Femâ-stetâ’û min kiyâmin vemâ kânû muntasirîn(e)
Derken ne ayakta durmıya güçleri kalmıştı, ne de bir yardım görmüşlerdi.
Artık (onlar) ne ayağa kalkmaya güç yetirebiliyor, ne de yardım bulabiliyordu.
Çünkü ne ayakta durmaya güçleri kalmış, ne de yardım görebilmişlerdi.
Ayağa kalkacak güçleri kalmamış, yardım edenleri de olmamıştı.
Artık ne ayağa kalkmaya güç yetirebildiler ne de yardım bulabildiler.
Artık ne ayağa kalkmaya güç yetirebildiler, ne yardım bulabildiler.
O vakit (bu azabdan kurtulub) kalkmağa güç yetiremediler, bir yardım da görmediler.
Ne ayağa kalkabildiler ne de yardım alabildiler.
Ayağa kalkacak güçleri kalmamış, yardım edenleri de olmamıştı.
Ne kalkabildiler, ne de yardım olundular
Artık ne ayağa kalkacak güçleri kalmıştı ne de yardım edenleri olmuştu.
Ne ayakda durabiliyorlar ve ne de kaçabiliyorlar idi.
Ayağa kalkacak güçleri kalmadı, yardım da görmediler.
Artık, ne yerlerinden kalkmaya güçleri yetti, ne de başkasından yardım görebildiler.
Yerlerinden bile kalkamadılar ve kimseden yardım da alamadılar.
Ayağa kalkacak güçleri kalmamış, yardım edenleri de olmamıştı.
Ne kalkabildiler, ne de yardım görebildiler.
Artık onlar, ne kendi kendilerine ayağa kalkabildiler, ne de yardım gördüler.
O vaktı bir kalkınmaya da güç yetiremediler, bir yardım da görmediler
(Öyle bir yıkıma uğradılar ki) ne ayağa kalkmaya güç yetirebildiler ne de yardım bulabildiler. (Ve böylece helâk oldular.)
Ayağa kalkmaya güçleri yetmedi. Yardım görenler de olmadılar.
İşte (bu sebeble) ayakda durmıya güç yetiremediler, yardım edenleri de olmadı.
Artık ne ayağa kalkmaya güç yetirebildiler, ne de (kendilerine) yardım edilen kimseler oldular.
Ve daha önce de Nuh kavmini de (yaptıkları kötülükler yüzünden helâk etmiştik). Şüphesiz onlar, her bakımdan (doğru) yoldan çıkmış bir topluluk idi.
(Onları yakalayan azaptan dolayı) Ayakta durmaya güçleri yetmediği gibi, birbirlerine yardım bile edemediler.
Artık ayakta duramaz oldular, hiç bir yardım da görmediler.
Ne ayağa kalkabildiler ne de yardım görebildiler.
Artık ne ayağa kalkmaya güç yetirebildiler, ne de (birbirlerine) yardım edebildiler.
Azâbımız karşısında oldukları yere yıkılıverdiler; ne ayağa kalkabilecek dermanları kalmıştı, ne de kendilerini savunabilecek güçleri!
Ayakta kalmaya güçleri yetmedi; yardım edilen olmadılar.
Ne doğrulabildiler, ne de yardım alabildiler...
Yıldırım çarptıktan sonra ayağa kalkacak güçleri kalmamış, yardım edenler de olmamıştı.
Ayağa kalkacak güçleri kalmamış, yardım edenleri de olmamıştı.
Artık onlar ayağa kalkamadıkları gibi, kendilerine yardımcı da bulamamışlardı.
çünkü yerlerinden kalkacak durumda bile değillerdi ve kendilerini savunamazlardı.
İşte o zaman ne bu belaya karşı koyabildiler ne de kaçıp kurtulabildiler. 27/45...53, 41/17-18
artık ne yerlerinden doğrulabildiler ne de kendilerini savunmaya mecal bulabildiler.
(Yere yıkılıp kaldılar, kaçmaya çalıştılar) Ayağa kalkmaya güç yetiremediler, kendilerine yardım eden de olmadı, helâk olup gittiler.
(Yurtlarında çöküverdiler) Ne kalkabildiler, ne de yardım görenlerden olabildiler.
Artık bir kalkınmaya da güç yetiremediler ve yardım görücüler de olmadılar.
Oldukları yerde çöke kaldılar, ne doğrulabildiler, ne de yardım gördüler.
(Yurtlarında çöküverdiler) Ne kalkabildiler, ne de (bu duruma) engel olabildiler.
'Azâbın nüzûlünde harekete ve ayağa kalkmağa, kimseden yardım istemeğe kâdir olamadılar.
Yerlerinden kalkamadılar, kimseden de yardım görmediler.
Ne ayakta durmaya güçleri yetmiş, ne de yardım edilenler olmuşlardı.
Ne ayağa kalkabildiler, ne de kimseden yardım gördüler.
Ne kalkıp kaçabildiler ne de kendilerine yardım eden oldu.
pes güçleri yitmedi ŧurmaġa daħı olmadı anlar ökünc alıcılar.
Pes güçleri yitmedi anı def‘ eylemege, anlara raḥmet daḫı olmadı.
Onların nə (yıxıldıqları yerdən) qalxmağa gücləri çatmış, nə də (bir kimsədən özlərinə) kömək istəyə bilmişdilər (yaxud nə də özlərinə cəza verəndən intiqam ala bilmişdilər).
And they were unable to rise up, nor could they help themselves.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |