17 Mart 2025 - 17 Ramazan 1446 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Kâf Suresi 27. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Kâle karînuhu rabbenâ mâ atġaytuhu velâkin kâne fî dalâlin ba’îd(in)

Arkadaşı, Rabbimiz der, onu, taşkınlığa ben sevketmedim ve fakat o, pek uzak bir sapıklık içindeydi.

(Dünyada iken) Onun yakın-dostu (olan saptırıcı) diyecek ki: "Rabbimiz, ben onu (zorla) kışkırtıp-azdırmadım. Ancak kendisi (Hakk’tan) uzak bir sapkınlık ve yoldan çıkmışlık içindeydi." (Benim haksız ve yanlış yolda olduğumu bile bile peşimden geldi.)

Arkadaşı olan şeytan dedi ki: “Rabbimiz, ben onu azdırmadım. Fakat onun kendisi sapıklığın kuyusuna dalmıştı.”

Onun arkadaşı şeytan:
“Ey Rabbimiz, ben onu azdırmadım. Fakat kendisi tamamen başına buyruk bir hayat, koyu bir cehalet, dalâlet ve bozuk düzen içindeydi.” der.

bk. Kur’ân-ı Kerim, 14/22.

Yakını der ki: "Rabbimiz! Onu ben azdırmadım. Fakat o uzak bir sapıklığın içindeydi."

Onun yakın-dostu (saptırıcı) dedi ki: 'Rabbimiz, ben onu kışkırtıp-azdırmadım. Ancak kendisi (haktan) uzak bir sapıklık içindeydi.'

(Onun dünyadaki) arkadaşı (olan şeytan şöyle) der: “- Ey Rabbimiz! Onu, ben azdırmadım; fakat kendisi uzak bir sapıklık içinde idi.”

O insana arkadaş olan (şeytan) da der ki: “Ey Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat o, büyük bir sapıklık içinde idi.

Arkadaşı diyecek ki: “Rabbimiz, onu ben azdırmadım. Onun kendisi, dönüşü olmayan bir sapıklık içindeydi.”

Arkadaşı diyecek ki: «Ey Tanrımız! Onu ben azdırmadım, o kendisi derin bir sapkınlık içersindeydi»

(Dünyada iken yanından ayrılmayan) şeytanı, “Rabbimiz! Onu ben azdırıp yoldan çıkarmadım. Bilakis kendisi, hakkın pek uzağında geri dönülmez bir sapıklık içindeydi” der.

Yanındaki (Şeytân) "Yâ rabbimiz bunı iğfâl iden ben değilim bu âdem derin bir dalâletde idi." diyecek.

Yanındaki şeytan: "Rabbimiz! Ben onu azdırmadım, fakat kendisi derin bir sapıklıktaydı" der.

Arkadaşı (olan şeytan) der ki: “Ey Rabbimiz! Onu ben azdırmadım, fakat kendisi derin bir sapıklık içinde idi.”

Yandaşı (şeytan), “Rabbim! Onu ben azdırmadım, o kendisi apaçık bir sapkınlık içinde idi” der.

Müşrikin arkadaşı (şeytan) der ki: Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi.

Arkadaşı, "Rabbim, ben onu azdırmadım; fakat o kendisi derin bir sapıklık içindeydi," der.

Yanındaki arkadaşı (şeytan) der ki: "Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi".

Arkadaşı der: ya rabbenâ onu ben azdırmadım velâkin kendisi uzak bir dalâl içinde idi

(Dünyada iken yanından ayrılmayan) arkadaşı (şeytanı) der ki: “Rabbimiz! Onu ben azdırmadım (doğru yoldan çıkarmadım), fakat kendisi derin bir sapkınlık içindeydi (ben onu küfre davet ettim o da icabet etti).”

Onun yakını: “Rabb'imiz! Onu ben azdırmadım, fakat o derin bir sapkınlık içindeydi.” der.

Arkadaşı (olan şeytan) «Ey Rabbimiz, onu ben azdırmadım. Fakat o, (zâten hakdan) uzak bir sapıklık içinde idi» dedi (ler),

Onun arkadaşı (olan şeytan): “Rabbimiz! Onu (ben) azdırmadım; fakat (o, haktan)uzak bir dalâlet içinde idi!” der.

Bunun üzerine o, şu yoldaşım beni azdırdı deyince) onun yakın (saptırıcı) yoldaşı der ki: “Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Ancak kendisi (haktan) derin bir sapıklık içindeydi. *

(*) Buradaki karin, 23. ayette geçen karin değildir. Buradaki karin dünyada iken kişiyi saptıran insi veya cinni şeytandır, 23. ayette ise, dünyada ik... Devamı..

Yakın arkadaşı “Rabbim o’nu ben azdırmadım. O sürekli uzak bir sapkınlık içinde idi.

Onun yoldaşı diyecek: "Ey çalabımız! Onu azdıran ben değilim. Ancak o oldum olası büyük bir sapkınlık içinde idi."

Onun yoldaşı [⁶] diyecek: «—Ey Rabbimiz! Yalan söylüyor, ben onu azdırmadım, fakat o, uzun uzadıya sapıklıkta kalmıştır».

[6] Yoldaşı şeytan veya nefs-i emaredir.

Onun yakınındaki der ki: “Rabbimiz! Onu ben azdırmadım. Fakat o, derin bir sapıklık içinde idi.”¹⁷

17 Krş. A’râf, 7/38; Zuhruf, 43/36

Onun yakın (saptırıcı) dostu der ki: “Rabbimiz! Ben onu kışkırtıp azdırmadım. Ancak kendisi (haktan) derin bir sapıklık içindeydi.”

Her inkârcı ateşe atılırken, kendisini sapıklığa sürükleyen arkadaşını suçlayacak. Bunun üzerine arkadaşı, “Ey Rabb’imiz!” diyecek, “Onu ben azdırmadım fakat kendisi zaten derin bir sapıklık içindeydi!”

Onun yakın arkadaşı: -“Rabbimiz! Onu azgınlaştırmadım; ama zaten uzaklaştıran bir sapkınlık içindeydi” dedi.

Şahidi: " Efendim! onu ben ayartmadım. O kendisi azdı " diyecek olur.

Arkadaşı hemen itiraz eder: "Ey Rabbimiz, onu ben azdırmadım o zaten derin bir sapıklık içindeydi."

Yakınındaki (şeytan): “Rabbimiz! Onu ben azdırmadım. Fakat kendisi derin bir sapkınlık içindeydi.” diyecektir. [*]

Benzer mesajlar: İbrâhîm 14:22; Meryem 19:85.

Onun arkadaşı¹ olan (şeytan) da: “Ey Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Zâten o, derin bir sapkınlık içerisindeydi.” der.

1 Yani, Dünyada ona musallat olup, âhirette beraber cehenneme gönderildikleri şeytanlaşmış arkadaşı.

İnsanın öteki kişiliği: ¹⁹ “Yâ Rabbi!” diyecek, “Onun aklını, bilincini ²⁰ kötülüğe bulaştıran ben değilim; [hayır,] ama o [kendi yüzünden] sapıklığa düştü!” ²¹

19 Lafzen, 23. ayette olduğu gibi, “onun yakın arkadaşı” (karîn): bu ifade, insanın ahlakî bilincini veya aklını göstermiş olabileceği halde (karş. yu... Devamı..

Güdümüne girdiği yoldaşı der ki: – Rabbimiz, onu azdırıp saptıran ben değildim, o zaten kendisi derin bir sapkınlığın içine düşmüştü. 34/31...39

Güdümüne girdiği (şeytanî öteki kişilik) diyecek ki, “Rabbimiz! Onu azdırıp saptıran ben değildim; kaldı ki o zaten derin bir sapıklığın içindeydi.”[⁴⁶⁸³]

[4683] İbn Abbas, Mücahid ve Katâde bu konuşanı “O kişi için görevlendirilen şeytan” olarak yorumlar (İbn Kesir).

O kâfirin arkadaşı (yoldaşı olan şeytan) o zaman: "Ey Rabbimiz, onu ben azdırmadım, o zaten derin bir sapıklık içindeydi" diye yalvarır. (Sorumluluktan kurtulmaya çalışır. Fakat özrü kabul edilmez ve..)

O’nun yakını olan der ki: "Ey Rabbimiz! Onu ben azdırmadım, fakat kendisi uzak bir sapıklık içinde idi. "

Arkadaşı der ki: «Ey Rabbimiz! Onu ben azdırmadım, velâkin o uzak bir sapıklık içinde bulunmuş idi.»

Yanındaki arkadaş: “Ya Rabbî, ” der, “onu ben saptırmadım, kendisi zaten haktan iyice uzak bir sapıklık içinde idi. ” [14, 22]

Yanındaki arkadaşı, şeytan onun cehenneme atılacağını anlayınca böyle diyecektir. Burada siyaktan, Allah’ın mahkemesinde bu iki yoldaşın birbirini suç... Devamı..

Yanındaki arkadaşı dedi ki: "Rabbimiz, ben onu azdırmadım, zaten o kendisi derin bir sapıklık içinde idi."

Onun arkadaşı olan şeytân veyâhud putı: "Yâ Rabbî! Ben onı tuğyân itdirmedim. O esâsen rahmetden uzak dalâletde idi." dir.

Beraberinde olan (suç ortağı) der ki: "Rabbimiz! Onu ben azdırmadım, ama o derin bir sapıklıktaydı".

Yanındaki der ki:-Rabbimiz, ben onu azdırmadım. Ama o, uzak bir sapıklık içindeydi.

Arkadaşı(3) der ki: “Rabbimiz, onu ben azdırmadım. O zaten derin bir sapıklıktaydı.”

(3) Şeytan. Bk. 4:38, 43:36. 43:38.

Yoldaşı dedi ki: "Rabbimiz, onu ben azdırmadım. Onun kendisi, dönüşü olmayan bir sapıklık içindeydi."

eyitti işi ya'nį şeyŧān “iy çalabumuz! azdurmadum anı velįkin. oldı azġunlıķ içinde ıraķ.”

O ḥālde şeyṭān beni iḍlāl itdi, diye bahāne itmekle şeyṭān dir ki: Yā Rabbenā onıben iġfāl itmedüm. Ol dürlü ḍalāletde olup ḥaḳḳı istimā‘ itmez.

Yoldaşı (Şeytan və ya öz nəfsi) deyəcəkdir: “Ey Rəbbimiz! Onu mən azdırmadım. Fəqət o özü haqq yoldan çox azmışdı!”

His comrade saith: Our Lord! I did not cause him to rebel, but be was (himself) far gone in error.

His Companion(4961) will say: "Our(4962) Lord! I did not make him transgress,(4963) but he was (himself) far astray."

4961 See last note. But some people understand by "Companion" here an evil associate in the world, an evil one who misled. 4962 Our Lord. One man spea... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.