28 Nisan 2025 - 30 Şevval 1446 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mücâdele Suresi 13. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

E-eşfektum en tukaddimû beyne yedey necvâkum sadakât(in)(c) fe-iż lem tef’alû ve tâba(A)llâhu ‘aleykum fe-akîmû-ssalâte ve âtû-zzekâte ve-etî’û(A)llâhe ve rasûleh(u)(c) va(A)llâhu ḣabîrun bimâ ta’melûn(e)

Gizlice konuşmadan önce sadakalar vermeden korktunuz mu? Mademki yapmadınız, Allah da tövbe nasip etti artık size ve kabul etti tövbenizi, şu halde namaz kılın ve zekat verin ve itaat edin Allah'a ve Peygamberin'e ve Allah, ne yapıyorsanız hepsinden de haberdardır.

(Allah’ın elçisiyle) Gizli konuşmanızdan önce sadakalar vermekten ürküp-çekinip (sıkıldınız) mı? Çünkü (nefislerinize ağır geldiği için) yapamadınız, (ama) Allah sizin tevbelerinizi kabul etti (ve bağışladı). Şu halde namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin (cimrilik edip eksik bırakmayın), Allah’a ve O’nun Resulüne (her konuda) itaat edin, (Hakk’tan ayrılmayın, zira) Allah, yaptıklarınızdan Haberdardır.

Gizli konuşmanızdan önce, sadaka vermekten dolayı, fakir düşeceğinizden mi korkuyorsunuz? Madem size emredileni yapmadınız, Allah da sizi bundan affetti, bundan dolayı, bundan sonra, sadaka vermeden de konuşup danışabilirsiniz. Öyleyse sizler bundan böyle, namazınızda devamlı ve dikkatli olun, zekatı verin, Allah'a ve Rasulüne itaat edin. Çünkü Allah, yapageldiğiniz herşeyden haberdardır.

Ne o, gizli, özel, bir şey konuşmanız-dan önce, imanda sadâkatinizin ve kemâlinizin ifadesi olan sadakalar vermekten, harçları ödemekten sızlanır hale mi geldiniz? İmkânlarınızın olmaması, sıkıntıya düşmeniz endişesiyle, bunu yapamaz durumda iken, Allah'ın size ruhsat tanıdığı, günah ve isyandan vazgeçip, kendisine itaate yönelişinizi kabul ettiği zaman, namazı erkanına, şartlarına, vaktine riayet ederek âşikâre kılmaya devam edin, vicdanlarınızı, servetinizi, sosyal bünyenizi arındıran, berekete vesile olan zekâtı verin, Allah'a ve Rasûlüne itaat edin, Kur'ân'ı ve sünneti uygulayın, tebliğe, teşrie riayet edin. Allah işlediğiniz amellerden haberdardır.

Gizli konuşmanızdan önce sadakalar vermekten korktunuz mu? Madem ki yapmadınız, Allah da sizin tevbelerinizi kabul etti; şu halde namaz kılın, zekât verin, Allah'a ve Peygamber'ine itaat edin. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

Gizli konuşmanızdan önce sadaka vermekten ürktünüz mü? Çünkü yapmadınız, Allah sizin tevbelerinizi kabul etti. Şu halde namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah'a ve O'nun Resûlü'ne itaat edin. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

(Peygambere maruzatta bulunmak için) konuşmanızdan önce sadakalar vereceğinizden korktunuz mu? Mademki (emredildiğiniz şeyi) yapmadınız, Allah da sizin kusurunuzu bağışladı. Artık namazı gereği üzre kılın, zekâtı verin. Allah'a ve peygamberine itaat edin. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.

Peygamber ile gizli konuşmalarınızdan önce sadaka vermekten çekindiniz mi? İşte madem yapmadınız ve Allah da tevbenizi kabul etti; (onun yerine tam olarak) namaz kılın, zekât verin. Allah’a ve Resulüne itaat edin. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

Özel konuşmanızdan önce sadakaları vermekten çekindiniz mi? Çünkü sadaka vermeyi yerine getirmediniz; Allah da sizi affetti. Artık namazı kılınız, zekâtı veriniz, Allah'a ve Peygamberine itaat ediniz. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

Gizli konuşmanızdan önce verdiğiniz sadaka sizleri korkuttu mu? Eğer yapmaz iseniz, Allah sizi bağışlar; namaz kılın, zekât verin, hem Allaha, hem de peygamberine başeğin, Allah bilir niderseniz

Baş başa konuşmanızdan önce sadaka vermekten ürktünüz mü? Sizler bunu yapamayınca Allah da sizden bu yükümlülüğü kaldırdı. Şu hâlde namazı ikame edin, zekâtı verin ve Allah'ın ve Resulünün emirlerine uyun! Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

Rasûl ile hafî görüşmezden evvel sadaka virmekden çekiniyor mısınız? Eğer yapmaz iseniz Allâh sizi ’afv ider. Fakat hiç olmaz ise namâz kılınız, zekât viriniz, Allâh’a ve rasûlüne itâ’at idiniz. Sizin yapdıklarınızdan Allâh haberdârdır.

Hususi konuşmanızdan önce sadaka vermekten ürktünüz mü ki bunu yerine getirmediniz? Ama Allah, tevbenizi kabul etmiştir. Öyleyse namazı kılın, zekatı verin, Allah'a ve Peygamberine itaat edin. Allah, işlediklerinizden haberdardır.*

Baş başa konuşmanızdan önce sadakalar vermekten çekindiniz mi? Bunu yapmadığınıza ve Allah da, sizi affettiğine göre artık namazı kılın, zekâtı verin, Allah’a ve Resûlüne itaat edin. Allah, bütün yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.

Özel görüşme yapmadan önce sadaka verecek olmanızdan dolayı (ya veremezsek diye) korkuya mı kapıldınız? Madem bunu yapamadınız ve Allah da sizi bağışladı, o halde namazı özenle kılın, zekâtı verin, Allah’a ve resulüne itaat edin. Allah yapıp ettiklerinizden tamamen haberdardır.

Gizli bir şey konuşmanızdan önce sadakalar vermekten çekindiniz mi? Bunu yapmadığınıza ve Allah da sizi affettiğine göre artık namazı kılın, zekâtı verin Allah'a ve Resûlüne itaat edin. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.  

 Bu âyet, önceki âyetin hükmünü neshederek, sadaka yükümlülüğünü hafifletmiş, verilmediği zaman muaheze edilmeyeceklerini bildirmiştir.... Devamı..

Özel görüşmenizden önce bir sadaka vermekten çekindiniz mi ki onu uygulamadınız? ALLAH tevbenizi kabul eder. Namazı gözetin, zekatı verin, ALLAH'a ve elçisine uyun. ALLAH yaptıklarınızdan haberdardır.

Gizli (özel) bir şey konuşmanızdan önce sadaka vermekten korktunuz da mı yerine getirmediniz? Fakat Allah da sizi affetti. Şu halde namazı kılın, zekatı verin, Allah'a ve Resulüne itaat edin. Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.

Ya!.. Fısıltınızdan önce sadakalar takdim etmekten korktunuz mu? Mâdemki yapmadınız Allah da size tevbe lûtfetti artık namaza devam edin ve zekâtı verin ve Allah ve Resulüne itaat edin ki Allah habîrdir her ne yaparsanız

(Ey sadaka vermeye gücü olan mü’minler! Peygamber ile) özel (birebir) konuşmadan önce sadaka vermekten (sadaka verirseniz fakir düşeceğinizden) korktunuz da mı, bunu yapmadınız? (Sadaka vermeden de peygamberle gizlice (birebir) konuşmak için size ruhsat vererek) Allah sizi affetti. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah’a ve Peygamberine itaat edin. Allah bütün yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.

Gizli bir şey konuşmadan önce sadaka vermek ağır geldi değil mi? Bunu yapamayınca Allah, sizin hatadan dönüşünüzü kabul etti. Artık salatı ikame edin, zekatı¹ verin; Allah'a ve Resul'üne itaat edin. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

1- Ayette yer alan “salat” sözcüğünden kasıt, “namaz;” “zekât” sözcüğünden kasıt da “mali yardım” demek değildir. Kast edilen şey şudur: Kulluğunuzu, ... Devamı..

Mahrem konuşmanızdan evvel sadakalar vereceğinizden korkdunuz mu? Çünkü işte yapmadınız. (Bununla beraber) Allah sizin tevbelerinizi kabul etdi. O halde dosdoğru namazı kılın. Zekâtı verin. Allaha ve peygamberine (diğer emirlerinde de) îtâat edin. Allah, ne yaparsanız hakkıyle haberdârdır.

Gizli konuşmanızdan önce sadakalar takdîm etmekten korktunuz mu? Mâdem ki yapmadınız, Allah da sizi affetti (sadaka vermeden konuşmanıza izin verdi); o hâlde namazı hakkıyla edâ edin, zekâtı verin,(2) Allah'a ve Resûlüne itâat edin! Allah, ne yaparsanız(hepsinden) haberdâr olandır.

(2)“Evet nasıl ki Fâtiha Kur’ân’a, insan kâinâta fihristedir; namaz da hasenâta (iyiliklere) fihristedir. Çünki namaz; savm (oruç), hac, zekât ve sâir... Devamı..

Özel, bir şey konuşmanızdan önce, (imanda sadâkatinizin ve kemâlinizin ifadesi olan) (yoksullara) bir yardımda bulunmamaktan dolayı (günah işlemiş olabileceğinizden) korkuyor musunuz? Eğer (farz olan zekâtın dışında imkânlarınızın olmamasından dolayı) bunu yapamazsanız ve Allah size affediciliğini gösterirse, siz de namazlarınızda devamlı ve dikkatli olun ve [sadece] arındırıcı yükümlülüklerinizi yerine getirin ve [böylece] Allah’a ve (tebliğ ettiği mesajlar hususunda) elçisine itaat edin ve (bilin ki) Allah yapmakta olduğunuz her şeyi bilmektedir. *

(*) Yani, bir müminin servetini ve gelirini bencilliğin kirinden arındırmayı hedefleyen zorunlu vergiyi (zekât): bu demektir ki, kişinin karşılıksız y... Devamı..

Elçi ile özel görüşme öncesinde sadaka vermenizden korktunuz mu? Sonra bunu yapmadınız. Allah sizi hatalarınızdan dolayı affetti. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah’a ve O’nun elçisine itaat edin. Allah yaptıklarınızdan haberdar olandır.

Yoksa siz gizli konuşmadan önce verintide bulunmaktan çekiniyor musunuz? Çünkü bakın bunu yapmadınız. Yine de Allah tövbenizi onadı. Artık namaz kılın, zekat verin, Allah’a, elçisine boyun eğin, Allah bütün işlediklerinizden bilgilidir.

Gizli konuşmadan evvel sadaka vermekten fakir düşeceğiniz diye mi telâş ettiniz? Çünkü emrolunanı işlemediniz. Allah, bu özürünüzü kabul etti, yapmamanıza müsaade etti. Artık namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Allah/a ve peygamberine itaat edin. Allah yaptığınızdan haberdardır.

Baş başa konuşmanızdan önce sadakalar vermekten çekindiniz [eşfaktum] mi? Bunu yapamadınız ve Allah da tevbelerinizi kabul ettiğine göre artık namazı dosdoğru kılınız, zekâtı veriniz, Allah’a ve elçisine itaat ediniz. Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.

Gizli konuşmanızdan önce sadaka vermenizden ürküntü mü duydunuz (da yapmadınız)? Bunu yapmadığınıza ve Allah da sizi affettiğine göre, artık namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Allah'a ve O'nun resulüne itaat edin. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdar olandır.

Peygamber ile özel görüşme öncesinde sadaka vermek sizi bu kadar korkuttu mu ki, —Hz. Ali ve birkaç kişi hariç— görüşme isteğinden vazgeçtiniz? Sadaka vermekten kaçınmak bir mümine hiç yakışır mı? Ama yine de Allah sizin bu kusurunuzu bağışladı ve buyruk hedefine ulaştığı için, bundan böyle sadaka vermeksizin Peygamberle yalnız görüşmenize izin verdi. Çünkü artık, İslâm toplumunun önderiyle baş başa görüşmek için ayrılan vaktin ne kadar değerli olduğunu idrâk etmiş bulunuyorsunuz. Fakat ne zaman müminlerde bu zaaf tekrar ortaya çıkarsa, bu ayetin hükmü yeniden geçerli olacaktır. O hâlde, halkın nazarında size itibar kazandıracak özel görüşmelerle değil, sizi Allah katında yüceltecek gerçek iyiliklerle meşgul olun: Örneğin, namazınızı güzelce kılın, zekâtınızı verin ve Allah’a ve Elçisine gönülden itaat edin! Ve şunu hiç aklınızdan çıkarmayın: Allah, yaptığınız her şeyden haberdardır.

Gizli konuşmalarınız arasında sadaka sunmaya çekindiniz mi? Diyelim ki yapmadınız, Allah da size tevbe kabul etti; artık Namaz’ı kılın, Zekât’ı verin, Allah’a ve O’nun rasûlüne itaat edin! Allah ne işliyorsanız haberlidir.

Yapacağınız gizli görüşmeden önce, sadaka vermek konusunda ikilemde mi kaldınız? Korkmayın Allah sizi bağışlar. Ama namaza devam edin, zekatı verin, Allah ve resulüne saygılı olun. Çünkü Allah, yaptıklarınızın farkındadır...

Gizli bir şey konuşmanızdan önce sadaka vermekten çekindiniz mi? Bunu yapmadınız. Ancak Allah sizi affetti. Artık Salât-ı İkame edin! Zekâtı verin! Allah’a ve Resul’üne itaat edin! Allah yaptıklarınızı bilendir!

(Elçi ile) gizli (özel) görüşmenizden önce [sadaka]lar vermekten çekindiniz mi? Bunu yapamadığınıza ve Allah da sizi affettiğine göre namazı kılın, zekâtı verin; Allah’a ve Elçisine itaat edin! [*] Allah yaptıklarınızdan haberdardır. [*]

Allah’a ve Elçisine itaatle ilgili bkz. Âl-i İmrân 3:32, 132; Nisâ 4:59; Mâide 5:92; Enfâl 8:1, 20, 46; Nûr 24:52, 54; Ahzâb 33:71; Muhammed 47:33; Fe... Devamı..

(Ey îman edenler!) Yoksa Peygamberle gizli bir şey konuşmanızdan önce sadaka vermekten korktunuz da mı yerine getirmediniz? Fakat Allah, sizi affetti.¹ Artık namazı dosdoğru ve devamlı kılın, zekâtı verin, Allah’a ve Rasûlüne itaat edin. Çünkü Allah, yaptıklarınızdan (tümüyle) haberdardır.

1 12. ayet yukarıdaki notta da belirtildiği gibi 13. ayetle nesh edilmiştir. Hem de bu ayetin nesh edildiğini Hz. Ali (r.a) söylemiştir. Nesh’i kabul ... Devamı..

[Elçi’ye] danışmanız vesilesiyle kimseye bir yardımda bulunmamaktan dolayı [günah işlemiş olabileceğinizden] korkuyor musunuz? Eğer [imkanlarınızın olmamasından dolayı] bunu yapamazsanız ve Allah size affediciliğini gösterirse, siz de namazlarınızda devamlı ve dikkatli olun ve [sadece] arındırıcı yükümlülüklerinizi ²⁴ yerine getirin ve [böylece] Allah’a ve Elçisi’ne itaat edin: Çünkü Allah yaptığınız her şeyden haberdardır.

24 Yani, bir müminin servetini ve gelirini bencilliğin kirinden arındırmayı hedefleyen zorunlu vergiyi (zekât): bu demektir ki, kişinin karşılıksız ya... Devamı..

Elçiyle özel görüşme yapmadan önce sadaka vermek zor geldi değil mi? İmkân sahibi olduğunuz halde bunu yapmamanızdan dolayı Allah bu yükümlülüğünüzü kaldırdı. O halde namazınızı kılmaya ve zekâtınızı vermeye devam edin Allah’a ve Allah’ın mesajlarını tebliğ eden elçisine itaat edin zira Allah yapıp ettiklerinizden haberdardır. 2/271

(Elçi ile) özel görüşme talebinizden önce, sadaka türü bir şeyler vermekten dolayı sizde şafak attı, öyle mi? Hemen belli oldu bunu yapamayacağınız ve Allah sizin pişmanlığınızı kabul etti:[⁴⁹⁹²] haydi artık namazı hakkını vererek kılın, zekâtı gönlünüzden gele gele verin, Allah’a ve Rasulüne itaat edin: zira Allah yaptıklarınızdan ayrıntısıyla haberdardır.

[4992] Özel görüşme sadakası, bu sadakayı vermeyecekleri gün gibi ortada olan münafıkları deşifre etmeyi amaçlıyordu. Yöntem o kadar etkili oldu ki, a... Devamı..

(Ey Peygambere çok sık müracatta bulunanlar) Her dilekten önce sadaka vermek size ağır geldi de bunu yapamadınız. Allah sizi affettiğine göre, (bu yükü üzerinizden kaldırdığına göre) artık namazınızı kılın, zekâtı verin ve Allah'a ve Peygamberine itaat edin, Allah yaptığınız her şeyden haberdardır.

Gizli konuşmanızdan önce sadaka vermenizden korktunuz mu? Çünkü yapmadınız. Allâh da sizin (bundan) tövbenizi kabul etti. Artık namazı kılın, zekâtı verin, Allah’a ve Elçisine itâ’at edin. Allâh yaptıklarınızı bilmektedir.

Ya maruzatta bulunmadan önce sadakalar takdîm etmenizden korktunuz mu? Madem ki yapmadınız ve Allah üzerinize afv ile nazar buyurdu, artık namazı ikame edin ve zekâtı verin ve Allah'a ve Peygamberine itaat eyleyin ve Allah yapar olduğunuz şeylerden haberdardır.

Özel görüşmeden önce sadaka vermeniz halinde fakir düşeceğinizden mi korktunuz? Size emredilen bir bu tasadduku yapmadığınıza göre, Allah da sizi bundan muaf tuttu. Artık namazı hakkıyla ifa edin, zekâtı verin, Allah'a ve Resulüne itaat edin! Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.

Gizli konuşmanızdan önce sadaka vermenizden korktunuz mu? Çünkü yapmadınız. Allah da sizi (bundan) affetti. Artık namazı kılın, zekatı verin, Allah'a ve Elçisine ita'at edin. Allah yaptıklarınızı bilmektedir.

Rasûl'e münâcâtdan evvel sadaka virmekden (dûçâr-ı fukarâ oluruz diye) korkdınız mı? Mâdâm ki işlemediniz, Allâh Te'âlâ sizi ondan 'afv itdi. İmdi namâzınızı âdâb ve erkânıyla kılın. Zekâtı virin, Allâh ve rasûlüğne itâ'at iyleyin. Allâh Te'âlâ işlediğiniz şeyleri bilicidir.

Yapacağınız özel görüşmeden önce sadakalar vermeniz sizi rahatsız mı etti? Madem vermediniz; Allah da bu konudaki tevbenizi kabul etti; öyleyse namazı tam kılın, zekatı verin, Allah’a ve elçisine boyun eğin. Allah, yaptıklarınızın iç yüzünü bilir.

Gizli konuşmanızdan önce sadaka vermekten çekiniyor musunuz? Bunu yapamazsanız; Allah, tevbenizi kabul eder, öyleyse namazı kılın, zekatı verin, Allah'a ve Elçisine itaat edin, Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

Gizli konuşmadan önce sadaka vermekten korktunuz da mı bunu yapmadınız? Yine de Allah sizi bağışladı. Siz de namazı dosdoğru kılmaya bakın, zekâtı verin, Allah'a ve Resulüne itaat edin. Zira Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.(3)

(3) Peygamberimizle özel olarak görüşme taleplerinin, onu bunaltacak ve mü’minlerin işleriyle meşgul olmaktan alıkoyacak bir seviyeye vardığı anlaşılı... Devamı..

Gizli konuşmanızdan önce, sadakalar vermekten ürperdiniz mi? Çünkü yapmadınız. Allah size tövbe nasip etti. Artık namazı/duayı yerine getirin, zekâtı verin, Allah'a ve resulüne itaat edin. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

iy ķorķduñuz mı ya'nį yoħsullıķdan kim ilerü dutasız sözüñüz ileyinde śadaķalar? pes ķaçan işlemedüñüz daħı tevbe virdi Tañrı size pes ŧururuñ namāzı daħı virüñ zekātı daħı muŧį' oluñ Tañrı’ya daħı yalavacına. daħı Tañrı ħaberlüdür aña kim işlersiz.

Ḳorḳduñuz mı yoḫsulluḳdan söyleşmezden burun ṣadaḳa virmekden?Niçün işlemezsiz? Daḫı size Tañrı Ta‘ālā tevbe virdi. Pes durġuruñ | namāzı, daḫı virüñüz zekātı ve uyuñuz Tañrı‐y‐ıla peyġamberine. DaḫıTañrı Ta‘ālā siz işlegeni bilicidür.

Məgər siz (Peyğəmbərlə) məxfi danışmazdan əvvəl sədəqə verməkdən qorxdunuzmu? Madam ki, siz (bunu) etmədiniz (sədəqə vermədiniz) və Allah da tövbənizi qəbul buyurdu, onda namaz qılıb zəkat verin, Allaha və Onun Peyğəmbərinə itaət edin. Allah nə etdiklərinizdən xəbərdardır!

Fear ye to offer alms before your conference? Then, when ye do it not and Allah hath forgiven you, establish worship and pay the poor due and obey Allah and His messenger. And Allah is Aware of what ye do.

Is it that ye are afraid of spending sums(5352) in charity before your private consultation (with him)? If, then, ye do not so, and Allah forgives you, then (at least) establish regular prayer; practise(5353) regular charity; and obey Allah and His Messenger. And Allah is well-acquainted with all that ye do.

5352 Note the plural here, Sadaqat, instead of the singular, Sadaqah in verse 12 above. While people with the foibles described in n. 5350 may be will... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.