İnne mâ tû’adûne leât(in)(s) vemâ entum bimu’cizîn(e)
Muhakkak size vaadedilen şeyler gelecek ve siz, olacak şeylerin önüne geçemezsiniz.
Hiç şüphesiz, size va’ad edilen (her şey) mutlaka gelecek (ve gerçekleşecek)tir. Ve (ey kâfirler ve zalimler) siz (Bizi asla) aciz bırakacak değilsiniz. (Allah’ın va’adini ve takdirini asla engelleyemezsiniz!)
Şüphe yok ki, size vaad olunan o hesaplaşma vakti mutlaka gelecektir. Ve siz ondan kaçamayacaksınız.
Size va'dedilen şey, nihaî yargı mutlaka gerçekleşecektir. Siz Allah'ın koyduğu kanunların dışına çıkarak bunun önüne geçemezsiniz, yakanızı kurtaramazsınız.
Size vaad edilenler mutlaka gelecektir ve siz onun önüne geçemezsiniz.
Hiç şüphesiz, size vadedilen mutlaka gelecektir. Ve siz (bizi) aciz bırakacak değilsiniz.
Size edilen vaad (kıyametin kopması gibi şeyler) muhakkak başınıza gelecektir, siz onun önüne geçemezsiniz.
Hiç şüphesiz vaad edildiğiniz şeyler gelecektir. Ve siz Biz’den kurtulamazsınız.
Size vaad edilen mutlaka gelecektir. Siz bunu önleyemezsiniz.
Size söz verilen şey, herhalde gelecektir, engel olamazsınız
Şüphe yok ki size vaat edilen o (hesaplaşma günü) mutlaka gelecektir. Siz, onu engelleyemezsiniz.
Size haber virilen şeyler vâki’ olacakdır ve siz ânları tebdîlden ’âcizsiniz.
Size vadedilen, mutlaka yerine gelecektir; siz O'nu aciz kılamazsınız.
Şüphesiz size va’dedilen şeyler mutlaka gelecektir.[193] Siz bunun önüne geçemezsiniz.
Size bildirilen mutlaka gelecektir; bunu önleyemezsiniz.
Size söz verilenler elbette yerine gelecektir ve onun önüne geçemezsiniz.
Size vaad edilenler muhakkak gelecektir, siz, onun önüne geçemezsiniz.
Size edilen va'd-ü vaîd muhakkak başınıza gelecektir, siz onun önüne geçemezsiniz
Size vadedilen (kıyametin kopması, tekrar dirilme, hesap günü gibi) şeyler muhakkak gelecektir. Ve siz buna (asla) engel olamazsınız!
Size yapılan uyarı kesinlikle yerine gelecektir. Siz bunu önleyemezsiniz.
Hakıykat, size (başınıza geleceği) va'd olunan şeyler elbette gelib çatacakdır. Siz, önüne geçebilecekler değilsiniz.
Şübhesiz ki ne va'd olunuyorsanız mutlaka gelecektir ve siz (ona) mâni' olacak kimseler değilsiniz!(3)
(Ey insanlar!) Şüphe yok ki, size vaad olunan (o hesaplaşma vakti) mutlaka gelecektir. Ve siz onu asla engelleyemezsiniz.
Elbetteki size vaat edilen şey (hesap günü) gelecektir. Siz ona asla engel olamazsınız.
Gerçekten size önceden ne dendiyse o kesenkes olacaktır. Onun önüne geçemezsiniz.
Size vadolunan şey mutlak gelir. Siz onu âciz kılacak değilsiniz.
Size vaat edilen mutlaka gerçekleşecektir, siz onu asla engelleyemezsiniz? [mu’cizîn].
Size vaat edilen, mutlaka (yerine) gelecektir. Siz O'nu aciz kılıcılar değilsiniz.
Hiç şüpheniz olmasın ki, size vaad edilen o Kıyâmet Günü kesinlikle gelecektir ve hiç biriniz buna engel olamayacaksınız!
Size vaad edilen şey elbette gelmektedir; siz aciz bırakacak / kaçıp kurtulacak değilsiniz.
Size sözü edilen felaket, mutlaka gelecektir. Asla buna engel olamayacaksınız.
Size söz verilen gün mutlaka gelecektir. Siz o günü önleyemezsiniz.
Size vadedilen mutlaka gelecektir; siz (bunları) asla aciz bırakıcılar değilsiniz. [*]
(Ey insanlar!) Size vâdedilenler mutlaka gelecektir ve siz, bunu asla önleyemezsiniz.
Şüphe yok ki size vaad edilen o [hesaplaşma] mutlaka gelecektir ve siz ondan kaçamayacaksınız!
Size vaat edilen o şey mutlaka gelecektir ve siz ona asla engel olamayacaksınız. 10/55, 14/47, 30/60, 39/74
Kaçış yok: tehdit edildiğiniz şey mutlaka gerçekleşecektir: ve siz ona asla engel olamayacaksınız.
Kuşkusuz size va'd olunan şeyler (öldükten sonra dirilme hesap ve ceza) elbette gelip çatacaktır ve siz bunu asla önlemeyezsiniz!
Size ne va’ad edildiyse O muhakkak gelecektir, siz onu engelleyemezsiniz.
Şüphe yok ki, vaad olunduğunuz şey elbette gelecektir. Ve siz onu bertaraf edebilecek değilsinizdir.
Size vâd edilen şeyler mutlaka gelecektir, siz bunun önüne geçemezsiniz.
Size söylenen uyarı, muhakkak gelecektir, siz onu engelleyemezsiniz.
Size va'd olunan (kıyâmet ve 'azâb) muhakkak gelecekdir ve siz Allâh Te'âlâ'yı 'âciz idicilerden değilsiniz.
Tehdit edildiğiniz şey mutlaka olacaktır. Siz önüne geçemeyeceksiniz.
Size yapılan vaat mutlaka gerçekleşecek ve siz onu engelleyemeyeceksiniz.
Size vaad edilen mutlaka gelecektir; onun önüne geçemezsiniz.
Size vaat edilen şeyler kesinlikle meydana gelecektir. Siz engel olamazsınız.
bayıķ ol kim va'de virilürsiz gelicidür daħı degülsiz fevt olıcılar.
Taḥḳīḳ size va‘de olan ḳıyāmet güni geleçekdür şeksüz. Daḫı siz TañrıTa‘ālā[yı] ‘āciz eylemezsiz.
Sizə və’d edilən (qiyamət günü), şübhəsiz ki, gələcəkdir. Siz onun qarşısını ala bilməzsiniz!
Lo! that which ye are promised will surely come to pass, and ye cannot escape.
All that hath been(956) promised unto you will come to pass: nor can ye frustrate it (in the least bit).
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |