9 Ekim 2024 - 6 Rebiü'l-Ahir 1446 Çarşamba

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
En’âm Suresi 54. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ve-iżâ câeke-lleżîne yu/minûne bi-âyâtinâ fekul selâmun ‘aleykum(s) ketebe rabbukum ‘alâ nefsihi-rrahme(te)(s) ennehu men ‘amile minkum sû-en bicehâletin śümme tâbe min ba’dihi ve asleha fe-ennehu ġafûrun rahîm(un)

Âyetlerimize inananlar sana gelince de ki: Esenlik size, Rabbiniz, rahmet etmeyi kendisine gerekli kılmıştır; şüphe yok ki içinizden biri, bilgisizlik yüzünden bir kötülük yapar da sonradan tövbe eder, halini düzene korsa muhakkak ki Tanrı, suçları örter, yarlıgar, rahimdir.

(Ey Resulüm!) Bizim ayetlerimize iman edenler Sana geldiklerinde, onlara: "Selam olsun size. Rabbiniz rahmeti Kendi üzerine yazdı (şart kıldı) ki, içinizden kim cehalet sonucu bir kötülük işler de sonra tevbe eder ve (kendini) ıslah ederse; (bilsin ki) şüphesiz O (Allah), Bağışlayandır, Esirgeyendir" diyerek (mü’min kullarımı ferahlandır ve umutlandır diye bu ayetleri Sana vahyediyoruz).

Mesajlarımıza inananlar sana geldiklerinde, de ki: Size selam olsun! Rabbiniz, rahmet ve merhameti, kendisine ilke edinmiştir. Böylece sizden biri, bilmeyerek kötü bir iş işler ve sonra tevbe edip, dürüst ve erdemlice bir hayat yaşarsa iyi bilsin ki, Allah çok bağışlayan ve çok acıyandır.

Âyetlerimize, Kur'ân'a iman edenler, sana geldikleri zaman onlara:
“Selâmün aleyküm! (Allah'ın selâmı ve selâmeti size olsun, siz selâmete ereceksiniz). Rabbiniz rahmetini, merhametini ihsan edeceğini yazılı olarak kendisine farz kıldı, ilke edindi. Sizden kim bilmeyerek bir kötülük yapar, kusur işler; ardından da günahlardan vazgeçerek Allah'a itaate yönelir, tevbe edip, kendisini ıslah eder, din ve dünya işlerini, sosyal ilişkilerini düzelterek, geliştirerek yaşarsa, bilsin ki Allah çok bağışlayıcı, engin merhamet sahibidir." de.

Ayetlerimize iman edenler yanına geldiklerinde de ki: "Size selam olsun. Rabbiniz rahmet etmeyi üzerine aldı. Sizden kim bilmeden bir kötülük işler de sonra arkasından tevbe eder ve durumunu düzeltirse (bilsin ki) Allah bağışlayıcıdır, rahmet edicidir."

Ayetlerimize iman edenler sana geldiklerinde, onlara de ki: 'Selam olsun size. Rabbiniz rahmeti kendi üzerine yazdı ki, içinizden kim cehalet sonucu bir kötülük işler sonra tevbe eder ve (kendini) ıslah ederse şüphesiz, O, bağışlayandır, esirgeyendir.'

Âyetlerimize iman edenler sana geldiği zaman şöyle de: “- Allah'ın selâmeti üzerinize olsun, Rabbiniz, size, rahmet ve merhamet vaad buyurdu. Öyle ki, içinizden kim bilmiyerek bir fenalık yapmış da arkasından tevbe edip (hâlini) düzeltmişse (Allah'ın ona mağfireti vardır). Muhakkak ki Allah Gafûrdur, Rahîm'dir.

Ayetlerimize inananlar, sana geldikleri zaman, onlara şöyle de: “Üzerinize selam olsun! Rahmet, Rabbinizin temel bir özelliğidir. Ki kim bilmeden bir kötülük işlerse, sonra dönüp tevbe ederek ıslah-ı hal ederse, bilsin ki Allah, Gafur ve Rahimdir.

Âyetlerimize inananlar sana geldiğinde, onlara de ki; “Selâm size! Rabbiniz rahmet ve şefkati kendisine ilke edindi. Gerçek şu ki, sizden kim bilmeyerek bir kötülük yapar, ardından tövbe edip de kendini ıslah ederse, bilsin ki Allah, çok bağışlayandır; çok merhamet edendir.”

Bizim âyetlerimize inanmış bulunanlar, sana geldiklerinde, onlara diyesin ki: «Size selâm, Tanrınız kendözüne rahmet yazmış durur, içinizden birisi bilmeyerek, bir günah işleyip de, sonradan tövbe yapıp, onat olursa, imdi Allah bağışlar, Allah esirger»

Ayetlerimize inananlar yanına geldikleri zaman onlara de ki: “Selam olsun size! Rabbiniz rahmeti kendine ilke edindi (merhameti kendi zatı için prensip edindi). Sizden her kim bilmeyerek bir kötülük işleyip de sonra arkasından tevbe eder ve kendini düzeltirse, (bilmiş olsun ki) O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”

Bizim âyâtımıza inananlar sana geldikleri vakit ânlara di ki: "Selâmun ’aleyküm Allâh te’âlâ eltâfını size ihsân ider. Eğer sizden biri cehâlet sâikasıyla bir sû-i hareketde bulunub da nâdim olur ise Allâh gafûr ve rahîmdir"

Ayetlerimize inananlar sana gelince: "Size selam olsun" de. Rabbiniz, sizden kim bilmeyerek fenalık işler de arkasından tövbe eder ve nefsini düzeltirse, ona rahmet etmeyi kendi üzerine almıştır. O, bağışlar ve merhamet eder.

Âyetlerimize iman edenler sana geldikleri zaman, de ki: “Selâm olsun size! Rabbiniz kendi üzerine rahmeti (merhameti) yazdı. Şöyle ki: Sizden kim cahillikle bir kabahat işler de sonra peşinden tövbe eder, kendini düzeltirse (bilmiş olun ki) O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”

Âyetlerimize inananlar sana geldiğinde onlara de ki: “Selâm size! Rabbiniz kendine, merhamet etmeyi yazdı. Gerçek şu ki, sizden kim bilmeyerek bir kötülük yapar da ardından tövbe edip kendisini düzeltirse, bilsin ki Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.”

Âyetlerimize inananlar sana geldiğinde onlara de ki: Selâm size! Rabbiniz merhamet etmeyi kendisine yazdı. Gerçek şu ki: Sizden kim, bilmeyerek bir kötülük yapar, sonra ardından tevbe edip de kendini ıslah ederse, bilsin ki Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.

Ayetlerimize inananlar sana gelince, "Size selam olsun. Rabbiniz merhametli davranmayı prensip edindi. Bunun için, her kim bilmeyerek işlediği bir kötülükten sonra tevbe ederek kendini düzeltirse, bilsin ki O Bağışlayandır, Rahimdir."

Âyetlerimize inananlar sana geldikleri zaman onlara şöyle söyle: Selam olsun size! Rabbiniz rahmeti kendi üzerine yazdı. Sizden her kim bilmeyerek bir kötülük işleyip de sonra arkasından tevbe eder, kendini düzeltirse, muhakkak ki O, bağışlayan, esirgeyendir".

Âyetlerimize iyman ediyor olanlar yanına geldikleri zaman da de ki «selâm sizlere rabbınız kendine rahmeti yazdı, içinizden her kim bir cahillikle bir kabahat yapmış, sonra arkasından tevbe edib düzelmiş ise ona karşı gafur, rahîm olmayı irade buyurdu

(Resûlüm!) Âyetlerimize inananlar sana geldiği zaman onlara de ki: “Selâmun aleykum! (Allah’ın selamı üzerinize olsun.) Şüphesiz sizden kim nefsinin kötü arzularına ya da şeytanın telkinlerine uyup, bir kötülük (günah) işler de ardından (ölüm gelmeden önce) tövbe eder ve kendisini düzeltirse, Rabbiniz (ona) rahmet etmeyi, kendi zâtına *gerekli kıldı (tövbe edenlere, lütfu ve keremiyle merhamet etmeyi vaat buyurdu. Hiç şüphesiz ki, Allah vaadinden dönmez.) Şüphesiz O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”

* Ehl-i Sünnet âlimleri aklî ve naklî deliller ışığında, her şeyin Allah Teâlâ’nın mülkü olduğunu ortaya koyduktan sonra mülkünde de dilediği gibi tas... Devamı..

Âyetlerimize iman etmiş kimseler¹ sana geldiklerinde, “Size selam olsun.”de.² Rabb'iniz rahmet etmeyi Kendi üzerine yazdı.³ Sizden kim cehaletle⁴ kötü bir şey yapar da ardından tevbe edip kendini düzeltirse, bilsin ki O, Çok Bağışlayıcı'dır, Rahmeti Kesintisiz'dir.

1- Hangi statüde olurlarsa olsunlar ister zengin ister yoksul ister ünlü ister gariban… 2- İtibar et, değer ver. 3 – Gerekli gördü, zorunlu kıldı. ... Devamı..

Ayetlerimize îman (da sebat) edenler sana geldiği zaman de ki: «Selâm sizlere. Rabbiniz kendi üzerine (şu) rahmeti yazdı: İçinizden kim bilmeyerek bir fenalık yapıb da sonra arkasından tevbe etmiş ve düzelmiş ise şübhesiz ki O, çok yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir.

O hâlde âyetlerimize îmân edenler sana geldikleri zaman artık de ki: “Selâm size! Rabbiniz, (size) rahmet (etmey)i kendi üzerine yazmıştır. Şübhesiz o (rahmet) ki, içinizden kim câhillikle bir kötülük yapar, sonra ardından tevbe edip (hâlini) ıslâh ederse, artık şübhesiz ki O, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.”

Ayetlerimize (mesajlarımıza) inananlar sana geldiklerinde, de ki: Size selam (huzur, barış ve esenlik) olsun! Rabbiniz, (kullarına) merhamet etmeyi, kendisine (gerekli bir ilke edinmiş ve onlara daima sevgi ve şefkatle yönelmeyi, kendisi için vazgeçilmez bir hak olarak) yazmıştır ve böylece sizden biri, bilmeyerek kötü bir iş işlemiş ve sonra tövbe edip durumunu düzeltmişse (dürüst ve erdemlice bir hayat sürdürmüşse) iyi bilsin ki, şüphesiz O (Allah), çok bağışlayan, çok merhamet edendir.*

(*) Yüce Allah’ın, daha önce bilerek veya bilmeyerek bazı kötülükler işledikleri halde, sonradan tövbe edip inanç ve yaşayışlarını düzeltenlere merham... Devamı..

Ayetlerimize inananlar sana geldiğinde, onlara “Allah’ın selamı üzerinize olsun. Allah kendi nefsine merhameti yazmıştır. Sizden kim cehaletle kötü bir iş yapar, ondan sonra yaptığı kötülükten pişman olup vaz (tövbe eder) geçerde, kendi durumunu düzeltir ve tekrar yanlış yapmazsa, Allah elbetteki bağışlayıcı ve merhametlidir” de.

Belgelerimize inananlar sana gelince: "Esenlik size" de. Çalabınız esirgeyiciliği kendi üstüne almıştır. Sizden herkim bilmezlikten dolayı bir kötülük işleyecek olur, sonra da tövbe eder, kendini düzeltecek olursa, işte Allah yarlıgayıcıdır, esirgeyicidir.

Âyetlerimize inananlar sana geldikleri vakit onlara de ki «size selâm olsun [²], Rabbiniz nefsine esirgemeyi yazmıştır: İçinizden herkim bilmeyerek bir fenalık yapar, sonra ondan tövbe edip ıslah-ı hal ederse Allah yarlıgar; çünkü O, gafurdur, rahimdir.

[2] Yahut sizi dininizde ve nefsinizdeki afattan salim olmaya dâvet ediyorum.

Ayetlerimize inananlar sana geldiklerinde, “Selâm üzerinize olsun” de. Rabbiniz rahmeti kendi üzerine yazmıştır/prensip edinmiştir¹⁸. Sizden kim, bilmeyerek bir kötülük yaparsa, sonra da arkasından tevbe eder ve düzelirse muhakkak ki Allah, Gafûr’dur, Rahîm’dir.

18 Krş. En’âm, 6/12

Ayetlerimize iman edenler sana gelince, “Size selam (esenlik) olsun” de. “Rabbiniz, sizden kim bir cehalet sonucu bir kötülük işler, sonra tevbe eder ve nefsini düzeltirse, ona rahmet etmeyi kendi üzerine yazmıştır. O, gerçekten bağışlayıcıdır, merhamet edicidir.”

Âyetlerimize iman edenler senin yanına geldikleri zaman onlara de ki: “Sizlere selâm olsun! Müjde; Rabb’iniz, kullarına merhamet etmeyi kendisine ilke edinmiş ve onlara dâimâ sevgi ve şefkatle yönelmeyi, kendisi için vazgeçilmez bir görev olarak yazmıştır: İçinizden her kim câhillik ederek bir kötülük işler, fakat hemen ardından tövbe eder de hâl ve hareketlerini düzeltirse, şunu iyi bilsin ki, Allah çok bağışlayıcı, pek merhametlidir!”

Âyetlerimize inananlar sana geldiği zaman, de ki:
“Size selâm olsun! Rabbiniz Rahmet’i kendi nefsine yazdı. İçinizden kim bir câhillikle kötülük işledi de sonra ardından tevbe ettiyse ve düzeldiyse, şüphesiz Allah, rahîm gafûrdur”.

Resulüm! Bizim sözlerimize inananlara şunu müjdele: “ artık esenliktesiniz. Çünkü Allah, sevmek benim görevimdir “ demiştir. “ bilmeden suç işleyenler, sonra pişman olup durumunu düzeltenler bilsinler ki artık engin hoşgörülü sevgi deryası bir sahipleri var.”

Ayetlerimize inananlar sana geldiğinde onlara de ki: “Selâm size! Rabbiniz merhamet etmeyi kendisine borç biliyor! Gerçek şu ki: Sizden kim bilmeyerek bir kötülük yapar, sonra tövbe edip kendini düzeltirse, bilsin ki Allah çok bağışlayan çok esirgeyendir!”

Ayetlerimize inananlar sana geldiğinde onlara de ki: “Selam üzerinize olsun! [*]Rabbiniz merhamet etmeyi kendisine yazmıştır (gerekli kılmıştır).” [*] Gerçek şu ki sizden kim bilmeyerek bir kötülük yapar, sonra ardından tevbe edip kendisini düzeltirse, O çok bağışlayandır, çok merhametlidir.

Bu ayette selam vermenin dinî bir gereklilik olduğu ve öneminin büyüklüğü dile getirilmektedir. Bu buyruk, Nisâ 4:86 ve Nûr 24:62. ayetlerle birlikte ... Devamı..

(Ey Muhammed!) Âyetlerimize inananlar, sana geldikleri zaman onlara: “Allah’ın selamı üzerinize olsun. O (öncelikle) rahmet etmeyi kendi kendine ilke edindi.¹ Her kim de bilmeyerek kötülük yapar, sonra da tevbe eder ve durumunu düzeltirse şüphesiz O (Allah) çok bağışlayandır ve pek esirgeyendir.” de.

1 Konu ile ilgili olarak Bk. (En’am: 12, A’raf: 156)

Mesajlarımıza inananlar sana geldiklerinde de ki: “Size selâm olsun! Rabbiniz rahmet ve merhameti kendisine ilke edinmiştir, ⁴⁶ böylece sizden biri bilgisizlikten dolayı kötü bir fiil işler ve sonra tevbe edip dürüst ve erdemlice bir hayat yaşarsa O[nun] çok affedici ve rahmet kaynağı [olduğunu görecek]tir”.

46 Bkz. yukarıda not 10. Burada “barış” anlamına gelen selâm kelimesi için bkz. sure 5, not 29. Yukarıdaki ifadede atıfta bulunulan “selâm” -ki Kur’an... Devamı..

Ayetlerimize yürekten inanıp güvenenler sana geldiklerinde, onlara de ki: “Selamün Aleyküm size müjdeler olsun Rabbiniz zatına rahmeti ilke edindi. Artık kim bilmeden bir kötülük işler ve hemen ardından tövbe eder/yanlıştan döner ve kendini düzeltirse, şüphesiz O, eşsiz bir bağışlayıcı ve bitimsiz bir merhametin sahibidir.” 6/12, 16/119, 5/93, 20/82, 25/70-71

Mesajlarımıza yürekten inanan kimseler sana geldiğinde de ki: “Selam olsun size![¹⁰⁵⁴] Rabbiniz, rahmeti kendi zâtı için prensip edinmiştir.[¹⁰⁵⁵] Haberiniz olsun ki, sizden biri bilmeden bir kötülük işler ve ardından dönüş yapıp kendini düzeltirse, kesinlikle O’nu tarifsiz bağışlayıcılığı olan eşsiz bir merhamet kaynağı olarak (bulacaktır).

[1054] Ya da: “ne mutlu size!” [1055] Buradaki ‘alâ edatıyla ilgili genel bir değerlendirme için bkz: 15.41, not 32.

(Ey Muhammed) Ayetlerimize iman edenler sana geldiğinde onlara de ki: "Selam sizlere. Rabbiniz kendi (zâtı) üzerine rahmeti yazdı (takdir buyurdu) ki, içinizden kim bilmeyerek bir kötülük yapar da ardından hemen tevbe edip, durumunu düzeltirse, (güzel ameller yapmaya devam ederse, Rabbi onun günahını bağışlar) Şüphe yok ki Allah, çok bağışlayandır ve çok merhametli olandır! (bu yol iman edenlerin hidayete erebilmeleri için takip edecekleri yoldur)

Âyetlerimize iman edenler, sana geldikleri zaman: "Size selâm olsun, de, Rabbiniz, kendi üzerine rahmeti yazmış (yaratıklarına acımayı prensip edinmiş)tir. Sizden kim, bilmeyerek bir kötülük yapar da sonra ardından tevbe eder, uslanırsa muhakkak ki O, bağışlayandır, esirgeyendir. "

Âyetlerimize imân edenler, sana geldikleri zaman de ki: «Selâm sizlere. Rabbiniz kendi üzerine rahmeti yazdı ki, sizden her kim bir cehaletle bir kötü iş işlese de ondan sonra tevbe etse ve ıslah-ı halde bulunsa şüphesiz ki, o Rabbiniz çok yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir.»

Âyetlerimize iman edenler sana geldikleri zaman onlara: “Selam sizlere! ” de! Rabbiniz merhameti kendi Zatına temel bir ilke edinmiştir. Sizden kim bilmeyerek bir günah işler de sonra ardından tövbe eder ve halini düzeltirse Onun da gafur ve rahîm (çok affedici ve merhametli) olduğunu bilmelidir. ”

Ayetlerimize inananlar, sana geldikleri zaman: "Size selam olsun, de, Rabbiniz, kendi üzerine rahmeti yazmış(yaratıklarına acımayı prensip edinmiş)tir. Sizden kim, bilmeyerek bir kötülük yapar da sonra ardından tevbe eder, uslanırsa muhakkak ki O, bağışlayandır, esirgeyendir."

Âyâtımıza îmân idenler sana geldikde onlara: "Allâh'ın selâmı sizin üzerinize olsun, rabbibiz kendi üzerine rahmeti yazdı (rahmeti vâcib kıldı) sizden biriniz sâika-i cehâletle bir fenâlık işlese ve sonra tevbe idüb ıslâh-ı ahvâl iylerse Allâh onı 'afv ider. Allâh gafûr ve rahîmdir" söyle.

Ayetlerimize inanıp güvenenler sana gelince onlara de ki “Selam[*] size! Rabbiniz ikramı bol olmayı kendi üzerine yazmıştır. Sizden kim kendini tutamayarak (cahillikle) kötülük işler ve sonra dönüş yapar (tevbe eder) ve kendini düzeltirse elbette Allah bağışlar ve ikramda bulunur.

[*] Arapça "Selam size!" (Selâmun aleykum) Türkçe'de "Size selamet (esenlik ve güvenlik) olsun" demektir.

Ayetlerimize iman edenler yanına geldikleri zaman: De ki: Selam size Rabbiniz, kendi üzerine rahmeti gerekli kıldı. Bu sebeple, içinizden kim cahillikle bir kötülük işler de ardından tevbe edip, halini düzeltirse, şüphesiz Allah bağışlayan ve merhamet edendir.

Âyetlerimize iman edenler sana geldiklerinde, sen onlara de ki: Size selâm olsun. Rabbiniz kendi üzerine rahmeti yazdı.(8) Sizden kim bir cahillik edip de kötülük işler, sonra ardından tevbe eder ve durumunu düzeltirse, Onun çok bağışlayıcı ve çok merhamet edici olduğunu görecektir.

(8) Bu sûrenin 12. âyetine bakınız.

Ayetlerimize iman edenler sana geldiğinde şöyle söyle: "Selam size! Rabbiniz, benliği üzerine rahmeti yazmıştır. İçinizden her kim bilgisizlikle bir kötülük işler de ardından tövbe edip halini düzeltirse, hiç kuşkusuz, Allah çok affedici, çok merhametlidir."

daħı ķaçan kim gele saña anlar kim įmān getürürler āyetlerümüze eyit “selām olsun üzerüñüze yazdı çalabuñuz gendüzi üzere raḥmeti bayıķ her kim işledi sizden yavuz iş bilmedin andan tevbe eyledi śoñra daħı eyü işledi bayıķ ol yarlıġayıcıdur raḥmet ķılıcı.”

Daḫı ḳaçan gelseler saña, īmān getürenler bizüm āyetlerümüze, eyit: Selāmolsun size, yazdı Tañrı Ta‘ālā kendü üstine raḥmeti, kim ki sizden yaman‐lıḳ işlese cāhillıḳ bile, andan ṣoñra tevbe eylese, ṣāliḥ olsa, pes Tañrı Ta‘ālāyazuḳlar baġışlayıcıdur, raḥmet idicidür.

Ayələrimizə iman gətirənlər yanına gəldikdə onlara de: “Sizə salam olsun! Rəbbiniz Özü-Özünə rəhmli olmağı yazmışdır (bəndələrinə qarşı rəhmli olmağı əzəldən Özü Özü üçün müəyyən etmişdir) ki, sizlərdən hər kəs pis iş görsə, sonra tövbə edib düzəlsə (Allah onun günahından keçər). Şübhəsiz ki, Allah bağışlayandır, rəhm edəndir!”

And when those who believe in Our revelations come unto thee, say: Peace be unto you! Your Lord hath prescribed for Himself mercy, that whoso of you doeth evil and repenteth afterward thereof and doeth right, (for him) lo! Allah is Forgiving, Merciful.

When those come to thee who believe in Our signs, Say: "Peace be on you:(873) Your Lord hath inscribed for Himself (the rule(874) of) mercy: verily, if any of you did evil in ignorance, and thereafter repented, and amend (his conduct), lo! He is Oft- forgiving, Most Merciful.

873 The humble who had sincere faith, were not only not sent away to humour the wealthy: they were honoured and were given a special salutation, which... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.