‘İndehâ cennetu-lme/vâ
Ki Cennetü’l-Me’vâ da onun yanındadır. (Cennetü’l-Me’vâ; muttakilerin, mücahitlerin ve şehitlerin son durağıdır.)
ki, Cennetü'lMe'va O'nun yanındadır.
Onun yakınındaki Cennet'ül-Me'vâ'nın yanında görmüştü.
Barınma (Me'va) cenneti onun yanındadır.
Ki Cennetü'l-Me'va onun yanındadır.
(Takva sahiblerinin barınağı olan) Me'va Cenneti onun (Sidre'nin) yanındadır.
Orada Cennet-ül Me’va vardır.
11,12,13,14,15,16,17,18. Kalp gördüğünü yalanlamadı. O'nun gördükleri hakkında onunla tartışıyor musunuz? Andolsun ki Cebrail'i bir başka inişte de görmüştü. Son sınır ağacı, sidretü'l-müntehâ yanında. O ağacın yanında Me'vâ cenneti vardır. Sidre'yi neler kaplamıştı neler! Ne gözü kaydı ne de belirlenen sınırı aştı. Andolsun ki Rabbinin en büyük âyetlerinden bir kısmını gördü.
13,14,15. En son, sedir ağacının yanında, Onu başka bir kez daha görmüştü, barınak cenneti yanında idi
Me'va Cenneti (Sığınılacak bahçe) onun (Sidre'nin) yanındadır.
Orada Me'va cenneti vardır.
Me’vâ cenneti onun (Sidre’nin) yanındadır.
Ki onun yanında huzur içinde kalınacak cennet vardır.
Cennetü'l-Me'vâ da onun yanındadır.
Ki yanında barınılacak cennet vardır.
Ki Cennetü'lMe'vâ onun yanındadır.
Ki Cennetül'me'vâ onun yanında
Cennetu’l-Me’vâ onun (Sidretu’l-Muntehâ’nın) yanındadır.
Onun yanında me'va cenneti¹ vardır.
ki Cennet-ül me'vâ onun yanındadır.
Ki Cennetü'l-Me'vâ onun yanındadır.
Me’va cenneti (barınma, konaklama ve dinlenme bahçesi) onun (o sidre ağacının) yanındadır. *
Gölgesine sığınılan (me’va) bahçesinde ki,
İnananların barınağı olan Cennet de onun yanıbaşındadır.
Sakınanların barındıkları uçmak O/nun yanındadır.
Onun yanında me’vâ bahçesi [cennetu’l-mevâ’] vardır.
Ki Cennet'ül Me'va da (müminlerin gireceği cennet) onun yanındadır.
Şehitlerin, Hesap Gününe kadar kaldığı barınma Cenneti Me’va’nın yakınındaki sınır noktasında.
Onun yanında da cennet-ül Me’vâ / Barınak cenneti vardır.
14,15. Tam sınırdaki Sedir ağacı yanında // yani tam köşkler cennetinin bulunduğu noktada.
Orada oturulacak bir bahçe vardı.
13,14,15. Yemin olsun ki bir başka inişinde onu, [cennetü’l-me’vâ] (durmaya değer bahçe)nin yanındaki [sidretü’l-müntehâ] (uzaktaki sedir ağacı)’nın yanında bir kez daha görmüştü.
13,14,15. Yemin olsun (Muhammed, Cebrail’i miraçtan) inerken yakınında Cennet’ül-Me’va’nın¹ bulunduğu Sidret’ül-Mün-teha’nın yanında ²bir defa daha gördü.³
vaad edilen bahçenin yakınında,
Onun yanındaki dinlenme bahçesinde.
vaad edilen cennetin (görüntüsü) eşliğinde,[⁴⁷⁷⁹]
Ki Me'vâ cenneti onun yanındadır.
Ki onu (Cebrail’i gördüğü yerin) yanında meva bahçesi vardır.
Onun yanında ise Cennetü'l Me'vâ bulunmaktadır.
Me'va cenneti de onun yanındadır.
Ki onun yanında oturulacak bahçe vardır.
Cennetü'l Me'vâ o Sidretü'l Müntehâ'dadır.
Ahirette kalınacak Cennet de oranın yanı başındadır.
Onun yanında da Me'va bahçesi vardır.
Onun yanında da Me'vâ Cenneti vardır.(4)
O ağacın yanındadır sığınılacak bahçe.
anuñ ķatındadur me'vā uçmaġı.
Anuñ ḳatında var me’vā cenneti.
(Mələklər, şəhidlər və müttəqilər məskəni olan) Mə’va cənnəti onun yanındadır.
Nigh unto which is the Garden of Abode.
Near it is the Garden of Abode.(5094)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |