Vefî ‘âdin iż erselnâ ‘aleyhimu-rrîha-l’akîm(e)
Âd kavminde de bir delil var; hani onlara, her şeyi kasıp kavuran bir fırtına göndermiştik.
Ad (kavmin)de de (ibretler vardır). Hani onların üzerine köklerini kurutup kesen (akim) bir rüzgâr gönderdik de (her tarafı yıkıp geçiyordu);
Ve tüm günahkarları yok eden kasırgayı, üzerlerine saldığımız Âd kavminin başına gelenlerde de, aynı ibretleri görebilirsiniz.
Âd kavminde de ibretler vardır. Üzerlerine, köklerini kurutmakla görevli bir rüzgâr estirmiştik.
Ad (kavminde) de (ibret vardır). Hani onların üzerlerine o kökleri kesen (kısır) rüzgarı göndermiştik.
Ad (kavmin)de de (ayetler vardır). Hani onların üzerine köklerini kesen (akim) bir rüzgar gönderdik.
Âd kavminde de ibret vardır: Hani onların üzerine o kökü kurutan rüzgârı göndermiştik.
Ad kavminde de önemli ayetler vardır. Hani onların üzerine uğursuz bir rüzgâr gönderdik;
‘Âd kavminde de dersler vardır. Onlara kasıp kavuran rüzgârı göndermiştik.
Ad işinde de, hani onlara, kasıp kavuran bir fırtına göndermiştik
Âd kavminde de ibretler vardır. Hani onların üzerine (yaptıkları yüzünden) köklerini kesen bir rüzgâr göndermiştik.
41,42. ’Âd ehli üzerine de muhrib bir rüzgâr gönderdik, kimin üzerinden geçdi ise toprağa tahvîl itdi.
41,42. Ad milletinin başından geçende de ibret vardır: Onların üzerine, uğradığı her şeyi bırakmayıp toza çeviren kuru bir rüzgar gönderdik.
Âd kavminde de ibretler vardır. Hani onların üzerine köklerini kesen rüzgârı göndermiştik.
Âd kavminde de (ibretler var). Onlara silip süpüren rüzgârı göndermiştik.
Âd kavminde de (ibretler vardır). Onlara kasıp kavuran rüzgârı göndermiştik.
Ad halkında da (bir ders vardır). Üzerlerine korkunç bir rüzgar gönderdik.
Âd kavminin helâkinde de bir ibret vardır. Hani biz onların üzerine köklerini kesecek bir rüzgar göndermiştik.
Bir de Âd de: ki üzerlerine o köklerini kesen rüzgarı salıvermiştik
Âd (kavmin) de de (nice ibretler) vardır. Hani, onların üzerine (yaptıkları yüzünden) köklerini kesen bir rüzgâr göndermiştik.
Aad (kavminin helak edilmesin) de de (ibret vardır). Hani onların üzerine o kısır rüzgârı göndermişdik.
Âd (kavmin)de de (ibretler vardır); o vakit onların üzerine (helâk edici) o kısır rüzgârı göndermiştik.
Âd kıssasında da (ibretli belgeler bıraktık). Hani bir vakit üzerlerine, köklerini kesip yok eden kasırgayı göndermiştik.
Bizim Ad topluluğuna, her şeyi silip süpüren rüzgârı göndermemizde de alınacak ibret var.
Ad’ın ki de öyledir. O gün Biz onların üzerine o kurutucu yeli göndermiştik.
Âd kavminde de ibret vardır, hani üzerlerine kısır ve bereketsiz bir rüzgâr göndermiştik.
Ad kavminde de (ibretler vardır). Onlara kasıp kavuran rüzgârı göndermiştik.
İsyankâr Âd kavminin başına gelenlerde de sizin için bir ibret dersi vardır: Hani onların üzerine, o ölümcül fırtınayı göndermiştik.
Âd hakkında da! Hani, Kök Söktüren Rüzgâr’ı / Kasırga’yı üzerlerine gönderdik.
âd Kavmi hakkında da bilgin olmalı: onlar üzerine kök söken bir rüzgâr saldık.
Âd kavminin yaşantısından da alınacak dersler var. Ayetlerimizi inkâr etmelerinden dolayı onlara kasıp kavuran rüzgârı göndermiştik.
Âd (kavmin)de de (dersler vardır). Hani onlara kasıp kavuran rüzgârı göndermiştik. [*]
Âd (kavmi kıssasında) da (ibretler vardır. Biz,) onların üzerine de köklerini kazıyan bir rüzgâr gönderdik.
Ve; canlıları yok eden kasırgayı üzerlerine saldığımız ‘Âd [kavminin başına gelenlerde] de [aynı mesajı bulursunuz],
Âd kavminin akıbeti de ibretliktir. Biz onların üzerine kasıp kavuran bir fırtına göndermiştik. 7/65...72, 11/50...60
Aynı (mesaj) ‘Âd kıssasında da var: Hani onlara da köklerini kurutan bir fırtına göndermiştik.
Ad kavminde de (almanız gereken ibretler vardır, hak daveti kabul etmedikleri için) Onların üzerine kasıp kavurucu o rüzgârı gönderdik.
Ve Âd kavminde de ibretler vardır. Hani onların üzerine köklerini kesen rüzgârı göndermiştik.
Ve Âd (kavminin kıssasında da (ibret vardır). O vakit ki, onların üzerine faidesiz, muzır rüzgarı gönderdik.
Âd halkında da alınacak dersler vardır. Onlara da ortalığı kasıp kavuran köklerini kurutan bir kasırga gönderdik.
Ad(kavmin)de de (ibret alınacak şeyler vardır). Onlara, köklerini kesen bir rüzgar gönderdik.
Ve 'Âd kavminin haberinde de kudretimize delâlet ider âyet ve 'alâmet vardır. Onlar üzerine bereketsiz rüzgârları gönderdik.
Ad Kavmi hakkında da bilgin var. Hani üzerlerine köklerini kurutan bir rüzgar göndermiştik.
Âd'da da vardır. Onların üzerine ölüm rüzgarı göndermiştik.
Âd kavminde de ibretler vardır. Onların üzerine de Biz köklerini kazıyan rüzgârı göndermiştik.
Âd kavminde de bir ibret var. Onlar üzerine, her şeyi yerinden söken rüzgârı göndermiştik.
daħı ol melāmete bayıķ olucı-y-ken daħı 'ād!da ya'nį 'ibret ol vaķt kim viribidük anlaruñ üzere yili ŧoġurmayıcı ya'nį ħayrsuz.
Daḫı ‘Ād ḳavminde āyetler ḳoduḳ. Ḳaçan ki gönderdük anlar üstine ‘aḳīmyili,
Adın (Ad qövmünün) başına gələnlərdə də (bir ibrət dərsi vardır). O zaman Biz onların üstünə hər şeyi qurudub məhv edən (xeyirsiz) bir külək göndərmişdik.
And in (the tribe of) Aad (there is a portent) when We sent the fatal wind against them.
And in the ´Ad (people)(5018) (was another Sign): Behold, We sent against them the devastating Wind:
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |