16 Ekim 2024 - 13 Rebiü'l-Ahir 1446 Çarşamba

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
En’âm Suresi 30. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Velev terâ iż vukifû ‘alâ rabbihim(c) kâle eleyse hâżâ bilhakk(i)(c) kâlû belâ verabbinâ(c) kâle feżûkû-l’ażâbe bimâ kuntum tekfurûn(e)

Rablerinin tapısında durduruldukları vakit onları bir görseydin. Rableri, bu gerçek değil mi der, Rabbimize andolsun derler, evet, gerçek. Rableri de öyleyse kafirliğiniz yüzünden tadın azabı der.

Şayet (ahirette) Rablerinin karşısında durdurulduklarında onları (inkârcıları) bir görsen! (Allah:) "Bu, (tekrar diriliş ve hesaba çekiliş) gerçek değil miymiş?" diyecek. Onlar ise: "Evet, Rabbimize yemin olsun ki öyleymiş" diye (itiraf edip pişmanlık göstereceklerdir. Allah da:) "Öyleyse inkâr edegeldikleriniz nedeniyle azabı tadın" buyuracaktır.

Rablerinin huzurunda durduruldukları zaman, sen onları bir görsen: O vakit Allah onlara, bu yeniden dirilme olayı gerçek değil miymiş? diyecek, onlar da “Rabbimize andolsun ki, evet” diyeceklerdir. İşte o zaman Allah, öyleyse inkâr ettiğinizden dolayı azabı çekiniz, diyecektir.

Rablerinin huzurunda durduruldukları zaman onları bir görsen! Rableri onlara:
“Bu, dünyada iken inkâr ettiğiniz yeniden diriltilme, bir hakikat değil midir?" der. Onlar da:
“Rabbimize yemin ederiz ki, elbette hakikat" derler. Allah:
“Öyleyse kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkâr etmekte olduğunuz şeyler sebebiyle, küfrünüz sebebiyle azabı tadın" buyurur.

Onları, Rabblerinin huzurunda durduruldukları zaman bir görsen. (Rabbleri): "Bu gerçek değil mi?" der. Onlar: "Evet. Rabbimiz hakkı için gerçektir" derler. O da: "Öyleyse inkar ettiğinizden dolayı azabı tadın" der.

Rablerinin karşısında durdurulduklarında onları bir görsen: (Allah:) 'Bu, gerçek değil mi?' dedi. Onlar: 'Evet, Rabbimiz hakkı için' dediler. (Allah:) 'Öyleyse inkâr ettikleriniz nedeniyle azabı tadın' dedi.

Sen, onların Rablerine arzedildiklerini (hesaba çekildiklerini) göreydin! Allah, onlara şöyle buyuracak: “- Öldükten sonra diriliş ve bu hesap, hak değil mi imiş?” Onlar da: “- Evet, Rabbimize yemin ederiz ki, bu hak'dır.” diyeceklerdir. Allah: “- O halde dünyada yaptığınız küfürlerin cezasını (azabını) tadın.” buyuracaktır.

Keşke görseydin: Rablerinin huzurunda bekledikleri zaman, Rableri: “Bu hak ve doğru değil mi idi?” diye buyurur. Onlar: “Evet, Rabbimize and olsun! Doğrudur” derler. Rableri: “Artık kâfirliğinizden dolayı bu azabı tadın!” der.

Rabblerinin huzuruna getirildikleri zaman sen onları bir görsen! Allah onlara, “Öldükten sonra dirilme doğru değil miymiş?” diyecek. Onlar, “Rabbimize andolsun ki evet!” diyecekler. Allah da, “Öyleyse inkâr ettiğinizden dolayı azabı tadın!” diyecek.

Tanrıları katında unların durdurulduğun bir görmüş olsaydın, Allah der ki onlara: «Bu hal hak değil midir?», «Tanrımıza ant içeriz bu haktır» diyeceklerdir, Allah buyurur ki: «Kâfir olmanız dolayısiyle tadasınız azabı»

Onları Rablerinin huzuruna çıkarıldıkları zamanı bir görsen! Allah, onlara: “Bu (ahiret hayatı) gerçek değil miymiş?” diye sorar. Onlar: “Rabbimiz hakkı için, evet” derler. Allah da onlara: “O halde inkârcılığınızdan dolayı azabı çekiniz bakalım” buyurur.

Rablerinin huzûruna geldikleri vakit görse idin rableri ânlara o zamân "Hakîkat değil mi imiş?" didi. "Evet rabbimiz didiler" Allâh da "Öyle ise küfrünüzün cezâsını çekiniz" didi.

Onları, Rablerinin huzuruna çıkarıldıkları zaman bir görsen! Allah: "Bu gerçek değil mi?" der; onlar, "Evet, Rabbimiz hakkı için gerçektir" derler. Allah da "Öyleyse inkar etmenizden ötürü azabı tadın" der.*

Rab’lerinin huzurunda durduruldukları vakit (hâllerini) bir görsen! (Allah) diyecek ki: “Nasıl, şu (dirilmek) gerçek değil miymiş?” Onlar, “Evet, Rabbimize andolsun ki, gerçekmiş” diyecekler. (Allah), “Öyleyse inkâr etmekte olduğunuzdan dolayı tadın azabı!” diyecek.

Rablerinin huzuruna getirilirken sen onları bir görsen! Allah “Bu (yeniden dirilme haberi) hak değil miymiş?” diyecek. Onlar da “Evet rabbimize andolsun ki öyleymiş” diyecekler. Allah da “inkâr ettiğinizden dolayı tadın azabı!” diyecek.

Rablerinin huzuruna getirildikleri zaman sen onları bir görsen! Allah: Bu (yeniden dirilme olayı), hak değil miymiş? diyecek. Onlar da «Rabbimize andolsun ki evet!» diyecekler. Allah da, Öyle ise inkâr ettiğinizden dolayı azabı tadın! diyecek.

Rablerinin huzurunda durdurulmuş halde onları bir görsen! "Bu doğru değil mi," diyecek. "Evet, Rabbimize and olsun doğru," diyecekler. "İnkar etmenizden ötürü azabı tadın," diyecek

Rablerinin huzurunda durduruldukları zaman onları bir görsen! Rableri onlara şöyle der: "Bu, bir gerçek değil midir?". Onlar da: "Rabbimize yemin ederiz ki gerçektir" derler. Rableri de onlara: "Öyleyse inkârınız sebebiyle azabı tadın!" der.

hem görsen onları: rablerinin huzuruna durdukları vakıt! nasıl, deyecek; şu gördüğünüz hak değil mi imiş? Evet, rabbımız hakkı için diyecekler, o halde buyuracak: tadın azabı, küfrettiğinizin cezası

(Resûlüm!) Onların, Rablerine arz edildiklerini (yaptıklarından dolayı hesaba çekildiklerini) bir görsen. Allah şöyle buyuracak: “Bu (tekrar diriliş ve hesaba çekiliş), hak değil miymiş?” Onlar da, “Rabbimize yemin olsun ki, evet o haktır” diyecekler. Allah da, “O hâlde (dünyada iken, hakkı) inkâr ettiğinizden dolayı tadın azabı” buyuracak.

Rabb'lerinin huzurunda durdurulduklarında, onları bir görsen! Allah, “Bu, gerçek değil miymiş?” dedi. Onlar: “Hayır! Gerçektir ve Sen de Rabb'imizsin.” dediler. O, “Yok saymış olmanızdan dolayı azabı tadın.” dedi.

Rablerinin huzurunda durduruldukları zaman sen (onları) bir görsen! (O vakit Allah) «Şu (âlem) hak değil miymiş?» demiş, onlar da «Rabbimize andolsun, evet» demişlerdir (diyeceklerdir). «Öyle ise, dedi (diyecek), küfür (ve inkâr) edegeldiğiniz şeyler yüzünden tadın azabı»!

Nihâyet Rablerinin huzûrunda durduruldukları zaman (onları) bir görsen! (Rableri onlara:) “Bu (dirilmeniz) gerçek değil mi?” buyuracak. (Onlar:) “Rabbimize yemîn olsun ki, evet!” diyecekler. (Rableri de:) “Öyle ise, inkâr etmekte olduğunuzdan dolayı tadın azâbı!” buyuracak.

Rablerinin huzurunda (hesap alanında) durduruldukları zaman (hâllerini) bir görsen! Rableri onlara şöyle der: "Bu, (gördüğünüz dirilme) bir gerçek değil midir? "Onlar da:"Rabbimize (zatınıza) yemin ederiz ki gerçektir" derler. Rableri de onlara: "Öyleyse (bunu) inkârınız sebebiyle azabı tadın!’’ der. *

(*) Lafzen: (قال) “dedi”. Âhiret bağlamında gelen geçmiş zaman formları yaşanmışlığa değil, yaşanacak olanın kesinliğine işaret eder.... Devamı..

Sen onları, Rablerinin huzuruna getirildiklerinde bir görsen, onlara “Şimdi bu (diriltilme) gerçek değimli?” denildiğinde, “Rabbimize yemin olsun ki evet” derler. Allah “Öyleyse inkârlarınızdan dolayı azabı tadın” der.

Çalaplarının karşısına çıkarıldıkları gün sen onları bir görseydin. Çalapları: "Nasıl, doğru muymuş" buyurur, onlar da "Çalabımıza and olsun ki evet" derler. Çalapları buyurur: "Öyleyse tadın şimdi azabı. Çünkü sizler Allah’ı tanımaz kimselerdiniz."

Onları, Rablerine [²] arz olundukları zaman görseydin [³]. Rableri «bu, [⁴] doğru değil mi?» der. Onlar da: «Rabbimiz hakkı için ki elbette doğrudur» derler. Rableri: «Öyle ise kâfir olduğunuzdan nâşi azabı tadın!» der.

[2] Yani hesabına, sualine arz olundukları zaman.[3] Yine cevap mahfuzdur «dehşetli bir hal görürdük» denilebilir.[4] Mezardan kalkmak, dirilmek.... Devamı..

(Ey Peygamber!) Hani Onlar Rablerinin huzurunda durdurulduklarında, Onun “Bu (ahiret) gerçek değil miymiş?” diye sorduğunda onların, “Bilakis Rabbimize andolsun gerçektir” dediklerinde Onun da, “Öyleyse inkâr etmiş olmanızdan dolayı azabı tadınız” buyurduğunda onların hâlini bir görsen!

Onları, Rablerinin huzuruna çıkarıldıkları zaman bir görsen! Allah, “Bu gerçek değil mi?” der. Onlar, “Rabbimize andolsun ki evet” derler. Allah da “Öyleyse küfre sapmanızdan ötürü azabı tadın” der.

Rab’lerinin huzuruna getirildikleri zaman hâllerini bir görsen: Allah, “Nasıl, bu âhiret hayatı gerçek miymiş?” diye soracak. Onlar da, “Evet, Rabb’imize yemin olsun ki, gerçeğin ta kendisiymiş!” diye cevap verecekler. Bunun üzerine Allah, “O hâlde, inkâr etmenize karşılık, ebedî azâbı tadın!” diyecek.

Yine o anı bir görsen, rabb’leri karşısında durup tutulduklarında dedi ki: -“Bu Gerçek ile ilgili değil mi?”.
“Evet öyle, rabbimize and olsun (Gerçek)!” dediler.
“İnkâr ediyor olduğunuz sebebiyle Azab’ı tadın!” dedi.

Resulüm! Asıl sen onları Allah’ın huzurunda: “ Bu hayat gerçek değil miymiş “ dendiğinde, “ gerçekmiş efendim ! “ derken görecektin. Hele bir de : “ hadi o zaman nankörlüğünüzün karşılığı olarak çekin cezanızı “ dediğinde.

Hesap günü huzurumuza getirildikleri zaman sen onları bir görsen! Onlara; “Hesap günü diriltilmeniz gerçek değil miymiş?” deriz. Onlar; “Rabbimize andolsun ki evet! Gerçekmiş!” diyecekler. “Öyleyse inkâr ettiğiniz cezayı tadın!” deriz.

Rablerinin huzuruna (çıkarılıp) durduruldukları zaman sen onları bir görsen! (Allah:) “Bu (diriltilme) gerçek değil miymiş!” diye soracak; onlar da “Rabbimize yemin olsun: Evet (gerçekmiş)!” diyeceklerdir. (Bunun üzerine Allah:) “İnkâr ettiğinizden dolayı azabı tadın!” diyecektir.

Sen onları Rablerinin huzuruna getirildikleri zaman bir görsen! Rableri onlara: “Nasıl! Bu (yeniden dirilme) gerçek değil miymiş?” diyecek. Onlar: “Evet! Rabbimize yemin olsun ki (gerçekmiş!)” diyecekler. (Allah da:) “Öyleyse inkârınızın karşılığı olan şu azabı, tadın bakalım.” diyecek.

Ama sen [onları] Rablerinin huzuruna çıkarılacakları [ve] O’nun, “Bu, hakikat değil mi?” diye soracağı zaman görsen. Onlar, “Evet, Rabbimiz hakkı için öyle!” diye cevap verecekler. [Bunun üzerine,] Allah, “Tadın öyleyse” diyecek, “hakikati reddetmenizden doğan bu azabı!” ²⁰

20 Lafzen, ... “nedeniyle doğan azabı [veya “cezayı”]” ya da “sonucu olarak”. Bi-mâ edatı, burada hakikatin inkarı ile ardından gelen azap arasındaki ... Devamı..

Rablerinin karşısında durdurulduklarında, Allah’ın onlara: “Şimdi bu gerçek değil miymiş?” dediğinde onların: “Rabbimize andolsun ki kesinlikle gerçekmiş.” dediklerini ve (Allah’ın da): “Gerçekleri örtbas ettiğiniz için tadın bakalım azabı.” dediği anı bir görsen! 6/93, 32/12, 34/31, 50/23. 69/13...20

Yine sen onları, Rablerinin katına çıkarılıp O’nun “Bu gerçek değil miymiş?” diye sorduğu zaman görmeliydin. Onlar, “Kesinlikle… Rabbimiz hakkı için öyle!” diye cevap verecekler. O da diyecek[¹⁰³³] ki: “Tadın azabı, ısrarlı inkârınıza karşılık!”

[1033] Lafzen: “dedi”. Âhiret bağlamında gelen geçmiş zaman formları yaşanmışlığa değil, yaşanacak olanın kesinliğine delâlet eder.... Devamı..

(Ey Muhammed) Rablerinin huzurunda durdurulduklarında, sen onların halini bir görsen, Allah onlara: "Şu (Alem, tekrar dirilme, hesap ve ceza) gerçek değil miymiş?" buyuracak, onlar da: "Rabbimize andolsun ki, evet!" diyecekler ve bunun üzerine de Allah "(ahireti) İnkar ettiğinizden ötürü (hak ettiğiniz) azabı tadın!" buyuracaktır.

Onları Rablerinin huzûrunda durdurulmuş iken bir görsen: (Allâh) "Bu gerçek değil miymiş?" dedi. Dediler ki, "Evet Rabbimiz hakkı için gerçektir!" "Öyle ise inkâr ettiğinizden dolayı azâbı tadın!" dedi.

Ve (onları) görecek olsan Rablerinin huzuruna durduruldukları zaman! Buyuracak ki: «Şu hak değil miymiş?» onlar da: «Evet. Rabbimize and olsun ki» diyecekler. (Cenâb-ı Hak da) «O halde azabı tadınız, küfreder olduğunuz şeyler sebebiyle,» diye buyurmuş olacaktır.

Hem onları Rab'lerinin huzuruna getirilip hesap meydanında durduruldukları zaman bir görsen! Hak Teâlâ: “Nasıl, diyecek, şu gördüğünüz diriliş gerçek değil miymiş? ” Onlar da: “Evet, Rabbimiz hakkı için gerçekmiş! ” diyecekler. Allah Teâlâ buyuracak: “Öyle ise, kâfirliğinizden ötürü şimdi tadın azabı! ”

Onları Rablerinin huzurunda durdurulmuş iken bir görsen: (Allah) "Bu gerçek değil miymiş?" dedi. Dediler ki, "Evet Rabbimiz hakkı için gerçektir!" "Öyle ise inkar ettiğinizden dolayı azabı tadın!" dedi.

Sen onları rablerinin huzûrunda durduruldukları zamân görsen. O zamân Allâh onlara: "Bu ba's hak değil mi imiş?" diye sorar ve onlar da: "Evet Yâ Rabbî hak imiş" dirler. "Öyle ise küfrinizin cezâsı olan bu 'azâbı tadınız" dinilir.

Onları bir görecek olsan, huzura çıkarıldıkları gün Rableri onlara: “Nasıl? Tekrar dirilmek gerçek değil miymiş?” diyecek, onlar da “Rabbimize ant olsun ki gerçekmiş” diye cevap vereceklerdir. Bunun üzerine Rableri: “Görmezlikten gelmenize karşılık azabı tadın” diyecektir.

Rab'lerinin karşısında durdurulduklarını ve (Allah'ın): -Bu gerçek değil miymiş? dediğinde onların:-Rabbimize andolsun ki kesinlikle gerçekmiş, dediklerini ve (Allah'ın da onlara):-Kafir olduğunuz için azabı tadın, dediği anı bir görsen!

Sen onları Rablerinin huzuruna çıkarıldıkları zaman bir görsen! Allah “Bu gerçek değil miymiş?” buyurur. “Evet,” derler, “Rabbimize and olsun ki gerçekmiş.” Allah buyurur ki: “İnkâr edip durduğunuz için şimdi tadın bakalım azabı!”

Rableri huzurunda durdurulduklarını bir görsen! Sordu: "Gerçek değil miymiş bu?" Dediler: "Rabbimize yemin olsun ki, gerçekmiş." Dedi: "O halde, küfre sapmış olmanızdan dolayı tadın azabı."

daħı eger göreseñ ol vaķt kim ŧururınıldılar çalabı’larına eyitti “degül mi uşbu ya'nį ķıyāmet doġru?” eyittiler “evet çalabumuz ḥaķķı-içün .” eyitdi “pes ŧaduñ aźāb ı andan ötürü kim olduñuzıdı kāfir olursız.”

Daḫı eger görseydüñ anları yā Muḥammed Tañrı Ta‘ālā ḥażretinedurduḳları vaḳt, eyide Tañrı Ta‘ālā anlara: Bu ḥaḳ degül midür? Eyideler: Evetḥaḳdur, Tañrımuz ḥaḳḳı‐çun. Tañrı Ta‘ālā eyide: Pes daduñ ‘aẕābı, andanötürü kim kāfir olduñuz.

Sən onları (sorğu-sual üçün) Rəbbinin hüzurunda saxlandıqları zaman görəydin! Allah onlara (mələklər vasitəsilə) belə buyuracaq: “Bu, (öləndən sonra dirilmək, sorğu-sual) haqq deyilmi? Onlar: ”Bəli, Rəbbimizə and olsun (ki, bu, haqdır!)” – deyə cavab verəcəklər. (Allah) buyuracaq: “Elə isə etdiyiniz küfrlərə görə dadın əzabı!”.

If thou couldst see when they are set before their Lord! He will say: Is not this real? They will say: Yea, verily, by our Lord! He will say: Taste now the retribution for that ye used to disbelieve.

If thou couldst but see when they are confronted with their Lord! He will say: "Is not this the truth?" They will say: "Yea, by our Lord!" He will say: "Taste ye then the penalty, because ye rejected Faith."


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.