İslevhâ fasbirû ev lâ tasbirû sevâun ‘aleykum(s) innemâ tuczevne mâ kuntum ta’melûn(e)
Girin ona da artık sabredin, yahut etmeyin, birdir size; ancak yaptığınızın karşılığı olarak cezalanacaksınız.
(Haydi) "Girin ona; artık (cehennemde) ister sabredin, ister sabretmeyin! Sizin için birdir. Siz ancak, yaptıklarınızla cezalandırılıyorsunuz" (denilerek, kâfirler ve zalimler cehenneme kapatılacaklardır.)
Girin o cehenneme, artık ister sabredip katlanın, isterse katlanmayın sizin için farketmez, siz yalnızca yapmış olduğunuzun karşılığını görüyorsunuz.
Cehennemi boylayarak yanın. İster tahammül edin, isterseniz tahammülsüz davranarak ağlayıp sızlanın. Sizin için değişen bir şey olmayacak. İşlediğiniz amellerin cezasını elbette çekeceksiniz.
Girin oraya. Artık ister dayanın ister dayanmayın. Sizin için birdir. Siz ancak yaptıklarınızla cezalandırılıyorsunuz."
'Girin ona; artık ister sabredin, ister sabretmeyin. Sizin için birdir. Siz ancak, yaptıklarınızla cezalandırılıyorsunuz.'
Girin oraya (cehenneme)! İster azabına sabredin, ister etmeyin; artık hepsi bir... Hep yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz.
Artık oraya dolanın. İster dayanın, ister dayanmayın, size eşit olacaktır. Siz ancak yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz.
Oraya girin, artık ona dayanmanız da dayanmamanız da sizin için farketmez. Siz sadece yaptığınızın karşılığını görmektesiniz.
Ateşte yanın ister katlanın, ister katlanmayın, sizin için hepsi bir, sizler ancak işinizle ceza göreceksiniz
“(Şimdi) girin oraya (bakalım)! İster dayanın ister dayanmayın, sizin için birdir. Size ancak yapmakta olduğunuzun karşılığı veriliyor.”
Bu ateş ile yanınız! Bu ’azâba yâ sabr idiniz yâ itmeyiniz, sizin içün te’sîri birdir. İşte bu ’azâb yapdıklarınızın cezâsıdır.
15,16. Bu bir büyü müdür, yoksa hala görmez misiniz? Girin oraya, sabretseniz de sabretmeseniz de artık birdir; ancak işlediklerinizin karşılığını görüyorsunuz" denir.
“Girin oraya. İster dayanın, ister dayanmayın, sizin için birdir. Size ancak yapmakta olduğunuzun karşılığı veriliyor.”
Girin oraya! Artık sabretmişsiniz etmemişsiniz, sizin için farketmez. Çünkü sadece yaptıklarınızın karşılığını görmektesiniz.”
Girin oraya, sabretseniz de sabretmeseniz de artık sizin için birdir. Siz ancak yaptıklarınızın karşılığına çarptırılacaksınız.
Orda yanın. İster sabredin, ister sabretmeyin sizin için değişmeyecektir. Yaptığınızın karşılığını görmektesiniz.
Girin oraya, ister sabredin ister etmeyin artık sizin için birdir. Siz hep yaptıklarınıza göre cezalandırılacaksınız" (denilecek).
Yaslanın ona bakalım, ister sabredin, ister etmeyin, artık hepsi bir, hep yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz
(Haydi,) girin oraya! İster sabredin ister sabretmeyin, (artık) sizin için birdir (sonuç değişmez). Zira siz ancak yaptıklarınızla cezalandırılacaksınız!”
Oraya girin. Artık dayansanız da dayanmasanız da sizin için birdir. Yaptığınız şeylerin karşılığını görüyorsunuz.
Girin oraya! İster dayanın, ister dayanmayın, sizce birdir. Siz ancak yapageldiklerinizin cezasına çarpılıyorsunuz».
Girin oraya! Artık sabretseniz de, sabretmeseniz de sizin için birdir. (Siz) ancak yapmakta olduklarınızla cezâlandırılacaksınız.
15, 16. (O gün onlara söyleyin bakalım:) “Bu da mı büyü? Yoksa siz mi görmüyordunuz? “Girin oraya. İster dayanın ister dayanmayın, sizin için birdir. Size ancak yapmakta olduğunuzun (hak ettiğinizin) karşılığı veriliyor.”
O ateşe girin. İster sabredin, iterseniz sabretmeyin, sizin için değişmez, yaptıklarınızın karşılığı olarak girin bu ateşe denilecek.
Girin oraya! Dayansanız da, dayanmasanız da, sizin için ikisi de bir. Çünkü ne de olsa bütün işlediklerinizin cezasını çekeceksiniz."
“Yaslanın oraya! [ıslavhâ] Sabretseniz de sabretmeseniz de sizin için birdir. Ancak yaptıklarınızın karşılığı verilir.”
“Girin ona! Artık ister sabredin, ister sabretmeyin; sizin için birdir. Siz ancak, yaptıklarınızla cezalandırılıyorsunuz.”
“Şimdi hor ve hakir bir hâlde girin oraya! Artık ateşin acısına ister dayanın, ister dayanmayın, sizin için değişen bir şey olmayacaktır! Boşuna sızlanmayın, sadece yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz!”
Ona yaslanın! Sabredin veya sabretmeyin; size göre eşit düzeydedir. Doğrusu, işliyor olduğunuz şeylere karşılık alıyorsunuz.
Dayanın dayanmayın, cehenneme girecek ve yaptıklarınızın cezasını mutlaka çekeceksiniz.
"Girin oraya! Artık sabretseniz de sabretmeseniz de sizin için birdir. Ancak yaptıklarınızın karşılığıyla cezalandırılacaksınız."
Girin oraya (ateşe)!’ Sabretseniz de sabretmeseniz de sizin için birdir. Size, sadece yaptıklarınızın karşılığı verilmektedir.
“Haydi girin ona. Artık sabretseniz de sabretmeseniz de sizin için fark etmez. Siz, sadece yaptıklarınızla cezâlandırılıyorsunuz.” (denilecek.)
[İşte şimdi] onu çekin! Ama [ister] sabredin, ister etmeyin, sizin için fark etmez: siz, yalnızca yapmış olduğunuzun karşılığını görüyorsunuz.” ⁶
Haydi bakalım girin oraya! Buna ister sabredin isterse sabretmeyin sizin için sonuç değişmez zira siz sadece yaptıklarınızın cezasını çekiyorsunuz. 39/71-72
Girin oraya!.. Azaba katlansanız da katlanmasanız da fark etmez!.. (Ne kadar feryâd etseniz, yalvarmanız size hiçbir yarar sağlamaz) siz ancak - dünyada- yaptıklarınızın karşılığında -hak ettiğiniz- cezaya çarptırılıyorsunuz" diye nida olunur.
Girin oraya. İster sabredin, ister sabretmeyin, sizin için birdir. Size ancak yapmakta olduğunuzun karşılığı veriliyor.
Oraya giriniz, artık sabredin veya sabretmeyin, size müsavîdir. Siz ancak yapar olduğunuz şey ile cezalandırılmış olacaksınız.
Girin oraya! İster dayanın, ister dayanamayın, artık hepsi bir! Siz sadece ne yaptıysanız onun karşılığını bulacaksınız.
Girin ona, ister dayanın, ister dayanmayın, sizin için birdir. Ancak yaptıklarınıza göre cezalandırılacaksınız.
"Şimdi o cehenneme girin. Sabır itseniz ve sabır itmeyüb feryâd iyleseniz sizin içün müsâvîdir. Muhakkak işlediğiniz şeylerle mücâzât olunursunuz." denilür.
Kızarın orada! Dayansanız da dayanmasanız da fark etmez. Size çektirilen sadece yaptığınızın cezasıdır.”
Girin oraya! İster sabredin, ister sabretmeyin, sizin için birdir, eşittir. Ancak yaptıklarınızla cezalandırılacaksınız.
Girin oraya! Artık ister dayanın, ister dayanmayın, sizin için birdir. Çünkü yaptıklarınızın cezasını çekiyorsunuz.
"Dalın ona! Artık ister sabredin ister sabretmeyin. Sizin için hepsi birdir. Siz ancak yapıp ettiğiniz şeylerin karşılığıyla yüz yüze geleceksiniz."
“girüñ oda śabr eyleñ yā śabr eylemeñ berāberdür üzerüñüze cezā virinilmezsiz illā anı kim olduñuz işlersiz.”
Yanuñuz odda, ḳatlanuñuz yā ḳatlanmañuz berāberdür üstüñüze. Siz cezāgörmezsiz, illā ‘amelüñüz cezāsını.
Yanın orada! İstər dözün, istər yox; sizin üçün eynidir (həmişəlik Cəhənnəmdə qalacaqsınız). Siz ancaq etdiyiniz əməllərin cəzasını çəkəcəksiniz!”
Endure the heat thereof, and whether ye are patient of it or impatient of it is all one for you. Ye are only being paid for what ye used to do.
"Burn ye therein: the same is it to you whether ye bear it with patience, or not:(5048) Ye but receive the recompense of your (own) deeds."
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |