Vemâ lehum bihi min ‘ilm(in)(s) in yettebi’ûne illâ-zzan(ne)(s) ve-inne-zzanne lâ yuġnî mine-lhakki şey-â(n)
Onların, bu hususta hiçbir bilgisi yok, ancak zanna kapılıyorlar ve şüphe yok ki zan, gerçeğe karşı hiçbir şeye yaramaz.
Ancak onların bununla ilgili hiçbir (geçerli ve gerçekçi) bilgileri yoktur. Onlar, sadece (asılsız bir) zanna uymaktadırlar. Oysa gerçekte zan, Hakk’tan (yana) hiçbir (yarara ve doğruya) ulaştırmayacaktır.
Onların bu hususta hiç bir gerçek bilgileri yoktur, ancak zanna kapılıyorlar. Şüphesiz ki onların öyle zannetmeleri hiçbir zaman gerçeğin yerini tutmaz.
Halbuki, onların bu hususta bir değer ifade eden hiçbir bilgileri yok. Sadece zanna, tahmine uyuyorlar. Zan, hakkı, hakikati, kesin bilgiyi ifade bakımından bir değer taşımaz.
Onların bu hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise gerçekten yana bir şey kazandırmaz.
Oysa onların bununla ilgili hiç bir bilgileri yoktur. Onlar, yalnızca zanna uymaktadırlar. Oysa gerçekte zan, haktan yana hiç bir yarar sağlamaz.
Halbuki buna dair bir bilgileri yok; ancak zanna tâbi oluyorlar. Zan ise, hak olan ilmin yerini tutmaz.
Hâlbuki bu konuda hiçbir bilgileri yoktur. Onlar ancak zanna uyuyorlar. Ve gerçekten zan, haktan yana hiçbir fayda vermez.
Halbuki onların bu hususta hiç bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise asla gerçeği ifade etmez.
Bu yolda bunların bilgisi yoktur, uymuş oldukları ancak zanlarıdır, zan ise, hakka karşı hiçbir işe yaramaz
Hâlbuki onların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur. Onlar sadece hayal mahsulü temelsiz bilgilere uyuyorlar. Oysa hayal mahsulü temelsiz bilgi, hakikat namına hiçbir şey ifade etmez.
Hakîkati bilmiyorlar zanna ittibâ’ idiyorlar, zanlar hiç bir vakit hakîkat yerini tutmaz.
Oysa onların bu hususta bir bilgileri yoktur, sadece sanıya uyarlar. Sanı ise şüphesiz gerçeği ifade etmez.
Hâlbuki onların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur. Onlar sadece zanna uyuyorlar. Şüphesiz zan, hakikat namına hiçbir şey ifade etmez.
Oysa onların bu konuda bir bildikleri yok; sadece zanna uyuyorlar. Zan ise asla gerçek bilginin yerini tutamaz.
Halbuki onların bu hususta hiç bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise hiç şüphesiz hakikat bakımından bir şey ifade etmez.
Onların bu konuda bir bilgileri yoktur, sadece sanıları izlemektedirler ve sanılar gerçeğin yerini tutmaz.
Onların bu hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise, şüphesiz hakikat bakımından birşey ifade etmez.
Maamafih ona dair bir bilgileri olduğundan değil sırf zanne tabi' oluyorlar, halbuki zann haktan hiç bir şey'i muğnî olmaz
Hâlbuki onların bu hususta hiç bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Şüphesiz ki zan, hakikat namına hiçbir şey ifade etmez.
Oysaki onların bu konuda hiçbir bilgileri yoktur. Onlar yalnızca zanna uyuyorlar. Oysaki zan “gerçekten” yana hiçbir değer taşımaz.
Halbuki onların buna dâir de bilgisi yokdur. Onlar kuruntudan başkasına tâbi' olmazlar. Kuruntu ise, şübhesiz, hakdan hiç birşey'i ifâde etmez.
Hâlbuki onların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur. Sâdece zanna uyuyorlar. Şübhesiz ki zan ise, haktan bir şeyi fayda vermez.
Hâlbuki onların bu hususta (melekler konusunda) hiçbir bilgileri yoktur. Onlar sadece zanna uyuyorlar. Şüphesiz zan, hakikat namına hiçbir şey ifade etmez. *
Onların (meleklerin cinsiyeti ile ilgili) hiçbir bilgiye sahip olmadıkları halde, yalnızca zanna tabi oluyorlar. Hâlbuki zan, gerçek doğrulardan yana hiçbir şey ifade etmez.
Onların bu işte hiç bir bilgileri yoktur. Onlar kuruntularına kapılıyorlar, o kadar kuruntu ise besbelli ki doğrunun yerini tutamaz.
Onların bu sözleri hakkında hiçbir bilgileri yoktur. Onlar öyle kimselerdir ki zandan başka bir şeye ittiba etmezler. Zan ise insanı bir hakkı bilmekten vâreste (kurtulmuş, rahat) kılamaz.
Onların bu konuda hiçbir bilgileri yoktur. Zandan başka bir şeye tabi olmuyorlar. Muhakkak ki zan, hiçbir zaman gerçeği/hakkı ifade etmez.
Oysa onların bununla ilgili hiç bir bilgileri yoktur. Onlar, yalnızca zanna uymaktadırlar. Oysa gerçekte zan, haktan yana hiç bir yarar sağlamaz.
Hâlbuki onlar, bu konuda herhangi bir delile veya güvenilir bilgiye sahip değiller; sadece, hiçbir doğruluk değeri taşımayan sözlerin ve zannın peşinden gidiyorlar; oysa tek başınazan, hakîkate ulaşmak için hiçbir zaman yeterli olmaz.
Onlar için onunla ilgili hiçbir bilgi yoktur. Sadece Zann’a tâbi oluyorlar. Zann ise, Hakk’tan bir şey sağlamaz.
Ama bu konuda kesin bilgileri yok. Sadece zanlarla hareket ediyorlar. Zan ise, asla gerçeği ifade etmez.
Onlar sadece kendi zanları ile yorumlarına uyuyorlar. İyi bilin ki temelsiz delilsiz yorumlarınız hiçbir zaman gerçek değildir. İnsanlar gerçeklere uymadıkları müddetçe hep yanlıştadır. Bilin ki temelsiz delilsiz yorumlara uymak insanı gerçeklerden uzaklaştırır.
Oysa onların bu konuda bildikleri hiçbir şey yoktur ve onlar, (ancak) zanlarının ardına düşüyorlar. Hâlbuki zan, Hak’tan hiçbir şeyin yerini tutmaz.
ve onların bu konuda hiçbir bilgileri olmadığından ²¹ yalnızca zannın ardından giderler: ama zan, hiçbir zaman gerçeğin yerini tutmaz.
Hâlbuki onların bu konuda hiçbir bilgileri yoktur. Onlar ancak hayal mahsulü zannı bilgilerin peşinden gidiyorlar. Oysa zannı rivayetler ve kuruntular hakikat adına hiçbir şey ifade etmez. 10/36
Ama onların bu konuda hiçbir bilgisi bulunmamakta, sadece zannın peşine düşmekteler: fakat hiçbir zan, hak ve hakikat adına hiçbir değer ifade etmez.
Oysa onların bu hususta hiçbir bilgisi yoktur, onlar sadece kendi kuruntularına tabi oluyorlar.. Zan ve kuruntu ise kuşkusuz gerçek karşısında hiçbir şey ifade etmez!
Onların bu hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise gerçek bir şey ifade etmez.
Onların ona dair bir bilgileri yoktur. Zandan başka bir şeye tâbi olmazlar. Halbuki şüphe yok ki zan, haktan hiçbir şey ifade etmez.
Onların buna dair hiçbir bilgileri yoktur. Sadece ve sadece zanna tâbi oluyorlar. Oysa zan, hakikat karşısında ne ifade eder ki!
Onların bu hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise haktan hiçbir gerçek kazandırmaz. (Zan ile gerçeğe ulaşılmaz.)
Bu husûsda kendilerinin hakîki 'ilmî yokdur. Ancak zanna tâbi' olurlar. Zan ise hakdan bir şey ifâde itmez.
Bu konuda ellerinde bir bilgi de yoktur, sadece varsayımlarıyla hareket ederler. Varsayım, gerçeğin yerini tutamaz.
Oysa, bu konuda bir bilgileri yoktur. Sadece zanna tâbi oluyorlar. Zan ise gerçekten bir şey ifade etmez.
Oysa onların bu konuda hiçbir bilgisi yoktur; sadece zan peşine takılmış gidiyorlar. Oysa zan hiçbir zaman gerçeğin yerini tutmaz.
Onların bu konuda hiçbir bilgisi yoktur. Yalnızca sanıya uyuyorlar. Sanı ise haktan hiçbir şey kazandırmaz.
daħı yoķdur anlaruñ aña hįç bilmek uymazlar illā gümāne. daħı bayıķ gümān aśśı eylemez ḥaķdan nesene.
Daḫı anlaruñ aña ‘ilmi yoġ‐iken. Anlar uymazlar, illā gümāna. Daḫıgümān aṣṣı itmez ḥaḳdan bir nesne‐y‐ile.
Onlar buna dair heç bir şey bilmir, yalnız zənnə qapılırlar. Zənn isə əsla həqiqət ola bilməz!
And they have no knowledge thereof. They follow but a guess, and lo! a guess can never take the place of the truth.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |