Fîhinne kâsirâtu-ttarfi lem yatmiśhunne insun kablehum velâ cân(nun)
O cennetlerde, gözlerini, eşlerinden ayırmayan ve eşlerinden önce ne bir insan tarafından dokunulmuş, ne bir cin tarafından dokunulmuş eşler var.
Orada (aşk ve sadakat) bakışlarını sadece eşlerine çevirmiş, (güzellik ve tazelikleri gönül okşayan öyle) kadınlar vardır ki, daha önce kendilerine ne bir insan ne de bir cinn dokunmuş değildir. (Sürekli temiz ve bâkire kalacaklardır.)
O cennetlerde gözlerini eşlerinden ayırmayan ve eşlerinden önce kendilerine ne insan, ne cin dokunmamış eşler vardır.
Orada süzgün bakışlı, alımlı, hasretlik çekmiş gibi, gözlerini yalnız eşlerine çevirmiş, çılgınca seven güzeller var ki, eşlerinden önce, onlara insan ve cin eli değmemiştir.
Oralarda bakışlarını yalnız eşlerine dikmiş güzeller vardır ki, onlardan önce kendilerine ne bir insan ne de bir cin dokunmuştur.
Orada bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş kadınlar vardır ki, bundan önce kendilerine ne bir insan, ne bir cin dokunmuştur.
O cennetlerde, gözlerini kocalarından başkasına çevirmiyen hanımlar vardır ki, bu kocalarından önce, kendilerine ne bir insan dokunmuştur, ne de bir cin?!
56, 57. O iki Cennette, kocalarından başka herkesten gözlerini saklı tutan, kocalarından evvel hiçbir insan ve cin ile yatmayan hanımlar vardır. Madem böyledir, ey insanlar ve cinler! Rabbinizin hangi yüce nimetini inkâr edeceksiniz?
56,57,58,59. Orada, gözlerini eşlerinden ayırmayan, kendilerinden önce ne insan ne de cin dokunmuş eşler olacaktır. Şimdi, Rabbinizin cennet güzelliklerini nasıl inkâr edebilirsiniz? Onlar sanki yakut ve mercan gibidirler. Şimdi, Rabbinizin cennet güzelliklerini nasıl inkâr edebilirsiniz?
Oralarda, onlardan önce ne bir insanın, ne de bir cinin dokunduğu güzel gözlüler vardır
Orada hiç el sürülmemiş mahcûb nazarlı ve ins ve cinden kimsenin dokunmadığı genç zevceler bulunacakdır.
Orada, bakışlarını yalnız eşlerine çevirmiş, daha önce ne insan ve ne de cinlerin dokunmuş olduğu eşler vardır.
Oralarda bakışlarını sadece eşlerine çevirmiş dilberler vardır. Onlara eşlerinden önce ne bir insan, ne bir cin dokunmuştur.
Oralarda eşinden başkasına bakmayan kadınlar vardır ki onlardan önce kendilerine ne bir insan ne de bir cin dokunmuştur.
Oralarda gözlerini yalnız eşlerine çevirmiş güzeller var ki, bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmuştur.
Oralarda, daha önce ne bir insan ne de bir cin tarafından dokunulmamış, bakışlarını dikmiş eşler vardır.
Oralarda gözlerini yalnız eşlerine çevirmiş dilberler var ki, bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmuştur.
O Cennetlerde öyle kasıratüttarf dilberler, ki dokunmamıştır onlara onlardan evvel İns-ü Cânn
O cennetlerde gözlerini eşlerinden (kocalarından) ayırmayan ve eşlerinden (kocalarından) önce kendilerine ne bir insanın ne de bir cinin dokunmadığı zevceler vardır.
Onlarda daha önce ins¹ ve cinnin¹ dokunmadığı, bakışlarını başkasından çekmiş eşler vardır.
Oralarda gözünü yalınız zevcelerine hasretmiş (öyle dilber) ler vardır ki bunlardan evvel ne bir insan, ne bir cin asla kendilerine dokunmamışdır.
Onlarda (kocalarından) başkasına bakmayan kadınlar vardır ki, bunlardan önce kendilerine ne bir insan, ne de bir cin dokunmuştur!
Oralarda, (o cennetlerde bulunan erkek ve kadınlara hizmet etmek üzere) bakışlarını onlardan (cennet ehli olan erkek ve kadınlardan) ayırmayan (özel hizmetçi)ler vardır ki, onlardan (o cennet ehli erkek ve kadınlardan) önce (kendi hizmetinde çalıştırmak amacıyla) onlara (o hizmetçilere) ne bir insan (insanlardan bir erkek veya bir kdın) ne de bir cin (cinlerden bir erkek veya bir kadın) dokunmuştur (yani erkek olsun kadın olsun daha önce hiçbir kimse onları kendi hizmetinde çalıştırmamıştır). (*)
Cennete girenlerden önce, bilinen veya bilinmeyen birilerine hizmet etmemiş hoş bakışlı hizmetçiler var.
O Cennetlerde gözlerini eşlerine diken öyle kadınlar vardır ki bundan önce onlara ne bir insan ne de bir cin eli sürülmemiştir.
Cennetlerde gözlerini sahiplerine dikmiş, bunlardan evvel insan ve periden hiçbir kimse tarafından dokunulmamış kadınlar vardır.
Orada, bakışlarını sadece eşlerine çevirmiş, daha önce ne insan ve ne de cinlerin asla dokunmadığı eşler vardır.
Bu iki bahçeden başka, onlara daha nice bahçeler verilecek. Bunların içinde, gözleri eşlerinden başkasını görmeyen öyle tatlı bakışlı güzeller vardır ki, daha önce ne bir insan eli değmiştir onlara, ne de bir cin. Çünkü Allah, cennet kadınlarını, oraya lâyık üstün özelliklerle yaratmış ve Cennette, tertemiz, taptaze bir hâlde eşlerine hazırlamıştır. Hurilere eşlerinden önce ne bir insan ne de bir cin, hiçbir kimsenin eli bile değmemiştir.
Orada (başı öne eğik) Kısa Bakışlılar vardır. Onlara, bunlardan önce ne bir insan dokunmuştur, ne de cinn!
Cennette, insan ve cin eli değmemiş, mahcup bakışlı güzellerden söz edilirken
Orada bakışlarını sadece eşlerine çevirmiş eşler vardır. Onlara eşlerinden önce bildikleri veya bilmedikleri insanlardan hiç kimse dokunmamıştır.
Oralarda (cennetlerde) bakışlarını (yalnızca eşlerine) kısanlar [*] (çevirenler) var ki onlardan (cennetliklerden) önce kendilerine hiçbir insan ve cin dokunmamıştır. [*]
O cennetlerde, ¹güzel gözleri eşlerinden başkasını görmeyen ve onlardan önce kendilerine hiç bir insanın ve cinin dokunmadığı eşler² vardır.
Bu [bahçe]lerde, ne insanın ne de görünmez bir varlığın daha önce hiç dokunmadığı yumuşak bakışlı eşler bulunacak. ²⁷
O cennetlerde bakışlarını yalnız eşlerine çevirmiş, onlardan önce hiç bir insan ve cinin dokunmadığı eşler vardır. 2/25, 56/22...37
Bu (cennetlerde), daha önce[⁴⁸⁶⁷] görünür görünmez hiçbir varlığın dokunmadığı, gözü dışarıda olmayan eşler olacak:[⁴⁸⁶⁸]
O iki cennette, gözleri yalnız eşlerine çevrilmiş güzeller vardır ki, daha önce ne insan ne de cin dokunmamıştır.
Onlarda bakışları kısa (yalnız kocalarına bakan) öyle dilberler de var ki, bunlardan önce onları ne insan, ne de cin kanatmamıştır.
O cennetlerde nazarlarını (yalnız kendi kocalarına) hasretmiş kadınlar vardır ki, kendilerine onlardan önce ne bir insan ve ne de bir cin dokunmamıştır.
O cennetlerde gözleri eşlerinden başkasını görmeyen, tatlı bakışlı öyle güzeller vardır ki, daha önce cin ve insanlardan hiç kimse kendilerine dokunmamıştır.
Onlarda bakışları kısa (yalnız kocalarına bakan) öyle dilberler de var ki, bunlardan önce onları ne insan, ne de cin kanatmamıştır.
O cennetlerde gözlerini yalnız zevcelerine kasr itmiş, onlardan evvel ins ve cin ile temâs itmemiş hûriler vardır.
Bahçelerde, gözlerini onlardan ayırmayan hizmetçi kızlar (huriler) vardır. Bunlardan önce onlara ne bir insan ne de cin eli değmiştir[*].
O cennetlerde bakışlarını yalnız eşlerine çevirmiş, onlardan önce hiç bir insan ve cinin dokunmadığı eşler vardır.
O Cennetlerde, bakışlarını kendilerine çevirmiş güzeller vardır ki, daha önce onlara ne bir insan, ne de bir cin eli değmemiştir.
O cennetlerde, bakışlarını eşlerine dikmiş öyle dilberler vardır ki, daha önce onları ne cin kirletmiştir ne de insan.
anlaruñ içinde «göz yıġıcılardur yaķınlıķ eylemedi anlara ādemį anlardan ilerü ne daħı perrį.
Ol cennetde hūrīler vardır ki gözlerini zevceleri üzerlerine ḥaṣr itmişlerdür. Evvelce o ḥūrīlere ins ü cinn ṭaraflarından ṭoḳunulmamışdır.
Orada (o cənnətlərdə) gözlərini (yalnız ərlərinə) dikmiş, bundan əvvəl özlərinə heç bir ins-cins (insan və cin) toxunmamış qadınlar vardır.
Therein are those of modest gaze, whom neither man nor jinn will have touched before them,
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |