15 Mayıs 2025 - 17 Zi'l-ka'de 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
En’âm Suresi 134. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

İnne mâ tû’adûne leât(in)(s) vemâ entum bimu’cizîn(e)

Muhakkak size vaadedilen şeyler gelecek ve siz, olacak şeylerin önüne geçemezsiniz.

Hiç şüphesiz, size va’ad edilen (her şey) mutlaka gelecek (ve gerçekleşecek)tir. Ve (ey kâfirler ve zalimler) siz (Bizi asla) aciz bırakacak değilsiniz. (Allah’ın va’adini ve takdirini asla engelleyemezsiniz!)

Şüphe yok ki, size vaad olunan o hesaplaşma vakti mutlaka gelecektir. Ve siz ondan kaçamayacaksınız.

Size va'dedilen şey, nihaî yargı mutlaka gerçekleşecektir. Siz Allah'ın koyduğu kanunların dışına çıkarak bunun önüne geçemezsiniz, yakanızı kurtaramazsınız.

Size vaad edilenler mutlaka gelecektir ve siz onun önüne geçemezsiniz.

Hiç şüphesiz, size vadedilen mutlaka gelecektir. Ve siz (bizi) aciz bırakacak değilsiniz.

Size edilen vaad (kıyametin kopması gibi şeyler) muhakkak başınıza gelecektir, siz onun önüne geçemezsiniz.

Hiç şüphesiz vaad edildiğiniz şeyler gelecektir. Ve siz Biz’den kurtulamazsınız.

Size vaad edilen mutlaka gelecektir. Siz bunu önleyemezsiniz.

Size söz verilen şey, herhalde gelecektir, engel olamazsınız

Şüphe yok ki size vaat edilen o (hesaplaşma günü) mutlaka gelecektir. Siz, onu engelleyemezsiniz.

Size haber virilen şeyler vâki’ olacakdır ve siz ânları tebdîlden ’âcizsiniz.

Size vadedilen, mutlaka yerine gelecektir; siz O'nu aciz kılamazsınız.

Şüphesiz size va’dedilen şeyler mutlaka gelecektir.[193] Siz bunun önüne geçemezsiniz.

Âyetteki “va’dedilen şeyler” ile, öldükten sonra dirilme, hesap, cennet, cehennem, iyilere iyi derece, kötülere kötü derece verileceği gibi gerçekler ... Devamı..

Size bildirilen mutlaka gelecektir; bunu önleyemezsiniz.

Size vadedilen mutlaka gelecektir; siz bunu önleyemezsiniz.  

 Âyet-i kerimedeki vaadden maksat, kıyametin kopması, ölümden sonra dirilmek, haşir ve hesap günleridir, gibi çeşitli manalar verilmiştir.

Size söz verilenler elbette yerine gelecektir ve onun önüne geçemezsiniz.

Size vaad edilenler muhakkak gelecektir, siz, onun önüne geçemezsiniz.

Size edilen va'd-ü vaîd muhakkak başınıza gelecektir, siz onun önüne geçemezsiniz

Size vadedilen (kıyametin kopması, tekrar dirilme, hesap günü gibi) şeyler muhakkak gelecektir. Ve siz buna (asla) engel olamazsınız!

Size yapılan uyarı kesinlikle yerine gelecektir. Siz bunu önleyemezsiniz.

Hakıykat, size (başınıza geleceği) va'd olunan şeyler elbette gelib çatacakdır. Siz, önüne geçebilecekler değilsiniz.

Şübhesiz ki ne va'd olunuyorsanız mutlaka gelecektir ve siz (ona) mâni' olacak kimseler değilsiniz!(3)

(3)“Hiç mümkün müdür ki: Alîm-i Mutlak, Kadîr-i Mutlak (sonsuz ilim ve kudret sâhibi) olan şu masnûâtın Sâni‘i, (san‘atlı varlıkların san‘atkârı) bütü... Devamı..

(Ey insanlar!) Şüphe yok ki, size vaad olunan (o hesaplaşma vakti) mutlaka gelecektir. Ve siz onu asla engelleyemezsiniz.

Elbetteki size vaat edilen şey (hesap günü) gelecektir. Siz ona asla engel olamazsınız.

Gerçekten size önceden ne dendiyse o kesenkes olacaktır. Onun önüne geçemezsiniz.

Size vadolunan şey mutlak gelir. Siz onu âciz kılacak değilsiniz.

Size vaat edilen mutlaka gerçekleşecektir, siz onu asla engelleyemezsiniz? [mu’cizîn].

Size vaat edilen, mutlaka (yerine) gelecektir. Siz O'nu aciz kılıcılar değilsiniz.

Hiç şüpheniz olmasın ki, size vaad edilen o Kıyâmet Günü kesinlikle gelecektir ve hiç biriniz buna engel olamayacaksınız!

Size vaad edilen şey elbette gelmektedir; siz aciz bırakacak / kaçıp kurtulacak değilsiniz.

Size sözü edilen felaket, mutlaka gelecektir. Asla buna engel olamayacaksınız.

Size söz verilen gün mutlaka gelecektir. Siz o günü önleyemezsiniz.

Size vadedilen mutlaka gelecektir; siz (bunları) asla aciz bırakıcılar değilsiniz. [*]

Benzer mesajlar: Enfâl 8:59; Tevbe 9:2, 3; Yûnus 10:53; Hûd 11:20, 33; Nahl 16:46; Nûr 24:57; ‘Ankebût 29:22; Fâtır 35:44; Zümer 39:51; Şûrâ 42:31; Ah... Devamı..

(Ey insanlar!) Size vâdedilenler mutlaka gelecektir ve siz, bunu asla önleyemezsiniz.

Şüphe yok ki size vaad edilen o [hesaplaşma] mutlaka gelecektir ve siz ondan kaçamayacaksınız!

Size vaat edilen o şey mutlaka gelecektir ve siz ona asla engel olamayacaksınız. 10/55, 14/47, 30/60, 39/74

Kaçış yok: tehdit edildiğiniz şey mutlaka gerçekleşecektir: ve siz ona asla engel olamayacaksınız.

Kuşkusuz size va'd olunan şeyler (öldükten sonra dirilme hesap ve ceza) elbette gelip çatacaktır ve siz bunu asla önlemeyezsiniz!

Size ne va’ad edildiyse O muhakkak gelecektir, siz onu engelleyemezsiniz.

Şüphe yok ki, vaad olunduğunuz şey elbette gelecektir. Ve siz onu bertaraf edebilecek değilsinizdir.

Size vâd edilen şeyler mutlaka gelecektir, siz bunun önüne geçemezsiniz.

Size söylenen uyarı, muhakkak gelecektir, siz onu engelleyemezsiniz.

Size va'd olunan (kıyâmet ve 'azâb) muhakkak gelecekdir ve siz Allâh Te'âlâ'yı 'âciz idicilerden değilsiniz.

Tehdit edildiğiniz şey mutlaka olacaktır. Siz önüne geçemeyeceksiniz.

Size yapılan vaat mutlaka gerçekleşecek ve siz onu engelleyemeyeceksiniz.

Size vaad edilen mutlaka gelecektir; onun önüne geçemezsiniz.

Size vaat edilen şeyler kesinlikle meydana gelecektir. Siz engel olamazsınız.

bayıķ ol kim va'de virilürsiz gelicidür daħı degülsiz fevt olıcılar.

Taḥḳīḳ size va‘de olan ḳıyāmet güni geleçekdür şeksüz. Daḫı siz TañrıTa‘ālā[yı] ‘āciz eylemezsiz.

Sizə və’d edilən (qiyamət günü), şübhəsiz ki, gələcəkdir. Siz onun qarşısını ala bilməzsiniz!

Lo! that which ye are promised will surely come to pass, and ye cannot escape.

All that hath been(956) promised unto you will come to pass: nor can ye frustrate it (in the least bit).

956 Both the good news and the warning which Allah's messengers came to give will be fulfilled. Nothing can stop Allah's Universal Plan. See n. 947 to... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.