Likulli nebe-in mustekarr(un)(c) vesevfe ta’lemûn(e)
Her haberin mukadder bir zamanı var, siz de öğrenir, bilirsiniz yakında.
(Kur’an’da ve Peygamber lisanıyla bildirilen) Her haberin gerçekleşeceği bir "müstekar" (karar kılınan bir zaman ve mekân) vardır. Yakında siz de gerçeği bilecek (ve anlayacaksınız).
Allah'tan gelen her haber, belli bir zaman içinde gerçekleşir ve siz zamanı gelince gerçekleri anlayacaksınız.”
Her ilâhî haberin, ilâhî cezanın kararlaştırılmış bir zamanı, gerçekleşeceği bir yeri vardır. Yakında siz de olacakları ve haber verdiğimiz şeylerin gerçekleştiğini öğreneceksiniz.
Her haberin gerçekleşeceği bir zaman vardır. Yakında bileceksiniz.
Her bir haber için 'kararlaştırılmış bir zaman (müstakar)' vardır. Siz de bileceksiniz.
Kur'an'daki her haberin tahakkuk edeceği muayyen bir zamanı var. Artık yakında öğrenirsiniz.
Her haberin tahakkuk edeceği bir zaman ve mekân vardır. Siz ilerde anlayacaksınız.
Her haber, belli bir süreç içinde gerçekleşir. Siz, zaman içinde anlayacaksınız.
Her haberin bir yeri var, siz de bileceksiniz
Her nebînin mukarrar bir zamânı vardır ilerude öğreneceksiniz.
Her haberin gerçekleşeceği bir zaman vardır ki siz onu yakında bileceksiniz.
Her haberin gerçekleşeceği bir zamanı vardır. İleride bileceksiniz.
Her haberin gerçekleşeceği bir zaman vardır. Yakında siz de gerçeği bileceksiniz.
Her haberin gerçekleşeceği bir zaman vardır. Yakında siz de gerçeği bileceksiniz.
Her bir haberin gerçekleşeceği bir zaman vardır. İleride bilecekler.
Her haberin kararlaştırılmış bir zamanı vardır, siz de onu yakında bileceksiniz.
Her haberin mukarrer bir zamanı var, artık ileride bilirsiniz
(Kur’ân’daki) her haberin gerçekleşeceği bir zaman vardır. Ve ileride (siz de bu gerçeği) bileceksiniz.
«Her bir haberin kararlaşmış bir zamanı vardır. Siz de yakında öğrenirsiniz».
“Her haberin kararlaşacağı (vuku' bulacağı) bir zaman vardır. Ve ileride bileceksiniz!”
(Allah’tan gelen) her haber belli bir süreç (ve mekân) içinde gerçekleşir: Ve siz zaman içinde (hakikati) anlayacaksınız.
“Size bildirilen haberlerin, mutlaka oluşturulacağı bir zamanı vardır ve siz bunları kesinlikle öğreneceksiniz.”
Bütün bu bildirilerimin gerçekten bir günü vardır.sonra öğrenirsiniz.
Her Kur/an haberinin mukarrer bir vakti vardır, o size malûm olacaktır.
Her haberin gerçekleşeceği bir zaman/mekân [mustekar] vardır. Yakında bileceksiniz!
Her haberin (vaadin) gerçekleşeceği bir zaman vardır ki siz onu yakında bileceksiniz.
Her ilâhî vaadin gerçekleşeceği bir zaman vardır; yakında bunu bizzat görecek ve o zaman gerçeği anlayacaksınız.
Her bir uyarıcı haber için, kararlaştırıldığı gibi gerçekleşeceği bir zamanı vardır. İleride bileceksiniz.
Her sözün yeri ve zamanı vardır. Yakında öğreneceksiniz.
“Her haberin gerçekleşeceği bir zaman vardır. Yakında siz de gerçeği bileceksiniz!”
Her haberin gerçekleşeceği bir zamanı vardır. İleride (gerçeği) bileceksiniz.
(Size verilen) her haberin mutlaka bir gerçekleşme zamanı vardır. Siz bunu yakında anlayacaksınız.
[Allah’tan gelen] her haber belli bir süreç içinde gerçekleşir: ve siz zaman içinde [hakikati] anlayacaksınız”.
Her haberin gerçekleşeceği bir an vardır. İlerde anlayacaksınız. 15/3, 20/135, 29/66, 38/88, 67/17-29
(Azap dahil) Her haberin takdir olunmuş bir vakti vardır, yakında siz de (azap çattığı zaman) o haberin (yalan değil) gerçek olduğunu anlayacaksınız!
Her haberin gerçekleşeceği bir zamanı vardır. İleride bileceksiniz.
Her bir haberin bir mukarrer zamanı vardır. Ve yakında bilirsiniz.
66, 67. Bu, hakikatin ta kendisi olduğu halde, senin halkın onu yalan saydı. De ki: “Ben sizden sorumlu değilim. Her haberin kararlaştırılmış bir zamanı vardır; Siz de yakında öğrenirsiniz. ”
Her haberin gerçekleşeceği bir zaman vardır. Yakında bilirsiniz.
Bu haber virdiğim şeyler kâmilen mukarrer şeylerdir. Onı yakında görir ve bilirsiniz.
“Her haberin[*] gerçekleşeceği bir yer ve zaman vardır; yakında siz de öğrenirsiniz.”
Her haberin gerçekleşeceği bir an vardır. İlerde anlayacaksınız.
Her haberin bir vakti vardır; yakında onlar da öğrenecekler.
Her haberin gerçekleşeceği bir zaman/mekân vardır. Yakında bileceksiniz.
her ħaberüñ yiri var ya'nį vaķtında yirinde olasıdur daħı tįz bilesiz.
Her bir ḫaberüñ vaḳtı vardur, daḫı siz bilse‐ ñüz gerek ḫaṭā eylegeni.
Hər bir xəbərin (Qur’anda sizə xəbər verdiyim əzabın Allah tərəfindən təqdir olunmuş) müəyyən bir vaxtı vardır və siz (onu) biləcəksiniz.
For every announcement there is a term, and ye will come to know.
For every message is a limit of time, and soon shall ye know it."
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |