15 Temmuz 2025 - 19 Muharrem 1447 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Tûr Suresi 30. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Haydar Öztürk-Serkan Yılmaz Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Em yekûlûne şâ’irun neterabbesu bihi raybe-lmenûn(i)

Yoksa onlar, bir şair ki ölmesini, zamanın kötülüklerine uğramasını gözetiyoruz mu diyorlar?

(Ey Nebim!) Yoksa onlar Sana: “(Bizi hayra davet eden kişi sadece) sıradan bir şairdir, ‘biz Ona zamanın (getireceği) felaketleri gözlüyoruz’ (ve Onu susturup pusturacak tuzaklar hazırlıyoruz)” mu diyorlar? (Sabret ve söyle:)

Yoksa onlar senin hakkında, O bir şairdir, zamanın tokadını yemesini bekliyoruz mu diyorlar?

Yoksa onlar:
“O bir şâirdir. Onun, zamanın ıstırap veren felâketlerine uğramasını bekliyoruz.” mu diyorlar.

Yoksa: "(O) bir şairdir, biz onun zamanın felaketlerine çarpılmasını gözlüyoruz" mu diyorlar?

30.İbnu Cerir`in Abdullah bin Abbas (r.a.)`tan rivayet ettiğine göre Kureyş müşrikleri Daru`n-Nedve`de toplanarak Resulullah (a.s.) hakkında ne yapaca... Devamı..

Yoksa onlar: 'Bir şairdir, biz ona zamanın (getireceği) felaketleri gözlüyoruz' mu diyorlar?

Yoksa: “- Bir şairdir, biz O'nun felâket zamanını bekliyoruz” mu diyorlar?

Yoksa: “Bir şairdir. Zamanın çarkları içinde öleceğini bekliyoruz” mu diyorlar?(1)

(1) Cahil ami adamlar gibi.

Yoksa onlar, “O, başına bir felaketin gelmesini beklediğimiz bir şair midir?” diyorlar.

Yoksa onlar: «O, bir şairdir, günün değişmesini bekliyelim mi?» demektedirler

Yoksa onlar: “O (Muhammed) bir şairdir, zamanın onun aleyhine dönmesini gözlüyoruz” mu diyorlar?

30,31. "Bu bir şâ’irdir, cilve-i devrâna muntazır olalım" dirler ise "Peki muntazır olun, ben de sizin ’âkıbetinize muntazır olurum" cevâbını vir.

Yoksa senin için şöyle mi derler: "Şairdir, zamanın onun aleyhine dönmesini gözlüyoruz."

Yoksa onlar, “O bir şairdir; onun, zamanın felaketlerine uğramasını bekliyoruz” mu diyorlar?

Demek onlar, “O bir şairdir; zamanın sillesini yiyeceği günü bekliyoruz” diyorlar öyle mi?

Yoksa onlar: (O,) bir şairdir; onun, zamanın felâketlerine uğramasını bekliyoruz mu diyorlar?

Yoksa, "O bir şairdir, onun ölmesini bekliyoruz." mu diyorlar?

Yoksa onlar (senin için): "Bir şâirdir, zamanın felaketlerine çarpılmasını gözetliyoruz." mu diyorlar?

Yoksa «bir şâir biz ona «reybul menun»u gözetiyoruz» mu diyorlar?

Yoksa onlar (müşrikler), “O (Muhammed) bir şairdir, onun (da diğer şairler gibi), zamanın felaketlerine uğramasını (ölmesini) bekliyoruz” mu diyorlar?

Ezelî ve ebedî ilmi ile her şeyi hakkıyla bilen Rabbimizin, bazı âyet-i kerîmelerde peygamberlere, meleklere, kâfirlere ya da şeytana sormuş olduğu so... Devamı..

Yoksa: “O bir şairdir, ansızın zamanın felaketine uğramasını bekliyoruz.” mu diyorlar?

Yoksa «(O), bir şâirdir, biz onun, zamanın felâketli haadiseleri (ne çarpılması) nı gözetliyoruz» mu diyorlar?

Yoksa onlar: “O, başına felaket gelmesini gözlediğimiz bir şairdir.” mi diyorlar?

[21/5; 36/69; 26/224-226]

Yoksa(1) (onlar): “(O) bir şâirdir; (biz) onun, zamânın felâketlerine uğramasını bekliyoruz!” mu diyorlar?

(1)“İşte şu âyâtın (âyetlerin) binler hakīkatlerinden yalnız beyân-ı ifhâmiyeye (beyânının susturucu oluşuna) misâl için bir hakīkatini beyân ederiz. ... Devamı..

(Resulüm!) Yoksa onlar (inkârcılar senin için), “O bir şairdir; onun, zamanın felaketlerine uğramasını bekliyoruz”mu diyorlar?

(*) 1-Ezelî ve ebedî ilmi ile her şeyi hakkıyla bilen Rabbimizin, bazı âyet-i kerîmelerde peygamberlere, meleklere, kâfirlere ya da şeytana sormuş old... Devamı..

Yoksa “(Muhammed) Bir şairdir O’nu şüphe içinde gözleyelim” diyorlardı.

Yoksa: "O, şairdir, başına gelecek olanın gelmesini bekliyoruz" mu diyorlar?

Yok, onlar «— Şairdir, dehr/in dönmesini bekleyelim mi» [⁸] derler?

[8] Yâni o da şairler gibi ölecek, sabredin.

Yoksa onlar, “O bir şâirdir; zamanın onun aleyhine dönmesini/zamanın başına bilinmeyen bir şey getirmesini⁸ gözetliyoruz/bekliyoruz” mu diyecekler?

8 Reyb, daha önce de belirttiğimiz gibi, kesin gerçeğin tam zıddını veren bir kelimedir. Yani, hakikatle ilgili her türlü, şüphe, şekk, zan, tereddüt,... Devamı..

Yoksa onlar, “Bir şairdir, biz ona ölüm felaketine uğramasını gözlüyoruz” mu diyorlar?

Yoksa inkârcılar senin hakkında, “O yalnızca güzel sözler uyduran usta bir şâirdir, zamanın çarkları arasında yok olup unutulmasını bekliyoruz!” mu diyorlar?

Bu durumda “Menûn” / Mecnûn kuşkusu gözlediğimiz bir şair” diyorlar.

Yoksa: " feleğin sillesini yiyeceğinden emin olduğumuz bir şair " mi diyorlar?

Yoksa onlar: "O bir şairdir. Onun başına gelecek bir felaketi bekliyoruz." mu diyorlar? Yoksa: "Başına bir felaket gelse de ondan tamamen kurtulsak!" mı diyorlar?

Yoksa onlar “(O) bir şairdir; [*] zamanın (getireceği) felaketlere uğramasını bekliyoruz!” mu diyorlar!

Benzer mesajlar: Enbiyâ 21:5; Sâffât 37:36; Hâkka 69:41.

Yoksa onlar (senin için): “O da bir şairdir, biz onun da zamanla helâk olup gitmesini bekliyoruz.” mu diyorlar?

Yoksa onlar: “[O, yalnızca] bir şair[dir]; bekleyip görelim zaman ona neler yapacak” mı diyorlar?” ¹⁷

17 Lafzen, “onun için zamanın kötü tecellîlerini bekleyelim”, yani zamanın getireceği kötülükleri: bu, Cevherî ve Zemahşerî’nin (Esâs’da) raybe’l-menû... Devamı..

Yoksa onlar senin için; “Bu bir şair, bekleyelim bakalım feleğin sillesini ne zaman yiyecek” diyorlar öyle mi? 36/69-70

Yoksa[⁴⁷⁵⁹] (şimdi de) “O bir şairdir; (bırakın da) feleğin sillesini yiyeceği zamanı bekleyip görelim” mi diyorlar?[⁴⁷⁶⁰]

[4759] Bu pasajda 15 kez kullanılan em edatı, hem soru hem de hakikati muhatabın zihnine kazıma vurgusuna sahiptir (İbn Âşûr). [4760] “Bekleyin bak... Devamı..

Yoksa onlar senin için: "O bir şairdir, zaman geçtikçe (saçmaladığı anlaşılacak) onun unutulup gitmesini bekliyoruz” mu diyorlar.

Yoksa onlar (senin hakkında): "Bir şâ’irdir, zamanın felâketlerine çarpılmasını gözetliyoruz" mu diyorlar?

Yoksa diyorlar mı ki, «O bir şairdir, onun hakkında zamanın ızdırap veren felaketini bekliyoruz?»

Ne o, yoksa onlar senin hakkında: “Ne olacak? Şairin biri! Feleğin onun başına neler getireceğini göreceğiz” mi diyorlar?

Yoksa onlar (senin hakkında): "Bir şa'irdir, zamanın felaketlerine çarpılmasını gözetliyoruz" mu diyorlar?

"O şâ'irdir, ona dehrin dönmesine (onun helâkine) intizâr idelim mi" dirler.

Yoksa şöyle mi diyorlar: “Şairin teki; başına gelecekleri bekliyoruz”

Yoksa:-O, bir şairdir, zamanın başına getireceği belayı bekliyoruz mu diyorlar?

Yoksa onlar “O şairin biri; bekleyelim, zaman içinde helâk olur gider” mi diyorlar?

Yoksa şöyle mi diyorlar: "O bir şairdir. Zamanın ölüm getiren felaketine çarpılmasını bekliyoruz."

belki eydürler “şi'r eyidicidür güyerüz aña rūzigār ķatılıġın.”'

Yā anlar eydürler mi ki şā‘irdür, aña gözedelik rūzgār ḥavādiẟin?

Yoxsa onlar (sənin barəndə): “(O) şairdir. Biz (ruzigarın gərdişi nəticəsində) onun başına gələcək müsibəti (ölüb getməsini) gözləyirik!” – deyirlər.

Or say they: (he is) a poet, (one) for whom we may expect the accident of time?

Or do they say:- "A Poet! we await for him some calamity(5064) (hatched) by Time!"

5064 If a spiteful poet foretells evil calamities for men, men can afford to laugh at him, hoping that Time will bring about its revenge, and spite wi... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.