19 Ocak 2025 - 19 Receb 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Zâriyât Suresi 45. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Femâ-stetâ’û min kiyâmin vemâ kânû muntasirîn(e)

Derken ne ayakta durmıya güçleri kalmıştı, ne de bir yardım görmüşlerdi.

Artık (onlar) ne ayağa kalkmaya güç yetirebiliyor, ne de yardım bulabiliyordu.

Çünkü ne ayakta durmaya güçleri kalmış, ne de yardım görebilmişlerdi.

Ayağa kalkacak güçleri kalmamış, yardım edenleri de olmamıştı.

Artık ne ayağa kalkmaya güç yetirebildiler ne de yardım bulabildiler.

Artık ne ayağa kalkmaya güç yetirebildiler, ne yardım bulabildiler.

O vakit (bu azabdan kurtulub) kalkmağa güç yetiremediler, bir yardım da görmediler.

Ne ayağa kalkabildiler ne de yardım alabildiler.

Ayağa kalkacak güçleri kalmamış, yardım edenleri de olmamıştı.

Ne kalkabildiler, ne de yardım olundular

Artık ne ayağa kalkacak güçleri kalmıştı ne de yardım edenleri olmuştu.

Ne ayakda durabiliyorlar ve ne de kaçabiliyorlar idi.

Ayağa kalkacak güçleri kalmadı, yardım da görmediler.

Artık, ne yerlerinden kalkmaya güçleri yetti, ne de başkasından yardım görebildiler.

Yerlerinden bile kalkamadılar ve kimseden yardım da alamadılar.

Ayağa kalkacak güçleri kalmamış, yardım edenleri de olmamıştı.

Ne kalkabildiler, ne de yardım görebildiler.

Artık onlar, ne kendi kendilerine ayağa kalkabildiler, ne de yardım gördüler.

O vaktı bir kalkınmaya da güç yetiremediler, bir yardım da görmediler

(Öyle bir yıkıma uğradılar ki) ne ayağa kalkmaya güç yetirebildiler ne de yardım bulabildiler. (Ve böylece helâk oldular.)

Ayağa kalkmaya güçleri yetmedi. Yardım görenler de olmadılar.

İşte (bu sebeble) ayakda durmıya güç yetiremediler, yardım edenleri de olmadı.

Artık ne ayağa kalkmaya güç yetirebildiler, ne de (kendilerine) yardım edilen kimseler oldular.

Ve daha önce de Nuh kavmini de (yaptıkları kötülükler yüzünden helâk etmiştik). Şüphesiz onlar, her bakımdan (doğru) yoldan çıkmış bir topluluk idi.

(Onları yakalayan azaptan dolayı) Ayakta durmaya güçleri yetmediği gibi, birbirlerine yardım bile edemediler.

Artık ayakta duramaz oldular, hiç bir yardım da görmediler.

Artık ne ayakta durmaya güçleri kaldı, ne de yardım görebildiler [⁵].

[5] Veya yardım aramaya da güçleri kalmadı veya öç de alamadılar.

Ne ayağa kalkabildiler ne de yardım görebildiler.

Artık ne ayağa kalkmaya güç yetirebildiler, ne de (birbirlerine) yardım edebildiler.

Azâbımız karşısında oldukları yere yıkılıverdiler; ne ayağa kalkabilecek dermanları kalmıştı, ne de kendilerini savunabilecek güçleri!

Ayakta kalmaya güçleri yetmedi; yardım edilen olmadılar.

Ne doğrulabildiler, ne de yardım alabildiler...

Yıldırım çarptıktan sonra ayağa kalkacak güçleri kalmamış, yardım edenler de olmamıştı.

Ayağa kalkacak güçleri kalmamış, yardım edenleri de olmamıştı.

Artık onlar ayağa kalkamadıkları gibi, kendilerine yardımcı da bulamamışlardı.

çünkü yerlerinden kalkacak durumda bile değillerdi ve kendilerini savunamazlardı.

İşte o zaman ne bu belaya karşı koyabildiler ne de kaçıp kurtulabildiler. 27/45...53, 41/17-18

artık ne yerlerinden doğrulabildiler ne de kendilerini savunmaya mecal bulabildiler.

(Yere yıkılıp kaldılar, kaçmaya çalıştılar) Ayağa kalkmaya güç yetiremediler, kendilerine yardım eden de olmadı, helâk olup gittiler.

(Yurtlarında çöküverdiler) Ne kalkabildiler, ne de yardım görenlerden olabildiler.

Artık bir kalkınmaya da güç yetiremediler ve yardım görücüler de olmadılar.

Oldukları yerde çöke kaldılar, ne doğrulabildiler, ne de yardım gördüler.

(Yurtlarında çöküverdiler) Ne kalkabildiler, ne de (bu duruma) engel olabildiler.

'Azâbın nüzûlünde harekete ve ayağa kalkmağa, kimseden yardım istemeğe kâdir olamadılar.

Yerlerinden kalkamadılar, kimseden de yardım görmediler.

Ne ayakta durmaya güçleri yetmiş, ne de yardım edilenler olmuşlardı.

Ne ayağa kalkabildiler, ne de kimseden yardım gördüler.

Ne kalkıp kaçabildiler ne de kendilerine yardım eden oldu.

pes güçleri yitmedi ŧurmaġa daħı olmadı anlar ökünc alıcılar.

Pes güçleri yitmedi anı def‘ eylemege, anlara raḥmet daḫı olmadı.

Onların nə (yıxıldıqları yerdən) qalxmağa gücləri çatmış, nə də (bir kimsədən özlərinə) kömək istəyə bilmişdilər (yaxud nə də özlərinə cəza verəndən intiqam ala bilmişdilər).

And they were unable to rise up, nor could they help themselves.

Then they could not even stand (on their feet),(5023) nor could they help themselves.

5023 They were swept off in the earthquake.


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.