9 Ekim 2024 - 6 Rebiü'l-Ahir 1446 Çarşamba

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
En’âm Suresi 107. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Velev şâa(A)llâhu mâ eşrakû(k) vemâ ce’alnâke ‘aleyhim hafîzâ(an)(s) vemâ ente ‘aleyhim bivekîl(in)

Allah dileseydi şirk koşmazlardı ve biz, seni onların üstüne bir bekçi dikmedik, onları korumaya, işlerini görüp kendilerini gözetmeye memur da değilsin.

Eğer Allah dileseydi (herkesi imana mecbur kılar) onlar da şirk koşmazlardı. Biz Seni onlar üzerinde bir gözetleyici bekçi (zorla İslam’a getirici) kılmadık; Sen onlar üzerinde bir vekil de değilsin. (Suçları ve sorumlulukları kendilerine aittir.)

Eğer Allah dilemiş olsaydı, onlar Allah'tan başka şeylere ilahlık yakıştırmazlardı. Biz seni, onların bekçisi yapmadık ve sen onların yaptıklarından da, sorumlu değilsin.

Eğer Allah'ın sünneti, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olsaydı, onlar ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah'a ortak koşamazlardı. Biz seni, onlar üzerinde koruma memuru, denetçi ve inzibat olarak görevlendirmedik. Sen onların adına Allah'a karşı savunma yapamazsın; Allah adına onların üzerinde zor da kullanamazsın.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 13/40; 88/21-22.

Allah dileseydi onlar ortak koşmazlardı. Biz seni onların üzerine bekçi kılmadık. Sen onların üzerine vekil de değilsin.

Eğer Allah dileseydi onlar şirk koşmazdı. Biz seni onlar üzerinde bir gözetleyici kılmadık; sen onlar üzerinde bir vekil değilsin.

Eğer Allah dileseydi, onlar Allah'a ortak koşup müşrik olmazlardı. Biz, seni, onlar üzerine bir gözcü yapmadık. Sen onların üzerine bir vekil de değilsin.

Eğer Allah dileseydi, onlar Allah’a eş koşmazlardı. Seni onların üzerine koruyucu kılmış değiliz. Onlardan sorumlu da değilsin.

Allah dileseydi, onlar ortak koşamazlardı. Biz seni onların üzerine bir bekçi kılmadık. Sen onların vekili de değilsin.

Allah dileseydi, onlar eş koşmazlardı, onların üzerine seni bekçi kılmadık, sen onlara vekil dahi değilsin

Eğer Allah dileseydi onlar (da inanmak isteseydi) şirk koşmazlardı. Seni onlara bekçi kılmadık. Sen onların yaptıklarından sorumlu da değilsin.

Bkz. 13/40, 88/21-22Âyetteki “ma”, olumsuz anlamındaki “ma’i nafiye” değildir. Bu “ma” Allah'ın takdirini değil, gücünü ifade etmek için kullanılmıştı... Devamı..

Eğer Allâh istese ânlar şirk koşamazlar idi. Biz seni ânların muhâfazasına me’mûr itmediğimiz gibi ânların vekâletini de sana ihâle itmedik.

Allah dileseydi puta tapmazlardı. Seni onlara koruyucu yapmadık, onların vekili de değilsin.

Allah dileseydi ortak koşmazlardı. Biz seni onların başına bir bekçi yapmadık. Sen onlara vekil (onlardan sorumlu) da değilsin.

Allah dileseydi onlar ortak koşmazlardı. Biz seni onların üzerine bir koruyucu kılmadık. Sen onların vekili de değilsin.

Allah dileseydi, onlar ortak koşmazlardı. Biz seni onların üzerine bir bekçi kılmadık. Sen onların vekili de değilsin.

ALLAH isteseydi ortak koşamazlardı. Seni onların üzerine bekçi yapmadık. Onların avukatı da değilsin.

Allah dileseydi, ortak koşmazlardı. Biz, seni onlar üzerine bekçi yapmadık, sen onlara vekil de değilsin!

Allah dilese idi müşrik olmazlardı, biz seni onların üzerine mürakıb göndermedik, sen onlara vekil de değilsin

(Habibim!) Eğer Allah dileseydi (insanların irâdesine müdahalede bulunup, onları zorla îmâna getirirdi de) onlar şirk koşamazlardı. (Lâkin Allah, imtihân gereği insanların hak-bâtıl tercihlerinde, cüz’î irâdelerine müdahalede bulunmaz.) Seni onların üzerine bir gözcü yapmadık, sen onların üzerinde vekil de değilsin (o kâfirlerin yaptıklarından sorumlu değilsin).

Eğer Allah dileseydi¹, onlar müşrik olmazlardı. Seni onların üzerine koruyucu yapmadık. Ve Sen onların vekili de değilsin.

1- İstediklerini seçme hakkı vermeseydi. Müşrik olmayı tercih edenlere, tercih hakkı vermeyip, onları mü\min olmaya mecbur bıraksaydı onlar müşrik ola... Devamı..

Eğer Allah dileseydi onlar (böyle Allaha) ortak katmazlardı. Biz seni onların başına bir gözcü yapmadık. Sen onların üzerine bir vekîl de değilsin.

Hâlbuki (kullarını irâdelerinde serbest bırakan) Allah (îmân etmelerini)dileseydi, (aslâ) şirk koşmazlardı. Hem (biz) seni onların üzerine muhâfız yapmadık. Sen onların üzerine vekîl de değilsin!

Ve eğer (zatım olan) Allah (onlar üzerinde zorlayıcı bir düzen kurmayı) isteseydi (kendilerini iman etmeye zorlayıp seçme özgürlüğünü ellerinden alsaydı), onlar ortak koşamazlardı. Oysa biz seni onların üzerine muhafız (koruycu) kılmadık. Ve sen onlar üzerine bir vekil (gözetleyici) de değilsin. *

(*) Allah dilemiş olsaydı, insana özgür bir irade vermeyerek onu inanmaya ve şirkten kaçınmaya zorlayabilirdi, ama o insana özgür bir irade vererek, i... Devamı..

Allah dileseydi, onlar Rablerine ortak koşmazlardı, seni onların üzerine koruyucu yapmadık ve sen onların yaptıklarından da sorumlu değilsin.

Eğer Allah dileseydi, onlar böyle eş koşmazlardı. Biz seni onların üzerine gözcü koymadık. Sen onların üzerine gözetici de değilsin.

Allah dileseydi onlar şerik koşmazlardı. Biz seni onlar üzerine bekçi yapmadık; onlar üzerinde vekil de değilsin [⁷].

[7] Onların işi sana bırakılmamıştır ki imana cebredesin.

Allah isteseydi ortak koşmazlardı³². (Ey Peygamber!) Biz seni onların üzerine bekçi yapmadık. Sen onlara vekil de değilsin!³³

32 Allah insanı inanç ile inkâr arasında özgür bırakmıştır. Kul tercihini iman veya küfür cihetinde kullanır. Allah ona göre, ona mü’min veya kâfir ol... Devamı..

Allah dileseydi şirk koşmazlardı. Seni onlara koruyucu yapmadık, onların vekili de değilsin.

Eğer Allah onların zorla imana gelmelerini dileseydi, hiç birisi zaten müşrik olmazdı. Fakat Allah, akıllarını kullanarak kendi özgür irâdeleriyle iman etmelerini istiyor. Yine de onlar, gerçeği anlama konusunda en ufak bir gayret göstermiyorlar. O hâlde, bırak ne hâlleri varsa görsünler; çünkü Biz seni onların başına bekçi yapmadık ve sen, onların yaptıklarından sorumlu değilsin. Senin görevin, hakîkati onlara ulaştırmaktan ibarettir. Bu arada, onlarla yer yer tartışmalara girebilir, gerekirse inançlarını eleştirebilirsiniz, fakat bunu yaparken son derece dikkatli olmalısınız:

Allah dileseydi, şirk koşmazlardı. Seni onlara koruma görevlisi (korucu) yapmadık. Sen onlara vekîl de değilsin.

Allah dileseydi, tanrıyı çoklayamazlardı. Seni onların başına bekçi yapmadık. Onların savunma vekili de değilsin...

Allah dileseydi onlar ilahlar edinemezlerdi. Biz seni onların üzerine bekçi kılmadık. Onların vekili de değilsin. Biz insanları özgür bıraktık ki kim ne yapıyor açıkça görelim. Baskı yapıp zorla hidayet ettirseydik, haksızlık yapmış olurduk.

Allah dileseydi, onlar (Allah’a) ortak koşamazlardı. [*] Biz seni onların üzerine bir bekçi kılmadık. Sen onlar üzerinde asla [vekil] (güven kaynağı) da değilsin.

Benzer mesajlar: Mâide 5:48; En‘âm 6:35, 149; Yûnus 10:99; Hûd 11:118-119; Ra‘d 13:31; Nahl 16:9, 93; Secde 32:13; Şûrâ 42:8.

Allah dileseydi onlar, Allah’a eş koşamazlardı.¹ Biz seni onların üzerine bir bekçi yapmadık ve sen, artık onların üzerine bir vekil de değilsin.

1 Yani, Allah dileseydi, onları da zorla Müslüman yapardı. Ama Allah, böyle yapmaz. Çünkü bu, insanın yaratılış sebebi olan imtihana, uygun düşmez.... Devamı..

Eğer Allah dilemiş olsaydı onlar başka hiçbir şeye ilahlık yakıştırmazlardı; ⁹¹ Biz seni onların bekçisi yapmadık ve sen onların yaptıklarından da sorumlu değilsin.

91 Yani, hiç kimse, başka birini, Allah ona rehberliğini lütfetmedikçe inandırma gücüne sahip değildir.

Eğer Allah, dileseydi onlar asla şirk koşamazlardı. Biz, seni onların başına bekçi kılmadık. Sen onlara vekil de değilsin. 2/119, 4/80, 6/104, 10/41

Eğer Allah isteseydi, onlar Allah’a şirk koşamazlardı.[¹⁰⁹⁹] Ne Biz seni onlara muhafız yaptık ne de sen onları korumakla yükümlüsün.[¹¹⁰⁰]

[1099] Zımnen: Eğer Allah onların dilemesi için irade verip sonucu onların tercihine bırakmak yerine onları kendi tercihine mecbur kılsaydı, onlar ist... Devamı..

Şayet Allah dileseydi (zorla imana getirirdi de) onlar şirke düşmezlerdi. (Fakat onlara hür irade verdi, hidayet ve sapıklık yollarını gösterdi. Yaptıkları kötü amellerden kendileri sorumlu tuttu) Biz seni, onların üzerine bir bekçi de kılmadık, sen onların vekili de değilsin, (sen onları kötülüklerden zorla alıkoymaya bir memur da değilsin)

Şayet Allâh isteseydi, ortak koşmazlardı. Biz seni onların üzerine bekçi yapmadık, sen onlara vekil de değilsin!

Ve eğer Allah Teâlâ dilese idi onlar şirke düşmezlerdi. Ve seni onların üzerine bir muhafız kılmadık, ve sen onların üzerine bir vekil değilsin.

Eğer Allah dileseydi onlar müşrik olmazlardı. Biz seni onların üzerine bekçi olarak göndermedik. Sen onların işlerini yürütmekle de görevli değilsin. [13, 40; 88, 21-22]

Allah isteseydi, ortak koşmazlardı. Biz seni onların üzerine bekçi yapmadık, sen onlara vekil de değilsin!

Eğer Allâh dilemiş olsa şirk itmezlerdi. Biz seni onların üzerine bekçi ve muhâfız kılmadık ve sen de onların üzerine vekîl değilsin.

Allah, öyle olmasını tercih etseydi (zorlayıcı bir düzen kursaydı) şirke düşmezlerdi. Biz seni onların koruyucusu yapmadık. Sen onların üzerinde vekil de (onların yaptıklarından sorumlu da) değilsin.

Eğer Allah, dileseydi onlar şirk koşmazlardı. Seni onlara bekçi kılmadık. Sen onlara vekil de değilsin.

Allah dileseydi onlar ortak koşamazdı. Biz seni onlara bekçi yapmadık. Sen onlardan sorumlu bir vekil de değilsin.

Allah dileseydi, şirke batmazlardı. Biz seni onlar üzerine bekçi yapmadık. Sen onlara vekil de değilsin.

daħı eger dilese-idi Tañrı şirk getürmeyelerdi. daħı eylemedük seni anlaruñ üzere śaķlayıcı daħı degülseñ anlaruñ üzere iş sürici.

Eger dilese‐y‐di Tañrı Ta‘ālā anlar şirk getürmezlerdi. Daḫı seni bizḳıl[ma]duḳ anları ṣaḳlayıcı. Daḫı sen anlar üstine vekīl degülsin.

Əgər Allah istəsəydi, onlar müşrik olmazdılar. Biz səni onların üzərində gözətçi qoymamışıq və sən onların vəkili də deyilsən!

Had Allah is willed, they had not been idolatrous. We have not set thee as a keeper over them, nor art thou responsible for them.

If it had been Allah's plan,(935) they would not have taken false gods: but We made thee not one to watch over their doings, nor art thou set over them to dispose of their affairs.

935 Allah's Plan is to use the human will to cooperate in understanding Him and His relations to us. This is the answer to an objector who might say: ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.