Kul inne-l-evvelîne vel-âḣirîn(e)
De ki: Şüphe yok, öncekiler de, sonra gelenler de.
(Ey Resulüm, onlara) De ki: "Şüphesiz, öncekiler de ve sonrakiler de (geçmişteki ve gelecekteki herkes mahşere kalkacaktır)."
De ki: Öncekiler de, sonra gelenler de,
“Önceki nesiller de, sonraki nesiller de elbette diriltilecek.” de.
De ki: "Şüphesiz öncekiler de sonrakiler de.
De ki: 'Şüphesiz, öncekiler de ve sonrakiler de.'
(Ey Rasûlüm, o münkirlere) söyle: “- Muhakkak bütün evvelkiler ve sonrakiler,
De ki: “Öncekiler de sonrakiler de…
47,48,49,50. Şöyle diyorlardı: “Ölüp, toprak ve kemik olduktan sonra mı yeniden diriltileceğiz? Eski atalarımız da mı?” De ki: “Şüphesiz öncekiler de, sonrakiler de, belli bir günün randevusunda bir araya getirileceklerdir.”
Diyesin ki: «Hem öncekiler, hem de sonrakiler
De ki: “Hem öncekiler hem de sonrakiler,
49,50. Ânlara di ki: "Evvel gelenler sonra gelenler ma’lûm olan günde sûret-i kat’iyede ictimâ’ ideceklerdir."
49,50. De ki: "Şüphesiz öncekiler de, sonrakiler de belli bir günün belirli bir vaktinde toplanacaklardır."
49,50. De ki: “Şüphesiz öncekiler ve sonrakiler, mutlaka belli bir günün belli bir vaktinde toplanacaklardır.”
De ki: “Hem öncekiler hem sonrakiler;
De ki: Hem öncekiler hem de sonrakiler,
De ki, "Öncekiler de, sonrakiler de."
De ki: "Öncekiler ve sonrakiler"
De ki: Muhakkak bütün evvelîn ve âhirîn
49-50. (Resûlüm! O kâfirlere) de ki: “Şüphesiz öncekiler ve sonrakiler, (Allah tarafından takdir edilmiş) belli bir günün, belli bir vaktinde mutlaka (hesap vermek üzere, mahşerde) toplanacaklardır.”
De ki: “Öncekiler de sonrakiler de diriltilecekler.”
Söyle: «Şüphesiz hem evvelkiler, hem sonrakiler,
49,50. De ki: “Şübhe yok ki öncekiler de, sonrakiler de, bilinen bir günün belli bir vaktinde elbette toplanacak olanlardır.”
49,50. (Resulüm! Onlara) De ki: “Şüphesiz öncekiler ve sonrakiler, mutlaka (diriltilip hesap vermek üzere) malum günün, belirlenmiş vaktinde mutlaka toplanacaklar. *
Deki “Evet, önceki ve sonrakilerin hepside diriltilecekler.”
De ki: «Evet, hem eskiler, hem de sonrakiler,
Onlara de ki evvelkiler de, sonrakiler de
(Ey Peygamber!) De ki: “Muhakkak ki öncekiler de sonrakiler de.”
De ki: “Şüphesiz öncekiler de sonrakiler de…”
Ey Müslüman! Onlara de ki: “Evet; önceki devirlerde yaşamış olan nesiller de, sonrakiler de,”
De ki: -“Şüphesiz ki İlk Öncekiler ve Sonrakiler;”
De ki: " Evet, hem eskiler hem yeniler, "
Onlara de ki: "Öncekiler ve sonrakiler."
De ki: “Hem öncekiler (atalarınız) hem de sonrakiler,
(Ey Muhammed! Onlara:) “(Evet) hem öncekiler, hem de sonrakiler.” de.
De ki: “Daha önce yaşamış olanlar da, sonrakiler de
De ki: – Hiç şüpheniz olmasın ki öncekiler de sonrakiler de diriltilecek. 23/35...37
De ki: “Şüphesiz hem öncekiler hem de sonrakiler,
(Ey Muhammed) De ki: "Hem öncekiler (evvelki ümmetlerin kâfirleri), hem de sonrakiler. (Sizler kuşkusuz diriltileceksiniz.)
De ki: "Şüphesiz hem öncekiler hem de sonrakiler (diriltilecekler). "
De ki: «Şüphe yok evvelkiler de, sonrakiler de,».
49, 50. De ki: “Öncekiler de, sonrakiler de belli bir günün, belli vaktinde mutlaka toplanacaksınız. ” [11, 103-105]
De ki: "Öncekiler de sonrakiler de."
(Yâ Muhammed) Onlara di ki: "Evvelki ve sonraki ümmetler"
Onlara şimdiden de ki “Evet, eskiler de sonrakiler de
De ki: -Öncekiler de sonrakiler de.
De ki: Öncekiler ve sonrakiler,
De ki: "Öncekiler de sonrakiler de."
49-50. eyit “bayıķ öñdüngiler daħı śoñraġılar dirilmişlerdür vaķtindin yaña bilinmiş günüñ.”
Eyit yā Muḥammed: Evvelki ümmetler, ṣoñraġı ümmetler,
(Ya Peyğəmbər!) De: “(Sizdən) əvvəlkilər də, sonrakılar da,
Say (unto them, O Muhammad): Lo! those of old and those of later time
Say: "Yea, those of old and those of later times,
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |