Ve huve bil-ufuki-l-a’lâ
(O sırada) En yüksek ufukta (maneviyat boyutunun en yüce irtibat makamında) ydı.
Ve o, en yüce tanyerindeydi.*
Ufkun en uç noktasında görünerek
O, en yüksek ufukta idi.
O, en yüksek ufuktaydı.
O, en yüksek bir ufuktaydı.
Ve o (Cebrâil) yüksek ufukta idi.
O, en yüce ufukta idi. (Maddi âlemin, maddiyatın dışında idi.)
5,6,7,8,9,10. Ona, bunu çok güçlü akıl sahibi olan Cebrail öğretmiştir. Doğrulup dikildi. O, en yüksek ufuktaydı. Sonra iyice yaklaştı ve sarktı. İki yayın arası kadar, hatta daha da yakın. Böylece kuluna vahyedeceğini vahyetti.[590]*
En yüce ufuktadır
6-7. (O,) etkileyici ve tam donanımlı (bir melekti) ki; (peygamber) en yüksek ufukta bulunuyorken (vahyetmek üzere) olanca haşmetiyle kendini (ona) gösterdi. *
5,6,7. Ona, çetin kuvvetlere sahip ve güçlü olan Cebrail öğretmiştir; en yüksek ufukta iken doğruluvermiş.
5,6,7. (Kur’an’ı) ona, üstün güçlere sahip, muhteşem görünümlü (Cebrail) öğretti. O, en yüksek ufukta bulunuyorken (aslî sûretine girip) doğruldu.
5, 6, 7. Çünkü onu güçlü kuvvetli ve üstün yaratılışlı biri (Cebrail) öğretti. Sonra en yüksek ufukta iken asıl şekliyle doğruldu.
En yüksek ufukta.
O, en yüksek ufukta idi.
Ve o en yüksek ufukta idi
O, yüksek bir ufuktaydı.
O, en yüksek ufukda idi.
Ve o, (bu mi'râcında) en yüksek ufukta idi.
O ufkun en yüksek yerinde.
5, 7. Ona pek kuvvetli, pek heybetli [⁴] biri [⁵] öğretti de göğün en yüksek bir kenarında olduğu halde doğruldu [⁶].*
O, en yüksek bir ufuktaydı.
Gökle yerin birleştiği ufkun en yüce noktasında, 600 kanadıyla kendisini göstermişti.
6,7. (Ki o) üstün bir akıl sahibidir. 1(Cebrail Muhammed’e) gerçek şekliyle tüm ufku kaplamış bir şekilde2 göründü.3*
ufkun en uç noktasında 4 görünerek,
Bu sırada o, ufkun en yüksek noktasında idi. 17/1
Bu sırada o, en yüksek ufku kaplamıştı.
Ve o, en yüksek bir sema kıyısında idi.
5, 6, 7. Onu kendisine pek güçlü ve kuvvetli, o üstün akıl ve kemal sahibi olan (melek Cebrail) öğretti. [81, 19-21]Melek kendi aslî sûretine girip doğruldu. İşte o zaman kendisi en yüce ufukta idi.
Kendisi yüksek ufukta iken.
(O zaman) Muhammed, (Mekke’ye göre) en yüksek ufukta (Hira Dağında)[*] idi.*
O, en yüksek ufukta idi.
O zaman ufkun en yukarısında idi.
En yüksek ufuktadır o.
ol yir gök ķıranıñda-y-iken yücerek.
O (Cəbrail) ən uca üfüqdə (günəşin çıxdığı yerdə) idi.
When he was on the uppermost horizon.
While he was in the highest part(5088) of the horizon:*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |