun, haşrolunub varcağınız o
Bize ayrıca, “Namazı dosdoğru kılın ve Allah’tan korkun!” (diye emredildi). (Hesap vermek üzere, manevi) huzurunda toplanacağınız O’dur.
“Bir de salâtı ikame edin¹ ve O'na karşı takvâlı² olun.” O'dur huzuruna varıp toplanacağınız.
Bir de «Namaz kılın, Ondan (Allahdan) korkun» (diye emrolunmuşuzdur). Huzuruna varıb toplanacağınız (Zât-i kibriyâ) Odur.
Bir de: “Namazı hakkıyla edâ edin(2) ve O'ndan (Allah'dan) sakının!” diye(emredildi). Zîrâ (kıyâmet günü) huzûruna toplanacağınız ancak O'dur.
Bir de: ‘’(Maddi ve manevi bir arınma ibadeti olan) namazı (dosdoğru, şuurla ve huşûyla) kılın ve ona (Allah’a) karşı gelmekten de sakının (diye de emrolunduk). Ve yalnız odur kendi katında toplanacak olduğunuz. *
“Ve aynı zamanda namazı kılmak ve Allah’ın azabından korunmakla emrolunduk. Kendisinin huzurunda toplanacağımız kimsede O dur.”
Namaz kılın sakının. Kendisine derleneceğiniz varlık Odur.
Namazı dosdoğru kılınız, sakınınız diye de emir olunduk. Kendisine haşrolunacağınız zât, O/dur.
(Öyleyse) Namazı dosdoğru kılınız ve sorumluluk bilincinde olunuz. Varıp huzurunda toplanacağınız O’dur.
(Aynı şekilde) Namazı dosdoğru kılın ve Allah'tan sakının (diye emrolunduk.) Kendisine doğru toplanacağınız O'dur.
“Namazı dosdoğru kılın, Allah’tan gelen ilkeler doğrultusunda yaşayarak, fenâlığın her çeşidinden titizliklesakının! Çünkü hepiniz, eninde sonunda O’nun huzurunda toplanacaksınız.”
“Namaz’ı kılmakla da, O’ndan sakınıp korunmakla da (emredildik). O’dur ki kendisine doğru bir araya toplanıyorsunuz”.
Ayrıca: " Namazı kılın, ona karşı kendinizi sağlama alın, en sonunda onun huzuruna çıkarılacaksınız " de.
“Bize salat-ı dosdoğru ikame ederek bilgiyle bilinçle yaşamamız emredildi. Cahillik bize yasaklandı. Biz Salat-ı ikame ederek; Allah’ın gönderdiği ayetlerle bilgilenir, bilinçlenir, hayatımızı yaşarız. Biliriz ki; dünya hayatından sonra yaşantımızın hesabını vermek için Allah’ın huzurunda toplanacağız.”
(Bize) ‘Namazı doğru kılın ve [takvâ]lı (duyarlı) olun’ (diye de emredilmiştir). (Huzurunda) toplanacağınız da yalnızca O’dur.
Bir de: “(Bize) ‘namazı dosdoğru ve devamlı kılın ve kıyamette huzurunda toplanacağınız O (Allah’tan) hakkıyla sakının’ diye emredildi.” de.
namazlarımızda dikkatli ve devamlı olmakla ve kendimizi O’na karşı sorumluluk bilinci içinde tutmakla: Çünkü hepimiz sonunda O’nun huzurunda toplanacağız”.
Ve namazı hakkını vererek kılın ve O’na karşı sorumlu davranın. Zira huzurunda toplanacağınız O’dur. 23/2, 20/132, 6/51
(O halde) Namazı kılın ve (sonunda) huzurunda toplanacağınız Allah'tan korkun (azabından sakının, ki)
Ve namazı kılın ve O’ndan korkun (diye emredilmiştir)! Varıp huzûruna toplanacağınız O’dur.
«Ve namaz kılın, ve O'ndan korkunuz ve O, o (Hâlik-ı Azîm) dir ki, O'na haşrolunacaksınızdır diye de emrolunduk.»
“Bir de namazı hakkıyla ifa edin ve Allah'a karşı gelmekten sakının. ” diye de emrolundu. Hepinizin sonunda toplanacağı yer, O'nun huzurudur.
Namazı kılın ve O'ndan korkun (diye emredilmiştir)! Varıp huzuruna toplanacağınız O'dur.
Namâzı âdâb ve erkânıyla kılmak ve Allâh'dan sakınmak ile emr olunduk. Hesâb ve cezâ içün ona haşr olunursunuz.
(Bir de şu dendi:) "Namazı düzgün ve sürekli kılın ve Allah’a saygılı olun; huzurunda toplanacağınız O’dur."
71,72. -De ki:-Allah, bize hidayet verdikten sonra, şeytanların yeryüzünde ayartıp, şaşkın bir vaziyette bıraktıkları, dostlarının ise “bize gel” diyerek doğru yola davet ettikleri kimse gibi, topuklarımız üzerinde geri dönelim de bize faydası da zararı da dokunmayan Allah'tan başka şeylere mi yalvaralım? Yine de ki:-Allah'ın hidayeti, işte asıl hidayet odur. Biz, alemlerin Rabbine teslim olmakla, namaz kılmak ve Allah'tan korkmakla emrolunduk. Huzurunda toplanacağınız O'dur.
Bir de namazı dosdoğru kılmamız, Allah'a karşı gelmekten sakınmamız emredildi. Çünkü sonunda toplanacağımız yer Onun huzurudur.
Ve "Namazı kılın/duayı yerine getirin, O'ndan sakının!" diye emrolunduk. Huzurunda haşrolunacağınız O'dur.
“daħı ŧururuñ namāzı daħı śaķınuñ Tañrı’dan.” daħı ol oldur kim anuñ yaña ķoparınılasız.
Daḫı durġuruñuz namāzı ve ḳorḳuñuz. Tañrı Ta‘ālā ḥażretine ḥaşr olursız.
Həmçinin: “Namaz qılın, Allahdan qorxun, hüzuruna toplanacağınız məhz Odur!” (deyə buyurulmuşdur)”.
And to establish worship and ward off (evil), and He it is unto Whom ye will be gathered.
"To establish regular prayers and to fear Allah. for it is to Him that we shall be gathered together."
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |