20 Nisan 2025 - 22 Şevval 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Hadîd Suresi 29. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Li-ellâ ya’leme ehlu-lkitâbi ellâ yakdirûne ‘alâ şey-in min fadli(A)llâhi(ﻻ) ve enne-lfadle biyedi(A)llâhi yu/tîhi men yeşâ(u)(c) va(A)llâhu żû-lfadli-l’azîm(i)

Ve bunlar da, kitap ehlinin, şunu bilmeleri için bildirilmiştir: Onlar, Allah'ın lütuf ve ihsanından hiçbir şeyi menedemezler ve lütuf ve ihsan, Allah'ın elindedir, dilediğine verir ve Allah, pek büyük bir lütuf ve ihsan sahibidir.

Böylece, (sizi hakir gören ve aleyhinize birleşen) Kitap Ehli (Yahudi ve Hristiyan kesimlerle, Kur’an’ı anlamayı ve hükümlerine uymayı terk edip, sadece kendi hocalarının ve üstadlarının yazdığı kitapları yeterli görenler ve özellikle Batı’nın ve bâtılın peşine düşenler) kendilerinin Allah’ın fazlından (lütuf ve ihsanından) hiçbir şeye ’kâdir ve sahip olmadıklarını’ (fark etsinler) ve bütün fazlın (her türlü imkân, ikram ve iktidarın) muhakkak Allah’ın elinde olduğunu ve onu dilediğine verdiğini bilip-öğrensinlerdi. (Zira) Allah, büyük fazıl (üstün lütuf ve ihsan) sahibidir.

Bize de kitap verildi diyen, geçmiş din mensupları bilsinler ki, Allah'ın lütfundan ve yardımından, hiç birşeyi geri çevirmeye onların gücü yetmez. Bütün lütuf ve ihsan Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf ve ihsan sahibidir.

58    MÜCÂDELE SÛRESİ

Ehl-i kitabın, ehl-i tevhid olanlarından İslâma girenlerinin, Allah'ın lütfundan hiçbir şey elde edemiyecekleri şeklindeki yanlış bilgilerini ortadan kaldırmak için, Allah ehl-i tevhid olanların, takva esaslarını benimseyenlerine, Muhammed'e iman edenlerine rahmetinden iki pay veriyor. Lütuf ve ihsan Allah'ın elindedir, sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimselere verir. Allah büyük lütuf sahibidir.

Böylece, kitap ehli Allah'ın lütfundan bir şeye güç yetiremediklerini, lütfun tamamen Allah'ın elinde olduğunu ve onu dilediğine verdiğini bilsinler. Allah büyük lütuf sahibidir.

Öyle ki, Kitap Ehli (yahudi ve hristiyanlar) Allah'ın fazlından hiç bir şeye 'güç yetirip-sahip olmadıklarını' ve fazlın muhakkak Allah'ın elinde olduğunu, onu dilediğine verdiğini bilip-öğrensin. Allah, büyük fazl (üstün lütuf ve ihsan) sahibidir.

Tâ ki, (âhir zaman peygamberine iman getirmiyen) ehl-i kitab bilsinler ki, Allah'ın fazlından hiç bir şeye güç yetiremezler. Muhakkak ki iyilik ve sevab Allah'ın elindedir; onu dilediğine verir. Allah (müminlere sevab ve iyilik vermekle) çok büyük kerem sahibidir.

Ehl-i kitap bilsin ki onlar, Allah’ın fazlından (vahiy indirmesinden) hiçbir şeye malik değiller. Bütün fazıl (peygamberlik) Allah’ın elindedir, onu istediğine verir. Ve Allah, büyük fazl ve ihsan sahibidir.

Kitap ehli, Allah'ın, mesajını kime vereceği üzerinde hiçbir yetkilerinin olmadığını bilmelidirler. Allah, kendi yetkisinde olan peygamberlik görevini dilediğine verir. Allah sonsuz lütuf sahibidir.[614]

[614] Hadîd sûresinden çıkarılacak genel ilkeler için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XIX, 77-78.

Kitaplılar bilsinler ki Allahın erdeminden hiçbir şeye güçleri erişemez, evet, erdem Allahın elindedir, onu dilediği kimseye verir, Allah ulu erdem sahibidir

Böylece kitap ehli (Yahudiler ve Hristiyanlar) bilsinler ki, Allah'ın lütfu onların tekellerinde değildir. Lütuf bütünüyle Allah'ın yetkisindedir, takdirindedir. O, onu dilediğine verir. Çünkü Allah, büyük lütuf sahibidir.

Ehl-i kitâb bilsünler ki Allâh’ın lütfundan hiç bir şey kendi yedlerinde değildir. Allâh lütfını kime ister ise âna ihsân ider. Allâh’ın lütfı bî-nihâyedir.

Kitap ehli bilsinler ki, Allah'ın lütfundan hiçbir şey elde edemezler (bu lütfa malik değillerdir); lütuf Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir; Allah büyük lütuf sahibidir.*

Bunları açıkladık ki, kitap ehli, Allah’ın lütfundan hiçbir şeyi kendilerine has kılmaya güçlerinin yetmeyeceğini ve lütfun, Allah’ın elinde olduğunu, onu dilediği kimseye vereceğini bilsinler. Allah, büyük lütuf sahibidir.

Böylece Ehl-i kitap’tan olanlar, Allah’ın lütfu üzerinde hiçbir güçlerinin bulunmadığını ve bütün lütfun Allah’ın elinde olup onu dilediğine verdiğini bilsinler. Allah büyük lutuf sahibidir.

Böylece kitap ehli, Allah'ın lütfundan hiçbir şey elde edemeyeceklerini bilsinler. Lütuf bütünüyle Allah'ın elindedir, onu dilediğine bahşeder. Allah, büyük lütuf sahibidir.

Böylece kitap halkı bilsin ki, onlar ALLAH'ın lütfunu tekelleştiremezler, tüm lütuf ALLAH'ın elindedir, onu dilediğine ve/veya dileyene verir. ALLAH Büyük Lütuf Sahibidir.

Böylece Kitab ehli, Allah'ın lütfundan hiçbir şey elde edemiyeceklerini bilsinler. Lütuf bütünüyle Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah, büyük lütuf sahibidir.

Çünkü Ehli kitab bilmiyecek mi ki Allahın fadlından bir şey'e güç yetiremezler ve hakıkat fadıl, Allahın yedindedir, onu dilediğine verir ve Allah çok büyük fadıl sahibidir

(Allah bunları size bildirdi ki) böylece, *ehl-i kitap, Allah’ın lütfundan hiçbir şeyi kendilerine has kılmaya güçlerinin yetmeyeceğini ve lütfun, Allah’ın tasarrufunda olduğunu, onu (lütfunu) cüz’î irâdesini haktan yana kullanmış olan kimselere vereceğini bilsinler. Allah, büyük lütuf sahibidir.

* Ehl-i kitap: İslâm dininin aslını bozarak, uydurmuş oldukları bâtıl inançlarının adını hıristiyanlık ve yahûdîlik koyan, Hz. Mûsâ ve Hz. Îsâ’nın [al... Devamı..

Kitap Ehli, Allah'ın lütfundan hiçbir şeye güçlerinin yetmeyeceğini; lütfun Allah'ın elinde olduğunu ve onu dilediğine¹ vereceğini bilmezlik etmesin! Allah, Büyük Lütuf Sahibi'dir.

1- Uygun gördüğüne. Kimi layık görmüşse ona.

Ehl-i kitâb, hakıykaten Allahın fazl (-u kerem) inden hiçbir şey'e nail olamayacaklarını, muhakkak bütün inayetin Allahın elinde bulunduğunu, onu (ancak) dileyeceği kimselere vereceğini bilmedikleri için mi (küfürde inâd ediyorlar? Halbuki bunu pek a'lâ biliyorlar da). Allah büyük fazl (-u kerem) saahibidir.

Böylece ehl-i kitab, (kendilerinin) Allah'ın lütfundan hiçbir şeye güç yetiremeyeceklerini ve şübhesiz lütuf (sâdece) Allah'ın elinde olup, onu dilediğine vereceğini bilsin(ler)! Çünki Allah, pek büyük ihsan sâhibidir.

Böylece kitap ehli, (kendilerinin) Allah’ın lütfundan hiçbir şeye güç yetiremeyeceklerini (kendilerine ait kılmaya güçlerinin yetmeyeceğini) ve şüphesiz lütuf (kendi tekellerinde değil, yalnız) Allah’ın elinde olup onu (iman etmek ve salih amellerde bulunmak suretiyle) isteyen (gereğini yapıp hak eden) kimseye vereceğini bilmezlik etmesinler! Ve Allah, büyük lütuf sahibidir. *

(*) Elmalılı, bu ifadeyi olumsuz soru kabul ederek mâna vermeyi tercih eder. Bu mânayla ilgili olarak onun yaptığı izah özetle şöyledir: Ehl-i kitap b... Devamı..

Ehli kitap şunu iyi bilsin ki, Allah’ın lütfundan hiçbir şeyi, onlar planlayıp dağıtamazlar. Elbetteki lütuf ve bağış (nimetlerini dağıtmak) Allah’ın kendi elinde olup, bunları kullarından dilediklerine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.

(*)

(*) Basılı nüshada 22 ilâ 29. ayetlerin meali bulunmuyor.

Ta ki ehl-i Kitap şunu bilsinler: Allah/ın inayetinden hiçbir şeye onların güçleri yetmez, meğer ki Tanrı versin. İnayet Allah/ın elindedir. Onu dilediğine verir, Allah büyük bir inayet sahibidir.

Böylece Kitap ehli, Allah’ın lütfundan hiçbir şeye güç yetiremeyeceklerini, lütfun Allah’ın elinde olduğunu, onu dilediği/dileyen kimseye verdiğini bilsinler.

Böylece kitap ehli olanlar, müminlerin Allah'ın lütfünden hiçbir şeye güç yetiremeyeceklerini zannetmesinler. Lütuf bütünüyle Allah'ın elindedir, onu dilediğine bahşeder. Allah büyük lütuf sahibidir.

Evet, Son Elçiye iman edin ki, böylece Kitap Ehli olarak bilinen, Allah’ın seçkin ve ayrıcalıklı kulları olduklarını iddia ederek kutsal Kitabı kendi tekellerinde gören Yahudi ve Hıristiyanlar, Allah’ın lütfuna hiçbir şekilde sınır koyamayacaklarını, çünkü her türlü lütuf ve ihsanın tamamen Allah’ın elinde olduğunu ve onu dilediğine bağışlayacağını bu konuda hiç kimsenin hiçbir yetkisinin olmadığınıiyice anlasınlar.
Hiç kuşkusuz Allah, sonsuz lütuf sahibidir.

Kitap ehli bilmez mi; Allah’ın lütfundan bir şeye güç yetiremezler. Lütuf, Allah’ın eliyledir. Onu, dileyeceği kimselere veriyor. Allah Çok Büyük Lütuf sahibidir.

Artık ehlikitap, Allah'ın erdem sıfatından pay alamayacaklarını bilmelidirler. Çünkü erdem hazinesi Allah’ın tekelindedir. Onu hak edene verir. Çünkü erdemin öz kaynağı Allah'tır.

Bunları açıkladık ki, Allah’ın lütfundan hiçbir şeyi kendilerine has kılmaya güçlerinin yetmeyeceğini kitap ehli bilsin! Lütfun Allah’ın elinde olduğunu, onu dilediği kimseye vereceğini bilsin! Yalan yanlış yorumlarıyla kendilerine pay çıkarıp durmasınlar. Allah büyük lütuf sahibidir.

Kitap ehli, Allah’ın lütfundan hiçbir şey elde edemeyeceklerini, lütfun tamamen Allah’ın elinde olduğunu, onu dilediğine (layık olana) vereceğini bilmezlik etmesinler. Allah büyük lütuf sahibidir.

Kendilerine kitap verilenler şunu iyi bilsinler ki onlar, Allah’ın lütfundan hiç bir şey elde edemeyeceklerdir. (Çünkü) lütuf, tamamen Allah’ın elindedir ve onu dilediğine verir. Ve Allah, büyük lütuf sahibidir.

Ve geçmiş vahiylerin mensupları bilsinler ki ⁵² Allah’ın lütfu üzerinde hiçbir güçleri yoktur; ⁵³ bütün lütuf [yalnızca] Allah’ın elindedir: onu dilediğine verir; Allah sonsuz lütuf sahibidir.

52 Lafzen, “geçmiş vahiylerin [yani Kitâb-ı Mukaddes’in] mensupları bilsinler diye”.53 Yani, kendilerinin Allah’ın hiçbir nimeti üzerinde özel bir imt... Devamı..

Böylece önceki vahyin mensupları Allah’ın lütfundan hiçbir şeye engel olamayacaklarını ve lütuf ve ikramın tamamen Allah’ın elinde olduğunu ve onu hak edene vereceğini anlasınlar. Çünkü Allah büyük lütuf ve ikram sahibidir. 2/90, 42/13

Kitap ehli bilmez mi ki, Allah’ın lütfundan hiçbir şey üzerinde tekel oluşturamazlar. Çünkü lütuf Allah’ın elindedir; onu hak edip tercih eden/tercih ettiği kimselere verir.[⁴⁹⁷⁴] Nitekim Allah, muazzam ikram sahibidir.

[4974] Baştaki li ella ya‘leme ibâresini İbn Mes’ud ve İbn Abbas li ya‘leme (bilsinler için) şeklinde okumuştur. Baştaki akıbet lâmı sayılırsa mâna “S... Devamı..

Artık kitap ehlinin bilmeleri gerekir ki onlar, Allah’ın lütfundan hiçbir şeye karşı güç yetiremezler! (Allah Teâlâ’nın fazlıyla peygamberlik ihsan buyurduğu Muhammed s.a.s.'i inkâr etmeye ne kadar uğraşsalar engel olamazlar ve ona iman etmedikçe va’ad buyurulan mükâfatları elde edemezler ve yine bilmeleri gerekir ki) Lütuf ve ihsân Allah’ın elindedir, onu da dilediğine verir. (Onun içindir ki, Muhammed s.a.s.'e Son Peygamber pâyesi vermiş ve ona iman edenleri mükâfat ve nûr ile üstün kılmıştır.) Allah çok büyük lütuf ve kerem sahibidir!..

Bunları açıkladık ki, kitap ehli, Allah’ın lütfundan hiçbir şeyi kendilerine has kılmaya güçlerinin yetmeyeceğini ve lütfun, Allah’ın elinde olduğunu, onu dilediği kimseye vereceğini bilsinler. Allah, büyük lütuf sahibidir.

Artık ehl-i kitap bilmeyecekler midir ki, Allah'ın fazlından hiçbir şeye güç yetiremiyeceklerdir ve şüphe yok ki bütün fazl, Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir ve Allah pek büyük fazl sahibidir.

Ehl-i kitap şunu bilsinler ki: Allah'ın lütfundan mâlik oldukları hiçbir şey, hiçbir kısım mevcut değildir. Bütün lütuf ve inayet Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.

Müfessirlerin çoğuna göre, burada hitap Ehl-i kitaba olup: “Üç kısım insan için iki kat ecir verilecektir. Birincisi: Önce kendi peygamberlerine, daha... Devamı..

Böylece Kitap ehli, kendilerinin, Allah'ın lutfundan hiçbir şeye malik olmadıklarını, bütün lutfun, Allah'ın elinde olduğunu, onu dilediğine vereceğini bilmezlik etmesinler. Allah, büyük lutuf sahibidir.

Ehl-i Kitâb (Mûsâ ve 'Îsâ'ya îmân iyledikleri halde Muhammed'e îmân itmeyenler) Allâh'ın fazlından hiç bir şeye nâil olamazlar ve fazl-u kerem Allâh'ın yed-i kudretindedir. Onı dilediğine virir. Allâh Te'âlâ pek büyük fazl ve kerem sâhibidir.

Ehl-i Kitap[1], Allah'ın yapacağı lütfu kendilerinin belirleyemeyeceğini bilmelidir. Bütün lütuf Allah'ın elindedir; onu doğru tercihte bulunana yapar; Allah büyük lütuf sahibidir.[2]

[1] Kitaplarında uzman olan kişiler [2] Lütuf (TDK): Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik, yardım, ihsan, inayet, atıfet

Kitap ehli, Allah'ın lütfundan hiçbir şeyi takdir edemeyeceklerini ve lütfun Allah'ın elinde olup, onu dilediğine verebileceğini bilsinler. Allah, büyük lütuf sahibidir.

Kitap Ehli de şunu bilsin ki, onlar Allah'ın lütfu üzerinde tasarruf sahibi değillerdir. Lütuf ve nimet Allah'ın elindedir; onu dilediğine bağışlar. Ve Allah pek büyük lütuf sahibidir.

Böylece, Ehlikitap, Allah'ın lütfundan hiçbir şeyi kotarma gücünde olmadıklarını bilsinler. Lütuf, Allah'ın elindedir; onu dilediğine verir. Allah, büyük lütfun sahibidir.

tā bile kitāb ehli kim ķaadır degüller nesene üzerine Tañrı fażlından daħı bayıķ fażl Tañrı elindedür virür anı aña kim diler. daħı Tañrı fażl issidür ulu.

Ḥattā bilmeg‐içün kitāb ehli ki güçleri yitişmez hīç nesneye Tañrı fażlın‐dan. Daḫı iḥsān ve kerem Tañrı Ta‘ālā elindedür. Virür anı kime dilese.Daḫı Allāh ulu kerem eyesidür.

(Muhəmməd əleyhissəlama iman gətirməyən) kitab əhli bilsin ki, onlar Allahın lütfünə (mərhəmətinə, dilədiyi kimsəyə peyğəmbərlik əta etməsinə) heç bir vəchlə mane ola bilməzlər. Şübhəsiz ki, lütf (mərhəmət, ne’mət) Allahın əlindədir, onu istədiyinə bəxş edər. Allah çox böyük lütf (kərəm) sahibidir! [Və ya: kitab əhli Allahın lütfündən heç bir şeyə nail olmayacaqlarını, həqiqətən, lütfün (mərhəmətin) Allahın əlində olduğunu, Allahın da onu istədiyi kimsəyə bəxş etdiyini bilmədikləri üçünmü küfrdə israr edib dururlar? Halbuki bunu çox ə’la bilirlər].

That the People of the Scripture may know that they control naught of the bounty of Allah, but that the bounty is in Allah's hand to give to whom He will. And Allah is of infinite bounty.

That the People of the Book may know that they have no power(5329) whatever over the Grace of Allah, that (His) Grace is (entirely) in His Hand, to bestow it on whomsoever He wills. For Allah is the Lord of Grace abounding.

5329 Let not any race, or people, or community, or group, believe that they have exclusive possession of Allah's Grace, or that they can influence its... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.