10 Ekim 2024 - 7 Rebiü'l-Ahir 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
En’âm Suresi 152. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Velâ takrabû mâle-lyetîmi illâ billetî hiye ahsenu hattâ yebluġa eşuddeh(u)(s) veevfû-lkeyle velmîzâne bilkist(i)(s) lâ nukellifu nefsen illâ vus’ahâ(s) ve-iżâ kultum fa’dilû velev kâne żâ kurbâ(s) vebi’ahdi(A)llâhi evfû(c) żâlikum vassâkum bihi le’allekum teżekkerûn(e)

Ergenlik çağına gelinceye dek, en iyi bir şekilde olmadıkça yetimin malına yaklaşmayın ve ölçeği, teraziyi dosdoğru ölçüp tartın. Hiçbir kimseye, kudretinden aşırı bir şey teklif edilmemiştir ve söz söylediğiniz zaman hısımınız bile olsa adaleti mutlaka gözetin ve Allah'la ettiğiniz ahde vefa edin. İşte düşünüp öğüt almanız için bunları emretmiştir size.

151. âyetten bu âyetin sonuna kadar on emir vardır, bunlara on vasiyet anlamına "vesâyâ-yı aşere" denmiştir.

Yetimin (sahipsiz ve çaresiz kimselerin) malına da (hırsızlık ve haksızlık niyetiyle) yaklaşmayın. Ancak büluğa erişinceye (kendi malına sahiplik edecek çağa gelinceye) kadar (hem mallarını bereketlendirmek hem de geçimlerini temin etmek gibi) güzel bir niyetle (mallarını kullanabilirsiniz). Ölçü ve tartıyı adaletle yapın. Biz hiçbir kimseye gücünün yetmeyeceği bir teklifte bulunmayız. (Şahitlik ve bilirkişilik için) Konuştuğunuz zaman ise, yakınlarınız(ın aleyhine) bile olsa adaletli davranın (doğruluktan ve hakkaniyetten ayrılmayın!) Allah’a verdiğiniz sözü tutun (ahdine vefa gösterin). İşte (Allah) bunlarla size tavsiye (emr)etti; umulur ki öğüt alıp-düşünürsünüz."

Ergenlik çağına erişinceye kadar, yetimin mal varlığına, onun iyiliği için olmadıkça dokunmayın. Bütün alışverişlerinizde ölçü ve tartıyı tam olarak, adaletle yapın. Biz hiçbir insana, taşıyabileceğinden daha fazla yük yüklemeyiz. Ve bir görüş belirttiğinizde, yakın akrabanıza karşı olsa da, adaletli olun. Allah'a karşı verdiğiniz sözlere daima riayet edin. Allah bunu düşünüp öğüt alırsınız diye emretti.”

“Kendisi reşid oluncaya-onsekiz yaşını dolduruncaya kadar, iyi niyetle değerlendirmelerin dışında yetimin malına yaklaşmayın.
Ölçeği tam doldurun, ölçmede ve tartıda adâletli olun, sosyal adâleti, sosyal güvenliği temin edip refah payını artırarak, toplumdaki dengeyi sağlayın.
Biz herkesi ancak gücünün yettiği kadarıyla mükellef tutarız.
Yakınlarınızla ilgili bile olsa, konuştuğunuz zaman adâletli, doğru konuşun.
Allah'a verdiğiniz sözü yerine getirin. İşte bunlar tekrar tekrar Allah'ın riayeti size emrettiği hususlardır. Umulur ki, düşünüp öğüt alırsınız."

bk. Kur’ân-ı Kerim, 5/8; 7/85; 11/85; 17/35; 83/1-6.

"Yetimin malına, erginlik çağına erişmesinden önce onu en güzel şekilde değerlendirmek dışında yaklaşmayın. Ölçüyü ve tartıyı da adalete uygun bir şekilde tam yapın. Hiçbir cana kaldırabileceğinden fazla yük yüklemeyiz. Bir yakınınız hakkında da olsa konuştuğunuz zaman adalete uyun. Olur ki öğüt alırsınız diye (Allah) size böyle emretti."

'Yetimin malına, o erginlik çağına erişinceye kadar -o en güzel (şeklin) dışındayaklaşmayın. Ölçüyü ve tartıyı doğru olarak yapın. Hiç bir nefse, gücünün kaldırabileceği dışında bir şey yüklemeyiz. Söylediğiniz zaman -yakınınız dahi olsaadil olun. Allah'ın ahdine vefa gösterin. İşte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki öğüt alıp-düşünürsünüz.'

Yetimin malına, bulüğ çağına varıncaya kadar, malını en güzel bir şekilde koruyup çoğaltmak hizmetinden başka bir surette yaklaşmayın. Ölçeği ve tartıyı tam ve denk getirin. Biz, herkese gücünün yettiğini teklif ederiz. Söz sahibi olduğunuz zaman, dâvacı veya dâvalı hısım ve akrabanız bile olsa, hep adaleti gözetin. Allah'a karşı verdiğiniz sözlerinizi, yemin ve adaklarınızı yerine getirin. İşte Allah, iyi düşünesiniz diye size bunları emretti.

Ve yetim buluğa ermedikçe, onun malına yaklaşmayın. Güzel bir şekilde değerlendirmek isterseniz, o müstesna. Ölçü ve tartıyı da adaletle ifa edin… Biz hiçbir kimseye, kapasitesinin dışında yük yüklemeyiz. Şahitlik ve yargıda adaletli olun, sanık akrabanız da olsa. Allah’a verdiğiniz sözü tam yerine getirin. Belki idrak edersiniz diye, Allah bunları size tavsiye etmiştir..

“Rüşd çağına erişinceye kadar yetimin malına, sadece en iyi tutumla yaklaşınız; ölçü ve tartıyı adaletle yapınız! Biz, herkese ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız dahi olsa adaletli olunuz; Allah'a verdiğiniz sözü tutunuz. İşte, düşünüp öğüt alasınız diye Allah size bunları emretti.”

Erginlik çağına gelene değin, öksüzün malına —çok güzel bir işte bulunmadıkça— dokunmayınız, ölçeği, tartıyı düzgün kullanın, kimseye gücünün yetmediğini yükletmeyiz, siz, bir söz söyler iken — hısımınız olsa da— doğrusunu söyleyin, Allahın ahdini yerine getiriniz, Allah bunu sizlere, işte böyle buyurur, olur öğüt alırsınız

Bir de erginlik çağına girinceye kadar (himayeniz altında bulunan) yetimlerin mallarına uygun yolla ilgilenme dışında yaklaşmayın! Ölçüyü ve tartıyı tam ve denk yapın! (Biz) hiç kimseye taşıyabileceğinden daha ağır bir sorumluluk yüklemeyiz. (Şahitlik etmek ve hüküm vermek gibi herhangi bir konuda) bir görüş belirteceğiniz zaman, yakın akrabanız da olsa adil olun (taraf gözetmeyin). Allah'a karşı taahhütlerinize (daima) riayet edin! Öğüt alırsınız (ve gereğini yerine getirirsiniz) diye (Allah) size bunları emretti.

Bkz. Yetim malları kon usunda 2/ 220, 4/2, 3, 6, 10, 17/34

Bâliğ oluncaya kadar yetimlerin malına aslâ el sürmeyiniz meğer ki o malın tezyîdi içün ittihâz-ı tedbir maksadıyla olsun ölçülerinizi ve terâzîlerinizi doğrı bulundırınız, hiç bir ferde tahammül idemiyeceği kadar yük tahmîl itmeyiniz. Bir hüküm virdiğiniz zamân velev akrabânız hakkında olsun ’âdilâne hüküm viriniz. Allâh’ın ’ahdine sâdık olınız. Allâh’ın size emirleri bunlardır teemmül idiniz.

Yetim malına, erginlik çağına erişene kadar en iyi şeklin dışında yaklaşmayın; ölçüyü ve tartıyı doğru yapın. Biz kişiye ancak gücünün yeteceği kadar yükleriz. Konuştuğunuzda, akraba bile olsa sözünüzde adil olun. Allah'ın ahdini yerine getirin. Allah size bunları öğüt almanız için buyurmaktadır.

Rüşdüne erişinceye kadar yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın.[205] Ölçüyü ve tartıyı adaletle tam yapın. Biz herkesi ancak gücünün yettiği kadarıyla sorumlu tutarız.[206] (Birisi hakkında) konuştuğunuz zaman yakınınız bile olsa âdil olun. Allah’a verdiğiniz sözü tutun. İşte bunları Allah size öğüt alasınız diye emretti.

205. Yetimin malına en güzel bir şekilde yaklaşmak, onun malının çoğalmasını sağlayacak yolları araştırmak demektir.206. Konu ile ilgili olarak ayrıca... Devamı..

Rüşdüne erişinceye kadar yetimin malına, onun iyiliğine olmadıkça el sürmeyin. Ölçü ve tartıyı adaletle yapın. Biz herkese ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız hakkında bile olsa, adaletli olun. Allah’a verdiğiniz sözü eksiksiz yerine getirin. İşte düşünüp öğüt alasınız diye Allah size bunları emretti.

Rüşd çağına erişinceye kadar, yetimin malına, sadece en iyi tutumla yaklaşın; ölçü ve tartıyı adaletle yapın. Biz herkese ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız dahi olsa adaletli olun, Allah'a verdiğiniz sözü tutun. İşte Allah size, iyice düşünesiniz diye bunları emretti.

Erginlik çağına erişinceye kadar yetim malına yaklaşmayın. Ölçüyü ve tartıyı doğru dürüst yapın. Kişiye gücünün yetmediğini yüklemeyiz. Konuştuğunuz zaman akrabanız aleyhinde bile olsa doğru olun. ALLAH'a verdiğiniz sözü tutunuz. Bunlar, ders alasınız diye O'nun size verdiği öğütlerdir.

Yetimin malına yaklaşmayın; yalnız erginlik çağına erişinceye kadar (malına) en güzel biçimde (yaklaşabilir ve uygun şekilde harcayabilirsiniz). Ölçü ve tartıyı tam adaletle yapın. Biz kimseye gücünün yettiğinden fazlasını teklif etmeyiz. Söylediğiniz zaman da, yakınınız da olsa âdil olun ve Allah'a verdiğiniz sözü tutun. Öğüt alıp düşünesiniz diye Allah bunları size emretmiştir.

Ve yetim malına yaklaşmayın, ancak rüşdüne erinceye kadar en güzel suretle başka, ölçeği tartıyı tam ve denk tutun, bir nefse ancak vüs'ünü teklif ederiz, söz sahibi olduğunuz vakit de hep adaleti gözetin velevse hısım olsun, Allahın ahdını yerine getirin, işittiniz a işte size o bunları ferman buyurdu, gerektir ki düşünür tutarsınız

Ergenlik çağ (lar) ına ulaşıncaya kadar, (himâyeniz altında bulunan) yetim (ler) in malına, en güzel bir şekilde (koruyup, mallarını çoğaltmak hizmetinden başka bir gayeniz) olmadıkça yaklaşmayın. Ölçüyü ve tartıyı adaletle tam yapın. Biz herkesi ancak gücünün yettiği kadarıyla sorumlu tutarız. (Şahitlik etmek veya hüküm vermek gibi herhangi bir konuda) konuştuğunuz zaman yakın (lar) ınız (ın aleyhine) bile olsa adaletli olun. Allah’a verdiğiniz sözü tutun. İşte Allah size bunları, öğüt alıp düşünesiniz (de gereğince amel edesiniz) diye emretti.

Olgunluk çağına erişinceye kadar, iyiliği için olmadıkça yetimin malına dokunmayın. Ölçü ve tartıyı hakkaniyetle yapın. Biz, gücünün yettiğinden fazlasını kişiye teklif etmeyiz. Yakın akrabanız da olsa konuştuğunuz zaman adaleti gözetin. Allah'a verdiğiniz sözü tutun. O, size bunları böylece öğütte bulundu, umulur ki öğüt alırsınız.

Yetimin malına, rüşdüne erişinceye kadar, o en güzel olanından başka bir suretle, yaklaşmayın. Ölçüyü, tartıyı tam ve doğru tartın. Biz bir kimseye gücünün yetdiğinden başkasını teklif etmeyiz. Söz söylediğiniz vakit — (leh ve aleyhinde söyleyeceğiniz kimse) hısım dahi olsa — adaleti gözetin. Allahın ahdini (verdiğiniz sözü) yerine getirin. İşte (Allah) size, iyice düşünesiniz diye, bunları emretdi.

Ve rüşdüne erinceye kadar yetimin malına, o en güzel bir şekilde (onu muhâfaza ve yetime yardım etme maksadıyla) olanı müstesnâ, yaklaşmayın! Hem ölçüyü ve tartıyı adâletle tam yapın! (Biz) kimseyi gücünün yetmeyeceği bir şeyle mükellef tutmayız; söz söylediğiniz zaman ise, akrabâ bile olsa, artık adâletli olun! Ve Allah'ın ahdini (verdiğiniz sözü) yerine getirin! İşte bunlar (Allah'ın) size o emrettiği (şeyler)dir; tâ ki ibret alasınız.

Bir de rüşt (aklen ve bedenen olgunluk) çağına erişinceye kadar, (himayeniz altında bulunan) yetimin mal varlığına, onun iyiliği için olmadıkça dokunmayın. Ve (bütün alışverişlerinizde) ölçü ve tartıyı tam olarak, adaletle yapın (alişverişlerinizde birbirlerinizi kandırmayın). Biz hiçbir insana taşıyabileceğinden daha fazla yük yüklemeyiz. Ve söz söylediğiniz zaman, davacı veya davalı hısım ve akrabanız bile olsa, (her zaman hep) adaleti (ve hakkı) gözetin. Allah’a karşı (veya Allah adına) verdiğiniz sözlere de daima riayet edin. İşte o bunu düşünüp öğüt alırsınız diye emretti.” *

(*) Yetimin malına en güzel bir şekilde yaklaşmak, onun malının çoğalmasını sağlayacak yolları araştırmak demektir. Yani onların malıyla, onlar için t... Devamı..

Yetimin mallarına, rüştüne erinceye kadar, en güzel bir şekilde yaklaşın. Ölçü ve tartı ile yaptığınız işlerde adaletle ölçün, tartın. Biz hiçbir nefse, gücünün yettiğinden fazlasını yüklemeyiz. Yakınlarınızda olsa, söylemeniz gereken bir sözü, adalet içerisinde söyleyin. Allah ile olan sözleşmelerinizi yerine getirin. Böylece Allah size tavsiyelerde bulunuyor ki, belki düşünürsünüz.

Öksüzün malına onun iyiliği için olmadıkça, o erginleşinceye kadar dokunmayın. Ölçü tartı işlerini doğru yapın. Herkese ancak gücü yettiği kadar yükleriz. Söz söylerken de doğruluktan ayrılmayın, yakınlarınız için de olsa. Allah’a verdiğiniz sözü yerine getirin. Onun size ısmarladıkları işte budur, öğütlenesiniz diye.

Yetimin malına da yaklaşmayın. Meğer ki iyi bir tarzda [¹] ola. Bülûğ ve rüşte kadar mallarını saklayın [²]. Ölçeği, tartıyı insaf ile ölçün, tartın [³]. Biz hiçbir kimseye elinden gelenden başka bir şey teklif etmeyiz; söylediğiniz zaman [⁴] hısımlara karşı olsa da yine adalet edin. Allah ile olan ahti yerine getirin. İşte size tavsiye ettiği bunlardır, ta ki nasihat kabul edesiniz [⁵].

[1] Teleften korumak, tenmiyesine çalışmak tarzında.[2] Yahut meğer ki bülûğ ve rüşt yaşına varıncaya kadar iyi bir surette olsun.[3] Ölçek tam, tartı... Devamı..

Yetimin malına, (rüşdüne) erişene kadar, onun lehine en iyi şeklin dışında, dokunmayınız. Ölçüyü ve tartıyı hakkaniyetle yerine getiriniz. Biz kişiye gücünün yettiğinin fazlasını yüklemeyiz. Konuştuğunuz zaman, akrabanız bile olsa adil olunuz. Allah’a verdiğiniz sözü tutunuz. Bütün bunları, düşünerek öğüt alasınız diye Allah size tavsiye ediyor.⁴⁹

49 Krş. Nisâ, 4/6, 135; İsrâ, 17/35, 151-153 Hz. Musa’ya verilen on emir için Bkz. Kitab-ı Mukaddes (Tevrat, Çıkış, Bab10/1-18; Tesniye, Bab: 5/11-22)... Devamı..

Yetimin malına, erginlik çağına erişene kadar en iyi şeklin dışında yaklaşmayın; ölçüyü ve tartıyı adalet üzere yapın. Biz kişiye ancak gücünün yeteceği kadar yükleriz. Konuştuğunuzda, akraba bile olsa sözünüzde adil olun. Allah'ın ahdine vefa gösterin. Allah size bunları belki kendinize gelirsiniz diye öğütlemektedir.

Ergenlik çağlarına ulaşıncaya dek, himâyeniz altında bulunan yetimlerin mal varlığına —onu en âdilane ve en güzel biçimde değerlendirmek amacıyla olmadıkça— yaklaşmayın!Size emânet edilmiş olan bu malları, onlar ergenlik çağına ulaşıncaya dek, yatırıma dönüştürerek onlar adına değerlendirebilirsiniz. Fakat gerekli yaş ve olgunluğa ulaştıklarında, mallarını onlara geri vermelisiniz.
Ölçü ve tartıyı en âdil biçimde tutun vehayatınızın her alanında, doğruluk ve adâleti temel ilke edinin! Fakat ortam ve şartların zorlamasıyla farkında olmadan günaha gireriz endişesiyle, evhamlara kapılıp ticâretten uzak da durmayın. Unutmayın ki, Biz hiç kimseye taşıyabileceğinden daha ağır bir sorumluluk yüklemeyiz.
Hüküm vermek, şâhitlik etmek veya herhangi bir konuda görüş belirtmek üzere konuşacağınız zaman, yakınlarınızın menfaatleri aleyhine bile olsa, asla adâletten ayrılmayın!
Bir de, Allah’a ve Allah’ın adıyla insanlara verdiğiniz sözü mutlaka yerine getirin!
Bakın, düşünüp öğüt alasınız ve gereğini yerine getiresiniz diye, Allah size bunları emrediyor!

“Rüşd / yetişkinlik çağına ulaşıncaya kadar en güzel olan dışında Yetim’in malına yaklaşmayın! Ölçek ve Tartı’yı "Tam Adalet" ile yerine getirin!”. Bir kimseyi gücü (kapasitesi) dışında yükümlü tutmayız.
Söz sahibi olduğunuz zaman akraba bile olsa adaletli olun! Allah’ın ahdini yerine getirin!”. İşte size onu tavsiye etti / kesin emretti. Umulur ki öğüt alırsınız.

Yetim mallarına karşı çok dikkatli olun. Yetim ergenlik çağına gelene kadar onun çıkarlarını en iyi şekilde kollayın. Ölçeğin ve tartının hakkını verin. Çünkü biz, kişiyi gücü oranında sorumlu tutarız. Konuşurken, yakınınız bile olsa adil olun. Allah adını kullanarak verdiğiniz sözlerin gereğini yapın. Allah bunları, üzerinde düşünmeniz için öneriyor.

“Akıl baliğ olup rüşt çağına erişinceye kadar; yetimin malına mülküne nezaret edin ama asla hile ile kendi mülkiyetinize geçirip sahiplenmeyin! Yetimin malını mülkünü ona biz bakıyoruz diye ele geçirip gasp etmeyin! Yetimlerin mallarını koruyun gözetin! İşlenecek malı mülkü parayı gelir getirecek şekilde işletin! Hizmetleriniz karşılığında bir ücret tayin edin! Haddi aşıp ücretinizin dışında yetimlerin mallarına dokunmayın! Her konuda ölçüyü tartıyı adaletle yapın! Hakkı hukuku koruyun! Biz herkese ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız dahi olsa adaletli olun! Allah’a verdiğiniz sözü tutun! Allah iyice düşünesiniz diye bunları emretti!”

Yetimin malına, yetişkinlik zamanına ulaşıncaya kadar en güzel olanın dışında sakın yaklaşmayın! [*] Ölçü ve tartıyı adaletle yapın! Biz kimseye gücünün yeteceğinden başkasını yüklemeyiz. [*] Söz söylediğiniz zaman, akraba bile olsa adil olun! [*] Allah’a (verdiğiniz) sözü tutun! [*] İşte bunlar (O’nun) size emrettikleridir. Umulur ki (gerçeği) hatırlarsınız.

Benzer mesajlar: Nisâ 4:2, 6; İsrâ 17:34 Benzer mesajlar: Bakara 2:233, 286; Nisâ 4:84; Mâide 5:48; En‘âm 6:165; A‘râf 7:42; Mü’minûn 23:62; Talâk 65... Devamı..

(Ayrıca Rablerinin onlara); “Ergenlik çağına erişinceye kadar, yetimin malına sadece en güzel şekilde¹ yaklaşın, ölçü ve tartıyı doğru yapın. Biz kimseye gücünün yeteceğinden fazlasını asla yüklemeyiz. Söz söylerken, (söz konusu olan) akrabanız bile olsa, doğruyu konuşun ve Allah’a verdiğiniz sözü tutun. Şunu iyi bilin ki (Allah) bütün bunları, düşünesiniz diye size tavsiye etti.” dediğini söyle.

1 Onların malıyla, onlar için ticaret yapmak, harcanan mesai için makul bir ücret almak ve beraberce yiyip içmek gibi. Bk. (Bakara: 220, Nisâ: 2, 3, 6... Devamı..

ve rüşd yaşına erişmeden önce yetimin mal varlığına -onun iyiliği için olmadıkça- dokunmayın”. ¹⁴⁹ [Bütün alış verişlerinizde] ölçü ve tartıya tam olarak, adaletle uyun; ¹⁵⁰ [Biz] hiçbir insana taşıyabileceğinden daha fazla yük yüklemeyiz; ¹⁵¹ ve bir görüş belirttiğinizde, yakın akrabanıza [karşı] olsa da, adil olun. ¹⁵² Allah’a karşı taahhütlerinize [daima] riayet edin: ¹⁵³ bunu Allah size emretti ki ders alabilesiniz.

149 Yani, bir kimsenin vesayeti altındaki yetim rüşd çağına geldiğinde, önceki vasî, ondan borçlanmak veya sahibinin rızası ile ondan yararlanmak sure... Devamı..

Bir de yetimin malına, rüşt çağına ulaşıncaya kadar, onun lehine olacak tarzın dışında kötü amaçlarla yaklaşmayın. 1Ölçmede ve tartmada doğru ve adil olun.2 Zira biz, hiç kimseye altından kalkamayacağı sorumluluğu yüklemeyiz.3 Konuştuğunuz zaman, akraba bile olsa adaletli olun.4 Ve Allah’la olan ahit/sözleşmenize sadık olun.5 İşte Allah, bunu size öğüt veriyor. Umulur ki düşünüp öğüt alırsınız.6 14/2-6, 17/34, 217/35, 55/8-9, 83/1...4, 32/286, 7/42, 23/62, 44/135, 5/8, 70/33, 57/172, 13/20, 33/23, 66/126, 39/27, 54/17

Rüştüne erinceye kadar, yetimin malına dokunmayın; ne ki en güzel biçimde olan müstesna; (maddî mânevî her alanda) ölçüp tartarken hikmet ve hakkaniyeti gözetin; (bilin ki) Biz insana gücünün yettiğinden fazlasını yüklemeyiz; ve biri hakkında konuşacaksanız yakınınız da olsa âdil olun; ve Allah’la olan sözleşmenize sadâkat gösterin![¹¹⁴⁵] Bütün bunları Allah size emretti ki, sorumluluğunuzu aklınızdan çıkarmayasınız.

[1145] Bu iki âyette çizilen kırmızı çizgiler ve konulan ilâhî sınırlar, adeta insan hayatının tüm alanlarını kapsamaktadır. İnsan-Allah, ebeveyn-evla... Devamı..

"Yetimin malına yaklaşmayın, ancak erginlik çağına kadar en güzel bir şekilde (onun malını koruyup artırmak şartıyla kullanabilirsiniz) Ölçü ve tartıyı tam, adaletle yapın." Biz kimseye gücünün yettiğinden fazlasını yüklemeyiz. "Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız da olsa adaleti gözetin. (Onların hatırı için, hüküm ve şehadette, iyiliği emretmekte, kötülüğü nehyetmekte adaletten ayrılmayın) Allah’ın ahdini de yerine getirin (Gerek size teklif etmiş olduğu emirleri yasakları gerek O'nun adına verdiğiniz ahidleri, yeminleri yerine getiriniz) İşte sakınmanız (azabından korunmanız) için Allah size bunları emretti!

Yetimin malına yaklaşmayın; ta ki (akılbaliğ) rüşdüne erişinceye kadar ancak iyilik için yaklaşımda bulunmanız durumu hariç.. Ölçü ve tartıyı tam dengeli yapın. Biz, kişiye gücünün yettiğinden fazlasını teklif etmeyiz. Söylediğiniz zaman da akrabanız da olsa adâlet yapın ve Allah’a verdiğiniz sözü tutun. Hatırlayıp öğüt alasınız diye (Allâh) size bunları tavsiye etti.

Ve yetimin malına (rüştüne kadar) yaklaşmayınız, meğer ki, en güzel bir suretle ola. Ve ölçeği ve tartıyı adâlet üzere ifâ ediniz. Biz bir kimseyi alinin fevkinde birşey ile mükellef kılmayız ve söz söyleyeceğiniz zaman adâlette bulununuz, velev ki, karabet sahibi olsun. Ve Allah Teâlâ'nın ahdini yerine getiriniz. İşte size bunlar ile tavsiyede bulunmuştur. Umulur ki, düşünürsünüz, (nasihatyab olursunuz).

Rüşdüne erinceye kadar, yetimin malına en güzel şeklin dışında bir sûrette yaklaşmayın. Ölçüyü, tartıyı tam ve doğru yapın. Biz hiç kimseye gücünün yettiğinden fazlasını yüklemeyiz. Hakkında konuştuğunuz kimse, akrabanız bile olsa, yine doğruyu söyleyin! Allah'a verdiğiniz ahdi tutun. İşte düşünüp tutasınız diye Allah size bunları emretti. [5, 8; 7, 85; 11, 85; 17, 35; 83, 1-6] {KM, Levililer 19, 35-36; Tesniye 25, 13-16; Hezekiel 45;10}

Müşrikler kendi zanlarına göre “şu haram, bu meşrû” diye iddialaşıyorlardı. Bu ortamda Kur’ân üslûb-i hakîm san’atını kullanarak, onları kısır tartışm... Devamı..

Yetimin malına yaklaşmayın: yalnız erginlik çağına erişinceye kadar (onun malına) en güzel biçimde (yaklaşabilir, onu uygun tarzda sarfedebilirsiniz); ölçü ve tartıyı tam adaletle (dengeli) yapın. Biz, kişiye gücünün yettiğinden fazlasını teklif etmeyiz. Söylediğiniz zaman da akrabanız da olsa adalet yapın ve Allah'a verdiğiniz sözü tutun. Hatırlayıp öğüt alasınız diye (Allah) size bunları tavsiye etti.

Sinn-i rüşde bâliğ oluncaya kadar hıfz ve himâyesi içün olmadığı halde yetîmin malına tekarrüb itmeyiniz, kileyi ve teraziyi doğrı ölçün ve tartın, biz bir nefsi ancak vüs'i ve tâkatı kadarla mükellef kılarız. Eğer akrabânız hakkında olsa bile söylediğiniz vakitde 'âdilâne ve doğrı olarak söyleyiniz ve Allâh'ın 'ahdine vefâ idiniz. Tezekkür itmek içün Allâh size bunları emr ve vasiyet ider.

Rüşt çağına ulaşıncaya kadar yetimin malına yaklaşmayın[1], onun iyiliğine olan bir yolla olursa başka. Ölçeği ve tartıyı hakka uygun yapın. Biz kimseyi gücünden fazlasıyla yükümlü tutmayız. Yakınınız da olsa söz söylediğinizde adaletli olun[2]. Allah'a verdiğiniz sözü tam olarak yerine getirin. İşte Allah, sizden bir de bunları istemiştir. Belki bilginizi kullanırsınız.

[1] Bkz. Nisa 4/6 [2] Şahitlik ettiğinizde veya bir yetkili olarak hüküm verdiğinizde yakınlarınızı kayırmayın anlamına gelir. Bkz.Tevbe 9/75-77... Devamı..

Yetimin malına, rüşt çağına ulaşıncaya kadar, en güzel tarzın dışında yaklaşmayın. Ölçüyü ve tartıyı doğru yapın. Biz, bir kimseyi ancak gücünün yettiği kadar mükellef tutarız. Konuştuğunuz zaman akraba bile olsa adaletli olun. Ve Allah'a verdiğiniz sözü yerine getirin! İşte, (Allah) size bunları düşünür, öğüt alırsınız diye tavsiye ediyor.

Rüştüne erinceye kadar yetimin malına yaklaşmayın; ancak en güzel bir şekilde yaklaşırsanız o başkadır.(27) Ölçüyü ve tartıyı adaletle yerine getirin. Biz kimseye gücünden fazlasını yüklemeyiz. Söz söylediğiniz zaman ise, isterse yakınlarınız hakkında olsun, adaleti gözetin. Allah'ın ahdini yerine getirin.(28) Öğüt alırsınız diye, Rabbiniz size işte bunları emretti.

(27) Yetimin malını korumak ve arttırmak amacıyla. 2:220 ile 4:6’ya bakınız.(28) Allah’a verdiğiniz sözü; ayrıca Allah’ın adını anarak verdiğiniz sözl... Devamı..

"Yetimin malına yaklaşmayın! Ancak rüştüne erişinceye kadar en güzel yolla ilgilenme hali müstesna. Ölçme ve tartmayı tam bir dürüstlükle yerine getirin. Hiç kimseye yaratılış kapasitesinin üstünde yükümlülük getirmiyoruz. Konuştuğunuz zaman, yakınlarınız aleyhine de olsa, adaleti gözetin. Ve Allah'a verdiğiniz söze sadık kalın. Düşünüp öğüt alasınız diye O size bunları önerdi.

daħı yaķın gelmeñ yetįm malına illā anuñ-ile kim ol görklürekdür tā ire resįdelįge. daħı tamām eyleñ ölçeġi daħı terāzūyı 'adl-ıla. yükletmezüz hįç nefse illā güci yittügiñ. daħı ķaçan söylerseñüz 'aźāb eyleñ eger oldısa daħı ħıśımlıķ issi. [74a] daħı Tañrı 'ahdına vefā eyleñ. şol ıśmarladı size anı anuñ-içün kim ögüt dutasız yā anasız.

Daḫı yaḳın olmañuz öksüz mālına, illā ol nesne ile ki yaḫşıdur, ḥattā bāliġolınca. Daḫı tamām eyleñüz ölçmegi, dartmaġı daḫı ‘adl ile. Güç eylemezüz,buyurmazuz bir nefse, illā güci yitdükce. Daḫı ḳaçan söyleseñüz doġru söyleñüz, eger yaḳın ḳarāyib daḫı olsa. Daḫı Tañrı Ta‘ālā ‘ahdini ki tevḥīd‐dür tamām eyleñüz. Anı vaṣiyyet eyledi size, ola kim siz ögüt dutasız.

Yetimin malına, xeyirxah məqsəd (onu qoruyub saxlamaq, çoxaltmaq) istisna olmaqla, həddi-büluğa çatana qədər yaxın düşməyin. Ölçüdə və çəkidə düz olun. Biz hər kəsi yalnız qüvvəsi yetdiyi qədər yükləyirik. Söz söylədiyiniz zaman (lehinə və ya əleyhinə danışdığınız adam) qohumunuz olsa belə, ədalətli olun. Allah qarşısındakı əhdi (dini vəzifələrinizi, andlarınızı) yerinə yetirin. (Allah) bunları sizə tövsiyə etmişdir ki, bəlkə, düşünüb öyüd-nəsihət qəbul edəsiniz!

And approach not the wealth of the orphan save with that which is better; till he reach maturity. Give full measure and full weight, in justice. We task not any soul beyond its scope. And if ye give your word, do justice thereunto, even though it be (against) a kinsman; and fulfil the covenant of Allah. This He commandeth you that haply ye may remember.

And come not nigh to the orphan´s property, except to improve it, until he attain the age of full strength; give measure and weight with (full) justice;- no burden do We place on any soul, but that which it can bear;- whenever ye speak, speak justly, even if a near relative is concerned; and fulfil the covenant of Allah;(978) thus doth He command you, that ye may remember.

978 Cf. 5:1 and n 682.


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.