Velâ tatrudi-lleżîne yed’ûne rabbehum bilġadâti vel’aşiyyi yurîdûne vecheh(u)(s) mâ ‘aleyke min hisâbihim min şey-in vemâ min hisâbike ‘aleyhim min şey-in fetatrudehum fetekûne mine-zzâlimîn(e)
Sabah, akşam, razılığını dileyerek Rablerine dua edenleri kovma; ne onlardan, herhangi bir hususta sen sorumlusun, ne de senin amelinden onlara bir şey sorulur, onun için onları kovup da haksızlık edenlerden olma.
(Ey Nebim, kâfirlerin ve gafillerin keyfi için) Sabah akşam -O’nun yüzünü (Allah’ın rızasını) dileyerek- Rablerine dua edenleri sakın yanından kovmaya kalkmayasın! (Mü’minlerin dini ve siyasi konulardaki toplantılara katılmalarına ve görüşlerini açıklamalarına engel olmayasın!) Onların (eğer varsa bazılarının gizli ve kirli) hesabından Senin üzerinde bir şey (yükümlülük), Senin hesabından da (onlara) bir şey (yükümlülük) yoktur ki onları kovman gereksin. Yoksa zalimlerden olup kalırsın (ve kınanırsın).
O halde, Rablerinin rızasını isteyerek, sabah akşam Allah'a yalvaran, ekonomik ve sosyal yönden güçsüz olan insanları, inanmayan kimselerin; “çevresinde fakirler toplanmıştır” diye alay etmeleri yüzünden yanından kovma. Sen onların hesabından sorumlu değilsin, tıpkı onların da hiçbir şekilde senden sorumlu olmadıkları gibi. Öyleyse o fakirleri kovarsan, varlık sebebine aykırı davranmış olursun.
Sadece Allah'ın rızasını dileyerek, sabahları erken ve akşama doğru Rablerine kulluk, ibadet ve dua edenleri kovma. Onların dînî-şer'i hesabıyla ilgili sana bir sorumluluk yok. Senin dînî-şer'i hesabınla ilgili de onların bir sorumluğu yok. Onları yanından kovduğun takdirde Allah'ın emirlerine âsi olan zâlimlerden olursun.
Rabblerinin rızasını umarak sabah akşam O'na yalvaranları yanından kovma. Onların hesaplarından senin üzerine senin hesabından da onların üzerine bir sorumluluk yok ki, onları yanından kovup da zalimlerden olasın.
Sabah akşam -O'nun yüzünü (rızasını) dileyerekRablerine dua edenleri kovma. Onların hesabından senin üzerinde birşey (yükümlülük), senin hesabından da bir şey (yükümlülük) yoktur ki onları kovman gereksin. Yoksa zalimlerden olursun.
Rablerinin rızasını dileyerek sabah ve akşam O'na dua edenleri (fakirleri), fakirlerle bir arada bulunmak istemiyen müşriklerin arzusuna uyarak, yanından kovma. Onların (o fakirlerin görünüşte iyi olan halleri hakikatte fena olsa bile) hesabından sana hiç bir şey gerekmez ve senin hesabından da onlara bir şey yoktur. Bunun için, onları kovarsan, zulmedenlerden olursun.
Sabah-akşam Rablerinin rızasını umarak ona dua edenleri sakın kovma. Ne sen onlardan sorumlusun ne de onlar senden sorumlulardır ki onları kovup zalimlerden olasın.
Rabblerinin rızâsını isteyerek sabah akşam O'na yalvaranları yanından kovma! Onların hesabından sana bir sorumluluk, senin hesabından da onlara herhangi bir sorumluluk yoktur ki, onları kovup da zâlimlerden olasın.
Akşam, sabah, Tanrılarına yalvararak, onun hoşnutluğun istiyen kimseleri kovmayasın sen, ne onların hesabından senin üstüne, ne de senin hesabından, onlara bir şey düşer, sen onları kovarsan zalimlerden olursun
Sırf Rablerinin rızasını isteyerek sabah akşam O'na kulluk eden (fakir)leri, (inkârcılar istiyor diye) yanından uzaklaştırma! (Sen fakirlerle berabersin diye ekâbir takımı iman etmese de) onların hesabından sana (hiçbir sorumluluk) düşmez ve senin hesabından da onlara bir şey düşmez. Bu yüzden onları kovarsan zalimlerden olursun.
Akşam ve sabah Allâh’ı yâd idenleri ve Allâh’ın vechini görmek istiyenleri tard itme ânların hesâblarını muhâkeme itmek sana düşmez nitekim ânlar da senin hesâblarına karışamazlar, sen ânları tard ider isen zâlimler gibi hareket itmiş olursın [1]
Sabah akşam, Rabblerinin rızasını isteyerek O'na yalvaranları kovma. Onların hesabından sana bir sorumluluk yoktur, senin hesabından da onlara bir sorumluluk yoktur ki onları kovarak zulmedenlerden olasın.
Rab’lerinin rızasını isteyerek sabah akşam O’na dua edenleri yanından kovma. Onların hesabından sana bir şey yok, senin hesabından da onlara bir şey yok ki onları kovasın. Eğer kovarsan zalimlerden olursun.[176]
Rablerinin rızâsını isteyerek sabah akşam O’na yalvaranları kovma! Onların hesaplarından sana sorumluluk yoktur, senin hesabından da onlara sorumluluk yoktur ki onları yanından uzaklaştırıp da zalimlerden olasın.
Rablerinin rızasını isteyerek sabah akşam O'na yalvaranları kovma! Onların hesabından sana bir sorumluluk; senin hesabından da onlara herhangi bir sorumluluk yoktur ki bunları kovup da zalimlerden olasın!
Sabah akşam Rab'lerine yalvarıp sadece O'nun hoşnutluğunu arzulayanları kovma. Onların hesabından sen sorumlu değilsin. Senin hesabından da onlar sorumlu değil. Onları kovarsan zalim olursun.
Sırf Allah'ın rızasını dileyerek sabah akşam Rab'lerine dua edenleri huzurundan kovma. Onların hesabından sen sorumlu değilsin, onlar da senin hesabından sorumlu değiller. Onları yanından kovduğun takdirde zalimlerden olursun.
Ve öyle rablarının cemalini istiyerek sabah, akşam ona dua edenleri yanından koğayım deme, sana onların hisabından bir şey yok, senin hisabından da onlara bir şey yok ki biçareleri koğub da zalimlerden olacaksın
*(Resûlüm,) Rablerinin rızasını dileyerek, sabah akşam (O’na) dua edip yalvaran (Ashâb-ı Suffe ve diğer fakir müslüman) ları, (müşriklerin ileri gelenlerinin sunmuş oldukları teklife uyarak, iyi bir niyetle bile olsa, asla) yanından uzaklaştırma. (O müşrikler, sen fakirlerle birliktesin diye îmân etmeyeceklerse etmesinler,) onların hesabından sana hiçbir sorumluluk olmadığı gibi senin hesabından da onlara bir sorumluluk yoktur. *(Farz-ı muhâl,) o (fakir müslüma) nları (iyi bir niyetle bile olsa) yanından uzaklaştırırsan zâlimlerden olursun.
Rabb'lerinin vechini¹ dileyerek sabah akşam² O'na yönelenleri uzaklaştırma.³ Onların hesabından sen, senin hesabından da onlar sorumlu değil. Eğer onları kendinden uzaklaştırırsan zalimlerden⁴ olursun!
Sabah, akşam Rablerine, sırf Onun cemâlini dileyerek, düâ edenleri (huzurundan) koğma. Onların (kâfirlerin) hesabından hiç bir şey sana, senin hesabından hiç bir şey de onlara âid değildir. Onları (fakirleri) koğarsın (amma) zaalimlerden olursun.
Ve O'nun rızâsını isteyerek sabah akşam Rablerine duâ edenleri kovma! Onların(fakir mü'minleri senin yanında görmek istemeyen o müşriklerin) hesâbından sana bir şey yok, senin hesâbından da onlara bir şey yok ki onları (o mü'minleri) kovup da zâlimlerden olasın!(2)
O hâlde sabah ve akşam, O’nun rızasını isteyerek, Rablerine yalvaran kimseleri (ekonomik ve sosyal yönden güçsüz olan insanları, inanmayan kimselerin; “çevresinde yoksul ve fakirler toplanmıştır”diye alay etmeleri yüzünden) kovma! Onların hesabından sana bir sorumluluk yok, senin hesabından da onlara bir sorumluluk yoktur. Onları kovarsan (o zaman) zalimlerden olursun!*
Sabah akşam Rablerini görmedikleri halde, yalnızca onun rızasını kazanmak için ibadet edenleri, sakın ola ki terk etme (dışlama). Onların hesabından senin bir sorumluluğun olmadığı gibi, senin hesabından da, onlar için bir sorumluluk yok. Eğer onları dışlarsan (terk edersen), kendine zulmedenlerden olursun.
Sabah, akşam çalaplarına yalvarıp Ona kavuşmayı dileyenleri sakın yanından kovma. Onların hesabı senden sorulmaz. Senin hesabın da onlardan sorulmaz. Eğer onları kovacak olursan kıyıcılık etmiş olursun.
Sabah akşam Rablerinin Zat’ını /cemâlini [vechehu]¹⁶ isteyerek O’na dua edenleri/yakaranları yanından kovma! Ne onların hesabından sana, ne de senin hesabından onlara bir sorumluluk vardır. Onları kovarsan zalimlerden olursun!¹⁷
Sabah akşam, rablerinin rızasını isteyerek O'na yalvaranları kovma. Onların hesabından senin üzerinde bir şey (yükümlülük), senin hesabından da onların üzerine bir şey (yükümlülük) yoktur ki onları kovup da böylece zalimlerden olasın.
Rab’lerinin hoşnutluğunu kazanmak için, sabah akşam O’na yalvaran o fakir, fakat tertemiz mümin kulları yanından kovma! Kendini beğenmiş inkârcılar, bu müminleri yanından uzaklaştırmadın diye iman etmeyeceklerse, varsın iman etmesinler! Korkma, sen onlardan dolayı sorumlu değilsin, onlar da senden dolayı sorumlu değiller! Yani, sen onların bu tür saçma gerekçelerle inkâra saplanmalarından dolayı sorumlu tutulacakdeğilsin ve dediklerini yapıp fakir müminleri yanından kovacak olursan, onlar da seni azaptan kurtaracak değiller. O hâlde, ne diye onları yanından kovup zâlimlerden olasın ki?
Vechesini / rızasını isteyerek Akşamları ve Sabah Erken Vakitler rabb’lerine dua edenleri küçümseyerek kovma! Senin hesabından onlara hiçbir şey yoktur; Onların hesabından da sana hiçbir şey yoktur. Onları küçümseyerek kovarsın; Zâlimler’den olursun.
Resulüm sabah akşam Rablerine yalvarmak ve yüz suyu dökmek için gelenleri, huzurundan kovma! Çünkü onların sana bir yükü yok, Senin de onlara bir yükün yok. Onları huzurdan kovman haksızlık olur.[3]
Rabbinin rızasını isteyerek sabah akşam Allah’a yalvaranları kovma! Onların hesabından sana bir sorumluluk, senin hesabından da onlara bir sorumluluk yoktur! Yaptıkları hatalar yüzünden yanından kovarak zalimlerden olma! Bil ki Rabbin bağışlayan, esirgeyendir. Sakın Rabbinin bağışlayıcılığına, esirgeyiciliğine karışma!
O’nun rızasını isteyerek Rablerine sabah akşam dua edenleri kovma! [*] Onların hesabından sana herhangi bir şey (sorumluluk), senin hesabından da onlara herhangi bir şey (sorumluluk) yoktur ki onları kovup da zalimlerden olasın. [*]
Sen, sabah akşam Rablerine, sadece Onun rızasını kazanmak isteyerek dua edenleri huzurundan kovma. Onların hesabından sana bir sorumluluk, senin hesabından da onlara bir sorumluk yok ki, onları kovup da zalimlerden olasın.¹
O halde, Rablerinin rızasını isteyerek sabah akşam O’na yalvaranları[n hiç birini] yanından kovma. ⁴¹ Sen onlardan hiçbir şekilde sorumlu değilsin -tıpkı onların da hiçbir şekilde senden sorumlu olmadıkları gibi- ⁴² bu nedenle onları kovma hakkına sahip değilsin: yoksa zalimlerden olurdun. ⁴³
O’nun hoşnutluğunu arzulayarak, sabah akşam Rablerine yalvaranları huzurundan kovma! Zira ne onların hesabı sana düşer ne de senin hesabın onlara düşer. Bu takdirde onları kovarsan onlara haksızlık eden zalimlerden olursun. 11/29, 18/28, 26/114, 10/41, 2/120-145
Ve Rablerinin rızası uğruna sabah akşam[¹⁰⁵¹] O’na kulluk eden (hiç) kimseyi huzurundan kovma! Ne onların yaptıkları şeyden dolayı sen hesaba çekilirsin ne de senin yaptıklarından dolayı onlar hesaba çekilirler. Sözün özü: onları kovarsan zalimlerden olursun.[¹⁰⁵²]
(Kureyş kodamanlarının imana geleceklerini umarak, -onların teklifine meyledip-) Sabah akşam, Rablerinin rızasını dileyerek dua edenleri (yoksul müminleri) de sakın meclisinden mahrum etme! Onların (o Kureyş kodamanlarının) hesabından (işledikleri günahlardan) sen sorumlu değilsin. (Ki, onları zorla doğru yola getiresin) Senin hesabından da (Peygamberlik görevinden de) hiç bir şey onlara ait değildir. (Hak davetini kabul etmezlerse cezasını çekerler, bil ki) Şayet onları (o yoksul müminleri) -kafirlere meyledip- meclisinden kovacak olursan zalimlerden olursun!
Rab’lerinin rızasını isteyerek sabah akşam O’na dua edenleri yanından kovma. Onların hesabından sana bir şey yok, senin hesabından da onlara bir şey yok ki onları kovasın. Eğer kovarsan zalimlerden olursun.
O zâtları yanından kovma ki, sabah ve akşam Rablerine O'nun cemalini dileyerek dua ederler. Senin aleyhine onların hesabından birşey yoktur, ve senin hesabından da onların üzerine birşey yoktur ki, onları kovup da zalimlerden olasın.
Sabah akşam Rab'lerine, sırf O'nun cemaline ve rızasına müştak olarak niyaz edenleri yanından kovma. Ne sen onlardan, ne de onlar senden sorumlu değilsiniz ki onları kovup da zalimlerden olasın. [18, 28; 26, 112-114]
Sabah akşam Rablerinin rızasını isteyerek, O'na yalvaranları kovma. Onların hesabından sana bir sorumluluk, senin hesabından da onlara bir sorumluk yok ki, onları kovup da zalimlerden olasın!
Allâh'ın rızâsını murâd iderek akşam ve sabah rablerine du'â ve 'ibâdet idenleri meclisinden tard itme. Onların hesâblarıyla sen mükellef değilsin ve onlar da senin hesâbınla mükellef değildirler. Onları tard idersen zâlimlerden olursun. [¹]
Sabah, akşam dua edip Rablerinin yüz göstermesini isteyenleri uzaklaştırma. Onların hesabı senden sorulmaz. Senin hesabın da onlardan sorulmaz. Onları uzaklaştırırsan yanlış yapanlardan olursun.
Hoşnutluğunu isteyerek sabah akşam Rab'lerine dua edenleri kovma. Onların hesabından sana bir şey ve senin hesabından onlara bir şey yoktur ki onları kovup da zalimlerden olasın.
Sabah akşam Rablerinin rızasını dileyerek Ona dua edenleri yanından kovma. Ne onların hesabından sana bir sorumluluk vardır, ne senin hesabından onlara. Sakın onları kovup da zalimlerden olma.
Sabah akşam, yüzünü isteyerek Rablerine yalvarıp yakaranları kovma! Onların hesabından bir şey sana ait olmadığı gibi, senin hesabından bir şey de onlara ait değildir. O halde onları kovarsan zalimlerden olursun.
daħı ķovma anları kim ŧaparlar çalabı’larına irte ya'nį irte. namāzı daħı gice ya'nį gice namāzı dilerler anuñ rıżāsını. degül senüñ üzerüne anlaruñ ḥisābından nesene [66b] daħı degül senüñ ḥisābuñdan anlaruñ üzere nesene pes ķovasañ anları pes olaśañ žālimlerden.
Sürme yā Muḥammed ol kişileri ki du‘ādalar Çalaplarından ṣabāḥlarda vegicelerde isterler Tañrı Ta‘ālānuñ rāżılıġını. Senüñ üstüñe degüldür anla‐ruñ ḥisābı bir nesnede, senüñ ḥisābuñ daḫı anlar üstine degüldür birnesnede. Anları sürseñ ẓālimlerden olursın.
(Ya Rəsulum!) Rəbbinin camalını (rizasını) diləyərək səhər-axşam Ona dua edənləri yanından qovma. Onların əməllərini sənə, sənin əməllərinin isə onlara heç bir dəxli yoxdur. Buna görə də (onları qovsan) zalımlardan olarsan.
Repel not those who call upon their Lord at morn and evening, seeking His countenance. Thou art not accountable for them in aught, nor are they accountable for thee in aught, that thou shouldst repel them and be of the wrong-doers.
Send not away those who call on their Lord morning and evening, seeking His face.(870) In naught art thou accountable for them, and in naught are they accountable for thee,(871) that thou shouldst turn them away, and thus be (one) of the unjust.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |