Velev nezzelnâ ‘aleyke kitâben fî kirtâsin felemesûhu bi-eydîhim lekâle-lleżîne keferû in hâżâ illâ sihrun mubîn(un)
Sana, kağıda yazılı bir kitap indirseydik ve ona elleriyle dokunsalardı gene de kafir olanlar derlerdi ki: Bu, ancak apaçık bir büyü.
Biz Kitabı, (bu Kur’an’ı gökten) üzerine yazılı bir kâğıtta Sana göndermiş olsaydık ve onlar elleriyle bizzat dokunsalardı, yine de inkâr edenler kesinlikle: "Bu apaçık bir büyüden başkası değildir" deyip (çıkarlardı).
Ey peygamber! Biz sana yazılı bir kitap göndermiş olsaydık ve ona kendi elleriyle dokunmuş olsalardı, bu Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler, “Kesinlikle bu apaçık bir büyüden başkası değildir” derlerdi.
Eğer sana sorumluluklarını tevdi etmek üzere kağıt üzerine yazılmış bir kitap indirseydik, onlar da elleriyle o kitabı tutmuş olsalardı, yine de, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler:
"- Bunlar kesinlikle aklı etki altına alan apaçık büyüleyici sözler" derlerdi.
Sana kağıt üzerinde yazılı halde bir kitap indirseydik ve ona elleriyle dokunsalardı yine de inkar edenler: "Bu apaçık bir sihirdir" derlerdi.
Biz Kitabı üzerine yazılı bir kağıtta göndersek ve onlar elleriyle dokunsalar bile inkâr edenler, tartışmasız: 'Bu apaçık bir büyüden başkası değildir' derler.
Eğer sana, yapraklara yazılı bir kitap indirseydik de onlar, elleriyle onu tutmuş bulunsalardı, o küfredenler yine muhakkak (şöyle) diyeceklerdi: “- Bu apaçık bir sihirden başka bir şey değildir.”
Eğer gökten kâğıt içinde yazılı bir kitap indirip ona elleriyle dokunsalardı da (yine inanmayacaklardı ve) o kâfirler; “bu apaçık bir sihirdir” diyeceklerdi.
Eğer sana kâğıt üzerine yazılmış bir kitap indirseydik de onlar elleriyle ona dokunmuş olsalardı, yine de o inkâra batmış olanlar, “Bu, apaçık büyüden başka bir şey değildir” derlerdi.
Bir kâğıda yazılmış bir kitabı, sana indirmiş bulunup da, elleriyle tutsalardı, yine kâfir olanlar: «Bu ancak bir büyüden başka bir şey değildir!» diyeceklerdi
(Ey Resul!) Eğer sana kâğıda yazılmış bir kitap indirmiş olsaydık ve onu elleriyle tutsalardı, yine de o inkârcılar: “Muhakkak ki bu, apaçık bir sihirdir” diyeceklerdi.
Velev kitâbı sana yaprak yaprak inzâl itmiş bile olsa idik ve kâfirler elleriyle dahî tutmuş ola idiler yine "Âşikâr bir sihirdir" diyecekler idi.
Sana Kitap'ı kağıtta yazılı olarak indirmiş olsak da, elleriyle ona dokunsalar, inkar edenler yine de, "Bu apaçık bir büyüdür" derlerdi.
(Ey Muhammed!) Eğer sana kâğıda yazılı bir kitap indirseydik, onlar da elleriyle ona dokunsalardı, yine o inkâr edenler, “Bu, apaçık büyüden başka bir şey değildir” diyeceklerdi.
Şayet sana kâğıt üzerine yazılmış bir kitap indirseydik ve onlar elleriyle onu tutmuş olsalardı, yine de o inkârcılar, “Bu apaçık bir büyü, başka bir şey değil” derlerdi.
Eğer sana kâğıt üzerine yazılmış bir kitap indirseydik de onlar elleriyle onu tutmuş olsalardı, yine de inkâr ediciler: Bu, apaçık büyüden başka bir şey değildir, derlerdi.
Sana kağıt üzerine yazılı bir kitap indirseydik ve elleriyle dokunsalardı bile, inkarcılar, "Bu ancak apaçık bir büyüdür," diyeceklerdi.
Eğer sana kağıtta yazılı bir kitap indirmiş olsak da onu elleriyle tutsalardı, yine de o kâfirler: "Muhakkak ki bu, apaçık bir sihirdir" derlerdi.
Sana kâğıt üzerinde yazılmış olarak bir kitab indirseydik de onu elleriyle yoklasaydılar her halde o küfürlerinde ınad edenler yine diyeceklerdi ki «bu: ap açık bir sihirden başka bir şey değil»
(Habibim!) Eğer sana kâğıt üzerine yazılmış bir kitap gönderseydik ve onu elleriyle tutsalardı, yine de o inkârcılar, “Muhakkak ki bu apaçık bir büyüden başkası değildir!” derlerdi.
Biz, sana kâğıt üzerine yazılı bir metin indirmiş olsaydık da onlar da ona elleriyle dokunsalardı yine de gerçeği yalanlayan nankörler, “Bu, ancak apaçık bir sihirdir.” derlerdi.¹
(Habîbim) eğer sana kâğıd içinde (yazılı) bir kitab göndermiş olsaydık da kendileri de elleriyle onu tutmuş bulunsalardı o küfredenler yine behemehal: «Bu, apaçık bir büyüden başkası değildir» derlerdi.
Hem eğer sana kâğıtta (yazılı) bir kitab indirseydik de ona elleriyle dokunsalardı, elbette o inkâr edenler (yine): “Bu, apaçık sihirden başka bir şey değildir!” der(ler)di.(2)
Ve eğer sana kâğıt üzerinde yazılı bir kitap indirseydik ve ona kendi elleriyle dokunmuş olsalardı, yine de (iman etmeyi çıkarlarına ters görüp hakikatleri) inkâr etmiş olanlar, "Bu, kesinlikle açık bir büyüden (aldatmacadan) başka bir şey değildir" derlerdi. *
Biz sana sayfalar içinde yazılı ayetler göndersek ve onlarda elleriyle ona dokunmuş olsalar, doğruları inkâr edenler “Bu apaçık bir sihir” derler.
Sana yazılı bir kitap gönderseydik, onlar da onu elleriyle tutsalardı, Allah’ı tanımıyanlar yine de şunu diyeceklerdi: "Gerçekten bu olsa olsa apaçık bir büyüdür."
(Ey Peygamber!) Eğer Biz sana kâğıt üzerine yazılı bir Kitap indirmiş olsaydık ve onlar da elleriyle dokunsalardı yine de inkâr edenler, “Bu apaçık bir büyüden başka bir şey değildir” derlerdi.
Eğer sana kâğıda yazılı olarak bir kitap indirmiş olsaydık da ona elleriyle dokunacak olsalardı, elbette o küfre sapanlar yine, “Bu apaçık bir büyüdür” derlerdi.
Eğer sana kâğıt üzerine yazılmış bir kitap indirseydik ve ona kendi elleriyle dokunmuş olsalardı bile, yine de iman etmeyi çıkarlarına ters gören bu kâfirler, “Bu, apaçık büyüden başka bir şey değildir!” diyeceklerdi. Hâlbuki, gözlerini kör eden inat, kibir ve bencillik duygularından bir an için sıyrılıp Kur’an’ı dikkatli bir gözle incelemiş olsalardı, onun Allah’tan gelen en büyük mûcize olduğunu göreceklerdi.
Sana kâğıtta yazılı / kırtasî bir kitap indirseydik de ona elleriyle dokunsalardı, inkâr etmiş olanlar elbette:
“Bu ancak açıkça bir sihir!” derlerdi.
Biz onlara yazılı bir kitap göndersek de ona elleriyle dokunsalardı, Yine de bu nankörler : “ bu düpedüz bir göz boyaması “ diyeceklerdi.
Eğer sana kâğıt üzerine yazılmış bir kitap indirseydik, onlar o kitabı elleriyle tutmuş olsalardı, yine de inkâr eden kimseler bu apaçık bir sihirdir derlerdi.
Sana kâğıda (yazılmış) bir kitap indirseydik de onlar ona elleriyle dokunmuş olsalardı, kâfir olanlar “Bu, apaçık büyüden başka bir şey değildir!” derlerdi.
Eğer sana kâğıda yazılmış, (somut) bir kitap indirseydik onlar da ona elleriyle dokunsalardı, yine de o kâfirler: “Bu kesinlikle apaçık bir büyüden başka bir şey değildir!” derlerdi.¹
Ama Biz, sana, [ey peygamber,] yazılı bir metin göndermiş olsaydık ve ona kendi elleriyle dokunmuş olsalardı bile hakikati inkara şartlanmış olanlar, kesinlikle, “Bu açıkça, aldatmacadan başka bir şey değil!” derlerdi.
Sana, bu vahyi kâğıtta yazılı bir metin halinde göndermiş olsaydık da buna elleriyle dokunsalardı bile1 o kâfirler “Bu apaçık sihirden başka bir şey değildir” derlerdi.2, 11/93, 2 27/13, 28/36, 38/4
Eğer sana yazılı bir metin[¹⁰¹⁸] indirseydik ve ona elleriyle dokunmuş olsalardı dahi, inkârda direnenler ısrarla derlerdi ki: “Bu apaçık bir sihirden başka bir şey değildir!”[¹⁰¹⁹]
Şayet sana kağıt üzerine yazılı bir kitap indirseydik, onlar elleriyle onu tutmuş da olsalardı, yine o kafirler, "Bu muhakkak bir sihirden başka birşey değildir" derlerdi, (imana gelmezlerdi, nitekim)
Eğer sana kâğıt üzerine yazılı bir Kitap indirmiş olsaydık da onu elleriyle tutsalardı, yine inkâr edenler, "Bu, apaçık bir büyüden başka bir şey değildir!" derlerdi.
Eğer sana kağıtta (yazılı) bir kitab indirseydik de onu eller ile yoklayacak olsalardı elbette o kâfir olanlar, yine diyeceklerdi ki bu bir sihirden başka değildir.
Eğer sana kağıda yazılı olarak bir kitap indirmiş olsaydık, kendileri de elleriyle onu tutmuş bulunsalardı o kâfirliklerinde inad eder, yine de: “Bu besbelli bir büyüden başka bir şey değil! ” derlerdi. [15, 14-15; 52, 44]
Eğer sana kağıt üzerine yazılı bir Kitap indirmiş olsaydık da onu elleriyle tutsalardı, yine inkar edenler, "Bu, apaçık bir büyüden başka bir şey değildir!" derlerdi.
Eğer Sana, kağıdda yazılı bir kitâb indirse idik ve kâfirler de o kitâbı elleriyle tutsalardı bu, ancak bir âşikâr sihirdir dirlerdi.
Sana kağıda yazılı bir kitabı parça parça indirsek, ellerine dahi alsalar, onu görmezlikten gelenler kesinlikle şöyle diyeceklerdir: “Bu açık bir büyüden başka bir şey değildir.
Sana, kağıtta yazılı bir kitap indirmiş olsaydık, onlar da o kitaba elleriyle dokunsalardı yine de kafir olanlar: “Bu yalnızca bir sihirdir” derlerdi.
Biz sana kağıtta yazılı bir kitap indirsek ve ona elleriyle dokunacak olsalar, yine de o kâfirler “Bu besbelli bir büyüdür” derlerdi.
Eğer biz sana parşömen üzerine yazılı bir kitap göndermiş olsaydık, onlar da ona elleriyle dokunmuş olsalardı, o küfre batmışlar, hiç kuşkusuz şöyle deyivereceklerdi: "Bu, apaçık bir büyüden başka şey değildir."
daħı eger ındürse-y-idüķ senüñ üzere yazılmış kāġıdda pes yoķaryalardı aña elleri-y-ile eyide-y-idi anlar kim kāfir oldılar “degül uşbu illā cādūlıķ bellü.
Daḫı eger indürse‐y‐dük senüñ üstüñe kitāb kāġıdda yazılmış, pes dutsa‐lardı anı elleri bile, eyide‐y‐idi kāfir olanlar: Bu degüldür illā ulu siḥr āşikāre.
(Ya Rəsulum!) Əgər sənə kağız üzərində (yazılı) bir kitab nazil etsəydik və onlar əlləri ilə ona toxunmuş olsaydılar belə, kafirlər yenə də: “Bu, açıq-aydın bir sehrdir”, - deyərdilər.
Had we sent down unto thee (Muhammad) (actual) writing upon parchment, so that they could feel it with their hands, those who disbelieve would have said: This is naught else than mere magic.
If We had sent unto thee a written (message) on parchment,(839-A) so that they could touch it with their hands, the Unbelievers would have been sure to say: "This is nothing but obvious magic!"(840)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |