İnne fî żâlike leżikrâ limen kâne lehu kalbun ev elkâ-ssem’a ve huve şehîd(un)
Şüphe yok ki bunda, gönlü olana, yahut görerek kulak verene ibret ve öğüt var elbet.
Hiç şüphesiz bunda, (duyarlı ve anlayışlı) kalbi olan, ya da (kâinat ve tabiattaki İlahi sanata ve yaratılış harikalarına) bir şahit olarak (Kur’an’a ve Resulüllah’a) kulak kabartıp (dersini alan) kimse için, elbette bir öğüt (zikir) vardır.
İşte sağlam bir kalbi olup da, huzur içinde kulak veren için, bunda gerçekten önemli bir mesaj vardır.
Bu sûrede, hakkı idrak edebilecek aklı ve gönlü olan, dikkatli bir şekilde kulak veren kimse için öğütler vardır.
Şüphesiz bunda kalbi olan yahut kendini vererek kulak asan kimse için bir öğüt vardır.
Hiç şüphesiz, bunda, kalbi olan ya da bir şahid olarak kulak veren kimse için elbette bir öğüt (zikir) vardır.
Muhakkak ki bu sûrede anılanlarda, aklı olan, yahud kendisi huzurlu bir kalb içinde olduğu halde (nasihatlere) kulak veren kimse için, bir ihtar; (bir ibret dersi) vardır.
İşte (sağlam) bir kalbi olup da huzur içinde kulak veren için bunda, gerçekten önemli bir mesaj vardır.
Şüphesiz ki bunda, aklı olan veya hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.
Kalbi olan, kulak tutan, tanık bulunan bir kimseye bunda öğüt var
Şüphesiz bunda kalpleri açık olan veya zihnini derleyip toplayarak can kulağıyla dinleyen kimseler için ibretlik bir uyarı vardır.
Kalbi olan, kulak viren ve gören her âdeme bu bir nasîhatdir.
Doğrusu bunda, kalbi olana veya hazır bulunup kulak verene ders vardır.
Şüphesiz bunda, aklı olan yahut hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.
Aklı olan veya şuurlu olarak söze kulak veren kimse için bunda büyük ibret vardır.
Şüphesiz ki bunda aklı olan veya hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.
Bunda, zeka sahibi olan yahut tanık olarak kulak veren herkes için bir mesaj vardır.
Şüphesiz ki bunda kalbi olan ve hazır bulunup kulak veren kimse için elbette bir öğüt vardır.
Şübhesiz ki bu söylenende kalbi olan yâhud şuhud halinde kulak tutan kimse için uyandıracak bir ıhtar vardır
Şübhesiz ki bunda aklı olan, yahud, kendisi huzuur (-ı kalb) içinde olarak, kulak veren kimseler için elbette bir öğüd (ve haatıra) vardır.
Şübhesiz ki bunda, kalbi olan veya (fikren) hazır bulunup kulak veren kimseler için gerçekten bir ibret vardır.
Samimi bir kalbi ve (elçilerin getirdiği mesajlara) kulak veren birisi için, bunlarda alınacak öğütler var ve o kişi, doğru olana (bu habere) şahitlik edendir.
Gerçekten bunda yüreği olanlar, kulak asanlar, görenler için kesin bir öğüt vardır.
İşte bu zikrolunan şeylerde pâk bir yüreği olan veya bu sûreyi dinlerken kulak veren kimseler hakkında ibret vardır.
Muhakkak ki bunda kalp/akıl²⁰ sahipleri, hazır bulunup da kulak verenler için bir hatırlatma/öğüt [zikrâ] vardır.
Hiç şüphesiz bunda, kalbi olan ya da bir şahit (hazır) bulunup kulak veren kimse için elbette bir uyarı ve hatırlatma vardır.
Hiç kuşkusuz bu anlatılanlarda, duyarlılığını yitirmemiş bir kalbi olan ya da açık yüreklilikle bu mesaja kulak verebilen kimseler için önemli bir uyarı, bir öğüt vardır.
Âhireti inkâr edenler, şunu bir kez daha düşünsünler:
O tam bir tanık iken, Kulak veren veya kalbi olan kimseler için bunda hatırlatmalar vardır.
Bu gibi toplu helâk olaylarında kafası çalışan, duymasını ve görmesini bilen herkes için unutulmayacak dersler vardır...
Şüphesiz anlattığımız gerçekleri dinleyecekler için dersler vardır. Kalbi gerçeklere yönelenler açıklananlardan öğütler alır.
Şüphesiz ki bunda (akıl eden) bir kalbi olan, yani [*]görerek ona kulak verenler için gerçeği hatırlatan (dersler) vardır.
Şüphesiz bu (Kitap)’ta, vicdanı olan ya da uyanık bir zihinle kulak veren kimse için gerçekten öğüt alınacak bir ders (zikir) vardır.
Bunda şüphesiz kalpleri açık olanlar, ²⁷ [yani] uyanık bir zihinle kulak verenler için bir uyarı vardır; ²⁸
Şüphesiz bunda, aklıselim olan ve sözü can kulağıyla dinleyip anlayan herkes için alınacak bir öğüt vardır. 12/111
Elbet bunda, (akleden) bir kalbe sahip olanlar için[⁴⁶⁹¹] ibretlik bir uyarı vardır; veya pür dikkat bir şahit olarak kulak verenler için…[⁴⁶⁹²]
Şüphe yok ki, bunda elbette bir öğüt vardır, kendisi için bir kalb olan veya kendisi şahid olarak kulak veren kimse için.
Elbette bunda, içinde bir kalb taşıyan veya zihnini derleyip toplayarak can kulağıyla dinleyen kimseler için alacak bir ders vardır.
Muhakkak ki bunda, kalbi olan, yahut şahid olarak (zihnini toplayarak dikkatle) kulak veren kimse için bir öğüt vardır.
Bunda hakâyık-ı tefekküre müste'id kalbi ve işitdiği şeyi anlamağa müsâ'id kulağı olan içün mev'iza ve 'ibret vardır.
Bunda, kalp[*] sahibi olan veya gidip (oraları bizzat) görerek anlatılanları dinleyen birinin aklından çıkmayacak bilgiler vardır.
Şüphesiz bunda, kalbi olana veya kulak verene ve şahit olana bir ibret vardır.
İşte bunda kalbi olan veya görerek kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.
Hiç kuşkusuz, bunda, kalbi olan yahut tam bir tanık olarak kulak veren için mutlak bir öğüt vardır.
bayıķ şunuñ içinde ögütlemekdür anuñ kim oldı anuñ göreli ya'nį 'aķlı yā ķulaķ duttı, ol ḥāżırken.
Şunda bu sūrede olan ḥaḳā‘iḳı düşünmege ḳalbi mezḳūr va‘ẓları diḳḳatle diñle‐mekle ḳulaġı olan kimse içün nice naṣīḥat vardır ḫuṣūṣan.
Şübhəsiz ki, bunda qəlb (ağıl) sahibi, yaxud (moizə edildiyi zaman bütün varlığı ilə) hazır olub (ona cani-dildən) qulaq asan kimsə üçün öyüd-nəsihət vardır!
Lo! therein verily is a reminder for him who hath a heart, or giveth ear with full intelligence..
Verily in this(4974) is a Message for any that has a heart and understanding or who gives ear and earnestly witnesses (the truth).
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |