Ve-iżâ câet-hum âyetun kâlû len nu/mine hattâ nu/tâ miśle mâ ûtiye rusulu(A)llâh(i)(m) (A)llâhu a’lemu hayśu yec’alu risâleteh(u)(k) seyusîbu-lleżîne ecramû saġârun ‘inda(A)llâhi ve’ażâbun şedîdun bimâ kânû yemkurûn(e)
Bir ayet geldi mi, Allah'ın peygamberlerine geldiği gibi bize de bir ayet gelmedikçe kesin olarak inanmayız derler. Peygamberliğini kime vereceğini Allah bilir. O suç işleyenlere, hilekarlıkları yüzünden Allah katından bir horluk ve çetin bir azap gelip çatacaktır.
Onlara ne zaman bir ayet (bir mucize ve İlahi emir) gelse, derler ki: "Allah’ın elçilerine verilenin bir benzeri bize de verilene kadar biz kesin olarak inanmayacağız." (Oysa) Allah, elçiliğini (tebliğ görevini ve şerefini) nereye (ve kime) vereceğini daha iyi bilir. Bu suçlu günahkârlara, kurdukları hileli düzenleri nedeniyle şiddetli bir azap ve Allah katında bir küçüklük (zillet ve aşağılanma) isabet edecektir.
Ne zaman onlara, bir ilâhî mesaj gelse, Allah'ın peygamberlerine verdiklerinin benzeri, bize verilmedikçe inanmayız, derler. Ama peygamberliği, nereye ve kime vereceğini en iyi Allah bilir. Suç işleyen o kimselere, kirli işlerinden ve entrikacı eğilimlerinden dolayı, Allah katında bir aşağılanma ve şiddetli bir azap vardır.
Onlara bir âyet geldiğinde:
“Allah'ın Rasullerine verilen görevlerin benzeri bize de verilmedikçe, kesinlikle inanmayız" dediler. Allah peygamberlik görevini liyakata göre vereceğini herkesten iyi bilir. İslâm'a planlı cephe alarak müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsiler, suçlular, yapmakta oldukları sinsi hilelere, planlara, soygunlarına, asılsız iddialarına karşılık, Allah huzurunda, zillete maruz kalacaklar ve şiddetli bir azâba uğrayacaklar.
Onlara her ne zaman bir ayet (mucize) gelse: "Allah'ın peygamberlerine verilenin benzeri bize de verilmedikçe iman etmeyeceğiz" derler. Allah peygamberlik görevini kime vereceğini daha iyi bilir. Suç işleyenler Allah katında aşağılığa uğratılacak ve hile yapmalarından dolayı şiddetli bir azaba çarptırılacaklardır.
Onlara ne zaman bir ayet gelse, derler ki: 'Allah'ın elçilerine verilenin bir benzeri bize de verilene kadar kesin olarak inanmayacağız.' Allah, elçiliğini nereye vereceğini daha iyi bilir. Bu, suçlu-günahkarlara, kurdukları hileli-düzenleri nedeniyle şiddetli bir azab ve Allah katında bir küçüklük isabet edecektir.
Bu Mekke kâfirlerine bir âyet gelip tebliğ edildiği zaman: “- Allah'ın Peygamberlerine verilenler gibi, bize de verilmedikçe asla iman etmeyiz”, diyorlar. Allah, elçiliğini (Peygamberliği) nereye vereceğini çok iyi bilendir. Hilekârlıklarından ötürü suç işleyenlere, yarın kıyamette, Allah katında hem bir horluk, hem de pek şiddetli azab isabet edecektir.
Onlara bir ayet geldiği zaman, “Allah’ın peygamberlerine verilen şeylerin aynısı bize de verilmedikçe inanmayız” derler. Allah, elçiliğini kime vereceğini çok daha iyi bilir. O suçlulara, Allah katından son derece aşağılanma ve şiddetli bir azap isabet edecektir; yaptıkları hilelerinden dolayı.
Onlara bir âyet geldiğinde, “Allah'ın peygamberlerine verilenin benzeri kendilerine verilmedikçe, kesinlikle inanmayacağız” dediler. Allah, peygamberliğini kime vereceğini tam bilendir. Suç işleyenlere, yapmakta oldukları hilelere karşılık Allah tarafından aşağılık ve çetin bir azap erişecektir.
Ne zaman ki, onlara bir âyet gelince: «Allahın peygamberlerine gelmiş olan şey gibi, bize de gelmedikçe, biz inan getirmeyiz» demektedirler, Allah peygamberliği, kime vereceğin çok iyi bilmektedir, Allah katından onlara hem horluk, hem hileleri yüzünden katı azap erişir
Onlara ne zaman (Kur'an'dan) bir ayet gelse, derler ki: “Allah'ın resullerine verilenin (vahiy, peygamberlik ve mucize gibi) bir benzeri bize de verilmedikçe biz kesin olarak iman etmeyeceğiz.” Allah, elçiliğini kime vereceğini (onlardan) daha iyi bilir. Bu şekilde günah işleyenlere, kurdukları hileli düzenleri nedeniyle Allah katından bir aşağılama ve çok şiddetli bir azap isabet edecektir.
Bir âyet nâzil oldığı vakit "Biz Allâh’dan rasûllerine gelen âyetler gibi âyet gel[me]dikçe inamıyacağız. " diyorlar Allâh âyetini kime ve nasıl göndereceğini bilür. Hıyânetlerinin cezâsı olarak mücrimler Allâh’ın huzûrunda rezîl olacaklar ve şedîd ’azâba uğrayacaklardır.
Onlara bir ayet geldiği zaman, "Allah'ın peygamberlerine verilen bize de verilmedikçe inanmayız" derler. Allah, peygamberliğini vereceği kimseyi daha iyi bilir. Suç işleyenlere Allah katından bir aşağılık ve hilelerinden ötürü de şiddetli bir azab erişecektir.
Onlara bir âyet geldiği zaman, “Allah elçilerine verilenin bir benzeri bize de verilinceye kadar asla inanmayacağız” derler. Allah, elçilik görevini kime vereceğini çok iyi bilir. Suç işleyenlere Allah katından bir aşağılık ve yapmakta oldukları hilekârlık sebebiyle çetin bir azap erişecektir.
Onlara bir âyet geldiğinde (okunduğunda), “Allah’ın elçilerine verilenin benzeri bize de verilmedikçe kesinlikle inanmayız” dediler. Allah, elçiliğini kime vereceğini çok iyi bilir. Suç işleyenler, yapıp durdukları hileler sebebiyle, Allah tarafından bir aşağılanmaya ve çetin bir azaba uğratılacaklardır.
Onlara bir âyet geldiğinde, Allah'ın elçilerine verilenin benzeri bize de verilmedikçe kesinlikle inanmayız, dediler. Allah, peygamberliğini kime vereceğini daha iyi bilir. Suç işleyenlere, yapmakta oldukları hilelere karşılık Allah tarafından aşağılık ve çetin bir azap erişecektir.
Kendilerine bir mucize geldiğinde: "ALLAH'ın elçilerine verilenlerin benzeri bize verilmedikçe inanmayız," derler. ALLAH mesajını nereye koyacağını daha iyi bilir. Yaptıkları hilelerden ötürü suçlulara ALLAH katından bir aşağılama ve çetin bir azap dokunacaktır.
Onlara bir âyet geldiği zaman: "Allah'ın peygamberlerine verilenin aynısı bize de verilmedikçe iman etmeyiz" derler. Allah peygamberliğini kime vereceğini daha iyi bilir. Suçlu olanlara, yaptıkları hilelerinden dolayı Allah katından bir zillet ve şiddetli bir azap erişecektir.
Bunlara bir âyet geldiği zaman Allahın Peygamberlerine verilen risâlet ayniyle bizlere verilmedikçe sana asla iymân etmeyiz diyorlar, Allah, risâletini nereye tevdi' edeceğini daha iyi bilir, mekkârlıklarından dolayı öyle mücrimlere yarın Allah yanında hem bir küçüklük hem pek şiddetli bir azab ısâbet edecek
Onlara (müşriklere, her ne zaman Kur’ân’dan) bir âyet gelse (tebliğ edilse), “Allah’ın peygamberlerine verilenin (risâletin) aynısı bize de verilmedikçe, asla îmân etmeyiz, derler. Allah, peygamberliği kime vereceğini en iyi bilendir. (Israrla hakkı inkâr ederek) günah işleyenler, (hesap günü) Allah nezdinde aşağılanacak ve (dünya hayatında iken) yapmakta oldukları hilelerden dolayı, şiddetli bir azaba çarptırılacaklardır.
Onlara bir âyet geldiği¹ zaman, “Allah'ın resulüne verilenin benzeri bize de verilmedikçe asla iman etmeyiz.” derler. Allah, resullük görevini kime vereceğini en iyi bilendir. Suç işleyenlere, yaptıkları aldatmalar yüzünden, Allah katında bir aşağılanma ve şiddetli bir azap vardır.
Onlara bir âyet gel (ib tebliğ edil) diği zaman derler ki: «Allahın peygamberlerine verilenler gibi bize de verilinceye kadar asla îman etmeyeceğiz». Allah, elçiliğini nereye vereceğini çok iyi bilendir. Cürüm işleyen onları, yapageldikleri hıylekârlıklar sebebiyle, Allah katından bir horluk ve çetin bir azâb çarpacakdır.
Onlara bir âyet geldiği zaman da: “Allah'ın peygamberlerine verilenlerin benzeri, bize de verilmedikçe aslâ îmân etmeyeceğiz!” dediler. Allah, peygamberlik vazîfesini nereye vereceğini en iyi bilendir. Günah işleyenlere, kurmakta oldukları (tuzak) dolayısıyla, Allah katında bir zillet ve şiddetli bir azab yakında isâbet edecektir!(2)
Ve onlara (ileri gelen suçlulara) ne zaman bir ayet (tebliğ edilmek üzere) gelse, “Allah’ın elçilerine verilenin, (risaletin) aynısı bize de verilmedikçe (melekler bize getirmedikçe) asla inanmayız” derler. (Oysaki) Allah, elçiliğini nerede karar kılacağını daha iyi bilir. Suç işleyenlere (gelince), yapmakta oldukları hilelere karşılık Allah tarafından zillet ve çetin bir azap isabet edecektir.*
Onlara ayetlerimiz geldiğinde “Allah’ın elçilerine verilmiş olan (kitaplar, vahy) bize de verilmedikçe sana inanmayacağız” dediler. Allah mesajlarını ne yapacağını en iyi bilendir. Günah işleyenler Allah’ın katında aşağılanacaklar ve yaptıkları hilelerin karşılığında da çok şiddetli bir azaba uğrayacaklar.
Kendilerine bir belge gelince derler: "Allah peygamberlerine verilenler gibisini bize de vermedikçe Biz de Ona inanmayız."Allah peygamberliği kime vereceğini herkesten iyi bilir. O kimseler ki suç işlediler, onlara Allah katından erişecek olan yalnız bir alçalma, dolanlarından dolayı da ağır bir azaptır.
Onlara bir âyet gelince, «— Allah/ın peygamberlerine verilen vahiy gibi bize de verilmedikçe asla inanmayız» derler. Allah peygamberliği koyacağı yeri daha iyi bilir. Günahkâr olanlara mekr ve hile ettiklerinden dolayı Allah tarafından horluk, şiddetli azap erişecektir.
Onlara bir ayet gelince⁴¹, “Allah’ın elçilerine verilenin aynısı bize de verilmedikçe kesinlikle inanmayacağız” dediler. Hâlbuki risaletini en iyi kime vereceğini bilen Allah’tır. Suç işleyenlere Allah katında bir aşağılanma [sağâr] ve tuzaklarından dolayı da şiddetli bir azap vardır.
Onlara (ileri gelen suçlulara) ne zaman bir ayet gelse, “Allah'ın elçilerine verilenin (peygamberliğin), aynısı bize de verilmedikçe asla iman etmeyiz” derler. Allah, elçiliğini nerede karar kılacağını daha iyi bilir. Suç işleyenlere, yapmakta oldukları hilelere karşılık Allah tarafından aşağılık ve çetin bir azap erişecektir.
Onlara Kur’an’dan bir ayet tebliğ edilse, sözleri ve davranışlarıyla derler ki: “Allah’ın elçilerine verilen vahiy, Peygamberlik ve mûcize gibi ilâhî nîmetlerin aynısı bize de verilmedikçe, asla iman etmeyeceğiz! Öyle ya, bizim Muhammed’den ne eksiğimiz var? Bu dünyada güç, servet ve şöhret sahibi olan bizler, Peygamberliğe ondan daha lâyık değil miyiz?” Oysa Allah, elçilik görevini kime emânet edeceğini gâyet iyi biliyor. Ve buna itiraz edenlere ne yapacağını da:
Böyle suç işlemeyi alışkanlık hâline getirenler, kibir ve küstahlıklarına denk bir ceza olarak, Hesap Günü Allah’ın huzurunda aşağılık bir duruma düşecekler ve kurdukları hile ve entrikalar yüzünden şiddetli bir azâba mahkûm edilecekler!
O hâlde, zulüm ve haksızlıklardan uzak durarak Allah’ın hoşnutluğunu kazanmaya, O’nun sevdiği insanlar olmaya çalışın, zira;
Onlara bir âyet geldiği zaman: -“Allah’ın rasûllerine verilmiş şeyler benzeri bize de verilmedikçe inanmayacağız” dediler. Allah kendi risaletini nereye vereceğini çok iyi bilmektedir. Tuzak kuruyor oldukları sebebiyle, suç işlemiş olanlara şiddetli bir azap ve Allah’ın katında bir horluk / küçüklük isabet edecektir.
Kendilerine bir ayet geldi mi: " Tanrı’ elçilerine verilen, bize de verilmedikçe inanmayacağız " deyip çıkarlar. Allah ise, elçilik görevi vereceği yeri herhalde daha iyi bilir. Suç işleyenler, yarın Allah huzurunda hem çok horlanacaklar, hem de, dolandırıcılıkları sebebiyle çok ağır cezalara maruz kalacaklar.
Onlara bir ayet gelince; "Allah’ın elçilerine verilenin aynısı bize de verilmedikçe inanmayız!" derler. Onlara de ki; “Allah elçiliğini kime vereceğini çok iyi bilir. Elçiliğini birine verirken inkârcılara soracak değildir. Suç işleyenlere Allah katında bir aşağılık, yaptıkları hileye karşı çetin bir ceza vardır.”
Onlara bir delil geldiğinde, “Allah’ın elçilerine verilenin benzeri bize de verilinceye kadar elbette inanmayız!” dediler. Allah, elçiliği kime vereceğini çok iyi bilendir. [*] Suç işleyenlere, (dünyada) yapmış oldukları hilelere karşılık Allah katında aşağılanma ve şiddetli bir azap isabet edecektir.
Onlara bir âyet gelince: “Allah’ın Peygamberlerine verilenin aynısı, bize de verilmedikçe¹ asla îman etmeyeceğiz.” dediler. (Ey kâfirler!) Allah, Peygamberlik görevini kime vereceğini herkesten çok daha iyi bilir. Bu günâhkârlara, yaptıkları bu sahtekârlıklarından dolayı Allah tarafından bir rezillik ve çok şiddetli bir azap ulaşacaktır.²
Ne zaman onlara bir [ilahî] mesaj gelse, “Allah’ın peygamberlerine verdiklerinin benzeri ¹¹⁰ bize verilmedikçe inanmayız!” derler. [Ama] mesajını kime tevdî edeceğini en iyi Allah bilir. Suç işleyenler, Allah katında aşağılanmaya ve entrikacı eğilimlerinden dolayı şiddetli bir azaba uğratılacaklardır.
Onlara herhangi bir ayet geldiğinde; “Allah’ın daha önceki elçilerine verilen bize de verilmedikçe iman etmeyeceğiz” derler. Oysa Allah, elçilik görevini nasıl yaptıracağını en iyi kendisi bilir. Suç ve günah bataklığına batmış olanlar, kurdukları hile ve entrikalarından dolayı Allah katından bir aşağılanmaya ve şiddetli bir azaba uğrayacaklar. 21/5-6, 28/48, 41/45, 46/10
Ne zaman onlara (mucizevi) bir kudret delili gelse, “Allah’ın rasullerine verdiklerinin benzeri (deliller) bize de verilmedikçe inanmayız” derler. (Oysa) risaletini kime vereceğini Allah daha iyi bilir. Suç işlemekte ısrar edenler, Allah katında aşağılanacak ve entrikalarından dolayı şiddetli bir azaba çarptırılacaklardır.
Onlara (Kureyş'in elebaşlarına, Muhammed s.a.s.'in risâleti hakkında) bir ayet geldiği zaman, "Allah’ın peygamberlerine verilmiş olanın benzeri (bir nübüvvet) bize de verilmedikçe iman etmeyiz" dediler. (Bize de vahyolunmalı, bize de Cibril gelip, Muhammed’in sözlerinde sadık olduğunu haber vermeli ki, ona inanalım, gibi saçma tekliflerde bulundular) Allah elbette risâletini kime vereceğini en iyi bilendir. Şüphe yok ki böyle günahkarlara (halkı imandan alıkoymak için) yapmakta oldukları hilelerden dolayı, Allah katından bir zillet ve şiddetli bir azap erişecektir.
Onlara bir âyet geldiği zaman, "Allah elçilerine verilenin bir benzeri bize de verilinceye kadar asla iman etmeyeceğiz" derler. Allah, elçilik görevini kime vereceğini çok iyi bilir. Suç işleyenlere Allah katından bir aşağılık ve yapmakta oldukları hilekârlık sebebiyle çetin bir azap erişecektir.
Ve onlara bir âyet geldiği zaman derler ki, «Allah'ın peygamberlerine verilmiş olanın misli bizlere verilinceye kadar biz imân etmeyiz.» Allah Teâlâ peygamberliği nereye tevcih edeceğini ziyâdesiyle bilendir. Elbette günahkâr olanlara yapar oldukları mekr ve hileden dolayı Hak Teâlâ'nın indinde bir mezellet ve şiddetli bir azap isabet edecektir.
Bir âyet gelip de bu kâfirlere tebliğ edilince “Allah'ın resullerine verilen risaletin benzeri bize verilmedikçe, sana asla iman etmeyiz. ” derler. Allah peygamberliği kime vereceğini pek iyi bilir. Yaptıkları hîleler sebebiyle, suç işleyenlere, Allah tarafından bir zillet ve şiddetli bir azap erişecektir. [25, 21; 6, 10; 43, 31-32; 40, 60]
Onlara bir ayet gelince: "Allah'ın elçilerine verilenin aynı bize de verilmedikçe kat'iyyen inanmayız!" dediler. Allah, mesajını koyacağı yeri (elçilik görevini kime vereceğini) bilir. Suç işleyenlere Allah katında bir aşağılık ve yaptıkları hileye karşı çetin bir azab erişecektir.
Onlara bir âyet geldikde bize de Allâh'ın rasûllerine virilen şey gibi (risâlet ve mu'cizât) virilmedikce îmân itmeyiz dirler. Allâh Te'âlâ risâletini nerede kılacağını herkesden eyi bilir. Mücrimlere mekrleri sebebiyle Allâh 'indinde küçüklük ve hakâret ve şiddetli 'azâb vardır. [¹]
Onlar için bir mucize gelince şöyle dediler: "Allah’ın elçilerine verilenin aynısı bize de verilinceye kadar bu elçiye inanmayacağız." Allah kimi kendine elçi yapacağını çok iyi bilir. Suçlu duruma düşenlere Allah katında bir alçaklık ve kurdukları tuzaktan dolayı da şiddetli bir azap vardır.
Onlara bir ayet geldiği zaman; -Allah'ın Resullerine verilen, bize de verilmedikçe iman etmeyeceğiz” derler. Allah, kime peygamberlik vereceğini daha iyi bilir. Suç işleyenlere Allah katından bir aşağılanma ve hile yapmalarına karşılık şiddetli bir azap erişecektir.
Onlara bir âyet geldiğinde, “Allah'ın peygamberlerine verilenin aynısı bize de verilmedikçe iman etmeyiz” dediler. Allah, peygamberliği kime vereceğini herkesten iyi bilir. Suç işleyenlere, kurmakta oldukları tuzaklar yüzünden, Allah katından bir zillet ve şiddetli bir azap isabet edecektir.
Onlara bir ayet geldiğinde şöyle demişlerdi: "Allah resullerine verilenin tıpkısı bize de verilmedikçe asla inanmayacağız." Allah resullük görevini nereye vereceğini daha iyi bilir. Suç işleyenlere, oynadıkları oyunlar yüzünden Allah katında bir küçüklük ve şiddetli bir azap öngörülmüştür.
daħı ķaçan kim geldi anlara āyet eyittiler “hergiz inanmayavuz tā virinilevüz ancılayın kim virinildi Tañrı yalavaçlanna” Tañrı bilürirekdür ol yiri kim eyler yalavaçlıġını. [71b] dege anlara kim yazuķ işlediler ħorlıķ Tañrı ķatında daħı 'aźāb ķatı andan ötürü kim oldılar yavuz śanurlar.
Daḫı ḳaçan gelse özlerine bir āyet eydürler: Biz īmān getürmez‐biz virilme‐yince bize Tañrı Ta‘ālā peyġamberleri virilen gibi. Tañrı Ta‘ālā bilür peyġam‐ber‐ lıġa lāyıḳ olanı peyġamber ḳılur. İrişecekdür ol kişiler ki yamanlıḳ ey‐lediler, ẕelīllik Tañrı Ta‘ālā ḳatından. daḫı ḳatı ‘aẕāb yitişür anlaramekrleri sebebi‐y‐ile.
Onlara bir ayə gəldiyi zaman: “Allahın peyğəmbərlərinə verildiyinin (nübüvvətin, mö’cüzələrin) misli bizə verilməyincə biz iman gətirməyəcəyik!” – deyərlər. Allah peyğəmbərliyi hara (kimə) göndərəcəyini Özü daha yaxşı bilir. Günahkarlar Allahın hüzurunda etdikləri məkrlərə görə zillətə və şiddətli əzaba düçar olacaqlar!
And when a token cometh unto them, they say: We will not believe till we are given that which Allah's messengers are given. Allah knoweth best with whom to place His message. Humiliation from Allah and heavy punishment will smite the guilty for their scheming.
When there comes to them a sign (from Allah., They say: "We shall not believe until we receive one (exactly) like those received by Allah's messengers."(946) Allah knoweth best where (and how) to carry out His mission. Soon will the wicked be overtaken by humiliation before Allah, and a severe punishment, for all their plots.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |