Fe-inne lilleżîne zalemû żenûben miśle żenûbi ashâbihim felâ yesta’cilûn(e)
Kendilerine zulmedenlere, arkadaşlarının payı, gibi bir azap payı var, artık acele etmesinler.
Artık şüphesiz zulmedenler için, (geçmişteki) yoldaşlarının kötülüklerine benzer bir günah (ve akıbet) vardır. Şu halde (belalarını bulmak için) acele etmesinler. (Allah onları ve yaptıklarını asla unutmayacaktır.)
Şüphesiz yaratılış gayesi dışında yaşamaya devam edenler, geçmişteki arkadaşları gibi azaptan paylarını alacaklardır. Öyleyse onu acele istemesinler.
Baskı, zulüm ve işkenceyle, temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu ve Allah yolundaki faaliyetleri engelleyenlerin hakka riayet etmeyenlerin, haksızlık edenlerin, şirke girenlerin isyan ve inkârda ısrar edenlerin geçmişteki yandaşlarının payı gibi, azaptan dolgun bir payları vardır. Onu, benden küstahça acele vermemi istemesinler.
Muhakkak ki, o zulmedenlerin (geçmişteki) arkadaşlarının payları gibi (azaptan) payları vardır. Şu halde acele etmesinler.
Artık gerçekten, zulmedenler için, (geçmişteki) arkadaşlarının günahlarına benzer bir günah vardır. Şu halde acele etmesinler.
Onun için, muhakkak o zulmedenlere (Mekke kâfirlerine, kendilerinden önceki) arkadaşlarının (azab) payı gibi, bir pay vardır. Şimdi o azabı acele istemesinler.
İşte bu zalimler, bilsinler ki; geçmiş benzerlerinin başına ceza ve musibet geldiği gibi, aynısı bunlara da olacaktır. Artık benden o cezanın aceleden gelmesini istemesinler.
Bu haksızlığı yapanların, benzerleri gibi elbette azaptan payları vardır. Artık onun acele gelmesini istemesinler.
İmdi, zulmedenlerin —arkadaşlarının günahı gibi— günahları var, bana acelecilik etmiyeler
Muhakkak ki bu zulmedenlerin de geçmiş arkadaşlarının payı gibi bir azap payı vardır. O halde (o azabın gelmesi için) acele etmesinler.
Zulüm idenlerin günâhları evvel gelenlerin günâhları gibi tecziye olunacakdır ’acele itmesünler.
Zulmedenlerin, geçmiş arkadaşlarının suçlarına benzer suçları vardır; cezalarını Benden acele istemesinler.
Şüphesiz zulmedenler için (önceki müşrik) arkadaşlarının azap payı gibi payları vardır. Artık azabımı acele istemesinler.
Şu iyi bilinmeli ki haksızlığa sapanlar için geçmişteki benzerlerinin payı gibi bir ceza payı var! Şimdi onu benden acele istemesinler!
Muhakkak ki bu zulmedenlerin de, geçmişlerinin payı gibi (azaptan) bir payları vardır! O halde acele etmesinler!
Elbette, bu zulmedenlerin de (geçmiş) yoldaşlarının payına benzer bir payları vardır.
Şüphsiz ki, zulmedenlerin geçmiş arkadaşlarının payı gibi, dolgun bir azab payı vardır. Ama şimdi onu acele istemesinler.
Onun için muhakkak ki o zulm edenlere arkadaşlarının payı gibi dolgun bir pay vardır, şimdi onu acele etmesinler
Artık muhakkak ki o zulmedenler için (geçmiş) arkadaşlarının (azâb) hissesi gibi bir nasıyb (-i hüsran) vardır. Şimdi (onu) acele istemesinler.
Onun için muhakkak ki o zulmedenlerin (geçmiş) arkadaşlarının nasîbi gibi(azabdan) bir nasibleri vardır; artık benden (onu) acele istemesinler!
Şüphesiz ki, haksızlık yapanların işledikleri suç, kendileri gibi zulmedenlerin yaptıkları suçun aynısıdır. O halde benden (bu suçların karşılığını) acilen istemesinler.
Gerçekten o kimseler ki kıyıcılık ederler, onlara kendilerinden önceki yoldaşlarına ayrılan azap payı kadar bir pay vardır. Öyleyse onu çarçabuk istemesinler.
Öz nefislerine zulmedenlere geçen arkadaşlarının azaptaki payları gibi bir pay vardır. Artık acele istemesinler.
Muhakkak ki o zulmedenlerin, arkadaşlarının günahı gibi günahları vardır. Şimdilik acele etmesinler.
Zulmedenlerin, geçmiş arkadaşlarının suçlarına benzer suçları (cezaları) vardır. O halde (cezasını) benden acele istemesinler.
Hiç kuşkusuz bugünkü zâlimler de, geçmişte helâk edilmiş olan yoldaşları gibi azaptan paylarına düşeni zamanı gelince mutlaka alacaklardır; o hâlde Benden azâbı çabucak istemesinler! Zira:
Zulmedenler için arkadaşlarının günahı benzeri bir günah, vardır. Öyleyse acele etmesinler!
Geçmişte kalmadığı gibi bundan böyle de zalimin zulmü yanına kâr kalmayacaktır. Bu nedenle inananlar, ceza için beni hiç sıkıştırmasınlar.
İnsanların haklarına musallat olan zalimler için cezamız vardır. Tıpkı geçmişteki zalimleri cezalandırdığımız gibi! İnkâr edenler kendilerine güvenerek cezamızı acele istemesinler. Ayetlerimizi inkâra, yasalarımıza karşı çıkışlarına devam ettikleri müddetçe; zamanı gelince cezamız onlara da mutlaka gelecektir. Ne aceleleri var? Acele ederek neyi kanıtlamaya çalışıyorlar? Vereceğimiz cezayı bir müddet ertelediğimiz için kendilerine pay mı çıkarıyorlar? Onların cezasını, bilmedikleri bir nedenle erteliyoruz. Bilsinler ki; inkârlarına devam ederek ölürlerse cezaları kesinleşir. Haydi! Cezalarını kesinleştirecek ölümden kurtulsunlar da görelim. Bakalım ölmekten kurtulabilecekler mi?
Şüphesiz ki arkadaşlarının payı gibi haksızlık edenlerin de (azaptan) payı vardır. (Azabı) benden acele istemesinler!
Bu zâlimler de (geçmişteki) arkadaşlarının payı gibi (azaptan) paylarını kesinlikle alacaklar! O halde onu Benden, acele istemesinler!
Hiç şüphen olmasın ki Allah’a başkaldıran zalimlerin de geçmişteki yoldaşlarının suçlarına benzer suçları vardır. Öyleyse acele etmelerine gerek yok. 10/13-14, 29/40
Bakın, elbette zulmedenlerin payına düşen, geçmişteki kafadarlarının payına düşenin aynısı olacaktır:[⁴⁷⁴⁰] şu halde, (bu payı) acele istemelerine gerek yoktur.
Şimdi şüphe yok ki, zulmeden kimseler için arkadaşlarının nâsibleri gibi birçok nâsip vardır, artık acele etmesinler.
Muhakkak ki şimdiki zalimlerin de, daha önceki meslekdaşlarının payı gibi, bir azap payı vardır. Acele etmelerine hiç gerek yok, nasılsa ona kavuşacaklar!
Muhakkak ki, bu zulmedenlerin de (geçmiş) arkadaşlarının payı gibi bir azab payı vardır, (ötekilerin başına gelen azab gibi bir azab bunların da başına gelecektir), acele etmesinler.
Tahkîk nefislerine zulüm idenlere geçmiş dostlarının günâhları gibi günâh vardır. 'Acele itmesünler.
Yanlış yapanların cezası (aynı suçu işleyen) arkadaşlarının cezasına denk ceza olacaktır ; acele etmesinler.
Zalimlik edenlerin de (kendilerinden önceki) arkadaşlarının günahları gibi günahları vardır. Acele etmesinler.
O zulmedenlerin de, tıpkı gelip geçmiş arkadaşlarının payına benzer şekilde, azaptan birer payı vardır; onun için acele etmesinler.
Şu bir gerçek ki, zulmedenlerin, tıpkı arkadaşlarının günahları gibi günahları vardır. O halde acele etmesinler.
pes bayıķ anlaruñ kim žulm eylediler ülüdür yaranları ülüsi gibi ya'nį 'ād ķavmı hūd ķavmı pes ivdürmesünler.
Taḥḳīḳ ẓālimlerüñ ülüşleri vardur ‘aẕābdan, helāk olan ümmetler ülüşi gibi. Tizletmesünler.
Həqiqət, zülm edənlərin (özlərindən əvvəlki) yoldaşlarının qisməti kimi bir qisməti vardır! (Allaha şərik qoşmaqla özlərinə zülm edən Məkkə müşriklərini də əvvəlki ümmətlər kimi şiddətli bir əzab gözləyir!) Qoy onlar Məni (özlərinə əzab verməyə) tələsdirməsinlər!
And lo! for those who (now) do wrong there is an evil day like unto the evil day (which came for) their likes (of old); so let them not ask Me to hasten on (that day).
For the Wrong-doers, their portion is like unto the portion of their(5035) fellows (of earlier generations): then let them not ask Me to hasten (that portion)!
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |