Ni’meten min ‘indinâ keżâlike neczî men şeker(a)
(Mü’min ve müstakim kullarımıza ve elçilikle görevli kıldıklarımıza) Tarafımızdan bir nimet olarak (böyle yapmıştık) . İşte Biz, şükredenleri böyle mükâfatlandırırız.
Katımızdan bir nimet olarak; işte böyle mükafatlandırırız şükredeni.
katımızdan bir nimet olarak. İşte biz şükredenleri böyle mükafatlandırırız.
Tarafımızdan bir lütuf olarak kurtardık. Şükredenleri biz böyle mükâfatlandırırız.
Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte şükredeni böyle mükafatlandırırız.
Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte Biz, şükredenleri böyle ödüllendiririz.
Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte (iman ve itaat etmek suretiyle nimetimize) şükür edeni, böyle mükâfatlandırırız.
Kendi katımızdan bir nimet olarak onları kurtardık. İşte Biz, şükredenleri böylece mükâfatlandırırız.
34,35. Lût ailesi hariç, biz de onların üzerine taş yağdırdık. Katımızdan bir nimet olarak, Lût ailesini seher vakti kurtardık. Şükredenleri işte böyle ödüllendiririz.
34,35. Taş yağdırdık başlarına, katımızdan nimet olmak üzere, bir tan vakti Lût'un ailesini kurtardık, şükreyleyen kimseyi, işte böyle ödülleriz
34-35. Biz de hepsinin üzerine taş savuran bir fırtına gönderdik. Yalnız Lût'un ailesini (iki kızını) katımızdan bir nimet olarak seher vakti kurtardık. Şükredenleri (iyilik bilenleri) işte böyle mükâfatlandırırız.
34,35. Biz de üzerlerine taş yağdıran bir rüzgar gönderdik. Ancak, Lut'un taraftarlarını, katımızdan bir nimet olarak seher vakti kurtardık. Şükredene işte böyle mükafat veririz.
34,35. Şüphesiz biz de üzerlerine taşlar savuran bir rüzgâr gönderdik. Yalnız Lût’un ailesi başka. Katımızdan bir nimet olarak bir seher vakti onları kurtardık. Şükredenleri işte böyle mükâfatlandırırız.
34, 35. Biz de üstlerine taş (yağdıran bir fırtına) gönderdik. Ancak Lût ailesi müstesna, katımızdan bir nimet olarak onları seher vaktinde kurtardık. Biz şükredeni işte böyle mükâfatlandırırız.
Katımızdan bir iyilik olarak. Şükredeni işte böyle ödüllendiririz.
Katımızdan bir nimet olarak. Biz şükredeni böyle mükafatlandırırız.
Tarafımızdan bir ni'met olarak, işte şükredeni böyle karşılarız
İşte şükredenleri katımızdan bir nimet olarak böyle ödüllendiririz.
Tarafımızdan bir ni'met olarak. İşte şükredenleri biz böyle mükâfatlandırırız.
34,35. Şübhesiz ki biz, onların üzerine (taş yağdıran) bir kasırga gönderdik; ancak Lût âilesi müstesnâ. Tarafımızdan bir ni'met olarak onları (karısı hâriç) bir seher vaktinde kurtardık. İşte şükreden(ler)i böyle mükâfâtlandırırız!
Bu bizden bir lütuftu. İşte biz, şükredenleri böyle mükafaatlandırırız.
Biz şükredenlere böyle mükâfat veririz.
Tarafımızdan bir nimet olarak (kurtardık). İşte biz, şükredenleri böyle ödüllendiririz.
Fedâkâr kulumuza, tarafımızdan bir lütuf ve nîmet olarak… İşte Biz, nîmetlerimize şükredenleri böyle ödüllendiririz. O kavmi helâk etmeden önce, yaşanan olaylara bir bakın:
34,35. Biz de onların üzerine taş yağdıran bir kasırga gönderdik. (Bu azaptan) sadece Lût’un ailesini katımızdan bir nîmet olarak, seher vakti kurtardık. İşte Biz şükreden kimseyi böyle mükâfatlandırırız.
katımızdan bir nimet olarak: işte biz şükredenleri böyle ödüllendiririz.
Katımızdan bir nimet olarak. Şükredenleri biz işte böyle ödüllendiririz. 10/103
katımızdan bir nimet olarak: şükredenleri Biz işte böyle ödüllendiririz.
Bizim tarafımızdan bir nîmet olarak, işte şükredeni öylece mükâfaatlandırırız.
34, 35. Biz de Lût'un ailesi dışında, hepsinin üzerine taş savuran bir fırtına gönderdik. Onları ise, tarafımızdan bir nimet olarak seher vakti kurtardık. İşte şükredenleri Biz böyle ödüllendiririz.
Katımızdan bir ni'met olarak. Biz şükredeni böyle mükafatlandırırız.
Bu, katımızdan yapılan bir iyilikti. İyilik bilenleri böyle ödüllendiririz.
Katımızdan bir nimet olarak. Şükredenleri işte böyle ödüllendiririz.
Bu ise katımızdan bir nimet idi. Şükredeni Biz böyle ödüllendiririz.
Katımızdan bir nimet olarak. Şükredeni işte böyle ödüllendiririz biz.
34-35. bayıķ biz viribidük anlaruñ üzere ol ŧaş atıcı yili illā lūŧ ķavmı ya'nį lūŧ daħı iki ķızı ķurtarduķ anları śubḥ vaķtında ni'met virmek içün ķatumuzdan. ancılayın yanud virürüz aña kim şükr eyledi.
Dərgahımızdan bir lütf olaraq! Biz (ne’mətimizə) şükür edəni belə mükafatlandırırıq!
As grace from Us. Thus We reward him who giveth thanks.
As a Grace from Us: thus do We reward those who give thanks.(5155)*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |