Ve lekad enżerahum batşetenâ fetemârav bi-nnużur(i)
Oysa andolsun (Hz. Lut), zorlu yakalamamıza karşı onları uyarmıştı. Fakat onlar, bu uyarıları kuşkuyla ve kafa tutmakla karşılayıp (yalanlamakta diretmişlerdi).
Ve andolsun ki o, bizim helakimizle korkutmuştu onları da onlar, bu korkutuşlardan şüpheye düşmüşlerdi.
Andolsun ki Lût onları, bizim şiddetli azabımızla uyardı, ama onlar bu uyarılara hep şüpheyle baktılar.
Andolsun ki, Lût, bizim, kendilerini şiddetle sarsarak yakalayıp, cezalandıracağımız konusunda uyarmıştı. Fakat sorumluluk, hesap ve ceza konusundaki uyarılara kuşku ile baktılar.
Andolsun ki (Lut) onları, bizim zorlu yakalamamıza karşı uyarmıştı. Ama onlar uyarıları kuşkuyla karşılayıp yalanladılar.
Oysa andolsun, zorlu yakalamamıza karşı onları uyarmıştı. Fakat onlar, bu uyarıları kuşkuyla karşılayıp-yalanlamakta direttiler.
And olsun ki, Lût, azabımızla onları korkutmuştu; fakat o ihtarları, şübhelenerek inkâr ettiler;
O, onları bizim şiddetli azabımız ile korkuttu. Fakat onlar, peygamberler hakkında şüphe ettiler.
Andolsun ki, Lût, onları bu yakalayışımıza karşı uyardı. Onlar bu uyarıları şüphe ile karşıladılar.
Bizim şiddetimiz de onları korkutmuştu, onlar bu korkutmalardan şüphelenmiş idiler
Andolsun ki, (Lût) bizim cezalandırma gücümüz konusunda onları uyarmıştı, ama onlar bu uyarılara hep şüpheyle bakmış (onları ciddiye almamış)lardı.
Lut, and olsun ki, onları Bizim yakalamamızla uyarmıştı, ama onlar uyarmaları şüphe ile karşılayarak dinlemediler.
Andolsun, Lût onları bizim şiddetli azabımızla uyardı. Fakat onlar bu uyarıları kuşkuyla karşıladılar.
Andolsun ki, Lût onları bizim şiddetli azabımızla uyardı. Fakat onlar bu tehditleri kuşkuyla karşıladılar.
Onları bu yakalayışımıza karşı uyarmıştı; ancak onlar uyarıları kuşkuyla karşıladılar.
(Lût), onları bizim yakalamamıza karşı uyarmıştı. Fakat ikazlara karşı kuşku duydular,
Celâlim hakkı için satvetimizin şiddetini kendilerine ıhtar da etmiş idi, fakat o ıhtarları cidal ile karşıladılar
Ant olsun ki yakalayıp tutuşumuza karşı onları uyarmıştı. Ne var ki onlar bu uyarıları kuşku ile karşıladılar.
Andolsun ki (Lût) onlara (kendilerini) azâb ile yakalayacağımızı da haber vermişdi. Fakat onlar bu korkutmaları şübhe ile tekzîb etdiler.
And olsun ki (Lût) onları (azabla) yakalamamıza karşı korkutmuştu; fakat (onlar) o korkutmalara karşı şübheye düştüler.
Daha önce (yaptıkları kötülüklerden vazgeçmezlerse) azabımızla onları yakalayacağımızı elçiler duyurmuştu. Sonra uyarıldıkları şeyleri tartıştılar.
* Lût onları kavrayıp yakalamadığımız ile korkutmuştu, onlar ise Lût/un korkuttuğu şeyler hakkında şüpheye düşüp yalan saymışlardı.
Oysa (Lut) şüphesiz zorlu yakalamamıza karşı onları uyarmıştı. Fakat onlar bu uyarıları kuşkuyla karşıladılar.
Lut, azâbımızın dehşeti konusunda onları zamanında uyarmıştı fakat onlar uyarıları şiddetle reddettiler ve Peygamberin sözlerini hep kuşkuyla karşıladılar.
Oysa (Lût) onları, şiddetli azabımız konusunda uyarmıştı. Onlar da bu uyarıları kavga ve şüphe ile karşılamışlardı.
Aslında o, Bizim cezalandırma gücümüz konusunda onları uyarmıştı; ama onlar bu uyarılara hep şüpheyle baktılar,
Lut, bizim şiddetli bir şekilde cezalandıracağımız hususunda onları uyarmıştı. Ama onlar, uyarıları şüphe ile karşıladılar ve dikkate almadılar. 7/179
Doğrusu (Lût) Bizim kıskıvrak yakalama gücümüze karşı onları uyarmıştı; fakat onlar bu uyarılara hep kuşkuyla yaklaştılar.
Celâlim hakkı için onları satvetimizin şiddetiye korkutmuş idi. Fakat onlar bu korkutuş ile şekk ve şüphede bulundular (onu tasdik etmediler).
Lût onları Bizim yakalarından tutup azaba çarptıracağımızı söyleyerek tehdit etmişti. Ama onlar uyarmalara karşı şüpheye düştüler.
Lut, onları bizim yakalamamıza karşı uyarmıştı, fakat uyarılara karşı kuşku duydular.
Lut, kıskıvrak yakalayacağımız konusunda onları uyarmıştı ama uyarıları ciddiye almadılar.
Lût, onları şiddetli azabımız hakkında uyarmıştı. Ama onlar, uyarıları şüphe ile karşıladılar.
Lût onları şiddetli azabımız hakkında uyarmıştı; fakat onlar uyarıları şüpheyle karşıladılar.
Yemin olsun, Lût onları bizim yakalayışımız hakkında uyarmıştı da onlar, uyarılarla ilgili olarak kuşkulanıp çekişmişlerdi.
daħı bayıķ ķorķıttı anları ķatı dutmaġumuzdan pes yalan duttılar ķorķıtmaķları.
And olsun ki, (Lut) onları Bizim əzabımızla qorxutmuş, onlar isə bu təhdidlərə (xəbərdarlıqlara) şübhə edib inanmamışdılar.
And he indeed had warned them of Our blow, but they did doubt the warnings.
And (Lut) did warn them(5156) of Our Punishment, but they disputed about the Warning.*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |