İnne hâżâ lehuve hakku-lyakîn(i)
Muhakkak bu, kesinliğinden şüphe edilmeyen bir gerçektir. (Hakke’l-yakin bir hakikattır, mutlak adaletin yerini bulacağı ahiret kaçınılmazdır).
Şüphe yok ki bu, haktır, gerçeğin ta kendisidir.
İşte tüm bu söylenenler doğru ve kesin gerçektir.
Bu sûrede sana vahyedilenler, kesinkes doğru bilgilerdir, gerçeklerdir.
Şüphe yok ki, kesin gerçek işte budur.
Şüphesiz bu, kesin bilgi ifade eden bir gerçektir (Hakku'l-Yakin).
İşte budur şübhe götürmiyen gerçek.
Bu söz izan ve imandan gelen bir gerçek ve haktır.(*)*
95,96. Şüphesiz bu anlatılanlar kesin gerçeklerdir. Artık Yüce Rabbinin adını övgüyle an![606]*
İşte, yakın hak budur
Şüphesiz bu, kesin gerçektir.
Doğrusu kesin gerçek budur.
Şüphesiz bu, kesin gerçektir.
Şüphesiz ki bu, kesin gerçektir.
Mutlak gerçek budur.
Kesin gerçek budur işte.
İşte budur hakikat hakkulyakîn
Kuşkusuz bu bildirdiklerimiz kesin olarak gerçektir.
Şübhesiz ki bu elbette kat'î bilgi (veren) hakıykatın ta kendisidir.
Şübhe yok ki bu, kat'î gerçeğin ta kendisidir.
(Size anlatılan) Bu haberler, olmasında şüphe olmayan, kesin gerçeklerdir.
Bu beyan, şüphesiz doğru ve dürüsttür [⁷].*
Hiç şüphesiz bu, kesin bilgi ifade eden bir gerçektir.
İşte ey insanoğlu, hiç şüphesiz bütün bu haber verilenler, tartışmasız bir gerçektir!
Şüphesiz (âhirette) yaşanacak kesin gerçek, işte budur.
Kuşkusuz bu, hakikatlerin hakikatidir! 32
Bütün bu anlatılanlar şüphe götürmez gerçeklerdir. 10/54.56
Hiç şüphe yok ki bu, işte budur kesin gerçek:
Şüphe yok ki bu, elbette bu, (verilen haberler) dosdoğru bir hakikattır.
İşte, hakkında hiç şüphe olmayan gerçek budur!
Kesin gerçek budur işte.
Bütün bunlar, doğruluğu kesin olan bilgilerdir.
Bu, kesin gerçeğin ta kendisidir.
İşte bu kesin ve kuşkusuz gerçeğin tâ kendisidir.
İşte budur, o tartışmasız, o kesin gerçek!
bayıķ uşbudur ŧoġrusı gümānsuz.
Şübhəsiz ki, bu, təkzibolunmaz həqiqətdir!
Lo! this is certain truth.
Verily, this is the Very Truth and Certainly.(5272)*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |