9 Ekim 2024 - 6 Rebiü'l-Ahir 1446 Çarşamba

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
En’âm Suresi 52. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Velâ tatrudi-lleżîne yed’ûne rabbehum bilġadâti vel’aşiyyi yurîdûne vecheh(u)(s) mâ ‘aleyke min hisâbihim min şey-in vemâ min hisâbike ‘aleyhim min şey-in fetatrudehum fetekûne mine-zzâlimîn(e)

Sabah, akşam, razılığını dileyerek Rablerine dua edenleri kovma; ne onlardan, herhangi bir hususta sen sorumlusun, ne de senin amelinden onlara bir şey sorulur, onun için onları kovup da haksızlık edenlerden olma.

(Ey Nebim, kâfirlerin ve gafillerin keyfi için) Sabah akşam -O’nun yüzünü (Allah’ın rızasını) dileyerek- Rablerine dua edenleri sakın yanından kovmaya kalkmayasın! (Mü’minlerin dini ve siyasi konulardaki toplantılara katılmalarına ve görüşlerini açıklamalarına engel olmayasın!) Onların (eğer varsa bazılarının gizli ve kirli) hesabından Senin üzerinde bir şey (yükümlülük), Senin hesabından da (onlara) bir şey (yükümlülük) yoktur ki onları kovman gereksin. Yoksa zalimlerden olup kalırsın (ve kınanırsın).

O halde, Rablerinin rızasını isteyerek, sabah akşam Allah'a yalvaran, ekonomik ve sosyal yönden güçsüz olan insanları, inanmayan kimselerin; “çevresinde fakirler toplanmıştır” diye alay etmeleri yüzünden yanından kovma. Sen onların hesabından sorumlu değilsin, tıpkı onların da hiçbir şekilde senden sorumlu olmadıkları gibi. Öyleyse o fakirleri kovarsan, varlık sebebine aykırı davranmış olursun.

Sadece Allah'ın rızasını dileyerek, sabahları erken ve akşama doğru Rablerine kulluk, ibadet ve dua edenleri kovma. Onların dînî-şer'i hesabıyla ilgili sana bir sorumluluk yok. Senin dînî-şer'i hesabınla ilgili de onların bir sorumluğu yok. Onları yanından kovduğun takdirde Allah'ın emirlerine âsi olan zâlimlerden olursun.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 18/28; 26/112-114.

Rabblerinin rızasını umarak sabah akşam O'na yalvaranları yanından kovma. Onların hesaplarından senin üzerine senin hesabından da onların üzerine bir sorumluluk yok ki, onları yanından kovup da zalimlerden olasın.

52-53.İbnu Hibban ve Hakim`in Sa`d bin Ebi Vakkas (r.a.)`tan rivayet ettiklerine göre bu ayeti kerime (sahabenin fakirlerinden olan) altı kişi hakkınd... Devamı..

Sabah akşam -O'nun yüzünü (rızasını) dileyerekRablerine dua edenleri kovma. Onların hesabından senin üzerinde birşey (yükümlülük), senin hesabından da bir şey (yükümlülük) yoktur ki onları kovman gereksin. Yoksa zalimlerden olursun.

Rablerinin rızasını dileyerek sabah ve akşam O'na dua edenleri (fakirleri), fakirlerle bir arada bulunmak istemiyen müşriklerin arzusuna uyarak, yanından kovma. Onların (o fakirlerin görünüşte iyi olan halleri hakikatte fena olsa bile) hesabından sana hiç bir şey gerekmez ve senin hesabından da onlara bir şey yoktur. Bunun için, onları kovarsan, zulmedenlerden olursun.

Sabah-akşam Rablerinin rızasını umarak ona dua edenleri sakın kovma. Ne sen onlardan sorumlusun ne de onlar senden sorumlulardır ki onları kovup zalimlerden olasın.

Rabblerinin rızâsını isteyerek sabah akşam O'na yalvaranları yanından kovma! Onların hesabından sana bir sorumluluk, senin hesabından da onlara herhangi bir sorumluluk yoktur ki, onları kovup da zâlimlerden olasın.

Akşam, sabah, Tanrılarına yalvararak, onun hoşnutluğun istiyen kimseleri kovmayasın sen, ne onların hesabından senin üstüne, ne de senin hesabından, onlara bir şey düşer, sen onları kovarsan zalimlerden olursun

Sırf Rablerinin rızasını isteyerek sabah akşam O'na kulluk eden (fakir)leri, (inkârcılar istiyor diye) yanından uzaklaştırma! (Sen fakirlerle berabersin diye ekâbir takımı iman etmese de) onların hesabından sana (hiçbir sorumluluk) düşmez ve senin hesabından da onlara bir şey düşmez. Bu yüzden onları kovarsan zalimlerden olursun.

Bkz. 18/28, 26/112-114Mekke’deki bazı müşrik önderleri (sözde ekâbir takımı), Hz. Peygamber’in köleleri ve (onlara göre) alt tabaka diye tabir edilen ... Devamı..

Akşam ve sabah Allâh’ı yâd idenleri ve Allâh’ın vechini görmek istiyenleri tard itme ânların hesâblarını muhâkeme itmek sana düşmez nitekim ânlar da senin hesâblarına karışamazlar, sen ânları tard ider isen zâlimler gibi hareket itmiş olursın [1]

[1] Ba’zı eşrâf peygamber ’aleyhisselâma yanındaki zu’afâyı tard itmesini teklîf itmişlerdi.

Sabah akşam, Rabblerinin rızasını isteyerek O'na yalvaranları kovma. Onların hesabından sana bir sorumluluk yoktur, senin hesabından da onlara bir sorumluluk yoktur ki onları kovarak zulmedenlerden olasın.

Rab’lerinin rızasını isteyerek sabah akşam O’na dua edenleri yanından kovma. Onların hesabından sana bir şey yok, senin hesabından da onlara bir şey yok ki onları kovasın. Eğer kovarsan zalimlerden olursun.[176]

Kureyş’in ileri gelenleri Hz. Peygamber’e, “Fakir müslümanları yanından kovarsan seninle gelir otururuz” demişlerdi. Hz. Peygamber de “Ben mü’minleri ... Devamı..

Rablerinin rızâsını isteyerek sabah akşam O’na yalvaranları kovma! Onların hesaplarından sana sorumluluk yoktur, senin hesabından da onlara sorumluluk yoktur ki onları yanından uzaklaştırıp da zalimlerden olasın.

Rablerinin rızasını isteyerek sabah akşam O'na yalvaranları kovma! Onların hesabından sana bir sorumluluk; senin hesabından da onlara herhangi bir sorumluluk yoktur ki bunları kovup da zalimlerden olasın!

 Kureyş büyükleri Resûlullah (s.a.)ın yanına geldikleri zaman fakir müminlerin yanlarında bulunmasını istemiyorlardı. Resûlullah da onların isteklerin... Devamı..

Sabah akşam Rab'lerine yalvarıp sadece O'nun hoşnutluğunu arzulayanları kovma. Onların hesabından sen sorumlu değilsin. Senin hesabından da onlar sorumlu değil. Onları kovarsan zalim olursun.

Sırf Allah'ın rızasını dileyerek sabah akşam Rab'lerine dua edenleri huzurundan kovma. Onların hesabından sen sorumlu değilsin, onlar da senin hesabından sorumlu değiller. Onları yanından kovduğun takdirde zalimlerden olursun.

Ve öyle rablarının cemalini istiyerek sabah, akşam ona dua edenleri yanından koğayım deme, sana onların hisabından bir şey yok, senin hisabından da onlara bir şey yok ki biçareleri koğub da zalimlerden olacaksın

*(Resûlüm,) Rablerinin rızasını dileyerek, sabah akşam (O’na) dua edip yalvaran (Ashâb-ı Suffe ve diğer fakir müslüman) ları, (müşriklerin ileri gelenlerinin sunmuş oldukları teklife uyarak, iyi bir niyetle bile olsa, asla) yanından uzaklaştırma. (O müşrikler, sen fakirlerle birliktesin diye îmân etmeyeceklerse etmesinler,) onların hesabından sana hiçbir sorumluluk olmadığı gibi senin hesabından da onlara bir sorumluluk yoktur. *(Farz-ı muhâl,) o (fakir müslüma) nları (iyi bir niyetle bile olsa) yanından uzaklaştırırsan zâlimlerden olursun.

* “(Resûlüm,) Rablerinin rızasını dileyerek, sabah akşam (O’na) dua edip yalvaran (Ashâb-ı Suffe ve diğer fakir müslüman) ları, (müşriklerin ileri gel... Devamı..

Rabb'lerinin vechini¹ dileyerek sabah akşam² O'na yönelenleri uzaklaştırma.³ Onların hesabından sen, senin hesabından da onlar sorumlu değil. Eğer onları kendinden uzaklaştırırsan zalimlerden⁴ olursun!

1- Hoşnutluğunu, O\nunla birlikte olma arzusunu. 2- Devamlı, gün boyu. 3- Statüleri gereği toplumun ileri gelenlerinin beğenisi için, yoksul, yoks... Devamı..

Sabah, akşam Rablerine, sırf Onun cemâlini dileyerek, düâ edenleri (huzurundan) koğma. Onların (kâfirlerin) hesabından hiç bir şey sana, senin hesabından hiç bir şey de onlara âid değildir. Onları (fakirleri) koğarsın (amma) zaalimlerden olursun.

Ve O'nun rızâsını isteyerek sabah akşam Rablerine duâ edenleri kovma! Onların(fakir mü'minleri senin yanında görmek istemeyen o müşriklerin) hesâbından sana bir şey yok, senin hesâbından da onlara bir şey yok ki onları (o mü'minleri) kovup da zâlimlerden olasın!(2)

(2)Kureyş reislerinden birkaçı Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm’ın huzûruna gelip dediler ki: “Mü’minlerin fakirlerinden Ammar bin Yâsir, Sü... Devamı..

O hâlde sabah ve akşam, O’nun rızasını isteyerek, Rablerine yalvaran kimseleri (ekonomik ve sosyal yönden güçsüz olan insanları, inanmayan kimselerin; “çevresinde yoksul ve fakirler toplanmıştır”diye alay etmeleri yüzünden) kovma! Onların hesabından sana bir sorumluluk yok, senin hesabından da onlara bir sorumluluk yoktur. Onları kovarsan (o zaman) zalimlerden olursun!*

(*) Kureyş’in ileri gelenleri Hz. Peygamber’e, “Fakir müslümanları yanından kovarsan seninle gelir otururuz” demişlerdi. Hz. Peygamber de “Ben mü’minl... Devamı..

Sabah akşam Rablerini görmedikleri halde, yalnızca onun rızasını kazanmak için ibadet edenleri, sakın ola ki terk etme (dışlama). Onların hesabından senin bir sorumluluğun olmadığı gibi, senin hesabından da, onlar için bir sorumluluk yok. Eğer onları dışlarsan (terk edersen), kendine zulmedenlerden olursun.

Sabah, akşam çalaplarına yalvarıp Ona kavuşmayı dileyenleri sakın yanından kovma. Onların hesabı senden sorulmaz. Senin hesabın da onlardan sorulmaz. Eğer onları kovacak olursan kıyıcılık etmiş olursun.

Rablerinin yüzü, zatı uğrunda sabah, akşam Rablerine ibadet edenleri [⁷] kovma. Onların amellerinin hesabından sana bir şey düşmez, senin hesabından sana da onlara hiçbir şey düşmez. Onları kovacak olursan zalimlerden olursun.

[7] Sabah, akşam namaz kılanları veya Allah'ı ananları.

Sabah akşam Rablerinin Zat’ını /cemâlini [vechehu]¹⁶ isteyerek O’na dua edenleri/yakaranları yanından kovma! Ne onların hesabından sana, ne de senin hesabından onlara bir sorumluluk vardır. Onları kovarsan zalimlerden olursun!¹⁷

16 Allah’ın vechinden kasıt aslında Zât’ıdır. Bunu “cemâlullah”, “Allah’ın rızası” veya “Allah’ın hoşnutluğu” diye çevirenler de vardır. Bu çevirileri... Devamı..

Sabah akşam, rablerinin rızasını isteyerek O'na yalvaranları kovma. Onların hesabından senin üzerinde bir şey (yükümlülük), senin hesabından da onların üzerine bir şey (yükümlülük) yoktur ki onları kovup da böylece zalimlerden olasın.

(Yani, “Onları kovman için hiçbir neden yok. Eğer geçmişte kötü bir şeyi yapmışlarsa, bunun hesabını verecek olan yine kendileridir, sen değilsin. Çün... Devamı..

Rab’lerinin hoşnutluğunu kazanmak için, sabah akşam O’na yalvaran o fakir, fakat tertemiz mümin kulları yanından kovma! Kendini beğenmiş inkârcılar, bu müminleri yanından uzaklaştırmadın diye iman etmeyeceklerse, varsın iman etmesinler! Korkma, sen onlardan dolayı sorumlu değilsin, onlar da senden dolayı sorumlu değiller! Yani, sen onların bu tür saçma gerekçelerle inkâra saplanmalarından dolayı sorumlu tutulacakdeğilsin ve dediklerini yapıp fakir müminleri yanından kovacak olursan, onlar da seni azaptan kurtaracak değiller. O hâlde, ne diye onları yanından kovup zâlimlerden olasın ki?

Vechesini / rızasını isteyerek Akşamları ve Sabah Erken Vakitler rabb’lerine dua edenleri küçümseyerek kovma! Senin hesabından onlara hiçbir şey yoktur; Onların hesabından da sana hiçbir şey yoktur. Onları küçümseyerek kovarsın; Zâlimler’den olursun.

Resulüm sabah akşam Rablerine yalvarmak ve yüz suyu dökmek için gelenleri, huzurundan kovma! Çünkü onların sana bir yükü yok, Senin de onlara bir yükün yok. Onları huzurdan kovman haksızlık olur.[3]

Rabbinin rızasını isteyerek sabah akşam Allah’a yalvaranları kovma! Onların hesabından sana bir sorumluluk, senin hesabından da onlara bir sorumluluk yoktur! Yaptıkları hatalar yüzünden yanından kovarak zalimlerden olma! Bil ki Rabbin bağışlayan, esirgeyendir. Sakın Rabbinin bağışlayıcılığına, esirgeyiciliğine karışma!

O’nun rızasını isteyerek Rablerine sabah akşam dua edenleri kovma! [*] Onların hesabından sana herhangi bir şey (sorumluluk), senin hesabından da onlara herhangi bir şey (sorumluluk) yoktur ki onları kovup da zalimlerden olasın. [*]

Bu ayet Hûd 11:27-30, Kehf 18:28, Şu‘arâ 26:114 ve 215. ayetlerle birlikte okunmalıdır.,Bu ayet Bakara 2:134, 141, 272, 286, En‘âm 6:164, İsrâ 17:13-1... Devamı..

Sen, sabah akşam Rablerine, sadece Onun rızasını kazanmak isteyerek dua edenleri huzurundan kovma. Onların hesabından sana bir sorumluluk, senin hesabından da onlara bir sorumluk yok ki, onları kovup da zalimlerden olasın.¹

1 Kureyşin ileri gelenleri, Efendimiz, Suhayb, Bilâl, Ammar ve Selmân gibi fakir Müslümanlarla beraberken yanına gelip: “Ey Muhammed! Sen kavminden va... Devamı..

O halde, Rablerinin rızasını isteyerek sabah akşam O’na yalvaranları[n hiç birini] yanından kovma. ⁴¹ Sen onlardan hiçbir şekilde sorumlu değilsin -tıpkı onların da hiçbir şekilde senden sorumlu olmadıkları gibi- ⁴² bu nedenle onları kovma hakkına sahip değilsin: yoksa zalimlerden olurdun. ⁴³

41 Rivayetlere göre bu ve bundan sonraki ayet, Müslümanların Medine’ye hicretlerinden yıllar önce, Mekke’deki bazı müşrik liderlerin, Hz. Peygamber’in... Devamı..

O’nun hoşnutluğunu arzulayarak, sabah akşam Rablerine yalvaranları huzurundan kovma! Zira ne onların hesabı sana düşer ne de senin hesabın onlara düşer. Bu takdirde onları kovarsan onlara haksızlık eden zalimlerden olursun. 11/29, 18/28, 26/114, 10/41, 2/120-145

Ve Rablerinin rızası uğruna sabah akşam[¹⁰⁵¹] O’na kulluk eden (hiç) kimseyi huzurundan kovma! Ne onların yaptıkları şeyden dolayı sen hesaba çekilirsin ne de senin yaptıklarından dolayı onlar hesaba çekilirler. Sözün özü: onları kovarsan zalimlerden olursun.[¹⁰⁵²]

[1051] Yani: “daima..” [1052] Bizce bu âyet bir önceki âyetle doğrudan ilişkilidir. Önceki âyette, âhiret inancında pürüz olan insanların inanç pro... Devamı..

(Kureyş kodamanlarının imana geleceklerini umarak, -onların teklifine meyledip-) Sabah akşam, Rablerinin rızasını dileyerek dua edenleri (yoksul müminleri) de sakın meclisinden mahrum etme! Onların (o Kureyş kodamanlarının) hesabından (işledikleri günahlardan) sen sorumlu değilsin. (Ki, onları zorla doğru yola getiresin) Senin hesabından da (Peygamberlik görevinden de) hiç bir şey onlara ait değildir. (Hak davetini kabul etmezlerse cezasını çekerler, bil ki) Şayet onları (o yoksul müminleri) -kafirlere meyledip- meclisinden kovacak olursan zalimlerden olursun!

(Bu ayetin nuzulü üzerine Resulullah s.a.s. o yoksul müminleri alıkoymuş, diğerleri ise çekilip gitmişlerdir)

Rab’lerinin rızasını isteyerek sabah akşam O’na dua edenleri yanından kovma. Onların hesabından sana bir şey yok, senin hesabından da onlara bir şey yok ki onları kovasın. Eğer kovarsan zalimlerden olursun.

O zâtları yanından kovma ki, sabah ve akşam Rablerine O'nun cemalini dileyerek dua ederler. Senin aleyhine onların hesabından birşey yoktur, ve senin hesabından da onların üzerine birşey yoktur ki, onları kovup da zalimlerden olasın.

Sabah akşam Rab'lerine, sırf O'nun cemaline ve rızasına müştak olarak niyaz edenleri yanından kovma. Ne sen onlardan, ne de onlar senden sorumlu değilsiniz ki onları kovup da zalimlerden olasın. [18, 28; 26, 112-114]

İlk Müslüman cemaat arasında Habbab, Bilal, Ammar, Suheyb (r.anhum) gibi köleler ve fakirler vardı. Kureyşin ileri gelenleri Hz. Peygamber (a.s.)’a: “... Devamı..

Sabah akşam Rablerinin rızasını isteyerek, O'na yalvaranları kovma. Onların hesabından sana bir sorumluluk, senin hesabından da onlara bir sorumluk yok ki, onları kovup da zalimlerden olasın!

Allâh'ın rızâsını murâd iderek akşam ve sabah rablerine du'â ve 'ibâdet idenleri meclisinden tard itme. Onların hesâblarıyla sen mükellef değilsin ve onlar da senin hesâbınla mükellef değildirler. Onları tard idersen zâlimlerden olursun. [¹]

[1] Kureyş'in ruesâsından Akra' ibni Veyse'l Temîmî ve 'Ayîne bin Hısne'l Ferâzî cemâ'atlerinden bir kaç kişi ile Rasûl-ü Ekrem'in nezdine geldiler. O... Devamı..

Sabah, akşam dua edip Rablerinin yüz göstermesini isteyenleri uzaklaştırma. Onların hesabı senden sorulmaz. Senin hesabın da onlardan sorulmaz. Onları uzaklaştırırsan yanlış yapanlardan olursun.

Hoşnutluğunu isteyerek sabah akşam Rab'lerine dua edenleri kovma. Onların hesabından sana bir şey ve senin hesabından onlara bir şey yoktur ki onları kovup da zalimlerden olasın.

Sabah akşam Rablerinin rızasını dileyerek Ona dua edenleri yanından kovma. Ne onların hesabından sana bir sorumluluk vardır, ne senin hesabından onlara. Sakın onları kovup da zalimlerden olma.

Sabah akşam, yüzünü isteyerek Rablerine yalvarıp yakaranları kovma! Onların hesabından bir şey sana ait olmadığı gibi, senin hesabından bir şey de onlara ait değildir. O halde onları kovarsan zalimlerden olursun.

daħı ķovma anları kim ŧaparlar çalabı’larına irte ya'nį irte. namāzı daħı gice ya'nį gice namāzı dilerler anuñ rıżāsını. degül senüñ üzerüne anlaruñ ḥisābından nesene [66b] daħı degül senüñ ḥisābuñdan anlaruñ üzere nesene pes ķovasañ anları pes olaśañ žālimlerden.

Sürme yā Muḥammed ol kişileri ki du‘ādalar Çalaplarından ṣabāḥlarda vegicelerde isterler Tañrı Ta‘ālānuñ rāżılıġını. Senüñ üstüñe degüldür anla‐ruñ ḥisābı bir nesnede, senüñ ḥisābuñ daḫı anlar üstine degüldür birnesnede. Anları sürseñ ẓālimlerden olursın.

(Ya Rəsulum!) Rəbbinin camalını (rizasını) diləyərək səhər-axşam Ona dua edənləri yanından qovma. Onların əməllərini sənə, sənin əməllərinin isə onlara heç bir dəxli yoxdur. Buna görə də (onları qovsan) zalımlardan olarsan.

Repel not those who call upon their Lord at morn and evening, seeking His countenance. Thou art not accountable for them in aught, nor are they accountable for thee in aught, that thou shouldst repel them and be of the wrong-doers.

Send not away those who call on their Lord morning and evening, seeking His face.(870) In naught art thou accountable for them, and in naught are they accountable for thee,(871) that thou shouldst turn them away, and thus be (one) of the unjust.

870 Face: wajh: see 2:112, n. 114, and 18:28 . (R). 871 Some of the rich and influential Quray sh thought it beneath their dignity to listen to Muhamm... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.