Lev enzelnâ hâżâ-lkur-âne ‘alâ cebelin leraeytehu ḣâşi’an mutesaddi’an min ḣaşyeti(A)llâh(i)(c) ve tilke-l-emśâlu nadribuhâ linnâsi le’allehum yetefekkerûn(e)
Bu Kur'an'ı, bir dağın üstüne indirseydik elbette görürdün ki dağ, Allah korkusundan eğilip çatlamış, paramparça olmuş ve işte insanlara bu örnekleri, düşünsünler diye getirmedeyiz.
Şayet Biz bu Kur’an’ı bir dağın üzerine indirmiş (ve sorumluluklarını iletmiş) olsaydık, andolsun onun Allah korkusundan saygıyla boyun büküp parçalandığını görecektin. İşte Biz, belki düşünürler diye, insanlara böyle örnekler veririz.
Bu Kur'ân'ı bir dağın üstüne indirseydik, elbette dağın Allah korkusundan eğilip çatlamış, paramparça olduğunu görürdün. Ve işte insanlara bu örnekleri düşünsünler diye getirmekteyiz.
Eğer biz bu Kur'ân'ı bir dağa indirip, Kur'an'daki emir ve hükümlerden dağı sorumlu tutsaydık, Allah'ın büyüklüğünün, ilminin, tedbirinin şuuruna ererek, saygı duyarak, hakkaniyete riayet ölçülerinin gereği, Allah korkusundan dağın parçalandığını görürdün. İnsanların iyiliği, kurtuluşu için böyle misaller veriyoruz. Ola ki düşünürler.
Bu Kur'an'ı bir dağın üzerine indirseydik, muhakkak onu baş eğmiş, Allah'ın korkusuyla parçalanmış görürdün. İşte biz bu örnekleri, belki düşünürler diye insanlara veriyoruz.
Şayet biz bu Kur'an'ı bir dağın üzerine indirmiş olsaydık, andolsun onu Allah korkusundan saygı ile baş eğmiş, parça parça olmuş görürdün. İşte Biz, belki düşünürler diye, insanlara böyle örnekler veririz.
Eğer biz, bu Kur'an'ı bir dağın üzerine indirseydik, muhakkak o dağı, Allah korkusundan baş eğmiş, parçalanmış görürdün. Bu temsiller yok mu, işte biz onları insanlar için yapıyoruz; olur ki düşünürler.
Eğer Biz bu Kur’anı bir dağa indirmiş olsaydık; o dağı Allah’ın korkusundan parçalanmış, yığılmış olarak görecektin. Bu misalleri Biz insanlar için kullanıyoruz. Umulur ki, düşünürler.
Bu Kur'ân'ı bir dağa indirmiş olsaydık, Allah korkusundan onu baş eğmiş, çatlamış, yarılmış görürdün. Bu misalleri, düşünmeleri için insanlara anlatıyoruz.
Eğer biz bu Kur'anı, bir dağa indirseydik, Allahın korkusundan alçaldığın, parça parça olduğun görürdün; biz bu örnekleri insanlara getirdik ki, düşünceli olalar
Eğer biz bu Kur'an'ı bir dağa indirmiş olsaydık, (onca cesametine rağmen) dağın ezilip büzülerek Allah('ın rızasını kazanamama ve mesajın sorumluluğunu yerine getirememe) korkusuyla paramparça olduğunu görürdün. İşte (bütün) bu örnekleri düşünsünler diye insanlara veriyoruz.
Eğer Kur’ân’ı bir dağ üzerine inzâl ide idik, Allâh korkusundan dağın alçaldığını ve yarıldığını görir idin. Biz bu misâlleri îrâd idiyoruz ki insânlar düşünsünler.
Eğer Biz Kuran'ı bir dağa indirmiş olsaydık, sen, onun, Allah korkusuyla başeğerek parça parça olduğunu görürdün. Bu misalleri, insanlar düşünsünler diye veriyoruz.
Eğer biz, bu Kur’an’ı bir dağa indirseydik, elbette sen onu Allah korkusundan başını eğerek parça parça olmuş görürdün. İşte misaller! Biz onları insanlara düşünsünler diye veriyoruz.
Şayet biz bu Kur’an’ı bir dağın üzerine indirmiş olsaydık, onu Allah korkusundan titremiş ve paramparça olmuş görürdün. İşte bu misalleri insanlar düşünsünler diye veriyoruz.
Eğer biz bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, muhakkak ki onu, Allah korkusundan baş eğerek, parça parça olmuş görürdün. Bu misalleri insanlara düşünsünler diye veriyoruz.
Bu Kuran'ı bir dağın üzerine indirseydik, ALLAH'a olan saygıdan ötürü onun titreyip paramparça olduğunu görecektin. Belki düşünürler diye biz insana böyle örnekler vermekteyiz.
Biz bu Kur'ân'ı bir dağa indirseydik, Allah'ın korkusundan onu baş eğmiş, parça, parça olmuş görürdün. Bu misalleri düşünsünler diye insanlara veriyoruz.
Biz bu Kur'anı bir dağın üzerine indirseydik her halde Sen onu Allah korkusundan başını eğmiş çatlamış görürdün, o temsiller yokmu işte biz onları insanlar için yapıyoruz gerek ki tefekkür ederler
Eğer biz bu Kur’ân’ı, (idrak ve cüz’î irâde verdikten sonra) bir dağa nüzul etseydik, (Kur’ân’daki emir ve hükümlerden dağı sorumlu tutsaydık, hiç şüphesiz ki) onu, Allah korkusundan saygı ile baş eğmiş, paramparça olmuş görürdün. (İşte Biz) bu (tür) misalleri, insanlar düşünsünler (tefekkür etsinler) diye veriyoruz.
Eğer Biz, bu Kur'an'ı dağa indirseydik, onu; huşu¹ duyarak, Allah'a olan huşudan parça parça olmuş görürdün.² Bu örnekleri insanlar için veriyoruz ki belki düşünüp gerçeği kavrarlar.
Eğer biz bu Kur'ânı bir dağ başına indirseydik muhakkak ki onu Allah korkusundan baş eğmiş, parça parça olmuş görürdün. Bu misâller (yok mu?) işte biz onları, insanlar düşünsünler diye, irâdediyoruz.
Eğer (biz) bu Kur'ân'ı bir dağın üzerine indirmiş olsaydık, doğrusu (sen) onu Allah korkusundan boyun eğmiş, param parça olmuş görürdün! (Biz) bu misâlleri insanlara, olur ki düşünürler diye getiriyoruz.
Eğer biz bu Ku’ran’ı bir dağın üzerine indirseydik (kur’an’ın mesajlarını uygulayabilmesi için bir dağı akıllı, şuurlu ve sorumlu bir varlık gibi kılsaydık zatım olan), Allah’a saygıdan ötürü onun titreyip paramparça olduğunu görürdün. İşte bu örnekleri insanlar düşünsünler diye veriyoruz.
Biz bu Kur’an’ı bir dağa indirmiş olsaydık, Allah’ın korkusundan ve saygısından dağ, paramparça olurdu. Biz bu misali insanlara anlatıyoruz ki, belki akledip düşünürler.
Eğer Biz bu Kuran’ı bir dağa bildirmiş olsaydık, işte sen o dağı Allah ürküsünden çökmüş, paramparça olmuş görürdün. Biz bu örnekleri insanlar için veriyoruz, düşünsünler diye.
Biz bu Kur/an/ı bir dağa indirmiş, ona da idrak vermiş olsaydık onu Allah korkusundan yıkılıp parça parça olarak dağılmış bir halde görecektin. Biz bu misalleri «— Düşünsünler» diye halk için getiriyoruz.
Şayet biz bu Kur'an'ı bir dağın üzerine indirmiş olsaydık, şüphesiz onu Allah korkusundan saygı ile baş eğmiş, parça parça olmuş görürdün. İşte biz belki düşünürler diye, insanlara örnekleri böyle vermekteyiz.
Eğer Biz bu Kur’an’ı siz insanlara değil de, bir dağın üzerine indirseydik, o koskocaman dağın Allah korkusuyla ezilip paramparça olduğunu görecektin!Ama ne gariptir ki, akıl ve bilinç yeteneğiyle donatılarak kulluk emânetini yüklenen insanoğlu, bir taraftan cehennem ateşi, diğer taraftan cennet nîmetleriyle kuşatılmış bir geleceğe doğru yol alırken pervasız ve gamsız davranıyor, bu muhteşem Kur’an karşısında duyarsız kalıyor!
İşte Biz insanlara böyle ibret verici örnekler verip onları rûhen ve zihnenaydınlatıyoruz ki, düşünüp öğüt alsınlar.
Bu Kur’ân’ı bir dağa indirseydik, elbette onu, Allah’ın haşyetinden / çekincesinden parçalanarak baş eğmiş görürdün. İşte bu Misâller’i İnsanlar’a düşünmeleri için veriyoruz.
Eğer biz, bu Kuran’ı bir dağa indirse idik, dağın Allah korkusuyla eriyip yok olduğunu görürdün, İnsanlara bu tür benzetmeler yapmamızın sebebi, onları düşünceye salmaktır.
Eğer Kur’an’ı sapa sağlam gördükleri bir dağa gönderseydik, dağ yüklendiği sorumluluktan dolayı paramparça olurdu. Çünkü dağ; Allah’ın yüklediği sorumluluğun ne demek olduğunu insanlardan daha iyi bilir. İşte misaller: Düşünsünler diye insanlara misaller veriyoruz.
Bu Kur’an’ı bir dağa indirseydik, şüphesiz ki onu Allah’a saygı(sı)ndan dolayı boyun eğmiş bir şekilde, paramparça olmuş görürdün. [*] İşte biz düşünsünler diye şu örnekleri insanlar için veriyoruz. [*]
Eğer Biz bu Kur’an’ı bir dağın üzerine indirmiş olsaydık sen onun, Allah korkusundan dolayı kesinlikle ezilip büzülerek paramparça olduğunu görürdün.¹ İşte Biz, insanlara bu örnekleri, düşünsünler diye veriyoruz.²
BU KUR’AN’I bir dağa indirmiş olsaydık, dağın ezilip büzülerek Allah korkusuyla paramparça olduğunu görürdün. ²⁶ Ve işte [bütün] bu temsîlleri, belki düşün[meyi öğrenebil]irler diye insanların önüne koyuyoruz.
Eğer biz bu Kuran’ı bir dağa indirmiş olsaydık, o dağın Allah’a karşı saygıdan paramparça olduğunu görürdün. İşte biz bu misalleri insanların önüne derin derin düşünsünler diye koymaktayız. 38/29, 17/105...111
EĞER Biz bu Kur’an’ı bir dağa indirmiş olsaydık, onun Allah’a saygıdan boyun eğmiş bir halde parçalanıp dağıldığını[⁵⁰³¹] görürdün.[⁵⁰³²] İşte bu türden temsilî anlatımları, insanların önüne, belki düşünürler diye koyuyoruz.[⁵⁰³³]
(Ey Muhammed) Şayet biz bu Kur'an'ı bir dağ başına indirmiş olsaydık, muhakkak ki sen onu, Allah korkusundan baş eğmiş, parça parça olmuş görürdün! Biz bu misalleri insanlara düşünüp de ibret alsınlar diye veriyoruz.
Eğer biz, bu Kur’an’ı bir dağa indirseydik, elbette sen onu Allah korkusundan onu parça parça olmuş görürdün. İşte bu misalleri insanlar düşünsünler diye vurguluyoruz.
Eğer bu Kur'an'ı bir dağ üzerine indirmiş olsa idik elbette onu Allah'ın korkusundan baş eğmiş, parça parça olmuş görürdün ve Biz o misalleri insanlar için irad ediyoruz, tâ ki düşünüversinler.
Eğer Biz bu Kur'ân'ı bir dağın tepesine indirseydik onun, Allah'a tazimi sebebiyle başını eğip parçalandığını görürdün. İşte bunlar birtakım misallerdir ki düşünüp istifade etmeleri için, Biz onları insanlara anlatıyoruz. [13, 31; 2, 73]
Biz bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, Allah korkusundan onu, baş eğmiş, çatlamış, yarılmış görürdün. Bu misalleri, düşünmeleri için insanlara anlatıyoruz.
Eğer biz bu Kur'ân'ı bir dağ üzerine inzâl iylesek onı Allâh'ın havfından alçalmış ve parçalanmış görirdin. Allâh Te'âlâ belki tefekkür ider ve düşünürler diye bu meselleri nâs içün darb ve îrâd ider.
Bu Kur'ân’ı bir dağa indirseydik Allah korkusundan baş eğip parça parça olduğunu görürdün. Bunlar insanlar için oluşturduğumuz örneklerdir; belki düşünürler.
Biz Kur'an'ı bir dağın üzerine indirseydik onun Allah korkusundan baş eğerek parça parça olduğunu görürdün! İşte bu örnekleri insanlar düşünsünler diye veriyoruz.
Biz bu Kur'ân'ı bir dağa indirseydik, sen onu Allah korkusundan baş eğmiş, parça parça olmuş görürdün. Bu misalleri Biz insanlara tefekkür etsinler diye veriyoruz.
Eğer biz bu Kur'an'ı bir dağın üzerine indirseydik, her halde sen onu Allah korkusundan huşû ile boynunu bükmüş, çatlayıp yarılmış görürdün. Biz benzetmeleri insanlar için yapıyoruz ki, inceden inceye düşünebilsinler.
eger indürmiş missevüz uşbu ķur’ān’ı ŧaġ üzere göredün anı aşaķlıķ eyleyici pāre pāre olmış Tañrı ķorķusından. daħı şol meŝeller bellü eylerüz anı ādemįler içün ola kim anlar endįşe eyleyeler.
Eger biz bu Ḳur’ānı bir ṭaġ üstine indürse‐y‐dük anı ḳorḳu içindeparalanmış görürdi‐sen Tañrı heybetinden. Bu meẟeller ki biz eydürüzādemīlere, anı virür‐biz. Ola kim fikr ideler.
(Ya Peyğəmbər!) Əgər Biz bu Qur’anı bir dağa nazil etsəydik, sən onun Allahın qorxusundan (kiçildiyini) parça-parça olduğunu görərdin (halbuki ağıl və ruh sahibi olan insan onun öyüd-nəsihətlərindən ibrət almır). Biz bu misalları insanlar üçün çəkirik ki, bəlkə, düşünələr.
If We had caused this Qur’an to descend upon a mountain, thou (O Muhammad) verily hadst seen it humbled, rent asunder by the fear of Allah. Such similitudes coin We for mankind that haply they may reflect.
Had We sent down this Qur´an on a mountain,(5398) verily, thou wouldst have seen it humble itself and cleave(5399) asunder for fear of Allah. Such are the similitudes which We propound to men, that they may reflect.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |