19 Ocak 2025 - 19 Receb 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mâide Suresi 93. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Leyse ‘alâ-lleżîne âmenû ve’amilû-ssâlihâti cunâhun fîmâ ta’imû iżâ mâ-ttekav veâmenû ve’amilû-ssâlihâti śümme-ttekav veâmenû śümme-ttekav veahsenû(c) va(A)llâhu yuhibbu-lmuhsinîn(e)

İman edip iyi işlerde bulunanlara; çekindikleri, inandıkları ve iyi işlerde bulundukları, sonra gene çekinmede devam ettikleri, inançlarını güttükleri, sonra da gene çekinip durdukları ve iyilik ettikleri takdirde haram edilmeden önce yedikleri şeyler yüzünden bir vebal yok ve Allah iyilik edenleri sever.

İman edenler ve salih ameller işleyenler için; (Allah’tan) korkup (küfür, zulüm ve kötülükten) sakındıkları, iman ettikleri ve salih amellerde bulundukları, sonra (ayakları kaysa bile tekrar Allah’tan) korkup (O’na itiraz ve isyandan) sakındıkları ve iman ettikleri ve (yeniden nefsi ve şeytani dürtülere kapıldıktan) sonra (yine sürekli) korkup (Allah’ın gazabından) sakındıkları ve (ihsan ve cihad ehli olarak) iyilik (ve istikamet) üzere bulundukları takdirde, (yasaklanmadan önce) tattıkları (ve bulaştıkları kötülükler) dolayısıyla kendilerine bir sorumluluk yoktur. Allah muhsinleri (mesuliyetlerini dikkatle yerine getiren iyilik ehlini) sevendir. (Samimiyetle tevbe edip iman ettikten sonra, önceki cahiliye sürecinde ve sisteminde işlenen kötülükler affedilecektir.)

İman edip, doğru ve yararlı işler yapanlar, yollarını Allah'ın kitabı ve elçisi ile buldukları ve gerçekten inanıp, doğru ve yararlı işler yaptıkları sürece, haram olunmazdan önce yedikleri şeylerde bir günah yoktur. Yeter ki, hayatlarını Allah'ın kitabıyla düzenlemeye çalışsınlar, iman etmeye devam etsinler ve hayatlarını Allah'ın kitabı vasıtasıyla tanzim etmeye daha da özen göstersinler ve iyilik yapmakta arzulu ve kararlı davransınlar. Çünkü Allah, iyilik yapanları sever.

İman edenlerin, (cihada benzer) salih amel işleyenlerin, takva esaslarına-Kur'an esaslarına dayalı düzeni benimseyerek Allah'ın emirlerine muhalefetten-Allah'ın azabından korundukları, Allah'a, Rasulüne ve Kur'ana iman ettikleri, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirdikleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağladıkları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak oldukları, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işlemeye devam ettikleri müddetçe, daha önceki yediklerinden-içtiklerinden, bağımlı oldukları şeylerden dolayı kendilerine bir günah yoktur.
Yine, iman edenlerin, (cihada benzer) salih amel işleyenlerin, takva esaslarına-Kur'an esaslarına dayalı düzeni benimseyerek Allah'ın emirlerine muhalefetten-Allah'ın azabından korundukları, Allah'a, Rasulüne ve Kur'ana iman ettikleri sürece de, daha önce yediklerinden- içtiklerinden, bağımlı oldukları şeylerden dolayı bir günah yoktur.
Gene, İman edenlerin, (cihada benzer) salih amel işleyenlerin, takva esaslarına-Kur'an esaslarına dayalı düzeni benimseyerek Allah'ın emirlerine muhalefetten-Allah'ın azabından korundukları, iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıttıkları, samimiyetle ibadet ettikleri, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek oldukları, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcadıkları, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yaptıkları sürece de, daha önce yediklerinden-içtiklerinden, bağımlı oldukları şeylerden dolayı bir günah yoktur.
Allah iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan müslümanları, müslüman idarecileri, askerî erkânı sever.

bk. Kur’an-ı Kerim, 7/31.

İman edip salih ameller işleyenler için (kötülüklerden) sakındıkları, iman edip salih ameller işledikleri, sonra yine sakındıkları ve iman ettikleri, sonra yine sakındıkları ve iyilikte bulundukları takdirde önceden tatmış olduklarından dolayı bir sorumluluk yoktur. Allah iyilik sahiplerini sever.

İman edenler ve salih amellerde bulunanlar için korkup-sakındıkları, iman ettikleri ve salih amellerde bulundukları, sonra korkup-sakındıkları ve iman ettikleri ve sonra (yine) korkup-sakındıkları ve iyilikte bulundukları takdirde (yasaklanmadan önce) yedikleri dolayısıyla bir sorumluluk yoktur. Allah, iyilik yapanları sever.

İman edip sâlih âmeller işleyenler üzerine, bundan böyle sakındıkları ve güzel işlere devam ettikleri, sonra takva ve imanlarında kökleştikleri, daha sonra bu takva ile beraber güzel işlerle meşgul oldukları takdirde, önceden (haram kılınmazdan evvel) tattıkları şeylerde, üzerlerine bir günah yoktur. Allah, iyilik yapanları sever.

İman edip de amel-i salihte bulunanların tattıklarında onlara bir günah yoktur. Sakındıkları takdirde, inanıp ibadet görevlerini yerine getirdikleri takdirde, sonra daha da sakınıp inandıkları takdirde, sonra daha da sakınıp bütün güzellikleri (ve ibadetleri) yaptıkları takdirde.. Şüphesiz Allah sakınıp da güzel ameller yapanları sever.

İnanıp iyi işler yapanlara, bundan böyle kötülüklerden korunup inandıkları ve iyi işler yaptıkları, sonra korunup inandıkları, sonra yine korunup iyilik ettikleri takdirde, daha önce yediklerinden ötürü bir günah yoktur. Allah, güzel davrananları sever.

İnanmış olanlarla, yararlı iş görenimi — inanında durarak, iyi işler gördükçe, sakınarak inandıkça, yine sakınarak iyilik ettikçe— haram olandan önceki yedikleri sorulmaz, Allah sever iyilik eyliyenleri

İman edip doğru ve yararlı işler yapanlar; Allah'a karşı gelmekten sakındıkları ve arkasından iman edip güzel davranışlar sergiledikleri, sonra Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle yaşayarak imanda kemale erdikleri, daha sonra Allah'ın emrettiği şekilde hayatlarına devam ederek güzellikler sergiledikleri takdirde, daha önce tattıkları haram yiyecek ve içeceklerden dolayı sorumlu tutulmazlar. Hiç kuşkusuz Allah, güzel davranışta bulunanları sever.

Îmân idenler ve a’mâl-i sâlihada bulunanlar memnû’ olan et’ımeden harâm olmazdan evvel yediklerinden dolayı mücrim olmıyacaklardır. Eğer Allâh’dan korkarlar ve a’mâl-i hasenede bulunurlar ise Allâh muhsinleri sever.

İnananlara ve yararlı iş işleyenlere, -sakınırlar, inanırlar, yararlı işler işlerler, sonra haramdan sakınıp inanırlar ve sonra isyandan sakınıp iyilik yaparlarsa- daha önceleri tatmış olduklarından dolayı bir sorumluluk yoktur. Allah iyi davrananları sever.*

İman edip salih ameller işleyenlere; Allah’a karşı gelmekten sakındıkları, iman ettikleri ve salih amel işledikleri, sonra Allah’a karşı gelmekten sakındıkları ve iman ettikleri, sonra yine Allah’a karşı gelmekten sakındıkları ve iyilik ettikleri takdirde, daha önce tatmış olduklarından dolayı bir günah yoktur. Allah, iyilik edenleri sever.

İman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapanlara, günahlardan sakındıkları ve imanlarını koruyup iyi işler yapmayı sürdürdükleri, sakınmaya devam edip imanlarına bağlı kaldıkları, hem günahlardan sakınıp hem en iyiyi yapmaya çalıştıkları takdirde daha önce yiyip içtiklerinden ötürü bir günah yoktur. Allah, iyi ve güzel davrananları sever.

İman eden ve iyi işler yapanlara, hakkıyle sakınıp iman ettikleri ve iyi işler yaptıkları, sonra yine hakkıyle sakınıp iman ettikleri, sonra da hakkıyle sakınıp yaptıklarını, ellerinden geldiğince güzel yaptıkları takdirde (haram kılınmadan önce) tattıklarından dolayı günah yoktur. (Önemli olan inandıktan sonra iman ve iyi amelde sebattır). Allah iyi ve güzel yapanları sever.

İnanıp erdemli işler yapanlar, emirlere uyarak inanıp erdemli davrandıkları, günahlardan sakınıp inandıkları ve yine sakınıp iyilik yaptıkları sürece yediklerinden ötürü kendilerine bir günah yoktur. ALLAH iyi davrananları sever.

İman edip salih amel işleyenler, Allah'tan korktukları, imanlarında sebat ettikleri, salih amel işlemeye devam ettikleri, sonra Allah'tan sakındıkları, imanlarından ayrılmadıkları, yine Allah'tan korktukları ve iyilikte bulundukları müddetçe, daha önce yediklerinden dolayı kendilerine bir günah yoktur. Allah iyilikte bulunanları sever.

İyman edib de salâhlı salâhlı işler yapan kimseler bundan böyle sakındıkları ve iymanlarında sebat ile salih salih işlerine devam eyledikleri, sonra takvâlarında ve iymanlarında rüsuh buldukları, sonra bu takvâ ile beraber her yaptığını güzel yapan ihsan mertebesine erdikleri takdirde mukaddema tattıklarında kendilerine bir beis yoktur, Allah muhsinleri sever

Îmân edip sâlih ameller işleyenler, Allah’tan korkup îmânlarında sebat ederek sâlih amel yaptıkları, sonra (aynı kararlılıkla) Allah’tan korkup îmân üzere devam ettikleri ve sonra (yine) Allah’tan korkup ihsan halinde bulundukları sürece, (harâm olunmadan) önce yiyip içtikleri şeylerden dolayı bir günah yoktur. Allah ihsan sahiplerini sever.

İman eden ve sâlihâtı yapan¹ kimselere; takvâlı² oldukları, iman edip sâlihâtı yaptıkları sürece, daha önce yiyip içtikleri o şeylerden dolayı bir sorumluluk yoktur. Bundan böyle takvalı olup, iman ettikleri ve yine takvalı olup iyilik yaptıkları takdirde, bilin ki Allah, muhsin³ olanları sever.

1- Bozuk olan şeyi düzeltmeye çalışmak, düzeltici olmak, yapıcı olmak, iyi olmak, düzeltmeye teşvik etmek, iyiye yönlendirmek. 2- Allah\ın buyrukla... Devamı..

İman edib de güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar — (Bundan sonra haram olan şeylerden de) sakındıkları, îman (larında sebat ile) iyi iyi işlere devam etdikleri, sonra (haram edilen şeylerden dâima) sakınıb (haram olduklarına iyice) inandıkları ve yine sakınmakda devam ve ısrar ile güzel işler (i arayıb onlar) la iştigal eyledikleri takdirde — (haram kılınmazdan evvel) tatdıklarında üzerlerine hiç bir suç yokdur. Allah, iyi hareket edenleri sever.

Îmân edip sâlih ameller işleyenlere, (haramlardan) sakınıp îmân ettikleri ve sâlihameller işledikleri, sonra (günahlarda ısrar etmekten) sakınıp (onların haram olduğuna iyice) inandıkları, sonra (bütün haramlardan) da sakınıp iyilik ettikleri takdirde,(kendilerine haram kılınmadan önce) tattıklarından dolayı bir günah yoktur. Çünki Allah, iyilik edenleri sever.(1)

(1)İçkiyi yasaklayan Mâide Sûresi’nin 90-91. âyet-i kerîmeleri nâzil olunca, Resûlullah (asm)’a daha evvel içki içip içkili iken ölmüş olanların hâlle... Devamı..

İman etmiş ve salih (iyi, güzel ve yararlı) işler yapmış olanlara bundan böyle (kötülüklerden) sakınıp inandıkları ve iyi işler yaptıkları, sonra (yasaklardan) korunup (onların yasaklığına) inandıkları ve yine korunup iyilik ettikleri takdirde (daha önce) tattıkları (yiyip içtikleri) şeylerde kendilerine bir günâh yoktur. Ve Allâh (daima) iyilik yapanları sever. *

(*) Bu ayet Mâide-90. ayetteki haramları işler vaziyette ölenlerin durumuna dair bir hüküm içermekte ve henüz yasaklar söz konusu olmadan ölenlerin da... Devamı..

İman edip, salih (doğru) ameller yapanlara, Allah’dan sakınıp doğru işler yapmaya devam ettikleri sürece, sonra (yeri geldiğinde) tekrar korunup iman eder ve yine sırası geldiğinde sakınıp iyi ve güzel işler yaparlarsa (daha önceki) yiyip içtiklerinden dolayı sorumlulukları yoktur. Allah iyilik ve güzel şeyler yapanları sever.

İnanıp da iyilik işliyenlere haram kılınmadan önce yediklerinden dolayı suç yoktur. Elverir ki inanır, iyilik işler kimseler olsunlar, sonra yine sakınıp inansınlar, iyilik ede dursunlar. Allah iyilik edenleri sever.

İman edip iyi iş işleyenlere, sakınıp inanmada ve iyi iş işlemede, yine sakınıp inanmada, nihayet sakınıp iyi iş işlemede bulundukça haram kılınmadan evvel tenavül ettikleri şeyde bir beis yoktur. Allah iyi iş yapanları sever.

İnanıp iyi ve yararlı işler yapanlar üzerine; sorumluluk bilinci taşıdığı ve inanarak iyi ve yararlı işler [sâlihât] yaptığı sürece, yine sorumluluk bilinci taşıdığı ve iman ettikleri sürece ve yine sorumluluk bilinci taşıyıp iyilik ettikleri sürece (daha önceki) tattıklarından/yediklerinden dolayı bir günah yoktur.³⁰ Allah iyilik edenleri [muhsinîn] sever.

30 İçkinin haram kılınmasından önce şehit olmuş bir arkadaşlarının durumunu soran bir sahabeye cevap olarak gelen ayettir (Taberî).

İman edenler ve salih amellerde bulunanlar için korkup sakındıkları, iman ettikleri, salih amellerde bulundukları, sonra sakındıkları ve iman ettikleri ve sonra (yine) sakındıkları ve iyilikte bulundukları takdirde (yasaklanmadan önce) yedikleri dolayısıyla bir sakınca yoktur. Allah, ihsan sahiplerini sever.

Daha önce iman edip doğru ve yararlı işler yapanlara, günaha girmekten titizlikle sakındıkları ve bundan böyle aynı kararlılıkla iman edip güzel davranışlar gösterdikleri sürece, önceden yiyip içtikleri şeylerden dolayı bir günah yoktur. Yeter ki, herhangi bir yiyecek veya içeceğin yasaklığını bildiren ilâhî hükmü öğrendikten sonra, yine kötülüklerden korunmaya devam etsinler, yeni tanıştıkları her ayete yeniden iman etsinler ve sonra da, ömürlerinin sonuna kadar fenâlığın her çeşidinden kaçınarak ellerinden geldiğince iyilik yapmaya devam etsinler.
Hiç kuşkusuz Allah, güzel davrananları sever.
Ve kimlerin bu sevgiye lâyık olduğunu sizlere de göstermek üzere, kullarını imtihân eder:

Sakınıp korundukları, iman ettikleri ve Salih Ameller’i işledikleri, evet yine sakınıp korundukları ve iman ettikleri, yine sakınıp korundukları ve iyilik yaptıkları sürece, iman etmiş ve Salih Ameller’i işlemiş (İyi İşler’i yapmış) kimseler üzerine, tadıp yedikleri şeylerde günah yoktur. Muhsinler’i / İyilik-Güzellik Edenler’i Allah sever.

İnanıp yararlı faaliyetlerde bulunanlar, İslâm'a girmeden önce yiyip içtiklerinden sorumlu değildirler. Tabi kendilerini sağlama almaya ve yararlı faaliyetlerde bulunmaya devam kaydıyla. Bu gibiler, ara sıra inançlarının; ara sıra da iyiliklerinin sağlamasını yapmalıdır. Allah, iyilik sevdalılarını sever...

İman edip iyi güzel işler yapanlar, Allah’tan sakındıkları, imanlarında sebat ettikleri, iyi güzel işler yapmaya devam ettikleri, sonra Allah’tan sakındıkları, imanlarından ayrılmadıkları, yine Allah’tan sakındıkları ve iyilikle iyi güzel şeyler yaptıkları müddetçe; daha önce yiyip içtiklerinden dolayı kendilerine bir günah yoktur. Allah güzel davrananları sever.

[Takvâ]lı (duyarlı) olup iman ettikleri ve iyi işler yaptıkları, sonra (yine) [takvâ]lı (duyarlı) olup iman ettikleri, sonra da (bunu devam ettirerek) [takvâ]lı (duyarlı) olup güzel davrandıkları sürece (haram kılınmadan önce) tattıklarından dolayı iman edip iyi işler yapanlara herhangi bir vebal yoktur. [*] Allah güzel davrananları sever.

Bu ayet Mâide 5:90. ayetteki haramları işler vaziyette ölenlerin durumuna dair bir hüküm içermekte ve henüz yasaklar söz konusu olmadan ölenlerin daha... Devamı..

(Allah’ın istediği gibi) îman edip, (inandığı) iyi işleri yaşayanlar Allah’tan hakkıyla sakınıp (Allah’ın istediği gibi) îman edip (inandıkları) iyi işleri yaşadıkları, sonra Allah’tan hakkıyla sakınıp îman ettikleri, sonra da Allah’tan hakkıyla sakınıp iyi yaşadıkları sürece, daha önce yediklerinden dolayı kendilerine bir günâh yoktur.¹ Elbette Allah, iyilikte bulunanları sever.²

1 Şarabın haram kılınması ile ilgili ayet nâzil olduktan sonra Ashab: “Ey Allah’ın Rasulü! Ya bundan evvel vefat eden ve şarab içmiş bulunan kardeşler... Devamı..

İmana ermiş olup doğru ve yararlı işler yapanlar, Allah’a karşı sorumluluk bilinci duydukları ve [gerçekten] inanıp doğru ve yararlı işler yaptıkları sürece her istediklerinden serbestçe yararlanabilirler: ¹⁰⁸ yeter ki Allah’a karşı sorumluluk bilinci duymaya ve iman etmeye devam etsinler ve Allah’a karşı sorumluluklarının bilincine daha çok varsınlar ¹⁰⁹ ve iyilik yapmakta arzulu ve kararlı davransınlar. Allah iyilik yapanları sever.

108 Lafzen, “her yediklerinde” yahut “tattıklarında” (fî-mâ ta‘imû) bir günah yoktur.” Öncelikli anlamı “yemek yedi” olan ta‘ime fiili, hem yeme ve iç... Devamı..

İman edip, imanın gereği güzel işler yapanlara; günahlardan sakınarak, imanda sebat edip doğru ve güzel işler yapmaya devam ettikleri müddetçe, geçmişte içki içme ve kumar geliri yemelerinden dolayı bir sorumluluk yoktur. Sonra sorumlu davranır ve iman eder ve de sakınarak iyilik yaparsa işte Allah, böyle iyilik edenleri sever. 20/82

İman edip sâlih amel işleyenler, takva ehli oldukları, iman edip sâlih amel işlemeye devam ettikleri sürece, (önceden) tattıklarından dolayı sorumlu tutulmayacaklardır;[⁹⁸⁴] yeter ki takvada ve imanda, dahası, takvada ve iyilikte kararlı olsunlar: Zira Allah iyileri sever.

[984] İçki haram kılınmadan önce şehid olan arkadaşlarının durumunun ne olacağını soran sahabeye cevap olarak indiği zikredilmiştir (Taberî).... Devamı..

İman edip salih amel işleyenler, Allah'tan korktukları, imanlarında sebat ettikleri, salih amel işlemeye devam ettikleri, sonra Allah'tan (azabından) sakındıkları, imanlarından ayrılmadıkları, yine Allah'tan korktukları ve iyilikte bulundukları takdirde, geçmişte kalacak! (yasaktan önce içtikleri içkide) günah yoktur. Allah güzel davrananları sever.

Ayette iman ve güzel amel iki defa, takva ise üç defa zikredilmiştir ki bu, takvanın üç mertebesine işarettir, üçüncüsünde iman, ihsâna tebdil edilmiş... Devamı..

İman edip salih ameller işleyenlere; Allah’a karşı gelmekten sakındıkları, iman ettikleri ve salih amel işledikleri, sonra Allah’a karşı gelmekten sakındıkları ve iman ettikleri, sonra yine Allah’a karşı gelmekten sakındıkları ve iyilik ettikleri takdirde, daha önce tatmış olduklarından dolayı bir günah yoktur. Allah, iyilik edenleri sever.

İmân edip de sâlih sâlih amellerde bulunanların üzerine ittika edip de mü'min bulundukları ve güzel güzel işleri işledikleri, sonra da muttakî oldukları ve imân eyledikleri, sonra da ittikada bulunarak ihsan yaptıkları takdirde (evvelce) tatmış oldukları şeyde bir günah yoktur. Ve Allah Teâlâ muhsin olanları sever.

İman edip iyi ve yararlı işler yapanlara, bundan böyle Allah'a karşı gelmekten sakındıkları ve imanlarında sebat ile iyi ve yararlı işlerine devam ettikleri, sonra takvâları ve imanları tam sağlamlaşıp kökleştiği, daha sonra da bu takvâ ile beraber, başkalarına iyilik eden ve her yaptığını güzel yapan ihsan mertebesine erdikleri takdirde, daha önce yiyip içtiklerinden dolayı kendilerine bir vebal yoktur. Allah da böyle güzel davrananları sever. [7, 31]

Âyette takvâ ve iman şartının üç kere tekrarlanması, çeşitli tefsirlere vesile olmuştur. Mesela: ilk cümlede: “Şirkten sakınıp Allah’a iman ettikleri ... Devamı..

İnanıp iyi işler yapanlara -bundan böyle (kötülüklerden) korunup inandıkları ve iyi işler yaptıkları, sonra (yasaklardan) korunup (onların yasaklığına) inandıkları ve yine korunup iyilik ettikleri takdirde (daha önce) yediklerinden ötürü bir günah yoktur. Allah güzel davrananları sever.

Îmân idüb sâlih 'ameller işleyen kimseler üzerine, harâmdan sakınub eyi işler işledikleri ve harâm olan şeylerin hurmetine inanub sakındıkları ve bunda sâbit olub eyilik iyledikleri takdîrde evvelce yedikleri ve içdikleri şeylerden günâh yokdur. Allâh eyilik idenleri sever. [²]

[2] Şarâb ve kumârın harâm idildiği âyet nâzil oldukda ashâb-ı kirâm "Yâ Rasûlallh şarâb içdikleri ve kumâr oynadıkları halde vefât iden kardaşlarımız... Devamı..

İnanıp güvenen ve iyi işler yapanlar, yiyip içtikleri şeyden dolayı sorumlu tutulmazlar[*]. Bu, çekindikleri, inanıp güvendikleri ve iyi işler yaptıkları, yine çekindikleri, inandıkları yine de çekindikleri ve güzel davrandıkları takdirde böyledir. Allah güzel davrananları sever.

İman edip, doğruyu yapanlara; çekinip, iman eder ve doğruları işlerlerse daha önce tattıklarından dolayı bir günah yoktur. İman ederek korunurlar, sonra yine iyiye yönelerek kendilerini korurlarsa, Allah, iyiye yönelenleri sever.

İman edip güzel işler yapanlar, bundan böyle haramdan sakınıp iman ederek güzel işler yaptıkları, sonra takvâlarında ve imanlarında sebat ettikleri, sonra da takvâlarını daha da güzelleştirerek iyilik yaptıkları takdirde, daha önce tatmış oldukları şeylerden dolayı onlara bir günah yoktur.(26) Çünkü Allah iyilik yapan ve iyi kulluk edenleri sever.

(26) Bu âyet içki, kumar gibi kötülüklerin haram edilmesinden önce bunları işleyen ve bir kısmı da bu yasaklardan önce ölen mü’minlerin durumu hakkınd... Devamı..

İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara; bundan böyle korunup iman ederek iyi işler yaptıkları, sonra takvaya sarılıp imanda kemale erdikleri, sonra bir mertebe daha korunup güzellikler sergiledikleri takdirde, daha önce tatmış olduklarından ötürü hiçbir günah yoktur. Allah, güzel düşünüp güzel davrananları sever.

yoķdur anlaruñ üzere kim įmān getürdiler daħı işlediler eyü işler yazuķ anuñ içinde kim yidiler ķaçan śaķındılar ya'nį kāfirliķden daħı įmān getürdiler daħı işlediler eyü işler. andan śaķındılar. daħı įmān getürdiler. andan śaķındılar daħı eyü işlediler. daħı Tañrı sever eyü işleyicileri.

Yoḳdur ol kişiler üstine ki īmān getürdiler, daḫı eylük eylediler yazuḳ,anuñ içinde yidiler, içdiler; ḳaçan ṣaḳınsalar ve ḳorḳsalar Tañrıdan ve īmān ge‐türseler, daḫı eylük eyleseler, andan ṣoñra Tañrıdan ḳorḳsalar, īmān getür‐seler andan ṣoñra Tañrıdan ḳorḳsalar, daḫı yaḫşılıḳ eyleseler. Daḫı Tañrı severyaḫşıları.

İman gətirib yaxşı işlər görənlərə pis əməllərdən çəkinib iman gətirdikləri, saleh əməllər etdikləri, sonra pis əməllərdən çəkinib iman gətirdikləri, sonra yenə də pis əməllərdən çəkinib yaxşı işlər gördükləri təqdirdə, (haram edilməmişdən əvvəl) daddıqları (yeyib içdikləri) şeylərdən ötrü günah tutulmaz. Allah yaxşı iş görənləri sevər!

There shall be no sin (imputed) unto those who believe and do good works for what they may have eaten (in the past). So be mindful of your duty (to Allah), and do good works; and again: be mindful of your duty, and believe; and once again: be mindful of your duty, and do right. Allah loveth the good.

On those who believe and do deeds of righteousness there is no blame for what they ate (in the past), when they guard themselves from evil, and believe, and do deeds of righteousness,- (or) again, guard themselves from evil and believe,- (or) again, guard themselves from evil and do good. For Allah loveth those who do good.(798)

798 There is a subtle symphony in what appears at first sight to be a triple repetition. The relation of such simple regulations as those of food, or ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.