16 Ekim 2024 - 13 Rebiü'l-Ahir 1446 Çarşamba

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Zâriyât Suresi 38. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vefî mûsâ iż erselnâhu ilâ fir’avne bisultânin mubîn(in)

Ve Musa'da da; hani onu apaçık bir delille Firavun'a göndermiştik.

Musa (olayın)da da (düşündürücü ayetler ve ibretler gizlidir). Hani Biz onu açık bir delille Firavun’a göndermiştik;

Musa ve Firavun kıssasında da, aynı ibretli mesajı verdik. Çünkü biz O'nu; Firavun'a apaçık bir delille göndermiştik.

Mûsâ'da da, ibretler vardır. Apaçık bir ferman ile, ilâhî bir yetki ile görevli olarak Firavun'a özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere göndermiştik.

Musa'da da (ibret vardır). Hani onu apaçık bir belgeyle Firavun'a göndermiştik.

Musa (olayın)da da (düşündürücü ayetler vardır). Hani Biz onu açık bir delille Firavun'a göndermiştik;

Mûsa'da da ibret vardır: Hani onu açık bir mucize ile Firavun'a gönderdik de;

Musa’da da önemli ayetler vardır. Hani çok güçlü bir delil ile Firavuna gitti.

Mûsâ'nın başından geçen olaylarda da dersler vardır. Onu apaçık bir delil ile Firavun'a gönderdik.

Musa işinde dahi, hani onu, açık bir tutanakla, biz Firavun'a gönderdik

Musa'(nın kıssasında) da (ibretler vardır). Hani biz onu açık bir delil ile Firavun'a göndermiştik.

Hüccet-i zâhire ile Mûsâ’yı Fir’avn nezdine irsâl itmekliğimiz bir ’ibretdir.

Musa'nın başından geçenlerde de ibret vardır: Onu apaçık delille Firavun'a gönderdik.

Mûsâ kıssasında da ibret vardır. Hani biz onu açık bir delil ile Firavun’a göndermiştik.

Mûsâ’da da (ibretler var). Onu apaçık delillerle Firavun’a göndermiştik.

Musa'da da (ibretler vardır). Onu apaçık bir delil ile Firavun'a göndermiştik.

Musa'da da (bir ders vardır). Onu Firavun'a apaçık bir delil ile göndermiştik.

Musa'nın kıssasında da ibret vardır. Hani biz onu apaçık bir delille Firavun'a göndermiştik.

Bir de Musada: ki onu bir sultanı mübîn ile Fir'avne gönderdikde

Ve Mûsâ’ (nın kıssasın) da da (ibretler vardır). Hani, biz onu apaçık bir delil ile Firavun’a göndermiştik.

Mûsâ'da vardır¹. Onu Firavun'a apaçık bir sultanla² göndermiştik.

1- Musa\nın kıssasında da. 2- Tarafımızdan görevlendirilmiş olarak.

Musa (nin kıssasın) da da (ibret vardır). Hani onu apaçık bir hüccetle Fir'avne göndermişdik de,

Mûsâ'da da (ibretler vardır); hani onu apaçık bir delîl ile Fir'avun'a göndermiştik.

Ve Musa (kıssasın)da da (düşündürücü ayetler ve ibretler vardır). Hani bir zaman biz o’nu Firavun’a açık bir delil (belge) ile göndermiştik.

Musa’yı Firavuna sağlam delillerle göndermemizde de alınacak ibretler var.

Musa’nın ki de öyledir. O gün Biz onu apaçık bir kanıtla Firavun’a göndermiştik de,

Musa kıssasında da bir ibret vardır. Hani onu, apaçık bir hüccet ile Firavun/a göndermiştik.

Musa’da da (ibretler var). Hani, Biz onu apaçık bir güç/ yetki [sultân] ile Firavun’a göndermiştik.

Bir de Musa'da (ibret verici deliller vardır). Hani biz onu açık bir delille Firavun'a göndermiştik.

Mûsâ’nın kıssasında da sizin için bir ders vardır: Hani onu, apaçık bir delil ile Firavuna elçi olarak göndermiştik.

Musa hakkında da! Hani, açık bir sültan (etkileme gücü / belge) ile onu Firavun’a rasûl gönderdik.

Musa hakkında da bilgin olmalı: Onu mucize destekli olarak Firavun'a göndermiştik.

Musa’nın hayatından da alınacak dersler var. Onu apaçık bir delille Firavuna göndermiştik.

Musa’da da (dersler vardır). Onu apaçık bir delil ile Firavun’a göndermiştik.

Mûsa (kıssasında) da (ibretler vardır.) Biz onu firavuna apaçık mûcizelerle¹ gönderdik.

1 (سُلْطَان) kelimesi burada: kuvvetli, açık delil, yani “mucize” demektir.

MUSA [ile Firavun kıssasın]da da [aynı mesajı verdik: ²⁶ çünkü] Biz o’nu Firavun’a açık bir otorite ile göndermiştik,

26 Yukarıdaki parantez içi açıklamalar, birçok klasik müfessirin “Musa’da da” ifadesi ile ilgili görüş birliğine dayanmaktadır.

Musa’nın kıssasında da alınacak ibret vardır. Şöyle ki; biz onu apaçık bir delil ile Firavun’a göndermiştik. 20/9...48, 43/46...52

Aynı (mesaj) Mûsa kıssasında da var: Hani Biz onu yaptırım gücüne sahip apaçık bir delille Firavun’a göndermiştik.[⁴⁷²⁶]

[4726] Sultân için bkz: 17:65, not 86.

Musa kıssasında da (almanız gereken bir ibret vardır ki) Onu apaçık bir delil ile Firavun'a gönderdik. (Musa, Firavun'u uyardı onu imana davet etti, fakat)

Mûsâ kıssasında da ibret vardır. Hani biz onu açık bir güç ile Firavun’a göndermiştik.

Mûsa'da da (onun kıssasında da ibret vardır). O vakit ki, O'nu Fir'avun'a apaçık bir bürhan ile gönderdik.

Mûsâ'nın olayında da alınacak dersler vardır. Onu âşikâr bir delille (mûcize ile) Firavun'a göndermiştik.

Musa'da da (ibret alınacak şeyler vardır). Onu açık bir delil ile Fir'avn'e göndermiştik.

Mûsâ'nın haberinde de böyle 'ibret-âmîz âyetler vardır. Biz Mûsâ'yı zâhir ve âşikâr mu'cizelerle Fir'avn'a gönderdiğimizde

Bir de Musa var. Onu açık bir delil (mucize) ile Firavun’a elçi gönderdik.

Apaçık bir belge ile Firavun'a gönderdiğimiz Musa'da da vardır.

Musa'nın kıssasında da ibretler vardır. Biz onu apaçık bir delil ile Firavun'a göndermiştik.

Mûsa'da da. Biz onu açık bir kanıtla Firavun'a gönderdik.

daħı mūsā’da ya'nį 'ibret ol vaķt kim viribidük anı fir'avn’a ḥüccet-ile bellü.

Mūsāda daḫı āyetler vardur. Ḳaçan ki virdük anı Fir‘avna ulu mu‘cizāt‐ıla,

Musanın hekayətində də (bir ibrət dərsi vardır). O zaman Biz onu Fir’onun yanına açıq-aşkar bir dəlillə göndərmişdik.

And in Moses (too, there is a portent) when We sent him unto Pharaoh with clear warrant,

And in Moses(5016) (was another Sign): Behold, We sent him to Pharaoh, with authority manifest.

5016 Cf. 44:17-31. The story of Moses and Pharaoh is here just referred to. The points emphasised here are: (1) that Moses had manifest authority, yet... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.