Kul innenî hedânî rabbî ilâ sirâtin mustekîmin dînen kiyemen millete ibrâhîme hanîfâ(en)(c) vemâ kâne mine-lmuşrikîn(e)
De ki: Şüphe yok, Rabbim, beni doğru yola sevketti, İbrahim'in tek Tanrı tanıyan dosdoğru dinine hidayet etti ve o, hiçbir zaman şirk koşanlardan değildi.
De ki: "Rabbim gerçekten beni doğru yola iletti, (esasları sağlam) dimdik duran bir dine, İbrahim’in hanif (tertemiz tevhid) dinine (İslamiyet’e yöneltti)... Ki o (Hz. İbrahim) müşriklerden olmuş değildi." (Oysa bugünkü Yahudi ve Hristiyanların büyük kısmı şirke düşmüşlerdir.)
De ki: “Bakın benim Rabbim beni, düzgün ve saf bir inanç aracılığı ile dosdoğru bir yola; her türlü batıldan uzak durarak Allah'tan başka şeylere ilahlık yakıştırmayan İbrahim'in yoluna yöneltti.”
“Rabbim beni doğru, muhkem, güvenli, mutedil yola, İslâmî hayata iletti. Dosdoğru dine, şeriata, medeniyete, tevhide ve Hakka yönelik İbrâhim'in dinine, sünnetine, İslâm dinine iletti. O, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah'a ortak koşan gizli şirki yaşayan, başka otoriteler de kabul eden müşriklerden, putperestlerden değildi." de.
De ki: "Şüphesiz, Rabbim beni doğru yola, dosdoğru dine, tevhid inancı üzere olan İbrahim'in dinine iletti. O, Allah'a ortak koşanlardan değildi."
De ki: 'Rabbim gerçekten beni doğru yola iletti, dimdik duran bir dine, İbrahim'in hanif (muvahhid) dinine… O, müşriklerden değildi.'
De ki: “-Beni, Rabbim, şüphesiz dosdoğru bir yola hidayet buyurdu; O, öyle bir din ki, gayet sağlam ve devamlı, İbrahim'in Hakka yönelmiş tevhid dini; ve O (İbrahim), hiç bir zaman müşriklerden olmadı.”
De ki: “Rabbim, bana dosdoğru bir yolu, muvahhid olan İbrahim’in değerli dinini nasip etti. İbrahim asla müşriklerden değildi.
Diyesin ki: «Beni Tanrım doğru yola iletti, bu yol eş koşanlardan olmayan, özden İslâm olan İbrahim'in doğru dinidir»
De ki: “Şüphesiz Rabbim beni dosdoğru bir yola, mükemmel bir dine, (yani) tek Allah inancına yönelen İbrahim'in dinine iletti. O, (hiçbir zaman) Allah'tan başka şeylere ilahlık yakıştıranlardan olmadı.”
161, 162, 163. Ânlara di ki: "Rabbim beni doğrı yola sevk itmişdir. Beni hak dîne mazhar iyledi. O dîn hakka îmân iden ve müşrik olmıyan İbrâhîm’in dînidir benim ’ibâdetim a’mâlim hayâtım ve memâtım rabbu’l âlemîn içündir. Bu dîn bana emr olunmuşdur. Ben müslimînin evveliyim."
"Şüphesiz Rabbim beni doğru yola, gerçek dine, doğruya yönelen ve puta tapanlardan olmayan İbrahim'in dinine iletmiştir" de.
De ki: “Şüphesiz Rabbim beni doğru bir yola, dosdoğru bir dine, Hakk’a yönelen İbrahim’in dinine iletti. O, Allah’a ortak koşanlardan değildi.”
De ki: “Şüphesiz rabbim beni doğru yola, sapasağlam bir dine, Allah’ı bir bilen İbrâhim’in dinine iletti.” O, ortak koşanlardan değildi.
De ki: Şüphesiz Rabbim beni doğru yola, dosdoğru dine, Allah'ı birleyen İbrahim'in dinine iletti. O, ortak koşanlardan değildi.
De ki: "Rabbim beni dosdoğru olan yola iletmiş bulunuyor: monoteist olan İbrahim'in mükemmel dinine... O, ortak koşanlardan olmadı."
De ki: Rabbim, beni doğru yola iletti. Dosdoğru dine, Allah'ı birleyen İbrahim'in dinine. O, ortak koşanlardan değildi.
De ki: beni, rabbım şeksiz dosdoğru bir yola hidâyet buyurdu, doğru payidâr bir dine, başka dinlerden sıyrılıb sâde hakka müteveccih haniyf olan İbrâhimin milletine ki o hiç bir zaman müşriklerden olmadı
De ki: “Şüphesiz, Rabbim beni doğru yola, dosdoğru dine, hanîf/muvahhid olan (her daim tevhid inancı üzere bulunan) İbrâhîm’in (ve bütün peygamberlerin, ümmetlerine tebliğ etmiş oldukları tek hak din olan İslâm) dinine hidâyet buyurdu. O, Allah’a ortak koşanlardan değildi.”
(Şöyle) de: «Şübhesiz ben (oyum ki) Rabbim beni dosdoğru bir yola, dimdik ayakda duran bir dîne, İbrâhîmin Hakka yönelmiş (tevhîd) dînine iletmişdir. O, (hiç bir zaman Allaha) eş koşanlardan değildi».
De ki: “Şübhesiz ki ben, Rabbim beni dosdoğru bir yola hidâyet etti. Doğru bir dîne, Hanîf (hakka yönelmiş) olan İbrâhîm'in dînine! Hâlbuki (o, sizin gibi) müşriklerden değildi!”
(Ey Resulüm!) De ki: “Şüphesiz Rabbim beni doğru yola, dosdoğru dine (İslâma), Allah’ı birleyen İbrahim’in dinine (islam dinine, onun islama uygun inanç ve yaşayış tarzına) iletti. O, (hiçbir zaman) ortak koşanlardan (Allah’tan başka şeylere ilahlık yakıştıranlardan) olmadı. *
Deki “Rabbim beni dosdoğru bir yola iletti. Öyle sağlam bir yol ki, Allah’a ortak koşmayan İbrahim’in dinine. İbrahim ortak koşanlardan olmadı.”
De ki: "Gerçekten çalabım beni doğru yola iletti, dimdik ayakta duran bir dine, Allah’ı birleyici olan İbrahim’in dinine. O İbrahim ki Allah’a eş koşanlardan olmadı."
161, 162. Onlara de ki «— Rabbim beni doğru yola, yani muvahhid-i pâk olan yani İbrahim/in milleti olan dosdoğru bir dine götürmüştür. İbrahim müşriklerden değildir».
(Ey Peygamber!) De ki: “Muhakkak ki Rabbim beni dosdoğru yola; müşriklerden olmayan, tam olarak Hakk’a yönelmiş [hanîfen] İbrahim’in dini [millet] olan dosdoğru bir dine yöneltti.
De ki: “Rabbim gerçekten beni doğru bir yola, dosdoğru bir dine, Allah'ı birleyen İbrahim'in dinine hidayet buyurdu. O, (İbrahim asla) ortak koşanlardan değildi.”
Dinlerini paramparça eden bu zâlimlere de ki: “İşte Rabb’im, beni dosdoğru bir yola, sizin zamanla terk etmiş olduğunuz o mükemmel dine iletti; yani tüm sapık yollardan uzaklaşıp tek Allah inancına yönelen İbrahim’in ve diğer bütün Peygamberlerin ortak mesajı olan gerçek inanç sistemine! Çünkü Yahudi ve Hıristiyanların birtakım Peygamberleri, azizleri ve hahamları yüceltip ilâhlaştırmasına karşılık, İbrahim hiçbir zaman Allah’a ortak koşmamış ve Allah’ın hiçbir kitabını veya elçisini yalanlamamıştı.”
De ki:
“Gerçek şudur ki; rabbim beni, İbrahim’in hanîf milleti, geçerli din olmak üzere doğru bir yola eriştirdi. Müşrikler’den değildi”.
De ki: " Rabb’im beni, değerli bir dine ve onun doğru yoluna doğru yönlendirmiştir. Hem de, hiçbir zaman çok Tanrı’cı olmamış İbrahim'in, doğa kadar temiz dinine.
De ki: “Şüphesiz Rabbim beni doğru yola, dosdoğru bir düzene, Allah’ı birleyen İbrahim’in uyduğu Allah’ın barış, esenlik, huzur düzenine iletti. İbrahim Allah’ın yasalarına uyan, Allah’ın yasalarından başka yasalara uymayandı!”
De ki: “Şüphesiz ki Rabbim beni doğru yola, doğru dine, (Allah’ı) bir tanıyan ve müşriklerden olmayan İbrahim’in milletine (dinine) ulaştırdı.”
(Ey Muhammed!): “Rabbim beni dosdoğru yola ve dosdoğru dine, Allah’ın birliğine inanan ve (hayatında) hiç müşriklerden olmayan İbrahim’in dinine iletti.”¹de.
DE Kİ: “Bakın, Rabbim beni düzgün ve saf bir itikad aracılığıyla dosdoğru bir yola yöneltti; her türlü bâtıldan uzak durarak Allah’tan başka şeye ilahlık yakıştıranlardan olmayan İbrahim’in yoluna”.
De ki: “Hiç kuşku yok ki Rabbim beni, dosdoğru yola, her türlü şirkten arınmış İbrahim’in inanç sistemi olan sağlam dine yöneltti. Zira İbrahim, asla ortak koşan müşriklerden olmadı.” 3/95, 4/125, 16/123
DE Kİ: “Kuşku yok ki, Rabbim beni dosdoğru bir yola yöneltti; (Allah-insan arasında) her türlü aracı inancını reddeden ve Allah’tan başkasına ilâhlık yakıştırmayan İbrahim Milleti’ne.”
(Ey Muhammed) De ki: "Şüphe yok ki Rabbim beni, dosdoğru bir yola, hak bir dine, İbrahim'in Hakk’a yönelmiş (tevhid) dinine iletmiştir. O, (hiçbir zaman Rabbine) ortak koşanlardan olmadı."
De ki: "Rabbim beni doğru yola iletti. Dosdoğru dine, bir Hanif olan İbrâhim’in dinine. O, müşriklerden değildi. "
De ki, «Şüphe yok ki Rabbim beni müstakim bir yola, dosdoğru bir dine, İbrahim'in Hanîf olan milliyetine hidâyet buyurdu. Ve o, müşriklerden olmuş değildi.»
De ki: Rabbim beni doğru yola, İbrâhim'in dimdik ayakta duran, batıldan uzak, tamamen Hakka yönelmiş tevhid dinine iletti. O, asla müşriklerden olmamıştı. [2, 130; 22, 78; 16, 120-123]
De ki: "Rabbim beni doğru yola iletti. Dosdoğru dine, Allah'ı birleyen İbrahim'in dinine. O, ortak koşanlardan değildi."
Di ki: Beni rabbim doğrı yola hidâyet buyurdı. Bir kuvvetli ve sâbit dîne -hakka yakın ve bâtıldan uzak olan dîn-i İbrâhîm'dir- nâil iyledi. İbrâhîm müşriklerden değildi.
De ki “Rabbim bana doğru yolu gösterdi; sapasağlam dini, İbrahim’in dosdoğru dinini gösterdi. O, müşriklerden (Allah’ı ikinci sıraya koyanlardan) değildi.”
De ki: -Rabbim beni, dosdoğru yola, gerçek olan ve daimi olan dine, Müşriklerden olmayan İbrahim'in Hanif yoluna iletti.
De ki: Rabbim beni dosdoğru bir yola iletti—bâtıldan uzaklaşarak hakka yönelmiş olan İbrahim'in sapasağlam dinine ki, o hiçbir zaman müşriklerden olmamıştı.
De ki: "Beni, dosdoğru yola Rabbim iletmiştir. Güçlü, pürüzsüz bir dine, hanîf olan İbrahim'in milletine. Müşriklerden değildi o."
eyit: “bayıķ ben yol gösterdi baña çalabum yol dapa ŧoġru; dįn ŧoġru milleti ibrāhįm’üñ müsülmān-iken daħı olmadı müşriķlerden.”
Eyit yā Muḥammed: Taḥḳīḳ baña hidāyet virdi Çalabum doġru yola, doġrudīn üstine, İbrāhīm dīni Müselmān. Daḫı degül‐idi İbrāhīm müşriklerden.
(Ya Rəsulum) De: “Şübhəsiz, Rəbbin məni doğru yola, həqiqi (düzgün) dinə, batildən haqqa tapınan və müşriklərdən olmayan İbrahimin dininə yönəltdi!”
Say: Lo! As for me, my Lord hath guided me unto a straight path, a right religion, the community of Abraham, the upright, who was no idolater.
Say: "Verily, my Lord hath guided me to a way that is straight,- a religion of right,- the path (trod) by Abraham the true in Faith, and he (certainly) joined not gods with Allah."
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |